POLİTİKA - 20 Haziran 2018 Çarşamba 15:10

CHP Genel Başkanı Kılıçaroğlu: "Yakında fındık ithal edersek kimse şaşırmasın"

A
A
A
CHP Genel Başkanı Kılıçaroğlu: "Yakında fındık ithal edersek kimse şaşırmasın"

CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarım kaynaklarının iyi bir şekilde değerlendirilmesi için namuslu siyasetçiye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Saman ithal ettik.

CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarım kaynaklarının iyi bir şekilde değerlendirilmesi için namuslu siyasetçiye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Saman ithal ettik. Yakında fındık ithal edersek kimse şaşırmasın” dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşu, sendika, meslek odaları temsilcileri ve muhtarlar ile bir araya geldi.


Konuşmasının başında fındık ile ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de tarımın yok olma tehlikesi yaşadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Ben size 10 yıl önce gelip Ordu Ticaret ve Sanayi Odasında bir konuşma yapsaydım, ’arkadaşlar yakın bir zamanda Türkiye saman ithal edecek’ deseydim, derdiniz ki ’bu genel başkan kafayı yemiş’. Saman ithal ediyoruz, bugün geldiğimiz nokta budur. Ben size şimdi bir şey daha söylüyorum; tarım dünyanın bütün ülkelerinde stratejik bir sektördür. Yani beslenmek zorundayız. Türkiye kendi kendine yeten ülkelerden biriydi. Ne oldu da Türkiye bugün buğday, arpa, yulaf, et, fasulye, mercimek, canlı hayvan ithal ediyor. Yakın bir zamanda fındık ithal edersek hiç şaşırmayın. Türkiye’nin tarımı üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Bu oyunu egemen güçler oynuyor" dedi.



“Tarım tasfiye ediliyor”


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de tarım tasfiye ediliyor. Tarımda önemli kuruluşlar devre dışı bırakıldı. Fiskobirlik, Çaykur, TMO güçsüz duruma düşürüldü. Neden? Bu düzen bu devran böyle devam ederse, yakında bütün fındık üreticileri kendi bahçelerinde işçi konumuna gelecektir. Eğer gerçekten ’Böyle olabilir’ diyorsanız tavrınızı değiştireceksiniz. Fındık konusunda şunu söyleyebilirim; En tutarlı politikaları güden, en çok dillendiren, en sağlıklı çözümü üreten tek bir parti var, o partinin adı CHP’dir. Bize oy verirsiniz vermesiniz o ayrı bir şey. Sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyup oy verin. Fındık için miting yapan, yürüyüş yapan, parlamentoda dillendiren biz. Mademki çözüm önerileri getiren biziz, mademki yürüyüşünü yapan biziz, artık sizler de elinizi vicdanınıza koyup, bir tercihte bulunun. Artık uyanmalıyız, gerçekleri görmeliyiz" diye konuştu.


Türkiye’deki eksikliğin namuslu siyaset olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Namuslu siyasetten düşündüğüm şudur; Halkı düşünen siyaset, siyaset cebi doldurma değil. Bir adam siyasete girip zenginleşiyorsa kul hakkı yemiştir. Siyasette zenginleşme mümkün değil" şeklinde konuştu.



“Muhtarlar için kanun çıkaracağız”


CHP olarak muhtarların var olan sorunlarını çözmeyi ve onlar için neler düşündüklerini toplumun önüne koyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "134 maddeden oluşan muhtarlık kanunu hazırladık. İlk yapacağımız iş bu kanunu çıkarmak olacak. Ama muhtarların binaları yok. Gecekondu gibi binalarda muhtarlık dernekleri olur mu? Ayrıca sosyal yardımlar da muhtarlar eliyle yapılmalı. Çünkü muhtarların siyasi bir kimliği yok” ifadelerini kullandı.



"İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracağız"


Organize sanayi bölgeleri için yeni projeler düşündüklerini ve İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


