POLİTİKA
19 Nisan 2024 Cuma - 20:36 Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.
CHP’nin üye çoğunluğuna rağmen İl Genel Meclisi Başkanlığını AK Parti kazandı
17 Nisan 2024 Çarşamba - 14:54 CHP’nin üye çoğunluğuna rağmen İl Genel Meclisi Başkanlığını AK Parti kazandı Bilecik İl Genel Meclisi Başkanlığını, CHP’nin üye çoğunluğuna rağmen, MHP ve İYİ Parti’nin de desteği ile AK Parti adayı kazandı. CHP İl Başkanı Ali Özdemir, halkın teveccühünün İl Genel Meclisinde yerini bulmadığını, kendilerine muhalefet görevi verildiğini ifade ederek, "Biz muhalefet görevimizi yapmaya devam edeceğiz" dedi. Bilecik’te 31 Mart günü yapılan Mahalli İdari Seçimleri sonrası CHP 10, AK Parti 8. MHP ve İYİ Parti 2’şer il genel meclis üyesi çıkarmıştı. İl Genel Meclis Başkanlık seçimlerinde ise AK Parti adayı, MHP ve İYİ Parti’nin de desteğini alarak İl Genel Meclis Başkanı seçildi. "Halkın teveccühü burada yerini bulmamış oldu" CHP İl Başkanı Ali Özdemir, meclis başkanı seçimin ilişkin, "5 yıl boyunca hep birlikte, uyum içerisinde, Bilecik menfaatlerinde fevkalade bir çalışma yapacağınızdan hiçbir endişe ve kaygı taşımıyoruz. Birinci öncelikle meclisin oluşumuna baktığımızda herkesin yeterli nitelikte ve nicelikte olduğunu görüyorum ve hepinizi yürekten kutluyorum. Ancak şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum. Halk bir oylama yaptı 31 Mart’ta, oylamanın neticesinde meclis çoğunluğunu bize vermiş olmasına rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne vermiş olmasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi’nin burada temsil edilememesi de bizim için büyük bir üzücü olay oldu. Halkın teveccühü burada yerini bulmamış oldu. Bu yüzden de üzgünlüğümü kırgınlığımı da belirtmek istiyorum. Keşke herkes serbest olsaydı, herkes hür olsaydı ve halkın tecellisi bu mecliste de tecelli etmiş olsaydı çok daha fevkalade, çok daha güzel bir çalışma içerisinde olurduk” ifadelerini kullandı. "Bize muhalefet görevini verdiniz" İl Başkanı Özdemir, konuşmasının devamında, “Yine de söylüyorum, bize muhalefet görevini verdiniz. Biz muhalefet görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Bilecik menfaatlerinde ne yapılması gerekiyorsa, Bilecik için en güzel neyse o konuda sizlerle hemfikir içerisinde, uyum içerisinde bu süreci götüreceğiz. Hepinize başarılar diliyorum, teşekkür ediyorum, hepinizi kutluyorum. Hayırlı uğurlu olsun” dedi.
İYİ Parti’den YSK’ya Ordu seçimlerine ilişkin ’tam kanunsuzluk’ itirazı
17 Nisan 2024 Çarşamba - 14:53 İYİ Parti’den YSK’ya Ordu seçimlerine ilişkin ’tam kanunsuzluk’ itirazı İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun, partisinin Ordu seçimlerinde seçimin iptali ve yeniden seçime gidilmesi üzerine ’tam kanunsuzluk’ nedeniyle itirazda bulunduğunu belirterek, "2 Haziran seçimlerinde Ordu halkı kendi iradesini, kendi kararını yeniden versin" dedi. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası siyasi partiler, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) itirazlarını bildirmeye devam ediyor. Ordu ili seçimleri için 15 Nisan’da ’tam kanunsuzluk’ gerekçesiyle itirazda bulunan İYİ Parti, seçimlerin iptal edilmesini ve yeniden seçime gidilmesini talep etmişti. İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun ise Ordu seçimlerinde yapılan itiraza ilişkin bugün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) önünde açıklamalarda bulundu. Seçim çevresinde oy kullanan 485 bin bin 819 kişi olmasına rağmen Türkiye ortalamasının çok üzerinde geçersiz oy pusulası tespit edildiğini iddia eden Olgun, tekrar açılan sandıklarda çift mühür nedeniyle geçersiz sayılan oy pusulalarının neredeyse tamamının İYİ Parti ve yanında da başka bir partiye mühür basıldığını söyledi. Olgun, "Geçersizlik sebebi boş olan oy pusulalarında ise zarfa konulduğunda