YEREL HABERLER - 29 Temmuz 2015 Çarşamba 13:55

UMKE Ekibi Toroslarda Kurtarma Tatbikatı Yaptı

A
A
A
UMKE Ekibi Toroslarda Kurtarma Tatbikatı Yaptı

Niğde’nin Ulukışla İlçesi Darboğaz Kasabası Karagöl Mevki’inde Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) ekibi kurtarma tatbikatı düzenledi. Niğde’den 27 UMKE personeli, Nevşehir’den 4 UMKE personeli toplamda 31 UMKE personeli ile eğitim ve tatbikat gerçekleştirildi.
Niğde Sağlık Müdürü Dr. Yılmaz Yücel’in yönettiği tatbikat gerçeği aratmazken, UMKE ekiplerinin gösterdiği performans ise göz doldurdu. Sağlık Müdürü Yılmaz, Niğde’nin coğrafi yapısı ve dağcılık turizmine elverişli olması nedeni ile zaman zaman dağcı kazaları, suda boğulmalar, sel felaketleri ve toplu trafik kazaları gibi olaylar meydana geldiğini belirterek, "Bilgi, beceri ve eğitimini sürekli geliştiren Niğde UMKE il içi ve il dışında meydana gelebilecek olağan veya olağan dışı durumlarda aktif olarak görev almaya devam edecektir” dedi.
Yılmaz, "Son yıllarda ülkemizde ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan afetler, sağlık sistemlerinin afetlere ve acil durumlara hazırlıklı olmasının önemini gözler önüne sermiştir. Özellikle 1999 Marmara depreminden sonra UMKE’nin ihtiyacını ortaya çıkarmış Ülkemiz genelinde 2003 yılından itibaren yapılanmaya başlanmıştır. UMKE ekibi, afet veya olağan dışı durumlarda aldıkları özel eğitim ve donanımla, kazazedelere olay yerinde, en kısa sürede imkan ve kabiliyetlerini kullanarak uygun yöntemlerle medikal müdahale etmek ve kurtarmak,Kurtarılan kazazedeleri, en kısa sürede ileri acil tedavi ünitelerine naklini sağlamak üzere ambulanslara, uygun nakil araçlarına ve görevlilerine teslim etmek, Afetler ve olağan dışı durumlarda diğer sağlık ekiplerinin sunduğu tıbbi yardımların yeterli olmadığı durumlarda ve alanlarda, ekibin kendi donanım, personel ve eğitim imkanları dahilinde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine destek vermek, Olay yerinde sağlık hizmetlerinin yönetimini yapmak, triaj, tıbbi müdahale, nakil hazırlıkları, haberleşme ve kayıt yapmak, Afet birimi ve diğer yerler ile gerekli iletişimi ve bilgi akışını sağlamak, Faaliyetleri kapsamında ilgili kurum, kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak, gerekli hallerde, yurtdışında meydana gelen afet ve olağan dışı durumlarda sağlık hizmetlerinde görev almak” diye konuştu.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlimizin coğrafi yapısı ve dağcılık turizmine elverişli olması nedeni ile zaman zaman dağcı kazaları, suda boğulmalar, sel felaketleri ve toplu trafik kazaları vb. olaylar meydana gelmektedir. Bu kapsamada; 2015 yılı UMKE faaliyet planları doğrultusunda İlimiz Ulukışla İlçesi Darboğaz Kasabası Karagöl Mevki’inde 24 ve 26 Temmuz tarihinde kamp düzenlenmiştir. Kampa İlimizden 27’UMKE personeli, Nevşehir İlinden 4 UMKE personeli toplamda 31 UMKE personeli ile eğitim ve tatbikatlarla kampımız gerçekleştirilmiştir. Kamp süresince; Kamp brifingi, şok tatbikatı ve tatbikat değerlendirilmesi, temel kampçılık ve çadır kurulumu eğitimi, zor şartlarda hayatı idame ettirme eğitimi, Kondisyon yürüyüşü ve