YEREL HABERLER - 22 Ağustos 2017 Salı 21:26

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan marka vurgusu

A
A
A
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan marka vurgusu

Milas Ekonomisinin Öncüleri Ödül Töreni’ne katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Milas’ın zenginliğiyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, daha büyük kazanım için markalaşmaya önem verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Milas Ekonomisinin Öncüleri Ödül Töreni’ne katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Milas’ın zenginliğiyle büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, daha büyük kazanım için markalaşmaya önem verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.


Milas Ticaret ve Sanayi Odası, dün geniş bir katılımla Milas Ekonomisinin Öncüleri Ödül Töreni düzenledi. Törene; Muğla Valisi Esengül Civelek, Milas Kaymakamı Eren Arslan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Garnizon Komutanı Albay Cenk Erataç, Milas Emniyet Müdürü Turgay Ava, Ak Parti İlçe Başkanı Levent Akyer, Milas Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Eşref Arslan, Milas Arkeoloji Müzesi Müdürü Gülnaz Savran, oda başkanları, STK temsilcileri ve çok sayıda işadamı katıldı. Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren MİTSO Başkanı Reşit Özer, odanın gerçekleştirdiği faaliyet ve girişimlerden söz etti. Zeytinyağında coğrafi işaret tescil belgesi, Milas ürünlerinin büyük marketlerde yer alması gibi konularda açıklama yapan Özer, oda üyelerinin taleplerini çözüm mercilerine rapor ettiklerini söyledi.


“MİLAS MÜTHİŞ ZENGİNLİĞE SAHİP”


Başkan Özer’in ardından kürsüye gelen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ilçenin kültür turizmi, tarımsal ürünleri, doğası ve geliştirilebilir sanayisiyle ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Milas’ın zenginliğiyle büyük bir potansiyele sahip olduğuna vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, daha büyük kazanım için markalaşmaya önem verilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “Bugün Milas’ta olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Milas, Türkiye’nin ve turizmin yeni parlayan yıldızı olma potansiyeline sahiptir. Müthiş bir potansiyeli vardır. Milas, dünyada 27 tane antik kente birden sahip başka şehir var mı bilmiyorum. Dünyada 27 antik kente sahip tek şehir benim bildiğim Milas’tır. Müthiş bir hazinenin üzerinde oturuyorsunuz. Burada 3 bin yıllık bir kültür birikimi var. 3 bin yıldır insanlar burada ve hepsi müthiş bir miras bırakmıştır. Bugün sizlerle beraber o mirasın üzerindeyiz ve Milas’ımıza aslında baktığımız zaman turizmin her türlü imkânına sahip. Ovası, denizi, güzel sahilleri, kıyıları, gölü, ormanları, dağları, zeytinliklerinden tutun her türlü özelliğinin hangi birini saysam ki. Bu kadar zenginliğin bir arada olduğu başka bir yer var mı bilmiyorum.”


Konuşmasına devam eden Hisarcıklıoğlu, “Hem bu kadar zenginliğe sahip olacaksın hem de bu kadar mütevazi olacaksın. Bu Milas’ın ayrı özelliğidir. Bizler, ülke olarak ve şahıslar olarak Milas’ın tam değerini bilemesek de bunu başkaları görüyor. Milas’ın gerçek değerini. Ünlü denizbilimci Kaptan Cousteau’nun "Dünyada bir cennet arıyorsan, işte Gökova!"der. Siz çok şanslısınız ve çok zengin bir coğrafyadasınız. Bir de benim geldiğim İç Anadolu’yu görseniz. Oralarla, Milas’ı mukayese edebilme şansımız bile yok. Taşı, toprağı ve çalışkan insanları var. OSB yakın zamanda faaliyete geçecek. Milas’ın bizim için bir başka özelliği de zengin mermer sektörüne sahip olması. Mermer sektörü ile beraber OSB’nin faaliyeti artacak. Milas’ın ekonomisinin temel direği, zeytin ve zeytinyağıdır. Coğrafi işaret tescil belgesi, yıllardır Milas’ın zeytinin ve zeytinyağının tescillendiği bir belgedir. İnşallah bundan sonraki hedef bunu Avrupa’ya taşımaktır. Bu konuda TOBB olarak ben her türlü desteği vereceğim. Esas olarak uluslar arası alanda tescillenmiş bir markaya sahip olmaktır.” dedi.



