GENEL - 15 Mart 2018 Perşembe 17:22

Bu hediyelikler Orduluları çocukluğuna götürüyor

A
A
A
Bu hediyelikler Orduluları çocukluğuna götürüyor

Ordu’da, el emeği yöresel ürünlerin satışını yapan Demet Sezgin, satılan ürünler ile insanların çocukluğunu hatırladığını söyledi.

Ordu’da, el emeği yöresel ürünlerin satışını yapan Demet Sezgin, satılan ürünler ile insanların çocukluğunu hatırladığını söyledi.


El emeği olan yöresel ürünlerin satıldığı çarşıda, fındık depolarından, çalışan Karadeniz kadınına, fındık topla sepetlerinden tahta çocuk beşiklerinin maketine kadar birçok hediyelik eşyalar bulunuyor. Farklı tarz ve bütçeye göre hediyelik eşyaların bulunduğu pazarda, kullanılmayan eşyalar da süslenerek, farklı bir boyut kazandırılıyor.


Ürünlerin neredeyse tamamını kendilerinin yaptıklarını ve el yapımı ürünlerin yapımında, Ordu’nun en fazla geçim kaynağı olan fındığı baz aldıklarını belirten Sezgin, eski tarz ürünleri gören müşterilerin duygulanarak, adeta çocukluğuna gittiğine dikkat çekti. Demet Sezgin, “Burada en çok, Ordu’yu hatırlatan ürünler tercih ediliyor. Biz burada bazı ürünleri modernize ettik. Örneğin serendi, diğer bir adıyla fındık deposu. İnsanlar bu tarz ürünleri yani geçmişte büyüdüğü ürünlerin benzerlerini görünce duygulanıyor. Ürünlerimizin çoğunluğunda Ordu’nun en önemli geçim kaynağı olan fındığı baz aldık. Yöresel olarak, Boztepe ürünlerini de baz alıyoruz. Vatan özlemi çekenler, bu ürünleri gördüklerinde tercih ediyor” dedi.



“Yabancı turistler yöresel ürünleri satın almıyor”


Yabancı turistlerin ise el yapımı yöresel ürünlere çok fazla ilgi gösterdiklerini ancak satın almadıklarını aktaran Sezgin, “Onlar daha çok antika ürünler arıyorlar. Alanlar da yöresel çantalar ve heybelerden alıyor. Yabancı turistler Ordu’nun yöresel ürünlerini pek fazla satın almıyor” şeklinde konuştu.



“3 TL’den 50’TL’ye kadar hediyelik eşya”


Hediyelik eşya fiyatlarının 3 TL’den başladığına dikkat çeken Demet Sezgin, konuşmasını şöyle tamamladı:


“En pahalı ürünler 50 TL civarında satılıyor. Ortalama olarak 10-15 TL arasındaki ürünler tercih ediliyor. Zaten bu fiyat aralığında da çok fazla ürünümüz var. Hediyelik eşya alanlar genelde toplu alım yapıyor, biz de fiyatları olabildiğince düşük tutmaya çalışıyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.