değerlendirilmesi, ip sürüş teknikleri eğitimi, arazide hasta taşıma teknikleri eğitimi, UMKE medikal çanta eğitimi, Temel Yaşam Desteği eğitimi, deprem konulu eğitimler, arazide yön bulma eğitimi, gece tatbikatı ve intikal eğitimi, arazide yaralı kurtarma tatbikatı, olay yeri yönetimi eğitimi konulu eğitimler ve tatbikatlar yapılmıştır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece Belediyesi’nden kentin belleğine anlamlı katkı Küçükçekmece Belediyesi, ilçedeki mahallelerinin zengin kültürel dokusunu, tarihini ve gündelik yaşamını anlatan özel bir kitap serisini, düzenlediği lansman ile kamuoyuna tanıttı. Küçükçekmece Belediyesi, ilçedeki mahallelerinin zengin kültürel dokusunu, tarihini ve gündelik yaşamını anlatan özel bir kitap serisini, düzenlediği lansman ile kamuoyuna tanıttı. Küçükçekmece Belediyesi kültür yayınları kapsamında literatüre kazandırılan “Benim Semtim, Benim Mahallem” isimli 6 ciltlik kitap serisinin lansmanı, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısına, Proje Koordinatörü Hakkı Zariç, Yazar Kübra Yeter, Gazeteci- Yazar Özlem Temena, Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, mahalle muhtarları, kitaba katkı sunan mahalle sakinleri ve çok sayıda Küçükçekmeceli katıldı. Belediye kütüphanelerinde de yerini aldı Küçükçekmece’deki 21 mahallenin renkli hikayelerini, sıcak komşuluk ilişkilerini, tarihi ve kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak için oluşturulan “Sefaköy, Fatih, Halkalı, İkitelli, Cennet, Kanarya” isimli kitapların yazarlığını, Kübra Yeter, Hakkı Zariç, Cenk Kolçak, Özlem Temena, Rojhat Turgut yaptı. ‘Benim Semtim, Benim Mahallem Küçükçekmecem’ isimli envantere, Küçükçekmece Kütüphanelerinden de ulaşılabilir. “Kentin geçmişini bilmek, o kentle bağ kurmamızı sağlıyor” Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, “Oturduğumuz yerin geçmişini bilmek o yerle bağ kurmamızı sağlıyor. Bu kitabı kentin geçmişini ve hikayesini gelecek nesillere aktarma konusunda çok önemsiyoruz. Küçükçekmece’ye baktığımızda eski bir ilçe. Banliyönün olduğu kilometre 24’ün olduğu bir ilçe. Bu hat olduğu için şehir içi sayılacak bir yer. Biz Küçükçekmece’de göl ile başlayarak, kentin envanterini çıkarttık. Küçükçekmece’deki kuş türlerinden, tarihi eserlerine, edebiyatından, Osmanlı belgelerine ve burada yaşamış önemli isimlere kadar pek çok alanda 23 adet kitap hazırladık. Biz aslında bu envanterlerle, Küçükçekmece’de kültür müdürlükleri sadece konser, tiyatro yapmaz dedik. Siz Küçükçekmeceliler olmasaydı böyle bir şey hazırlamak mümkün olmazdı. Emeği geçen yazarlarımıza ve sizlere, Belediye Başkanımız Kemal Çebi ve şahsım adına teşekkür ederim” diye konuştu. “Küçükçekmece’nin edebiyatımıza, sinemamıza birçok katkı sunduğuna şahit olduk” Proje Koordinatörü, Yazar Hakkı Zariç ise, “Bu kitapları hazırlarken Küçükçekmece’de sahaya indiğimizde çok fazla şeyle karşılaştık, anlatamayacağım kadar çok hikaye birikti içimizde. Muhtarlarımız ve mahallelerimizin yerlileriyle bu mahallelerin geçmişini, sevincini, mutluluklarını, üzüntülerini, acılarını konuştuk. Yeri geldi acının belleğini de oluşturduk. Buradan yolu geçmiş