Milas’ın çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve bunun değerinin bilinmesi gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, son olarak şunları ifade etti: “İşte o zaman zeytin ve zeytinyağımız bugün 1 lira ediyorsa, yarın 10 lira edecek. Aradaki fark, marka farkıdır. Milas’ta markalaşacak o kadar çok önemli ürünler var ki. Ama Milas şu anda markalaşmaya önem vermiyor. Markalaşırsanız, 1 lira yerine 10 lira kazanırsınız. Milas’ın değerini bilip şehrimizi markalaştırmamız lazım. Kültür balıkçılığında Türkiye’nin en önde gelen şehirlerimizden biridir Milas. Levrek ve çipuranın 3’te 2’si Türkiye’de Milas’ta üretiliyor. Kültür balıkçılığında, bayram sonunda KDV’lerin eşitlenmesi ve Türk özel sektörün üzerindeki yüklerin azaltılması için Maliye Bakanıyla beraber çözeceğimize inanıyorum. Milas halısının coğrafi tescili için uğraşıyoruz. Milas halısının coğrafi tescili kapatılan Sümerbank’taydı. MİTSO’nun bize gelen talebi doğrultusunda, Milas halısının tescilinin alınması için Maliye Bakanımızla görüştük. Talebimizi olumlu karşıladı ve çalışmalar başladı.”


Hisarcıklıoğlu’nun ardından kürsüye Muğla Valisi Esengül Civelek geldi. Civelek, “Tarihi, kültürel değerleri ve doğal güzellikleriyle, güçlü mermer sanayisiyle ve her türlü gelişime ve gelişmeye açık Milas’ımızın sosyoekonomik kültürel gelişimine katkı sağlayan MİTSO’yu gönülden kutluyorum.” dedi.


Konuşmaların ardından Milas Ekonomisinin Öncüleri Ödül Töreni’ne geçildi. Ödül töreninde; vergi, kadın girişimci ve en çok işçi istihdamı dalındaki çeşitli ödüller sahiplerini buldu. Ödülleri, Muğla ve Milas protokolü takdim etti.


MİTSO tarafından Hisarcıklıoğlu’na Milas halısı hediye edilirken, Muğla Valisi Civelek’e de çeşitli hediyeler verildi.


