EKONOMİ - 24 Ekim 2017 Salı 12:08

Sakarya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız:

A
A
A
Sakarya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız:

Sakarya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız, et ve süt üretiminde artışı sağlayabilmek için bir takım önerilerde bulundu.

Sakarya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız, et ve süt üretiminde artışı sağlayabilmek için bir takım önerilerde bulundu.


Et ve sütte üretim artışı isteniyorsa mutlaka işletmedeki karlılığın garantilenmiş olması gerektiğini ve bir işletmenin giderlerinin çoğunluğunu yem giderlerinin kapladığını belirten Sakarya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Mustafa Yıldız, et ve süt üretiminde artışın sağlanabilmesi için işletmede yem giderlerinin en aza indirilmesinin öncelikli hedef olması gerektiğini vurguladı. Yıldız, "Et ve sütte üretimi artışı istiyorsak, mutlaka işletmedeki karlılığı garantilemeliyiz. Öncelikle bir işletmenin giderlerinin yüzde 67-70’i yem giderleridir. İşletmede yem giderlerini en aza indirmek öncelikli hedefimiz olmalıdır" dedi.


İşletmelerin, kaba yemin ucuz veya bedava temin edileceği yerlere yakın kurulmasının önemine dikkat çeken Yıldız, "İşletmede yemler kaba yem ve fenni yem diye ikiye ayrılır. Kaba yem bir işletme için olmazsa olmaz niteliğindedir. Bu nedenle işletmeler, kaba yemin ucuz ya da bedava temin edileceği yerlere yakın kurulmalıdır. Dolayısıyla bu kapsamda meralar çok önemlidir. Uygulamaya baktığımızda şehirleşmeyle beraber meraları her türlü küçültmeye dair tacizi gizliden gizliye yaşamaktayız. Akabinde ise yükselen et ve de süt fiyatları. Hayvancılıkla uğraşan köylünün hayvancılığı ve de köyünü terk etmesi son bulmaktadır. Bunun yanında yıllarca tarım, hayvancılıktan para kazanmayan üreticimiz, daha iyi bir yaşam hayalleriyle kente göç ediyor. Kontrolsüz artan şehir nüfusu, beraberinde çarpık şehirleşme, işsizlik, asayiş sorunları vb. bir çok sorunu içinde barındırmaktadır" diye konuştu.


Veteriner fakültelerinden hocaların ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir tanışma konseyinin kurulmasını tavsiye eden Yıldız, "Şuanda samanın 25-30 kilogram balyanın adedi 12 TL, yonca 20-25 kilogram balyası 18 TL, mısır silajlı tonu 270 TL, pancar küspesi tonu 130 TL, yulaf 25-30 kilogram balyası 15 TL, fenni yem 50 kilogram 58 TL’dir. Bu fiyatları aşağıya çekmek üretimi artırmak hepimizin görevidir. Hayvancılık desteklerini, yem desteklerini de kapsayacak şekilde genişletmeliyiz. Yoksa et, süt ürünlerinin fiyat artışlarını ithalatla kısa bir süre baskılarsınız. Uzun vadede ise kartopunun yuvarlanıp büyümesi gibi her seferinde artan bir ivme ile ette ve de sütte maalesef fiyatlar artacaktır. Bunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Ayrıca yıllardır ithalata rağmen hayvancılıkta bir ilerleme olmadığı gibi her yıl ciddi oranda hayvan sayısında azalış sağlandı. Üretici, üretimden vazgeçtiği zaman bir daha yıkılan düzenini tekrar kurmuyor. Çözümün bir parçası olarak mutlaka veteriner fakültelerinden hocaların ve ilgili sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir tanışma konseyi kurulmasını tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.