GENEL - 07 Eylül 2017 Perşembe 17:03

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı:

A
A
A
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı:

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, zor dönemlerin sendikası olduklarını ve zor dönemlerde ciddi sınavları vererek geçtiklerini söyledi.

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, zor dönemlerin sendikası olduklarını ve zor dönemlerde ciddi sınavları vererek geçtiklerini söyledi.


Eğitim-Bir-Sen Muş Şube Başkanlığı İl Divan Kurulu toplantısı yapıldı. Sendika binasında düzenlenen toplantıya Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava ile sendika üyeleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mahir Barışan, Muş şubesi olarak sendikanın belirlediği misyon ve vizyon dahilinde faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiklerini belirterek, "Bu yıl hedefimiz 7 bin çalışanımızdan en az 4 bininin teveccühünü kazanmak. Bunun için çalmadık kapı gitmediğimiz iş yeri bırakmayacağız. İnşallah hep beraber yönetim kurulumuz ile beraber bu hedefimizi gerçekleştireceğiz" dedi.



"Kurulduğumuz günden bu yana hak ve emek mücadelesi verdik"


Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı ise, sendika olarak kuruldukları günden bugüne hep hak ve emek mücadelesi verdiklerini söyledi. Ramazan Çakırcı, "Bu mücadele neticesinde geldiğimiz nokta son derece önemli. Tabi, bu mücadeleyi verirken sadece biz emeğin, özlük haklarının mücadelesini vermedik. Aslında aynı zamanda özgürlüğün, özgürlüklerimizin de mücadelesini verdik. Malumunuz, kurulduğumuz 1992 yılından bugüne kadar, ülkemiz birçok badire atlattı ve atlatmaya devam ediyor. Bu süreçte, sendika olarak çok ciddi anlamda inisiyatif almış olduk. Zor dönemlerin sendikası olduk ve zor dönemlerde ciddi sınavları vererek geçtik" dedi.



"Ülkemiz üzerinde ciddi operasyonlar yapıldı"


"Son dönemde ülkemiz üzerinde çok ciddi operasyonlar yapıldı" diyen Çakırcı sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bazen içerde, bazen dışarıda operasyonlar yapılmakta. Suriye üzerinden operasyonlar yapılmakta, içerde terör üzerinden operasyonlar yapılmakta. Aslında bu, bölgemizin ciddi anlamda bir savaş içerisine girdiğinin de göstergesi. Yani küresel güçlerin, bu bölge üzerinde çok ciddi plan ve projeler yürüttükleri malum. Suriye’de yaklaşık 5 yıldır bir sıcak çatışma devam ediyor. Bölgemiz, 30 yıla yakın PKK terör örgütü üzerinde bir süreç devam ediyor ve bölge insanı, ülkemiz insanı yıldırılmaya çalışılıyor. Buna rağmen biz, ülke insanları olarak dimdik ve diri bir şekilde ayaktayız. Ayakta olmakla birlikte tüm mazlum coğrafyalarına da umut veriyoruz. Gittiğimiz, coğrafyalarda şunu görüyoruz, Türkiye diriyse, Türkiye ayaktaysa, biz de diriyiz, biz de ayaktayız. Buradaki cesaretli oluşumuzun da İslam coğrafyasında, insanlıktan payını almış coğrafyalarda da ciddi bir cesarete vesile olmuş olduk."



"İnsanlığın vicdanı olan ülkeler, insanlar sıkıştırılmaya çalışılıyor"


Arakan’da Müslümanlara yapılan katliama da dikkat çeken Çakırcı, "Son dönemlerde Myanmar’daki katil Budistlerin yapmış oldukları katliamları sonrası Türkiye’nin çıkışı, dünyada çok ciddi anlamda ses getirdi. Burada bizim atacağımız bir adım, Endonezya’da, Malezya’da, Fas’ta, Senegal’de, yani İslam coğrafyasının en doğusundan en batısına kadar hemen karşılık buluyor. Küresel sisteme, kürsele düzene karşı bizim omuz omza daha diri, daha iyi olmamız gerekir. Bunda da sendika olarak bize çok ciddi iş düşüyor. Siyaset kendi mecrasında mücadelesini veriyor, biz de kendi mecramızda mücadelemizi vermeliyiz. Biz biliyoruz ki, küresel güçler, işgalci güçler, İslam dünyası üzerinden sürekli bir zafiyet oluşturup varlıklarını sürdürme gayretindeler. Yakın tarihte Katar’da bunu gördük. Katar üzerinden Türkiye sıkıştırılmaya çalışılıyor, Pakistan sıkıştırılmaya çalışılıyor. Kısacası insanlığın vicdanı olan ülkeler, insanlar sıkıştırılmaya çalışılıyor. İşte buradan bizim teşkilat olarak diri durmamız son derece önemli" diye konuştu.



