GENEL - 20 Nisan 2018 Cuma 08:52

Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Küçükyılmaz: “15 Temmuz gecesi istikrar ve İstikbal mücadelesiydi”

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Küçükyılmaz: “15 Temmuz gecesi istikrar ve İstikbal mücadelesiydi”

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde düzenlenen ’15 Temmuz Yeniden Diriliş’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde düzenlenen ’15 Temmuz Yeniden Diriliş’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz, 15 Temmuz’da verilen mücadelenin istikrar ve istikbal mücadelesi olduğunu söyledi.


NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen konferansa, Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Nevşehir İl Jandarma Komutanı Jandarma Kurbay Albay Yüksel Yiğit, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erdoğan Çiçek ve Prof. Dr. Fatma Karipcin, Genel Sekreter ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Abdulkadir Uzunöz, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Edip Avşar üniversite personeli, öğrenciler ve davetliler katıldı.


Konferansta konuşan Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz, “İçinden geçtiğimiz günler bugünler, tarihin hızlı aktığı günler. Etrafımıza olanlara baktığımız, kendi ülkelerimizde baktığımız zaman aslında baş döndürücü zamanlardan geçiyoruz. Çinlilerin deyimiyle ilginç zamanlar. Onlar birilerine beddua etmek istedikleri zaman ‘İlginç zamanlar yaşayasın’ derlermiş. Biz hakikaten ilginç zamanlarda yaşıyoruz ve bu ilginç zamanlarda yaşarken bir taraftan ufka bakıyoruz yani bozgunda dahi fetih rüyaları gören bir milletiz çünkü. Bir taraftan da ayağımız hemen önündeki taşlara takılmamak için pürdikkat ilerlemeye çalışıyoruz. Yani biz iki şeyi bir arada yapmaya çalışıyoruz. Rahmetli Erbakan’ın güzel bir sözü vardı. Derdi ki; Bizim işimiz kayayı zirvenin tepesine çıkarmak, onların işi ise zirveden aşağı yuvarlamak. Hakikaten biz derken bin yıldır daha önce başka hiçbir milletin ayakta kalamadığı bu milleti kastediyor. Bizim işimiz hakikaten bugün olduğu gibi geçmiş tarih boyunca da zor olmuş, kolay işlere pek talip olmamışız. Şimdi bu daha fazla böyle. Özellikle 2009 yılının Ocak ayında küresel sistemi alt üst eden bir olay yaşandı. Hani Tayyip Erdoğan ilk siyasete atıldığında, işte başbakan olduğunda hep medyada onunla ilgili söylenen alaycı ifade ile ‘Ya Tayyip Erdoğan yabancı dil bilmiyor, ne yapacak, muhatapları ile nasıl anlaşacak?’ deniliyordu. Biz geçmişte dil bilenlerin anlaştığını ve ülkeyi nerelere sürüklediğini gördük ve yaşadık. Tayyip Erdoğan geldi ve 2009 yılının Ocak ayında iki kelime İngilizce ile ‘ONE MINUTE’ ifadesi ile dünya sistemine bir mesaj verdi. Bu mesajı dünyayı sistemi, onu yönettiğini düşünenler küresel siyasetin temel aktörü olduğunu düşünenler çok iyi aldılar ve algıladılar. Bu mesajı birileri daha anladı, bizim içimizdekiler. Ben o günlerde Çankaya Köşkünde çalışıyordum ve Çankaya Köşkünün koridorlarında işte bugün FETÖ mensubu olarak tabir ettiğimiz ve o zamanlar cemaat dediğimiz kişiler kendi içlerinde fısıldaşmaya başladılar. Özellikle; Tayyip Erdoğan çok büyük yanlış yaptı Peres’e. Sen kim, Peres’e ayar vermek kim. Sen kim, dünya sistemine ayar vermek kim. Bunu karşılıksız bırakmazlar. Onun yanında durmayın, artık onun sonu geldi’ diyorlardı. Bunun bir benzerini de 2010 yılında Mavi Marmara olayını arkasından 17-25 Aralık olayını gerçekleştirmekten sakınmadılar ve çekinmediler. 2012 yılı 7 Şubat’ta bu ülkenin başına yine Ankara’nın koridorlarında olanların çok açık bir şekilde fark edebildiği ama Anadolu’daki insanların henüz tam anlamıyla ne olduğunu anlayamadığı bir takım işler geldi bu ülkenin başına. Neydi o? MİT Müsteşarı tutuklanmak üzere ifadeye çağrıldı. O dönem Başbakanımız olan Erdoğan’ın tamda ameliyat masasına yatacağı zaman bu olay gerçekleşti. Fakat ameliyat masasına yatmadan evvel gereken talimatları vererek yine orada feraset ile basiret ile bu krizin önü alındı.


IMF’ye borcumuzu ödedikten bir ay sonrada Gezi olayları yaşandı ve Gezi olayları sırasında da işin özellikle medya planında bunun uluslararası medyaya aktarılması aşamasında biz FETÖ terör örgütünün bugün ne kadar etkin bir rol aldığını biliyoruz.