"Her organize sanayi bölgesinde kesinlikle yatılı teknoloji liseleri kuracağız. Hangi bölgeye gitsem ilk söylenen söz şu; ’Nitelikli eleman bulamıyoruz’. Nasıl sağlayacağız? Teknoloji liseleri kurarak. Alanı herkese, düşünen insanlara açacağız. Bu aynı zamanda iş garantili eğitim demek. İnsan Kaynakları Bakanlığı kuracağız, ömür boyu eğitim olacak. Türkiye’nin büyük değişim ve dönüşüme ihtiyacı var. Dünyayı iyi okumaya ihtiyacı var. Fındık konusunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Elimizde bir altın var, elimizde fındık altın aslında. Bütün dünyaya satıyoruz. Herkesin bizden yalvarıp fındık almasını beklerken fiyatı onlar belirliyorlar. Esnaf Bakanlığı kuracağız, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde esnaf vardır. Ama var olan siyasal iktidar esnafı tamamen gözden çıkarmıştır. Zincir mağazalar var artık. 7 bin zincir mağaza ile hangi esnaf rekabet edebilir. Ordu’da, Trabzon’daki esnaf ne olacak, bunları düşünen var mı? Dünyanın bütün ülkelerinde esnaf vardır ve devlet esnafı korur. Ayın 24’ünde sandığa gideceğiz. Elinizi vicdanınıza koyarak gidin, oy kullanın. Bir uyanmaya ihtiyacı var Türkiye’nin. Kendi tercihlerimizle demokrasiyi getirmiş olacağız. Siyasi rakibimize 15 milletvekili verdik. İYİ Parti bizim siyasi rakibimiz. Demokrasiye kurulan kumpası bozduk. Hiçbir emekli aylığı bin 500 liranın altında olmamalı. Türkiye ekonomisi tefecilere teslim edilmiş durumda. Tefeciler ekonomik kararları büyük ölçüde alıyorlar. 151 milyar dolar faizi kim ödedi? Hepimiz ödedik. Kime ödedik? Londra’daki bir avuç tefeciye ödedik. Dolar yerinde duruyor. Kaybeden lira. Bu gerçeği de görmemiz lazım. Bir de içeriye ödenen faiz var. Bu tablo hayırlı bir tablo değildir. Osmanlı’nın batışını kimse unutmasın. Borçlanan Osmanlı’nın talimat aldığını kimse unutmasın. Borç alan emir alır. Bir yıl içinde 240 milyar dolar borç ödenecek. Nereden bulacaklar? Bu kafayla bulunmaz."


Çiftçi, emekli, sanayici, esnaf ve sanatçının hükümetten memnun olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bütün bunlar alın teri dökerek para kazanmak isteyenler. Hepsi üretici ama bir sınıf var, hiç çalışmaz o sınıfın adı rantiye sınıfı. İktidar 16 yıldır rantiye sınıfına hizmet ediyor. 1923-2002 yılları arasında gelen bütün hükümetlerin harcadığı 713 milyar dolar. Son 14 yılda yani AK Parti hükümetlerinde ise 2 trilyon 94 milyar dolar. Nereye harcadılar bu parayı? Ben merak ediyorum, vatandaş olarak siz de merak edin" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın su ve Sürdürülebilirlik zirvesinde konuştu Balıkesir’de düzenlenen Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konuşma yaptı. Başkan Akın, Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularına ilişkin önemli mesajlar verirken, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularında önemli mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi’ni devraldıktan sonra ele aldıkları ilk konunun suyun verimli kullanımı olduğunu söyleyen Başkan Akın, “Su konusunda dünyanın her yerinde maalesef büyük bir sıkıntı var. Sıkıntı ne? Vahşi sulama. Aynı şey Balıkesir’imizde de geçerli. Bunun dünyadaki uygulamalarını inceledik. Daha öncesinde de çalışmıştık; ne yapabiliriz diye. Ve bir hedef belirlemiştik, bu hedef ışığında ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz” dedi. Tarımda vahşi sulamanın sona erdirilmesi konusunda önlemler aldıklarını vurgulayan Başkan Ahmet Akın, bunun yerine damlama sulama sistemlerini yaygınlaştırmaya yönelik yatırım yapacaklarını söyledi. Bu kapsamda vahşi sulamanın yapıldığı tarlalarda, çiftçilere damlama sulama borusu hediye edeceklerini belirten Akın, “Bu aslında çiftçinin bize hediyesi” dedi. Büyükşehir olarak kısa süre içerisinde su yönetimi noktasında önemli adımlar atacaklarını ifade eden Başkan Akın, “Suyun kaynağından itibaren en son noktaya kadar olan gidişatın verimli olması üzerine çalışmaları başlattık” açıklamasında bulundu. ‘Tasarruf öncelikli model’ Gri su kullanımı önemsediklerini vurgulayan Başkan Ahmet Akın, “Yağmur sularından ve atık sulardan elde edilen gri suyu ve bunun enerjiye dönüşümünü önemsiyoruz. Bunlar üzerine tasarruf öncelikli bir çalışma modeli başlattık. Konuyla ilgili çok değerli hocalarımızdan destek ve yardım alıyoruz” dedi. ‘Verimli belediyecilik’ “Sürdürülebilirlik kavramını gerçek anlamda yüreğimize, hayatımıza işledik” diyen Başkan Ahmet Akın, her şeyin sürdürülebilirlik adı altında ele alınmasının, bu kavramın değerini ucuzlattığını söyledi. Başkan Akın, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.