önemli edebiyat isimlerine, yönetmenlere yer verdik. Küçükçekmece’nin bir yaşam ve kültürel zenginlik sunduğu gibi edebiyatımıza, sinemamıza, sanatımıza da birçok katkı sunduğunu görüyoruz. Biz de bu kitaplarda bunu sizlerle paylaştık. İyi ki Küçükçekmecelilerle tanıştık. Bize kültürel, kişisel, entelektüel alanda çok şey kattılar. Çok teşekkür ederiz” dedi. “Her defasında farklı bir renge ulaştık” İkitelli ve Cennet kitaplarının yazarı Özlem Temena ise, “ Bu proje bize ilk geldiğinde Küçükçekmece Belediyesi bize bir yumak verdi. Biz o yumağı sara sara her seferinde farklı bir renge ulaştık. Biz aslında bu renkleri dokuyan birer insandık. Bu ortaya çıkan renkli tablodan çok mutluluk duyuyorum. Hikayelerini bizimle paylaşan mahalle sakinlerine ve Belediye Başkanı Kemal Çebi’ye teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. “Mahalleliyle bir araya geldik, kıymetli insanlar tanıdık” Fatih ve Kanarya Mahallesi kitaplarının yazarı Kübra Yeter, “Fatih Mahallesi’ne geldiğimizde hikayeye nerden başlayacağımı bilmiyordum. Muhtarlarımızla görüşmeye başladık. Mahalleliler, Menekşe’nin Fatih’in nasıl canlı bir yer olduğu, nasıl sosyal bir yer olduğu, kadınların çocukların sokaklarda özgürce gezebildikleri bir yer olduğunu anlattı bana. Fatih’te Menekşe’de mahalle kültürünün geride kaldığını düşünürken, bu kültürün hala yaşatıldığına, komşuluk ilişkilerinin güzelliğine şahit olduk. Benim için çok kıymetli anlardı. Hepinize teşekkür ediyorum” diyerek duygu ve düşüncelerini paylaştı.
İstanbul Uzmanlardan "Seçim psikolojisi" uyarısı: "Yatıştırıcı davranmak faydalı olacak" Seçim süreci ile sonuçlarının seçmen ve adaylar üzerinde psikolojik etkilerine ilişkin konuşan Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, “Kişi birçok duyguyu beraber hissedebilir; öfke, panik, kaygı gibi, insanlar belirsizlikten dolayı heyecanlanıyor, çok ciddi sağlık sorunları yaşanabiliyor. Bir seçim olduğunu, hep olacağını kabul etmek, yatıştırıcı davranmak çok daha faydalı olacak. Büyük şehirlerin adayları daha çok biliniyor, daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler. Bir kazanan olacak, kaybeden kişilerin üzülmeleri, bir şeylerin sonu gibi düşünmeleri ilk noktada normal fakat 1-3 aydan daha fazla sürüyor olması normal değil” dedi. Seçim süreci ile sonuçlarının seçmen ve adaylar üzerinde psikolojik etkiler oluşturduğunu belirten uzmanlar, pazar günü gerçekleştirilecek 31 Mart yerel seçimleri öncesi uyardı. Biruni Üniversite Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, kişilerin bu süreçlerde sakin kalabilmesinin önem taşıdığını ifade etti. Üstüner, seçim süreçlerinde belirsizlik duygusunun kişilerin ruh halini etkilediğini söylerken, kazanan ve kaybeden adaylarda oluşabilecek durumlara yönelik konuştu. “Belirsizlikten dolayı çok fazla kaygı ve stres yaşıyorlar” Seçim sürecinde kişilerde birçok duygunun aynı anda hissedilebileceğini belirten Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, “Seçim toplum ve ülkemiz adına önemli şeyler barındırıyor. Bu noktada kişi birçok duyguyu beraber hissedebilir, bunlar; öfke, panik, kaygı, belki stres. Birazcık sakin kalabilmek, duygu