GENEL - 26 Aralık 2011 Pazartesi 14:11

VAN DEPREMİNİN ARDINDAN DÖRT BİN KİŞİ EVLERİNE DEPREM SİGORTASI YAPTIRDI

A
A
A
VAN DEPREMİNİN ARDINDAN DÖRT BİN KİŞİ EVLERİNE DEPREM SİGORTASI YAPTIRDI

17 Ağustos depreminden etkilenerek tehlike oluşturduğu, oturulamaz hale gelen orta hasarlı bin 300 binanın yıkılması için çalışma yürütüldüğü Sakarya’da, mevcut binaların yüzde 60’ında Deprem Afet Sigortası bulunmuyor.
17 Ağustos 1999 depreminde büyük yıkım yaşayan ve şu an kullanımda olan binlerce binanın depremde hasar gördüğü Sakarya’da vatandaşların hâla Zorunlu Deprem Sigortası konusunda gerekli bilince sahip olmadıkları son açıklanan rakamlarla ortaya çıktı. Rakamlara göre, Sakarya’da sigortalanabilir 125 bin konutun 75 bini, Zorunlu Deprem Sigortasına sahip değil.
Kısa adı DASK olan Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından yapılan ve zorunlu olan deprem sigortası, olası bir doğal afette konutları zarar gören vatandaşların maddi olarak mağdur olmaması amacı ile uygulanıyor. On binlerce binanın olası bir depremde potansiyel tehlike altında olduğu ve birinci derece deprem kuşağında yer alan Sakarya’da konutların yüzde 60’ının sigortasız olması; depremin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen insanlarda halen deprem bilincinin oluşmadığını gösteriyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Sakarya İl Temsilcisi ve SATSO Finansal Hizmetler ve Sigortacılık Faaliyetleri Meslek Grubu Başkanı Ali Esen, Sakarya’da ortaya çıkan bu rakamın son derece vahim olduğunu ifade ediyor. Ali Esen, Van depreminin ardından Sakarya genelinde 4 bin kişinin Zorunlu Deprem Sigortası yaptırdığını ifade ederek şöyle konuştu: "Van depreminin ardından DASK sigortalıların parasını hemen ödediği için insanlar burada da konut sigortası yaptırdı. Yani özetle depremden depreme konut
sigortası yapmak aklımıza geliyor. Şu an Zorunlu Deprem Sigortası olmayan binalar için uygulanan tek yaptırım, Tapu Kadastro Müdürlüklerinde yapılan işlemlerde oluyor. Tapu kadastro işlemlerinde binanın sigortası yoksa işlem yapılmıyor."
Zorunlu Deprem Sigortasının daha yaygın olarak kullanılması için yaptırımların genişletilmesi yönünde çalışmaların yürütüldüğünü de kaydeden Esen, elektrik, su ve doğalfaz aboneliklerinde de Zorunlu Deprem Sigortası şartının aranması için girişimlerde bulunulduğunu ifade etti.
DASK’ın Sakarya’da her 100 metrekare bina için belirlediği ödeme tutarının 59 bin lira olduğu belirtildi. Yani depremde evi yıkılan ya da oturulamayacak hale gelen vatandaşlara DASK tarafından 59 bin lira ödeme yapılıyor. Zorunlu Deprem Sigortasının yıllık ödemesinin ise 139 lira ifade edildi.
