GENEL - 21 Haziran 2018 Perşembe 09:29

Her gün bu tehlikeli yolculuğu yapmak zorundalar

A
A
A
Her gün bu tehlikeli yolculuğu yapmak zorundalar

RİZE (İHA) – Rize’de evlerine ve arazilerine yol gitmeyen mahalle sakinleri her gün tehlikeli bir şekilde ilkel teleferikle yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar.

RİZE (İHA) – Rize’de evlerine ve arazilerine yol gitmeyen mahalle sakinleri her gün tehlikeli bir şekilde ilkel teleferikle yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar.


Merkez Dağınıksu Mahallesi’nde yaşayan ailelerin çay bahçelerinin ve evlerinin yolları sel nedeniyle yıllar önce kapandı. Sel yüzünden kapanan yollar kullanılamayacak hale gelince mahalle sakinlerinin araç yolu yaptırabilmek için harcadığı çabalar sonuç vermeyince çözümü yük taşıdıkları ilkel teleferiklerde buldular. 15’in üzerinde teleferiğin bulunduğu mahallede mahalle sakinleri korkarak da olsa evlerine ve arazilerine ulaşımı, bir noktadan herkesin kendi arazisine gidecek şekilde yan yana yaptırdığı 7 adet ayrı ilkel teleferikle sağlıyor.


Meydana gelen selden dolayı yollarının kapandığını dile getiren mahalle sakini Hatice Dil, teleferikle evlerine ulaşımı sağladıklarını, bazen ufak tefek kazalar yaşadıklarını ama başka çarelerinin olmadığını dile getirerek “Eskiden yaya yolumuz vardı biz de onu kullandırdık. Sellerden dolayı yaya yolumuz kapandı, köprümüz vardı o da yıkıldı. Yağmur yağdığında hemen evlerimizi terk etmek istiyoruz çünkü dere yükseldiği zaman karşıdan karşıya geçme ihtimalimiz yok. Çoluk çocuk herkes teleferikleri kullanıyor, ulaşım teleferikle sağlanıyor. Bu gölgede 15’e yakın teleferik var, herkes arazisine teleferiklerle gidiyor. Ufak tefek kazalarda meydana geliyor” dedi.



"Uzunluğu 1 km, yüksekliği 300-500 metre olan teleferikler var"


Bölgede bin metre uzunluğa kadar teleferik hattı olduğunu, kendilerini ilkel teleferiklere emanet ettiklerini dile getiren Ercan Kurt ise “Bu bölgede çok sayıda teleferik var. Bunların uzunluğu bin metre olan var, 600, 900 metre olan var. Yüksekliği ise 300 metre olan var, 500 metre olan var. Arazilerimize, evlerimize yaya gidemiyoruz. Patika yollarımız yok. Bu bölgede biz yol istiyoruz. Biz burada işçi çalıştırıyoruz. İşçiler araziyi gördükten sonra biz burada çalışmayız diyorlar. Yevmiye 150 TL olmasına rağmen gitmiyorlar. ‘Teleferiğe koyalım sizi’ diyoruz korkuyorlar, binmiyorlar. Çaylarımızı toplatamıyoruz. Yetkililer diyor ki bize ‘Teleferiğe binmeyin’. Peki, ne yapacağız biz? Yol yok, derede köprü yok, ne yapacağız?” ifadelerini kullandı.



"Korkuyoruz ama başka çaremiz yok"


Korkmasına rağmen mecburiyetten ilkel teleferiği kullanmak zorunda olduklarını ifade eden 70 yaşındaki Meryem Sarı “47 senelik evliyim, 47 senedir yürüyerek inip çıkıyoruz oraya. O zamanlar gençlik vardı, yürüyerek oralara çıktık indik ama şimdi 70 yaşında oldum, artık ayaklarım tutmuyor. Eskiden bölgede arazilerinden yol vermeyenler vardı şimdi onlar da verdi. Ben de yardım istiyorum belediyemizden, bize yardımcı olsunlar. Teleferiğe bindiğimde kendimi iple bağlıyorum, gözümü bazen kapatıyorum, bazen açıyorum. Korkuyorum ama ne yapayım. Ben Allah rızası için yol istiyorum” diye konuştu.


