GENEL - 02 Kasım 2017 Perşembe 13:48

Meral Akşener: "Ben artık Ahlatlı oldum"

A
A
A
Meral Akşener: "Ben artık Ahlatlı oldum"

Bitlis’in Ahlat ilçesinde bir ev satın alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben artık Ahlatlı oldum, kendimi Ahlatlı hissediyorum" dedi.

Bitlis’in Ahlat ilçesinde bir ev satın alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Ben artık Ahlatlı oldum, kendimi Ahlatlı hissediyorum" dedi.


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bitlis’in Ahlat ilçesini ziyaret etmek için beraberindekilerle havayoluyla Muş’a geldi. Muş Havalimanında gazetecilere açıklamalarda bulunan Akşener, Ahlat’a sözü olduğunu ve bu sözü yerine getirmek için burada olduğunu belirterek, "2010’da buraya gelmiştim. Referandum çalışması kapsamında Muş ve Bitlis’e daha evvel defalarca geldim. Ahlat ve Adilcevaz’ı da ziyaret etmiştim. Referandumda buraya geldiğimde, sonuçlara göre yol alacağına dair arkadaşlarla konuşmamız oldu. Bir parti kurma yoluna gidilecekse Ahlat’ta bir ev satın alacağımı, Ahlatlı olacağımı, mutlaka 2 bayramın birini ailemle birlikte, yol arkadaşlarımla birlikte Ahlat’ta geçireceğimi söyledim. Ahlat; tarihimizin, Anadolu’ya girişimizin önemli bir simgesi. Bizi, biz yapan değerlerin şekillendiği bir yer ve Selçuklu mezarlarını gezdiğiniz zaman, Ahlat’ı gerçek anlamda kokladığınız zaman kendinize dönüyorsunuz" dedi.



"Bu bölgenin müthiş bir potansiyeli var"


Bölgenin müthiş bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Akşener, "Ahlat üzerinden Muş’a, Bitlis’e, Van’a, Bingöl’e diğer şehirlerimize dikkat çekmek ve buranın özellikle de bacasız sanayi dediğimiz turizm sektörünün çok büyük potansiyeli var. Bu potansiyeli burada gerçekleştirebilir miyiz? Bir diğer yönü de budur. Ama en önemlisi de sözdür. Ben artık Ahlatlı oldum, kendimi Ahlatlı hissediyorum" şeklinde konuştu.


Akşener, buradaki açıklamasının ardından beraberindeki heyetle birlikte Bitlis’in Ahlat ilçesini ziyaret etmek için Muş’tan ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.