Sokaktaki vatandaş ise Zorunlu Deprem Afet Sigortasının yapılması konusunda hem fikir olsa da birçoğu sigortanın maddi konulardan dolayı yapılmadığını ifade ediyor. Van depreminin ardından 4 bin yeni sigortanın yapılmasını depreme karşı bilinçlenmek olarak tanımlayan vatandaşlar, Sakarya gibi deprem kuşağında yer alan bir bölgede deprem sigortasının son derece önemli olduğunu ifade ediyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Kara Savaşları’nda broşürle propaganda savaşı Çanakkale Kara Savaşları’nda çetin mücadeleler yaşanırken, her iki taraf bir yandan da broşürlerle propaganda savaşı verdi. Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Savaş sırasında özellikle İngilizlerin Osmanlı askerlerine din vurgusu yaparak asıl Müslümanlığı kendilerinin koruduğunu, kendilerinin Müslümanlığın gelişmesi için çaba sarf ettiklerini belirten broşürler attıkları görülmektedir. Özellikle Osmanlı askerlerine eğer teslim olurlarsa çok iyi bir şekilde yaşayacakları, iyi beslenecekleri konusunda propagandalar yapıldığı görülmektedir. Hatta uçaktan atılan propaganda metinlerinde şişman bir İngiliz askeri ile zayıf Osmanlı askerini çizilmiş şekilde gösteren broşürlerle karşı karşıya kalıyoruz" dedi. 109 yıl önce dünya harp tarihine ‘son centilmenler savaşı’ olarak geçen Çanakkale Kara Savaşları’nda Türk ve İngiliz askerleri silahlı mücadelenin yanında propaganda savaşıyla da karşı karşıya kaldı. Savaş sırasında her iki tarafta da sayısız propaganda broşürleri ve yöntemleri kullanıldı. Gelibolu Yarımadası’ndaki şiddetli Çanakkale Kara Savaşları sırasında Türkçe ve İngilizce metinlerin yer aldığı propaganda broşürleri siperlere hem uçaklardan hem de gönüllü askerler tarafından atıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Kara Savaşları’nda propaganda savaşının askerlere etkilerini anlattı. Çanakkale’de Kara Savaşları’nın 25 Nisan 1915 tarihinde başladığını belirten Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Burada özellikle Anzakların buraya gelmesi ile ilgili olarak daha hemen savaş başlar başlamaz İngiltere Krallığı, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan asker almaya karar verdi. Oraya gönderdiği emirnameler çerçevesinde oradaki gençleri askere çağırdı. Bu askere çağırma sırasında özellikle o gençlerin Avrupa’ya gidecekleri ve Avrupa’yı görecekleri, orada yaşayacaklarına da dem vuruldu. Pek çok insan oralar ıssız olduğu için ve oradaki yaşamdan kurtulmak için savaşa gönüllü olarak yazıldılar ve hatta orada tarımsal alanda çalışacak insan konusunda büyük zafiyet çekildi. Anzaklar Mısır’a geldiler, orada eğitim yapmaya başladılar. Bu eğitim sırasında özellikle Doğu’nun ve Osmanlı Cihan Devleti’nin elinde bulunan Şam, Bağdat, Kudüs, İstanbul gibi şehirlerin Doğu’nun gizemli şehirleri olduğu, oradaki yaşam biçimlerinin çok farklı olduğuna vurgu yapılarak, onları cezbedecek şekilde propaganda yapıldığı görülmektedir. 25 Nisan tarihinde Kara Savaşları’nın başlaması ile birlikte Anzak askerleri özellikle ilk önce Mondros‘a geldiler, oradan da Gelibolu Yarımadası‘na sevk edildi. İşte o zaman savaşın gerçek yüzüyle tanışmış oldular. 25 Nisan tarihinde savaşın birinci günü Anzak askerleri çetin bir direnişle karşı karşıya kaldılar. Ve savaş sırasında özellikle propaganda çok dikkat çekici oldu. Bu propaganda içerisinde özellikle cepheye gönderilen dergiler, mecmualar, gazeteler propagandada bir araç olarak kullanılmıştır. Ayrıca savaş sırasında özellikle İngilizlerin Osmanlı askerlerine din vurgusu yaparak asıl Müslümanlığı kendilerinin koruduğunu, kendilerinin Müslümanlığın gelişmesi için çaba sarf ettiklerini belirten broşürler attıkları görülmektedir. Özellikle Osmanlı askerlerine eğer teslim olurlarsa çok iyi bir şekilde yaşayacakları, iyi beslenecekleri konusunda propagandalar yapıldığı görülmektedir. Hatta uçaktan atılan propaganda metinlerinde şişman bir İngiliz askeri ile zayıf Osmanlı askerini çizilmiş şekilde gösteren broşürlerle karşı karşıya kalıyoruz. Türk askerlerinin mesela 2 Mayıs tarihinde yaptıkları taarruz sırasında ceplerinde fındık, fıstık, kuru üzüm gibi kendilerinin aç kalmadığını, hatta bu kadar güzel yiyecekler yediklerini gösteren gıdaları da ceplerine sokarak taarruz yaptıkları görülmektedir” dedi. Çanakkale Savaşları’nda özellikle siper savaşları olduğu dönemde başka askerlerin Türk dilini kullandığını ifade eden Atabay, şöyle devam etti: “Özellikle Ermeni askerlerinden yararlanıldığı görülmektedir. Türkçe’yi kullanarak Türklere seslendikleri, hatta ezan okudukları ve ezan okunuyor diyerek ortaya çıkan Türk askerini özellikle şehit ettikleri görülmektedir. Buna karşılık da Türk askerleri çeşitli hücumlar yaparak özellikle bu propagandayı ortadan kaldırmaya çaba sarf ettiler. Ayrıca o dönemde çıkan çeşitli gazeteler ve broşürler vasıtasıyla da bu propagandaya büyük önem verildiği ve resmi tebliğler yayınlayarak savaş meydanındaki gerçek olayla halkın bilgilendirmesi konusundaki metinler arasında büyük farklılıklar görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu metinler içerisinde Sarıkamış yenilgisi sonrasında ve Erzurum’un düşman işgaline geçmesi konusunda yayınlanan bir tebliğde, Enver Paşa Osmanlı askerinin Erzurum’un doğusundan Erzurum’un batısına geçtiğini belirterek, yeni bir savunma kurulduğunu ifade etmektedir. Halbuki bunun Türkçe karşılığı Erzurum düştü demektir. O yüzden halkı yanıltıcı bilgilerin de yer aldığı bu propaganda sırasında görülmektedir.”