oluşacak katlama izinin olmadığı, bu haliyle zarfa giren oyun sandığa sığma ihtimalinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca çok sayıda sandıkta kayıp zarf ve oy pusulası olduğu tespiti yapılmıştır. Benzer hesapla fazladan gelen oy pusulaları ve zarflar da bulunmaktadır" açıklamasında bulundu. "95 sandık kurulu üyesinin siyasi parti üyesi olduğunu tespit ettik" Birçok sandık kurulu başkanının siyasi parti üyesi olan memurlardan oluştuğunu söyleyen Olgun, "95 sandık kurulu başkanının veya sandık kurulu memur üyesinin, bakın 95 bizim tespit ettiğimizdir, bizim sandık seçim tutanaklarında isimleriyle kontrol edebildiğimizdir. Bu kişilerin siyasi parti üyesi olduğu tespiti yapılmıştır. Devlet memurlarının 657 sayılı kanuna göre siyasi parti üyesi olması mümkün değildir" şeklinde konuştu. "Ordu ili seçimlerinin iptal edilerek yenilenmesi talebiyle 15 Nisan tarihinde yeni bir başvuru yaptık" Olgun, YSK’nın daha önce vermiş olduğu aksi yöndeki kararları da emsal gösterdiklerini ifade ederek, "Yüksek Seçim Kurulu’nun yeniden değerlendirme yapması ve tam kanunsuzluk halleriyle Ordu ili seçim çevresinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptal edilerek yenilenmesi talebiyle 15 Nisan tarihinde yeni bir başvuru yaptık" ifadelerini kullandı. Olgun, itirazları çerçevesinde Ordu’da seçimlerin iptal edilmesini talep ettiklerini bildirerek, "2 Haziran seçimlerinde Ordu halkı kendi iradesini, kendi kararını yeniden versin" diye konuştu.
Gölcük Tabiat Parkı’nda düzenleme çalışması
17 Nisan 2024 Çarşamba - 14:35 Gölcük Tabiat Parkı’nda düzenleme çalışması Isparta Belediyesi Gölcük Tabiat Parkı’nda düzenleme çalışmalarına başladı. İlk etapta giriş ücretleri üçte bir oranına düşürülürken, yürüyüş, koşu, piknik, mescit, tuvaletlerin yapılması için düzenlemelere başlandı. Başdeğirmen Gölcük’ü çok daha iyi, çok daha güzel, vatandaşların huzur bulacağı, her türlü ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir hale getirmek için çalışmaların devam ettiğini aktararak, “Belediyenin devreye girmesi insanlarımızı rahatlatmış, bir memnuniyet olmuş, bir güven doğmuş” dedi. Isparta Belediyesi Gölcük Tabiat Parkındaki giriş ücretlerini üçte bir oranına indirmesinin ardından mesirelik alanda yeni düzenleme çalışmalarını başlattı. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, başkan yardımcıları, ilgili daire müdürleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte Gölcük Tabiat Parkı’nda incelemelerde bulundu. Milas Mesirelik alanla Gölcük Tabiat Parkı arasındaki yolda iyileştirme çalışmalarına başlandı. Mesirelik alana yeni çöp konteynerleri yerleştirildi, tuvalet ve diğer sosyal alanların bakımları gerçekleştiriliyor. Başkan Başdeğirmen, bölgede incelemeler gerçekleştirerek park alanında piknik yapan vatandaşlara iyi tatiller dileklerinde bulundu. Vatandaşlar ise Gölcük Tabiat Parkı’nın belediye tarafından işletilmesinden dolayı duydukları memnuniyetlerini dile getirdi. Başkan Başdeğirmen, Gölcük Tabiat Parkı’nın belediye tarafından işletilmeye başlandığını dile getirirken, bölgede yeni düzenlemelerin yapılacağını ifade etti. Gölcük’ü çok daha iyi, çok daha güzel, vatandaşların huzur bulacağı, her türlü ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir hale getirmek için çalışmaların devam ettiğini aktaran Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Bu hafta içerisinde buraların halihazırları, analizleri, fizibiliteleri yapılmaya başlandı” dedi. Yaptıkları çalışmalar neticesinde peyzaj anlamında, çocuklar, yaşlılar, engelliler, sporcular, yürüyüş ve koşu yapmak isteyenler noktasında neler yapılabileceğinin ele alındığına değinen Başkan Başdeğirmen, “Gölün çevresi tam 6 bin metre uzunluğunda buradaki bisiklet yollarımızın ve araç yollarımızın yürüyüş yollarımızın çalışmalarını