Teleferiğin sırma telinin kesilmesi sonucu 2 buçuk saat boyunca teleferiğin ortasında havada asılı kaldığını, korkulu dakikalar yaşadığını dile getiren Mehmet Karayiğit ise kendisini asılı kaldığı yerden komşularının kurtardığını ifade etti. Karayiğit “İstanbul’dan misafirlerim geldi, onları karşıya geçirdim geriye çektim. Sonra ben bindim ortada sırma tel koptu, tam 2,5 saat orada kaldım. Komşular geldi eliyle çektiler beni. 2 buçuk saat orada kaldım sonra inebildim ama sen birde ne yaşadığımı bana sor” açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kırıkkale’de ortaya çıktı: Kızıl tuygun çiftçilerin dostu oldu Kırıkkale’de, nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi olarak bilinen yırtıcı kuş "kızıl tuygun", dron ile görüntülendi. Saz delicesinin görüldüğü bölgede çiftçilik yapan Emre Doğan, "Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz" dedi. Kırıkkale’de ’saz delicesi’ olarak da bilinen yırtıcı kuş kızıl tuygun, Kızılırmak nehrinin beslediği Kapulukaya Barajı kıyısındaki tarım arazileri üzerinde dron ile görüntülendi. Nesli tükenme tehlikesi altında olan saz delicesi, genellikle sazlık ve sulak alanlarda görülüyor. Saz delicesi, tarım arazilerindeki sürüngen, böcek, fare ve küçük memeliler ve kuşlar dahil olmak diğer birçok etçil hayvan gibi leşle de beslenebiliyor. Tarım arazilerinde bulunan ve mahsullere zarar veren farelerle de beslenen saz delicesi, çiftçilerin dostu durumuna geldi. Karakeçili ilçesinde çiftçilik yapan Emre Doğan (30), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım arazisinde çalışırken kendilerine moral ve motivasyon sağladığını belirterek, keyifli çalışma ortamı oluşturduklarını söyledi. Doğan, "Burası onların evi bizim de ekmek kapımız. Burada avlanıyorlar, besleniyorlar. Biz de burada çalışıyoruz, çalışırken de arkadaşlık ediyorlar. Biz de kendileri hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bize keyifli çalışma ortamı sunuyorlar, bize arkadaşlık ediyorlar. Bize burada moral motivasyon sağlıyorlar. Fareleri avlıyorlar. O yüzden bizim en büyük dostumuz. Fareler mahsullerimize zarar veriyor, onlarda bize yardımcı oluyor. Doğanın dengesi gereği" dedi. Kırıkkale Valiliğinin teklifi ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün oluruyla, sulak alanların korunması yönetmeliği çerçevesinde 30 Ocak 2024 tarihinde mahalli öneme haiz Çeşnigir sulak alan olarak ilan edildiği bildirildi. Bin 213 hektar büyüklüğünde olan Çeşnigir sulak alanı, göçmen su kuşlarına da ev sahipliği yapıyor.
Muş Malazgirtli vatandaşlar şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan vatandaşlar, dağlardan topladıkları şifalı bitkileri satarak geçimlerini sağlıyor. Baharın gelişiyle birlikte dağlarda yeşeren şifalı bitkileri toplayarak tezgahlarda satan vatandaşlar, ailelerinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Dağların yüksek kesimlerinde yetişen mantar, uçkun, çiriş, kenger, sirmo, soryaz, cağ, kaniberg gibi bitkileri toplayarak çarşı merkezinde kurdukları tezgahlarda satışa sunan vatandaşlar, müşterilerinin ilgisinden oldukça memnun. Topladıkları şifalı bitkileri satarak ailesini geçimini sağladığını ifade eden Serhat Karataş, “Memleketimizde yapacak başka bir iş yok. Bu işi yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. Bahar aylarında şifalı bitkiler, kış aylarında ise balık, sebze ve meyve satarak aile bütçeme katkı sağlamaya çalışıyorum” dedi. Doğal yetişme alanı bulunan şifalı bitkilerin ömrünün az olduğunu dile getiren Ramazan Yıldırım ise “Karların erimesi ile birlikte dağlarda şifalı bitkiler çıkmaya başlar. Bizler de bu bitkileri toplayarak şehirde satıyoruz. Uçkunun destesini 50 TL, mantar 350 TL, çirişin 3 kilosu 100 TL, kengerin kilogramını 20 TL’den satıyoruz. Bitki satışı bizim için oldukça güzel bir iş. Ama zaman kısa olduğu için kötü. Tüm işimiz bir ay içerisinde bitiyor. Bir ay içerisinde ne kadar çok çalışırsak, o kadar fazla kazanıyoruz. Genelde guruplar halinde çalışıyoruz. Bir ayda olsa iş bulup çalışmak güzel” ifadelerini kullandı.