Program, ödül takdiminin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Toz bulutu sandılar, gerçek sonra anlaşıldı Tokat’ta Yeşilırmak Mahallesi’nde bulunan sanayi yolunda beklenmedik bir olay meydana geldi. Bir arı kolonisi, yolda sürü halinde görüntülendi. Mobilya mağazasının önündeki süs bitkisinde toplanan arılar, çevredeki esnaf ve vatandaşlar arasında tedirginliğe yol açtı. Durumu fark eden esnaf, arılara sakinleşmeleri için su vererek yardımcı oldu. Ancak arı sürüsünün dağılma belirtisi göstermemesi üzerine bölgedeki arıcılar devreye girdi. Bölgeye özel kıyafetlerle gelen arıcılar, arı sürüsünü kontrol altına almak için harekete geçti. Şerbet ile birlikte bir karton koliye yerleştirilen arılar, bölgeden uzaklaştırıldı. Yetkililer, koloninin daha güvenli bir alana taşınarak bal üretimi için kullanılacağını belirtti. “Arılar saldıracak sandık” Arıların toz bulutu gibi cadde üzerinden geldiğini söyleyen Tuğrul Eray, “Arılar toz bulutu halinde gelerek mağaza önünde durdu. Biz bir şey mi oldu diye korktuk. Erkek arı oğul verdiği için bunlar sokmuyormuş. Süs ağacında durdular. Arıcı arkadaşı çağırdık. Kendisi de geldi 10 dakika içerisinde arıları topladı. Ama arılar ilk geldiğinde buradan geçenler korktu. Vatandaşlar arılar saldıracak sandı ama bir şey olmadı. Biz de su verdik” dedi. Arıcılıkla uğraşan Serkan Arslan ise arıların oğul verdiği için tehlikeli olmadığını söyleyerek şerbetle toplayarak götürdü.
Van İnci kefalinin zorlu göçü başladı Van Gölü’nde yaşayan binlerce inci kefalinin, su sıcaklığının yeterli seviyeye yükselmesiyle üremek için akışın tersine yüzerek tatlı sulara göçü başladı. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan, yılın belli döneminde üremek için suyun akışının tersine yüzerek, tatlı sulara göç eden inci kefallerinin zorlu yolculuğu başladı. İnci kefali, Van Gölü’nün yaşayan ve üreme dönemi olan 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında neslini sürdürmek için tatlı sulara göçü başladı. Seyrine doyumsuz görüntülerin ortaya çıktığı göç sırasında inci kefalleri, önlerine çıkan engelleri uçar gibi zıplayarak aşıyor. Gölün tuzlu ve sodalı suyundan derelerdeki tatlı sulara ulaşmak için suyun akışının tersine yüzen, karşısına çıkan engelleri zıplayarak geçmeye çalışan balıklar, her yıl bu mevsimde görsel şölen sunuyor. Balıkların neslini sürdürebilmek amacıyla ortaya koyduğu mücadeleyi izlemek için de her yıl binlerce yerli ve yabancı turist kente geliyor. “Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte göç çok sıkıntılı geçti” Konuyla ilgili açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Son yıllarda ülkemiz genelinde görülen kuraklığın yansımaları Van Gölü havzasında da ortaya çıktı. Bunun en büyük etkisi yaz aylarında Van Gölü’ne dökülen akarsuların debilerinde çok ciddi düşüşler oldu. Su yönetiminde yapılan yanlışlarla beraber Van Gölü’ne dökülen en büyük akarsulardan birisi olan Bendimahi Çayı, göl ile buluşamadı. Özellikle 2 bin yılından günümüze kadar olan süreçte yaz mevsiminde çok sıkıntılı geçti. Van Gölü’nde yaşayan ve endemik bir tür olan inci kefali yaşamını her ne kadar Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı sularında sürdürse de üreme dönemi olan Nisan ve Temmuz aylarında sürüler halinde Van Gölü’nden tatlı sulara yani göle dökülen akarsulara önemli bir göç gerçekleştiriyor. Şayet akarsularda yeterli su bulamazsa sağlıklı bir üreme gerçekleştirmesi söz konusu değil. Havzamızda 20 bine yakın insan Van Gölü inci kefali balıkçılığından geçimini sağlıyor. Bu sebepten dolayı yaz mevsiminde akarsularda su bulunması hayati bir öneme sahip” dedi. “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde” 2 bin yılından itibaren akarsu debilerinin çok sıkıntılı geçtiğinin ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Bu sene suyumuz son 4 yılın en yüksek seviyelerinde. Yani akarsularda su debisi yüksek. Ümit ediyoruz ki Temmuz ayına kadar bu debi hafif düşüşler olsa da bu şekilde devam eder. İşte bu noktada koruma çalışmaları daha da büyük bir öneme sahip. Çünkü akarsuda su var, milyarlarca balık gelecek, bizim bu balığı kaçak avcılardan korumamız lazım. Bu noktada koruma çalışmaları sorunsuz bir şekilde aksamadan yürütülmeli ve elde edilen kazanımlar kaybedilmemesi lazım. Koruma çalışmalarının yakından takipçisi olacağız. Sağlıklı bir üreme yapılabilmesi için bütün ekolojik unsurlar tam olarak yerinde işte bu noktada akarsu kenarlarında ve yol kontrollerinde jandarmanın, merkezlerde polisin ve zabıta ekiplerinin etkin bir görev alması lazım. Şayet bunu sağlayamazsak suyumuzun çok fazla olması anlam ifade etmeyecek" dedi.