İstanbul Panasonic Electric Works Türkiye’den Japonya’ya üst düzey atama Panasonic Electric Works Türkiye’de uzun yıllardır önemli çalışmalar gerçekleştiren Mali İşler Genel Müdürü Erkut Açıl, önümüzdeki dönemde Japonya’da görev yapmak üzere Panasonic Genel Merkezi’ne atandı. Dünyanın önde gelen elektrik/elektronik üreticilerinden Panasonic’te, Türkiye’den üst düzey bir atama gerçekleştirildi. Uzun yıllardır Panasonic Electric Works Türkiye’de Mali İşlerden sorumlu Genel Müdürlük görevini yürüten Erkut Açıl, Panasonic’in Japonya’daki genel merkezine atandı. Yapılan açıklamaya göre Erkut Açıl, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Borusan ve Yıldız Holding’de çalıştı. 13 yıldır Panasonic Electric Works Türkiye’de çalışma hayatına devam eden Açıl, son 6 yıldır mevcut görevini sürdürmekteydi. Dünyanın en değerli markaları arasında yer alan Panasonic Grubu’nun Türkiye’den 70’in üzerinde ülkeye ihracat yapan, sektöründe dünyanın en iyileri arasında gösterilen endüstriyel tesislerinde şirketin gelecek vizyonu doğrultusunda ekibiyle beraber başarılı ve sürdürülebilir finansal sonuçlar için çalışan Erkut Açıl, son yıllarda özellikle dijital dönüşüm ve yenilikçi nakit yönetimi projelerine odaklanmıştı. Nakit akış geliştirmeleri, robotik otomasyon ve dijital dönüşüm alanında ekibiyle beraber Panasonic Global’den çok defa ödüle layık görülen Açıl, yeni dönemde başta Türkiye ve Hindistan olmak üzere birçok ülkenin sürdürülebilir finansal gelişiminden sorumlu Genel Müdürlük görevini yürütecek.
Adana Demirçalı: “Biran evvel ‘kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm’ çalışmalarına başlamak istiyoruz” Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, göreve gelmesinin ardından belediye olarak başta imar olmak üzere biran evvel kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm çalışmalarına başlamak istediklerini söyledi. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkan Mustafa Karslıoğlu ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı ile imar konusu ve sektör yatırımlarını masaya yatırılarak önemli kararların alındığı istişare toplantısında bir araya geldiler. “Yüreğir’in çok önemli bir cazibe merkezi olacağına inancımız tamdır” DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, “DAİMFED ailemizin genel başkan vekili olan Ali Demirçalı’nın Yüreğir’e Başkan seçilmesinin onur ve gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Yüreğir Belediye Başkanımız Ali Demirçalı ile sürekli istişare içerisinde olup DAİMFED olarak gerekli tüm desteği vereceğiz. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucunda kazanan Yüreğir ve Yüreğir halkımız olacaktır. Ayrıca belirtmek isteriz ki başkanımızın bilgi, birikim ve tecrübesiyle Yüreğir’in çok önemli bir cazibe merkezi olacağına inancımız tamdır. Başkanımızı tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyoruz” dedi. Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Üyesi ve yetkilisi olduğum DAİMFED’in desteğini seçim sürecinde hep arkamda hissettim. Bu anlamda başta DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu ve tüm DAİMFED ailesine destekleri için teşekkür ediyorum. Ayrıca önümüzdeki çalışma sürecinde sektörün tüm temsilcilerinin bir çatı altında toplandığı DAİMFED’in Yüreğir ilçemizde yatırım ve kalkınma olarak katkılarını göreceğimize inanıyorum. Belediye olarak başta imar olmak üzere biran evvel kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm çalışmalarına başlamak istiyoruz. Bu doğrultuda yakın zamanda çalışmalarımız meyvelerini vermeye başlayacaktır” diye konuştu.