yaptık, projelendirmeler başladı. Telefonların çekmesi noktasında Telekom müdürümüzle ekibi buradaydı. Onlarla beraber buradaki çalışmayı yaptık. Buraya fiber optikler çekilip internetin çalışması sağlanacak, telefonlarımız burada rahat bir şekilde kullanılabilecek. Aydınlatmada eksikler var. Burada CK müdürümüzle beraberiz. Buranın hem 6 kilometrelik göl çevresinin, gece yürüyüş yapılabilmesi hem de burada piknik yapan vatandaşlarımızın rahat bir şekilde pikniklerini yapabilmeleri için geç saatlere kadar oturabilmeleri için aydınlatmasının altyapılarını hazırlıyoruz. Ayrıca yanımızda Milli Parklar Müdürümüz Hasan Bey var. Hasan Bey eskiden Gölcük Restoran’ın şu anda Milli Parklar tarafından müze haline getirildiğini, içeride doğa yaban hayvanlarının doldurulmuş ve değişik objelerin olduğu bir müze çalışması var. O çalışmayı da yerinde inceledik. Buranın altyapılarındaki değişiklikler, otoparklar, araç parklarında çok büyük sorun var. Onları ne yapabiliriz? Tabii ki çocuk oyun parklarını nerelere koyabiliriz? Buralara futbol sahası yapmak istiyoruz. Tenis kortu, basket sahaları ve voleybol sahaları gibi birçok etkinliklerin olacağı, çocuklarımızın burada farklı etkinlikler yapabileceği macera park şeklinde olabilecek çalışmaların hepsinin hazırlığını yapıyoruz. Mescitlerimiz yok, burada mescitleri yapacağız. Tuvaletler yetersiz tuvaletler yapacağız. Bunların hepsinin yerlerini tespit ettik. Nerelere ne yapılması gerektiğini onları çalıştık” ifadelerinde bulundu. "Giriş ücretini üçte bire indirdik" Gölcük Tabiat Parkı için vatandaşların her şeyden önce giriş fiyatlarından şikayetçi olduğunu hatırlatan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Kapıdaki giriş fiyatını da üçte bire indirdik. Otomobil 90 liradan 30 liraya indi. Bir otobüsün girişi 900 liraydı. Biz bunu 300 liraya indirdik. Bir vatandaşımız yaya olarak girdiği zaman 30 TL vermek zorundaydı. Bunu 10 liraya indirdik. Belediye olarak bu konuyu ele alarak geçtiğimiz cumadan itibaren bu fiyatları uygulamaya başladık” dedi. Geçen pazar günü de Gölcük Tabiat Parkı’nda olduğunu ve vatandaşlarla görüştüğünü dile getiren Başkan Başdeğirmen, “Gördüm ki vatandaşlarımız çok mutlu ve buranın bu hale gelmesinden memnun. Belediye alımından çok memnunlar. Yani belediyenin devreye girmesi insanlarımızı rahatlatmış bir memnuniyet olmuş, bir güven doğmuş. Buraların cumadan itibaren bütün çöp konteynerlerini değiştirdik. Yeni konteynerler koyduk. Temizlik ekiplerimiz sürekli burada çalışıyorlar. Bakımsız kalan bazı ağaçlar var, kuruyan ağaçlar var, onları yenilemek için tespitlerini yaptık. Park Bahçeler, Fen İşleri, Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürümüz burada. Isparta Belediyesi olarak diğer kurumlarımızla beraber buradayız. İnşallah bu yıl içerisinde vatandaşlarımızın çok daha huzurlu ve burayı güzel kullanmaları anlamında elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu. Tüm bu yatırımları ve düzenlemeleri yaparken vatandaşlardan da bazı isteklerinin bulunduğunu dile getiren Başdeğirmen, “Görüyoruz ki bu yapılan hizmetlerin birçoğu hoyratça kullanılıyor” derken, bazı oturma guruplarının kırıldığını, bazı atıkların çöp kutuları yerine yerlere atılmasından dolayı duyduğu üzüntüsünü dile getirdi. Başdeğirmen, “Neden bizim kamelyalarımız yakılır, neden kırılır, neden yerlerinden kaldırılıp ters çevrilir, neden çöpler yerlere atılır? Bunlar bizi üzen şeyler. Burada vatandaşlarımızdan ricamız temizliklere dikkat etsinler. Bundan bizde son derece memnun oluruz ve çok daha iyilerini çok daha güzelini yapmak için çok büyük istek ve şevkle çalışmaya devam ederiz. Bugün bu işe destek vermeye gelen tüm kurumlarımıza, arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, vatandaşlarımıza da burada güzel vakitler geçirmelerini diliyorum” dedi.
AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı: "Kum saati işlemeye başladı"
17 Nisan 2024 Çarşamba - 14:19 AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı: "Kum saati işlemeye başladı" Cumhur İttifakı grubu, yerel seçimlerin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ilk oturumu öncesinde, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin’in de katıldığı bir toplantı gerçekleştirdi. Meclis üyeleriyle yaptığı toplantının ardından açıklama yapan İl Başkanı Bilal Saygılı, "Tüm belediye başkanları için kum saati ters döndü ve işlemeye başladı. Büyükşehir başta olmak üzere 30 ilçede, meclislerde aktif rol oynayacak, İzmir’in ve halkın yararını gözeteceğiz. Doğru işlerin önünü açacak, yanlışa ’dur’ demeye devam edeceğiz" dedi. Cumhur İttifakı, yerel seçimlerin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ilk oturumu öncesinde bir araya geldi. Meclis üyeleriyle yapılan toplantıya, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin de katıldı. Toplantı sonrasında açıklama yapan Bilal Saygılı, "Tüm belediye başkanları için kum saati ters döndü ve işlemeye başladı" dedi. "Önerilerimiz de olacak, eleştirilerimiz de" diyen Başkan Saygılı, İzmir’in ve halkın çıkarına olan işlerin onayında, oy birliğinden kaçmayacaklarını vurguladı. Saygılı, "Büyükşehir başta olmak üzere 30 ilçede, meclislerde aktif rol oynayacak, İzmir’in ve halkın yararını gözeteceğiz. Doğru işlerin önünü açacak, yanlışa ’dur’ demeye devam edeceğiz. Meclisler, şehrin geleceğini şekillendiren adımların onaylandığı, önünün açıldığı organlardır. İzmir halkının seçimiyle oluşan bu yapıların işleyişinde bugüne kadar köstek değil, itici güç olmaya gayret ettik. Bundan sonra da öyle olacak. Halkımızın bize verdiği görevi sonuna kadar samimiyet ve doğrulukla yerine getireceğiz" diye aktardı. AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, "5 yıl hiç de uzun bir zaman değil. Hepimiz biliyoruz ki göz açıp kapatıncaya kadar geçecek. Nasıl, verdikleri sözleri tutmakla yükümlü bir yerel iktidar varsa; onu takip etmek, denetlemek ve uyarmakla yükümlü de bir muhalefet var. O da biziz. Bu tablonun matematiği budur" ifadelerine yer verdi. "İzmir için vereceğimiz destekler son bulmayacak" İl Başkanı Bilal Saygılı, şu ifadeleri kullandı: "İzmir’i cezalandırıyorlar söylemleri, algı operasyonları ömrünü tamamlamıştır. Geçen dönemde de önemli yatırımların önünü açacak her türlü desteği verdik. Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ’a ettikleri teşekkürü kamuoyu unutmadı. Biz de unutturmayacağız. Buca Metrosunun yatırım programına aldırdığımızı; Çiğli tramvayı, Özkanlar pazar yeri, Çiğli Arıtma Tesisinin 4. ünitesi gibi birçok önemli projede İzmir Büyükşehir Belediyesinin önünü açarak işini kolaylaştırdık ve desteğimizi İzmirliler de biliyor. Yine İzmir milletvekillerimizin her biri, geçmişte olduğu gibi İzmir’in sorunlarını ve yatırımlarını yakından takip edip; sorunların çözümü, yatırımların gelmesi için Ankara’da, İzmirli hemşehrilerimizin; gözü, kulağı, sesi olmaya devam edecek. Yeni bir döneme giriyoruz. Elbette tutumumuz değişmeyecek. Elbette İzmir için vereceğimiz destekler son bulmayacak. Elbette, söz verilenleri takip edecek, yarım kalmış, ilerlemeyen, sonlandırılmayan yatırımları izleyeceğiz. Tüm bunları İzmir halkının bize verdiği yetkiyle yapacağız. Bir yandan kendi terazimizi kurarak, eksiklerimizi görecek, bir yandan da İzmirlilerin bize verdiği yetkiyi 30 ilçede sonuna kadar kullanarak onların sesi olacağız. AK Parti’nin 23 yıllık hizmet yolculuğunun iktidarının temelinde; kendini milletin üstünde görmemek vardır, yenilenmek vardır, vazgeçmemek vardır. Her birimiz yeni dönemin emektarları, fedakarları olmak için hazırız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez"
17 Nisan 2024 Çarşamba - 14:05 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez. Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü halimizle, elhamdülillah ayaktayız" dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Grup toplantısının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bereket, rahmet, mağfiret ayı olan Ramazan-ı Şerif’i ve bayramı, milletçe hep birlikte huzur içinde idrak ettik. Sözlerime başlarken; milletimin, İslam âleminin ve tüm insanlığın geride bıraktığımız Ramazan Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum. Bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak, bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum" dedi. Bayram boyunca 18 ayrı devlet-hükümet başkanıyla görüştüğünü belirten Erdoğan, "Hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik, hem de Gazze başta olmak üzere gündemimizdeki meseleleri ele aldık. Rabbimden millet olarak hepimizi hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle daha nice bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum. Biliyorsunuz, bayramdan önce 31 Mart Pazar günü, bir demokrasi bayramı olan mahalli idareler seçimlerini gerçekleştirdik. Seçimlerin ülkemiz genelinde, huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden duyduğum memnuniyeti burada öncelikle ifade etmek istiyorum" açıklamasını yaptı. Alınan güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek, iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandı. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından daha başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak ’birlikte var’ olduğumuzu, ’hep birlikte Türkiye’ olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik." 31 Mart mahalli idareler seçimlerinin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Seçimlerin demokrasimize yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarımıza, kolluk kuvvetlerimize, sağlık personelimize ve sandık görevlilerine buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Hiç şüphesiz burada en büyük takdiri yol ve dava arkadaşlarım hak ediyor. AK Parti teşkilatları hem kampanya dönemi boyunca, hem de sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştı, mücadele etti, emek verdi. Teşkilat mensuplarımız Ramazan ayında iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkımızla birlikte oldular. Ezcümle; partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabbime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamd ediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın; devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve Ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Bir sandık sınavını daha başarıyla veren İttifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir" diyen Erdoğan, "Bizim siyasetimizin temel vasfı, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesidir. Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihi bir kazanım demektir. Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi; sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. "31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir" Yüksek Seçim Kurulu’nun kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart mahalli idareler seçim maratonunun tamamlanacağını ifade eden Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun şimdiye kadar 3 ilçe ve 4 belde olmak üzere 7 yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini aktardı. Erdoğan, "İnşallah bu yerleşim yerlerinde vatandaşlarımız 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına gidecek, tercihlerini yapacaklardır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız. 31 Mart seçim sonuçları birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ediyor. Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız" dedi. Erdoğan, 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inandıklarını belirterek, "Geçersiz oylar da eklendiğinde 15-16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz. 31 Mart seçimleri yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlanmıştır. Bu seçimlerde milletimiz; 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye vermiştir. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesi kazanmıştır. Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki 5 yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir" ifadelerini kullandı. "Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar" "Cumhur İttifakı’nın ’gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum" diyen Erdoğan, "Tabii burada Hatay’a özel bir parantez açmak durumundayım. Biliyorsunuz Hatay, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehrimiz oldu. Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak, ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasp etme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulu’nun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ’ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin milli idare hazımsızlığı ayyuka çıksa da, Yüksek Seçim Kurulu, bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur" açıklamasını yaptı. Erdoğan, önümüzdeki dönemde Hatay’ı ziyaret ederek, Hataylı vatandaşlara teşekkürlerini ifade edeceklerini belirterek, "Bunun yanında bize güvenen diğer şehirlerimize layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacağız. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur; AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken, bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz" dedi. Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğinin altını çizen Erdoğan, "6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz. Milletimiz bize sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevi de tevdi etmiştir. Milletimizin, Belediye Meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil, orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız" şeklinde konuştu. "Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz" Bölücü terör örgütünün şehirlere ve vatandaşlara tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, "Sandık günü, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günüdür. 31 Mart tarihinde milletimiz, tüm siyasi partilerin mahalli idarelerdeki son 5 yıllık karnesini kendilerine takdim etmiştir. Seçim sonuçlarından herkes kendisine göre dersler çıkaracak, elbette kendi iç muhasebesini yapacaktır. Sonuçlara bakarak, bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Birileri kendilerince, ’yerel iktidar’, ’merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, DEM’lendikleri ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir. 81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir" dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin görevi başında olduğunun altını çizerek, "Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmanın derdindeyiz. Burada evvelemirde şu hususun altını çizmek isterim. Demokrasi, öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak demektir. Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istemiştir" değerlendirmesini yaptı. Karşılarındaki tablonun tevile gerek duymayacak kadar net olduğunu söyleyen Erdoğan, "AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz. AK Parti’nin ayırıcı vasfı kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olmasıdır. Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş, kuvvet ve enerji toplamış bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız. Şunun da bilinmesini isterim: Bizim lügatimizde böbürlenme yoktur; millete tepeden bakma, milletle arasına duvarlar örme, mesafe koyma asla ve asla yoktur. Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz" diye konuştu. "Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz" Siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız" dedi. "Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası haline getireceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum" ifadelerini kullandı. "Biz bugünlere bir anda gelmedik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik" Erdoğan, partililere hitap ettiği konuşmasında, "AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadele, 14 Ağustos 2001’de, AK Parti olarak görünmüştür. Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakarın, cefakarın, kahramanın emeği var, alın teri vardır. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık. Ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık. İman varsa imkân var dedik, Allah büyüktür dedik, en hüzünlü anlarımızda, ’Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor" diye konuştu. Teşkilatların moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu çok net ifade etmek isterim. Bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar. Beyler, bayanlar! Şunu herkes görsün ve bilsin: Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisiyiz. Her anlamda muazzam bilgi birikimine, tecrübeye sahibiz. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz. Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü halimizle, elhamdülillah ayaktayız" şeklinde konuştu. "Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok" Bu seçim sonuçlarını fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eleştiri, tamam. Özeleştiri, tamam. Ama, AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da özeleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz. Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Partimizin ilgili kurulları her türlü detayı değerlendiriyor. Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz. Bakanlarımız, siz değerli milletvekillerimiz, bütün teşkilatımız, bugünden itibaren hep birlikte halkımızın içine gireceğiz, başımız dik, özgüvenimiz yüksek, umudumuz tam bir biçimde milletimize hizmeti sürdüreceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız. Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız. Çok açık söylüyorum, bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olamaz. Aynı zamanda; bu harekette yeise yer yoktur. Bu harekette umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, nerede kalmıştık der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz" dedi. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptıkları değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki 4 yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız. Milletimizin bizden ve hükümetimizden beklentilerini çok iyi biliyoruz. Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hale getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde olacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de, yarın da, bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail - Filistin konusundaki eleştirilere de sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de, hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde, insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de, seçim sonrasında da, bir takım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükümetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler bizim bu konuda nasıl tavır takındığımızı bildikleri halde bizi eleştiri yağmuruna tuttular. Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın, ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir. Şunu da belirtmek durumundayım. Biz, Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareketiz, böyle bir kadroyuz. Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber dertleşeceğiz, konuşacağız. Unutmayın! 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın! 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın! MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, Siyonizm’in uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı. Bakınız, biz bundan 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle ’one minute’ dedik. Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ’Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş gurubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk. Elimizdeki tüm imkanları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik. Burada çok açık ve net söylüyorum Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvâ-yi Milliye ne ise, Hamas da işte aynen odur" dedi. İsrail’in katliamına tepkisini bir kez daha ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin. Ne suikast girişimlerinize, ne darbe girişimlerinize, ne ekonomik saldırılarınıza, ne de algı operasyonlarınıza boyun eğmeyeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk! Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ’Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Arkadaşlar, biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz. Biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak, çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir. Bu vesileyle bir kez daha buradan Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum" diye konuştu. 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistinlilere rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’nin 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının 31’inci yıl dönümü olduğunu belirterek, "Vefatının seneyi devriyesinde rahmetli Özal’ı bir kez daha minnetle, şükranla, özlemle yad ediyorum. Rahmetli Özal’ın ’çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabbim kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum" dedi.