Tarih biz yaşarken yazılır, ama biz öldükten sonra okunur. Bizim tarihimize özellikle baktığımızda genelde bir takım aktörler sürükler. Biz tarihimize dönüp bakıp da adlandırırken daha çok isimlerle, aktörlerle adlandırma eğilimindeyizdir. İşte bugünlerde tarihinin çok önemli bir dönemecindeyiz, tarihin ç ok önemli bir virajındayız. Bu yazılıyor ve kaydediliyor ve bakalım geleceğe nasıl kalacak. Bunu anlayabilmek için biraz geçmişe gidip, geçmişte neler olduğuna kısaca bakıp, o gün için o şartlarda nasıl algılanmış bugün biz o dönemi nasıl algılıyoruz ona bakmamız lazım.


Tarihimizde nice anlatılan zaferler aslında bir masal değil, hakikatin tam kendisidir. Bizim milletimiz bin yıldan fazladır bu topraklarda ve bizlerde önceki medeniyetlerden, devletlerden, toplulukların ömrü 100 yılı, 200 yılı ve 300 yılı geçmemiştir. Fakat biz Selçuklu’suyla, Osmanlı’sıyla ve Cumhuriyeti ile bin yıldır bu topraktayız. Ve bin yıldır bu topraklardan atılmak istememize rağmen buradayız. Bizi farklı kılan şeyler var. Bunlardan bir tanesi Müslüman ülkelerin başında gelen iman ve şahadet sevgisidir. Bu milletin ölümden korkmaması şehitlik mertebesine ulaşma sevgisidir. Bizim milletimiz gidip gelmişcesine ahirete iman ediyor ve hesap gününe inanıyor. Bu çok büyük bir özelliktir. 15 Temmuz gecesi ben Jandarma Genel Komutanlığı önünden aracımla geçip Külliyeye girmeye çalışırken etrafımda yüz kadar genç vardı. Ve onlara nereden geldiklerini sorduğumda bana hep Ankara’nın kenar mahallerinden geldiklerini söylediler. Nereye gittikleri sorduğumda içinden biri ’Şehadete gidiyoruz abi şehadete’ dedi. O anda itibaren içimde zerre kadar tereddüt varsa ise onun da kalmadığını fark ettim ve gözlerimden yaşlar boşaldı. O şerefli Türk ordusunun şerefli üniformasını giymiş hainler tarafımdan aracım çevrilmek istendi. Ama ben arabamın kazına basarak Külliyeye ulaştım. Yine Külliyenin etrafına bakındığımda her yerde o gençleri, o insanları gördüm. Ve kendi kendime dedim ki Çanakkale denilen destan gerçekmiş. Çanakkale öylesine bir masal, öylesine sıradan bir destan değilmiş, kanla yazılmış ve cesaretle dokunmuş destan imiş. Onu o gece açık bir şekilde gördüm. O geceyi ekranlarının başında izlemek zorunda kalanlar bile yerinde duramadı, yerinde duramadı. Düşmanın nerede olduğunu ve ne yapalım diye bizleri arayan yüzlerce insanlar oldu. İşte bu milletin birinci özelliği iman ve o imandan kaynaklanan cesaret ve şahadet arzusudur.


Biz beka kaygısıyla bu topraklarda kaldık, biz çocuklarımıza daha iyi bir ülke bırakmak için bu topraklarda ayaklarda kaldık. İşte değerli kardeşlerim bizim 15 Temmuz’da verdiğimiz mücadele bir istikrar ve istikbal mücadelesiydi. Bu millet o gece bu mücadeleden alnının akıyla çıktı” diye konuştu.


Küçükyılmaz’a konuşmalarının ardından teşekkür eden Rektör Bağlı, günün anısına kendilerine plaket takdiminde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak: "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ’57’nci Alay Vefa Yürüyüşü’ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57’nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı. Sabah namazı kılındı Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00’yı gösterdiğinde harekete geçti. Atalarına yürüdüler Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57’nci Alayı Conkbayırı’na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı’nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos’taki, Sakarya’daki, 15 Temmuz’daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
Kütahya Kütahya’da silah ticareti operasyonu: 6 gözaltı Kütahya ve Afyonkarahisar’da kaçak silah ticareti yapanlara yönelik 7 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde silah ticareti yapan şahısların tespitine yönelik Asayiş Şube ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından yapılan koordineli çalışma sonucu, Afyon’dan silah bulundurma ruhsatı ile birlikte yasal yoldan silah satın alan şahısların Kütahya’ya getirdikleri silahları sattıkları ve satışı gerçekleştirdikten sonra da hırsızlık süsü vererek çalındığı yönünde müracaatta bulundukları tespit edildi. E.D. (37), E.D. (39), Y.V. (32) ve B.M. (23) isimli şahıslar hakkında projeli teknik ve fiziki takip çalışması neticesinde yapılan ara yakalamada, toplam 66 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ele geçirildi. Hakkında çalışma başlatılan 4 şüpheli şahsın 2 ayrı şahıs ile silah ticareti konusu ile ilgili olarak irtibatlı olduğu tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması ve soruşturmaya konu başkaca suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla Kütahya İl merkezinde 6 şüpheli şahsın yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi için Kütahya il merkezinde 4 adres, jandarma sorumluluk bölgesi olan Siner Mahallesi’nde 3 adres olmak üzere toplamda 7 adreste yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 6 şüpheli şahıs yakalandı. Yapılan arama neticesinde, 2 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, 127 adet tüfeği kartuşu, 13 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve 5 adet tabanca şarjörü ele geçirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 6 şüpheli şahıs hakkında adli işlem başlatıldı.