durumumuzu biraz daha düzenleyebilmek çok çok önemli. Bu duyguları hissetmemizin aslında pek çok sebebi var. Henüz bir belirsizlik olduğu için kimin kazanacağı kimin kaybedeceği bilinmediği için bu noktada insanlar belirsizlikten dolayı çok fazla kaygı ve stres yaşıyorlar. ‘Ya oy vereceğim aday kazanamazsa’ şeklinde belirsizlik bir noktada bizi tahammülsüzlüğe de sürüklüyor” dedi. “Büyük şehirlerin adayları daha çok biliniyor, daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler" Oy kullanırken kimi zaman vatandaşların sağlık problemi yaşamasıyla ilgili konuşan Uzm. Klinik Psikolog Üstüner, “Sanki tercih ettiği aday seçilmezse hayatının sonu gelecekmiş şeklinde düşünen insanların verdiği tepkiler ve beden duyumları olarak yorumlayabilirim. Ne yazık ki bunları yaşıyoruz, insanlar ciddi heyecanlanıyorlar, çok ciddi kalp sorunları yaşanabiliyor. Bunlar tabi ki doğru değil. Büyük şehirlerin adayları herkes tarafından daha çok biliniyor ve üstlerinde daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler. Daha fazla insanın gözü önündeler ama sonuçta bir seçim olduğunu ve siyasetin ömrü hayatımız boyunca süreceğini, ülke açısından da hep olacağını kabul etmek lazım. Adaylar açısından tabi ki bir kaybeden bir kazanan olacak ama sonrasındaki süreçte neler yapabileceklerini, kendi adlarına nasıl faydalı olabileceklerini düşünmek çok daha faydalı olacaktır. Üzülmeleri, bir şeylerin sonu gibi düşünmeleri ilk noktada normal fakat 1-3 aydan daha fazla sürüyor olması çok da normal olarak kabul edebildiğimiz bir şey değil. Bir noktada bu duygu durumundan çıkıp ‘Bu saatten, süreçten sonra neler yapabilirim, hayallerim, hedeflerim nelerdi ve bu süreçten sonra bunları gerçekleştirmek için nasıl çaba sarf edebilirim’ ya da hangi partiye mensupsa ‘Parti için neler yapabilirim’ belki onun için çabalayabilirler. Kaybeden aday için şunu söylemek isterim; halkı kin, öfke ve düşmanlığa sürükleyecek açıklamalarda bulunmamak lazım. Bu noktada toplum için de çok faydalı bir şey yapmamış oluyorlar. Daha ortamı yatıştırıcı, seçmeni rahatlatıcı bir konuşma herkes için çok daha faydalı olacaktır” şeklinde konuştu. “Sosyal medyayı doğru kullanabilmek çok çok önemli” “Empati kurabilmek çok önemli” diyerek sözlerini sürdüren Üstüner, “Benim adayım kazansaydı, nasıl davranırdım, karşı taraf nasıl davranıyor, nasıl davransam çok daha iyi olur’ gibi düşünmenin aslında ortamdaki alevlenmeyi biraz daha yatıştırabileceğini söyleyebilirim. Sosyal medya aynı zamanda çok çok büyük bir kamuoyu oluşturuyor, bu noktada da verimli kullanabilmek, seçmene yatıştırıcı bir şekilde davranmak çok daha faydalı olacaktır. Kazanan adayın seçmenlerinde herkes için değil tabi ki ama bir noktada belki çok uç sevinçler, kutlamalar olacaktır. Kaybeden taraf için her şeyin sonu belki hiçbir şey düzelmeyecek, bu saatten sonra hiçbir şey olmayacak gibi bir düşünce ve duygu durumu içine girebilirler, bu noktada anda kalabilmek, gerçekçi düşünmek aynı zamanda kişiye fayda sağlayacaktır. Doğru kaynaklara doğru bilgiye ulaşmak, sosyal medyayı faydalı ve doğru bir şekilde kullanabilmek çok çok önemli” ifadelerini kullandı.