Başkan Arıkan, 49 mahalle muhtarıyla bir araya geldi
17 Nisan 2024 Çarşamba - 13:31 Başkan Arıkan, 49 mahalle muhtarıyla bir araya geldi Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan yeni dönemin ilk muhtarlar buluşmasını gerçekleştirdi. Başkan Arıkan; 31 Mart yerel seçimlerinin ardından görevlerine seçilen Söke’nin mahalle muhtarlarını, Söke Belediyesi meclis salonunda ağırladı. Toplantıda Söke Belediyesi Muhtarlar Müdürü Velittin Tekeli de bulundu. Toplantının açılış konuşmasını Söke Muhtarlar Derneği Başkanı ve aynı zamanda Güneyyaka Mahalle Muhtarı olan Ali Çıtak yaptı. Seçimlerin ardından tüm muhtarları bir araya getiren Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan’a teşekkür ederek sözlerine başlayan Ali Çıtak; “Yeni dönemin başkanımız başta olmak üzere tüm muhtarlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu dönemde 25 yeni muhtarımız var. Muhtarların siyaseti olmaz, hizmeti olur. Bizler halkımız ile belediyemiz başta olmak üzere diğer kurumlarla aracıyız, köprüyüz. Bu bilinçle çalışacağız. Yeni dönemin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi. Söke’nin mücavir alanının bin kilometrelik bir alan, Söke Belediyesi’nin hizmet götürdüğü alanın diğer ilçelerden daha geniş olduğunu belirten Söke Belediyesi Muhtarlar Müdürü Velittin Tekeli, “Yeni dönemde başarılı işleri, el birliğiyle yapacağımıza inanıyorum. Müdürlüğümüz, muhtarlarımızla sürekli irtibat ve işbirliği içinde olacak” dedi. Yeni hizmet döneminin herkese hayırlı olması dileklerini ileten Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan; “Alınmış en yüksek oyla halkımızın takdiri ile göreve seçildik. Başkan olarak geçtiğimiz 9 ayda çok iyi çalıştık, devlet aklıyla hareket ettik. Önümüzdeki süreçte de aynı tarzda çalışmaya devam edeceğiz. Ülke yönetimi, ekonomi ve dış politikadaki yanlışlar ortada. Genel siyasete ekonominin bizim için önemine temas etmek için giriyorum. Bizim gelirlerimizin kısıtlı olduğunu muhtarlarımız da bilmeli. Merkezi iktidardan belediyelere gereken para aktarılmıyor. Tüm bunlara rağmen hizmet ve proje üretiyoruz” dedi. Başkan Arıkan; “Mahallelerimizin elbette ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçlarda halkın geneline ve kamuya hitap eden hizmetler öncelik olmalı. Bizim sorumluluk ve görev alanımız dahilinde işleri yapmak zorunluluğumuz. Taleplerinizi, sorunlarınızı bizlere her zaman iletebilirsiniz. Biz hissiyat ve dedikodularla yönetmeyeceğiz. Hizmetin nereden geldiği önemli değil. Hizmeti nereden alabiliyorsanız diyalog halinde olun. Bazı talep ve sorunlar Büyükşehir Belediyemizi ilgilendirecektir. Büyükşehir Belediyemizle ilişkilerimiz çok güzel. İşbirliği içinde çalışıyoruz. Bu talepleri Büyükşehir birim amirlerine iletebileceğiniz gibi, bizlere de rahatlıkla iletebilirsiniz. Muhtarlar Müdürlüğümüz etkin bir şekilde çalışacak. Halkımıza hizmet için değerli muhtarlarımızla birlikte çalışacağız” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından 49 Mahalle Muhtarı içinde tek kadın muhtar olan, merhum muhtar Ahmet Yöntem’in kızı Fevzipaşa Mahalle Muhtarı Huriye Yöntem Malgaz’a çiçek takdim edildi. Muhtar Huriye Yöntem Malgaz’a muhtarlık rozetini Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan taktı. Söke Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Çıtak; “Daha düne kadar birlikte çalıştığımız merhum kardeşimiz Ahmet Yöntem’in kızı, aramızda tek kadın muhtar oldu. O tüm muhtarların kardeşi, hep birlikte ona destek olacağız” dedi. Başkan Arıkan ise Fevzipaşa Mahalle Muhtarı Huriye Yöntem Malgaz’ı tebrik ederek; “Gönül isterdi ki pozitif ayrımcılık yaparak, daha fazla kadın muhtarımız seçilebilseydi. Bu anlamda başarılı olan Muhtarımızı bir kez daha kutluyorum. Başarılı olacağına inancım tam” dedi.