Toplu sözleşme


Toplu sözleşme masasına hazırlıklı oturduklarını da ifade eden Çakırcı, "Biz bir emek hareketiyiz, emek hareketi olarak da geçen ay toplu sözleşme imzaladık. Toplu sözleşmeye ciddi hazırlıklarla katılımımız oldu. Bunu, kamu çalışanlarının taleplerini dikkate alarak toplu sözleşme masasına gittik ve toplu sözleşme masasında da ülkenin şartları, ekonomik durumlarını dikkate alarak hükümeti sıkıştırabildiğimiz kadar sıkıştırdık, gelebileceğimiz en olumlu rakama geldik ve imza attık. Hedeflediğimiz rakam elbette bu değildi. Biz bundan daha fazlasını hak ettiğimizi düşünüyoruz ve burada da hak ettiğimizin bir kısmını almış olduk. İnşallah bundan sonraki süreçlerde de daha önceki yıllarda olduğu gibi yeni kazanımlar ekleyerek yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


Çakırcı, konuşmasının ardından Eğitim Bir Sen Muş Şube Başkanı Mahir Barışan’ı, teşkilatçılıkta kısa sürede gösterdiği başarıdan dolayı plaketle ödüllendirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Hisarcıklıoğlu: “Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana’nın yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında olduğunu belirterek, “Sürdürülebilir olması için iş birliği içinde, stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturulmalıdır” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleri ile bir araya geldi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, kentin sanayi potansiyeli ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Adana’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir sanayi merkezi olduğunu vurguladı. Kendisinin ve TOBB’un Adana’nın sanayi alanındaki gelişimini yakından takip ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şehrin sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve yenilikçi projelerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Adana, Anadolu’nun sanayileşmesinin lokomotif illerinden biridir. Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında yer alıyor. Ancak, bu başarı sadece bugüne ait değil, aynı zamanda gelecekte de sürdürülebilir olmalıdır. Bunun için, sanayi odaları, yerel yönetimler ve iş dünyası iş birliği içinde olmalı ve stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturmalıdır” dedi. Ayrıca, teknolojik dönüşümün öneminin altını çizen Hisarcıklıoğlu, Adana’nın dijitalleşme ve yenilikçilik konularında da öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı ayrıca, Adana’nın sahip olduğu coğrafi konumun ve lojistik altyapısının, uluslararası ticarette önemli bir avantaj olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nın üyelerinin yaşadığı sektörel sıkıntıları ve taleplerini dinleyerek, çözüm odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Üyelerin karşılaştığı sorunların çözümü için iş birliği ve dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için Adana’nın öneminin giderek artacağını belirtti. Adana olarak büyük bir değişimin ve dönüşümün eşiğinde olduğunu belirten Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’mız, yüzyılı aşkın bir süredir edindiği sanayi kültürü ile kentimizde çok çeşitli üretimin gelişimini desteklemiştir. Bugün, otomotivden elektronik karta, makineden mobilyaya, gemiden, tekstilde, yemeklik yağdan, kimya ürünlerine kadar yüzlerce farklı alandaki üretimiyle dünya pazarlarında yer almaktadır. TEPAV tarafından yapılan çalışmada Adana, Türkiye’de gelişim potansiyeli yüksek iki ilden biri olarak gösterilmiştir. Bu ilin gelecekteki konumu açısından önemli bir mesaj niteliğindedir. Adana’mız, toplam 5 yeni organize sanayi bölgesi, 15’e yakın küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak en önemli illerin başında yer alacaktır. Şimdilik 100 milyon metrekarenin üzerinde alanı sanayiye açıyoruz. Adana’mız bu yatırım alanların faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ikinci bir Marmara bölgesi olacaktır” dedi.