İstanbul Dilan ve Engin Polat, iş yeri kurşunlama davasında hakim karşısına çıkacak Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de aralarında bulunduğu 11 sanık bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde hakim karşısına çıkacak.Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlanacak.İddianamedenKüçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Dilan Polat’ın sosyal medya hesabından yayınladığı bir videodaki konuşmasında Banu Parlak’a tehdit mesajı gönderdiği açıklanmıştı.İddianamede bu mesajdan kısa bir süre sonra Dilan ve Engin Polat’ın aldığı ortak karar ile sanık Engin Polat’ın müştekinin iş yerine silahlı saldırı düzenlenmesi için Gürcistan’daki bağlantıları vasıtasıyla kamuoyunda "Daltonlar" çetesi olarak bilinen silahlı organize suç örgütünün firari yöneticilerinden Beratcan ve Batın Can Gökdemir’le iletişim kurduğu aktarılmıştı. Gökdemir kardeşlerin de İstanbul’da özel olarak kiralanan hücre evinde eyleme hazır vaziyette bekleyen sanıklar Batuhan İnci, Yunus Emre Yıldız, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç ve İsmail Emre Arifoğlu’na talimat verdiği iddianamede belirtilmişti.İddianamede, iş yerinin kurşunlandığı ve bu nedenle dış cephesinde bulunan 5 camın 4’ünün değiştiği, saldırı sebebiyle toplam zararın 45 bin lira olduğu kaydedilmişti.Olayın ardından şikayetçi olan Banu Parlak, kendisini öldürtmek isteyen Polat ailesinden şikayetçi olmuştu. Dilan Polat ise ifadesinde, tehdit içerikli görüntüdeki konuşmaları Parlak için söylemediğini, kendisine sözlü saldırıda bulunanlara genel olarak çektiğini savunmuştu.Sanık Engin Polat ise saldırıyı sosyal medyadan duyduğunu, saldırıdan 2 gün önce Banu Parlak’ın sosyal medyadan açıklama yapıp kendilerini suçladığını savunarak, bunu kimin yaptığını bilmediğini anlatmıştı.İddianamede, Polat çiftinin "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme" ve "mala zarar vermeye azmettirme" suçlarından toplamda ayrı ayrı 2 yıl 4 aydan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.Haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Barış Boyun, Beratcan ile Batin Can Gökdemir için ise "silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit", "mala zarar verme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapis cezası istenmişti.İddianamede, diğer sanıklar Batuhan İnci, İsmail Emre Arifoğlu, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç, Yunus Emre Yıldız ve Sezgin Polat’ın farklı suçlardan 2 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Trabzon Ertuğrul Doğan: "Amacımız bu sezon kupayı kazanmak" Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, böyle bir sezonda tek amaçlarının Trabzonspor’a kupa kazandırmak olduğunu söyledi. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ertuğrul Doğan, TSYD Trabzon Şubesi’nin yeni yönetim kuruluna yaptığı hayırlı olsun ziyaretinde basın mensuplarıyla sohbet etti. Doğan, ekonomik anlamda kulübün ilk günlerde yaşadığı çok kötü günleri geride bıraktığını ve önlerine daha umutla baktıklarını belirtti. Yönetime talip olurken zorlukları da çok iyi bildiğini ifade eden Doğan, "Artık sezon sonuna yaklaşıyoruz. Trabzonspor için başarı her zaman şampiyonluk. Bunun dışında bir şey benim gözümde de camianın gözünde de yok. Tüm yaşadığımız zorluklara karşın ligde 3. sıradayız. Böyle bir sezonda şu andaki tek amacımız Trabzonspor camiasına kupa kazandırabilmek" şeklinde konuştu. Doğan, yeni sezonun planlamasını çok dikkatli bir şekilde yaptıklarını da dile getirerek, "Önümüzdeki günlerde transferin büyük kısmını bitirmeyi planlıyoruz. Sezona kampa hazır bir kadroyla, teknik ekibin tamamının onay verdiği hazır bir kadroyla başlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla işin o tarafını hocamız ve ekibiyle hızlı bir şekilde ilerliyoruz. İşin zor kısmını gördük. Bundan sonra çok daha farklı müjdeleri camiamıza verebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Beklentilerimiz ve çalışmalarımızın tamamı bu yönde. Önümüzde üçüncülük yarışı ve kupa mesaisi var. Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” dedi.