Kayseri Uzmanından ‘excimer lazer’ tavsiyesi: “Kendi gözlerinizle görmeniz hiç de uzak değil” Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, excimer lazer tedavisinin hipermetrop, miyop ve astigmat tedavisinde kullanılan en yaygın tedavi olduğunu ve özellikle asker, polis adaylarının bu tedaviden yararlanarak meslek sahibi olabileceklerini söyledi. 18 yaşından büyük, son 6 ayda gözlük numaraları 0.50 dioptriden fazla değişmemiş, -9.0 dioptriye kadar miyop ve 6 numaraya kadar hipermetrop ya da astigmatı olan bireylere excimer lazer tedavisinin uygulanabileceğini dile getiren Kayseri Doktoröz Göz ve Cerrahi Lazer Merkezi Başhekimi ve Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkırış, “Hastaların yapılan ölçümleri sonucunda yeterli kornea kalınlığı olmalı, şeker romatizma gibi sistemik hastalığı bulunmamalı ve gözlerinde başka herhangi bir hastalık olmamalıdır. Keratokonus, katarakt, göz tansiyonu, göziçi iltihabı ve ciddi göz kuruluğu olan hastalara uygulanmaz. Excimer lazer tedavisinde önemli olan ameliyat öncesi muayenede gözün ameliyata uygun olup olmadığına karar vermektir. Bu yüzden ameliyat öncesi yapılan muayene ve tetkikler önemlidir. Muayenede hastanın göz numaraları belirlenir, kornea kalınlıkları ölçülür, kornea haritası çıkartılır ve kapsamlı bir göz muayenesi yapılır. Göz tansiyonu ölçülür, gözyaşı testi yapılır göz bebeği genişletilerek, biyomikroskobik muayene ile ön segment ve retina tabakası kontrol edilir. Bu muayeneler sonucunda herhangi bir patolojik bulguya rastlanılmaz ise ameliyat kararı alınır” ifadelerini kullandı. “İğnesiz ve dikişsiz tedavi” Excimer lazerin damla anestezi ile yapıldığını ve ağrısız olduğunu dile getiren Özkırış, “Doğru göze, doğru zamanda ve doğru yöntemle laser yapılmış ise tekrarlama imkanı çok düşüktür. Nadiren de olsa tekrarlayan vakalarda göze uygunsa 2. kez lazer yapılabilir. Lasik yöntemi en sık uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde korneanın üst yüzeyinde ince bir tabaka kesilir, kapak şeklinde kaldırılır ve altta kalan kornea yüzeyine excimer lazer uygulanarak, gözdeki kırma kusuru düzeltilir. Bu yöntem damla anestezisi ile yapılır ve ağrılı değildir. Bu ameliyatta iğne yapılmaz ve dikiş atılmaz. Lasik yöntemi dışında PRK ve LASEK yöntemleri de vardır. Laser tedavisi herhangi bir göz rahatsızlığını tedavisine engel değildir. Kornea kalınlığınıza bağlı olarak 4-6 D’ye kadar astigmatizma laser ile düzelebilir. Laser sonrası gözler açık kalıyor ve görerek gidiyorsunuz. Ancak 2-3 saat yanma batma ve sulanma ve ağrı olabiliyor. Laser göz ile ilgili herhangi bir ameliyatın yapılmasına engel değildir. Laserden 3 gün sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Ancak deniz, havuz ve kaplıca gibi genel kullanıma açık sulara ise 20-30 gün girmemeniz gereklidir” dedi. Özkırış son olarak, gözü uygun olan hastaların excimer lazer konusunda uzman kişilere ameliyat olduklarında kendi gözleri ile görmenin hiç de uzak bir hayal olmadığının altını çizdi.