GENEL - 24 Mayıs 2017 Çarşamba 09:30

27 yıldır yoğun bakımda

A
A
A
27 yıldır yoğun bakımda

Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi Dahili Yoğun Bakım Bölümünde 27 yıldır çalışan hemşire Tuğba Çırak, işini severek yaptığını ve hastalara bakmanın kendisini mutlu ettiğini söyledi.

Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi Dahili Yoğun Bakım Bölümünde 27 yıldır çalışan hemşire Tuğba Çırak, işini severek yaptığını ve hastalara bakmanın kendisini mutlu ettiğini söyledi.


27 yıldan beri Samsun Kamu Hastaneleri Birliği Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan Tuğba Çırak, işini severek yapıyor. Hastaların her türlü bakımıyla ilgilenen Çırak, hastalara bakmayı sevdiğini söyledi. Babasını da aynı bölümde kaybeden Çırak, ondan sonra bile yoğun bakım bölümünden çıkmayı hiç düşünmediğini ifade etti. Yoğun bakım hemşireliğinin merhamet ve vicdan gerektiren bir iş olduğunu vurgulayan Çırak, yoğun bakımda çalışan hemşirelerin işini en iyi şekilde yapması gerektiğini belirtti. Teknik olarak eskiden daha çok zorlandıklarını dile getiren Çırak, teknolojinin gelmesiyle işlerinin daha kolaylaştığını söyledi. İş arkadaşlarıysa Çırak’ın, örnek bir yoğun bakım hemşiresi olduğunu belirttiler.



"Hastalara bakmak beni mutlu ediyor"


Evli ve 1 çocuk sahibi Tuğba Çırak, "1988 yılında Eskişehir Sağlık Meslek Lisesinden mezun oldum. 1988 yılında Samsun Devlet Hastanesinde göreve başladım. 1990 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulundan mezun oldum. Buradan da mezun olduktan sonra yoğun bakım ünitesine geçtim. Devlet hastanesinden sonra Eğitim Araştırma Hastanesinin yoğun bakım bölümüne geçtim. 29 yıllık hemşireyim. 27 yıldan beri ise yoğun bakım hemşireliği yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Hasta odaklı çalışmayı seviyorum. Hastalarla birebir ilgilenmeyi seviyorum. O nedenle de yoğun bakım hemşireliğini tercih ettim. Yıllardır bu mesleği sürdürüyorum ve mesleğimden memnunum. Başka bir bölümde çalışmayı düşünmedim. Hastalara bakmayı seviyorum. Burada refakatçi olayı yok. Hastaların her türlü bakımıyla biz ilgileniyoruz. Hastaya bakmak, onunla ilgilenmek beni mutlu ediyor. Onun içi 27 yıldır yoğun bakım bölümünden çıkmayı hiç düşünmedim. Buradan emekli olmayı düşünüyorum" dedi.



"Babamı burada kaybettim"


Yoğun bakımda uzun süreli yatan hastaların olduğunu dile getiren Çırak, "Görev süremde yoğun bakımda 3 yıl yatan bir hastamız oldu. Çocuk hastalara dayanamam. Çocuklara bakarken çok üzülürüm. Şu an çocuk hastam yok ama önceden oluyordu. Baktığım bir çocuğun annesi bana, ’benim çocuğuma benden daha çok ağlıyorsun, teşekkür ederim’ demişti. Bunu hiç unutmam. Burada babamı kaybettim. Geçen yıl vefat etti. Burada bir hafta kaldı. Ondan sonra bile çalışmayı bırakmadım. 27 yılda çok vefat eden hastam oldu. Üzülüyorsunuz tabi. Kendinizi ailesinin yerine de koyuyorsunuz. Görevinizi yapıyorsunuz ama üzülmemek elde değil. Yoğun bakım hemşireliği merhamet istiyor, vicdan istiyor. Mükemmeliyetçilik de istiyor. İşinizi en iyi şekilde yapmaya çalışmalısınız. Yoğun bakımda çalışan kişiler mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalışmalı" diye konuştu.



"Prizler artınca bile çok sevindik"


Eskiden iş gücüne dayalı çalışıldığını belirten Çırak, "Şu anda teknoloji ile daha rahat çalışıyoruz. O zaman daha çok manuel çalışıyorduk. Birçok imkana sahip değildik. Tansiyon aletiyle kendimiz tansiyon ölçüyorduk. Şuanda ise monitörlerimiz var. 15 dakikada yarım saatte bir ne zaman gerekliyse rahatlıkla ölçebiliyoruz. En basiti o zamanlar bir hasta başında bir tane prizimiz vardı. Aletlerin birini çıkartın diğerini takardık. İleri ki yıllarda prizlerin sayısı artınca bile çok sevindik. Çünkü her makineye bir priz oldu diye. Teknolojik yönde çok rahatız şimdi" şeklinde konuştu.



Tanrıvermiş: "Yoğun bakımı sevdiren unsurlardan birisi"


Yaklaşık 20 yıldır Tuğba hemşire ile aynı bölümde çalışan Hayriye Tanrıvermiş, "Tuğba hanım benim tanıdığım en iyi meslektaşlarımdan birisi. Göreve ilk başladığımda birçok şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Bana yoğun bakımı sevdiren unsurlardan birisi. İnşallah uzun yıllar beraber çalışırız. Tuğba hanımın en önemli özelliği çok çalışkan ve çok dürüst bir insan olması" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı. Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Hastanede tedavi altına alındılar Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı. "Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi" Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi. Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
İstanbul Ersin Destanoğlu: “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Beşiktaş’ın tecrübeli kalecisi Ersin Destanoğlu, daha iyi sonuçlar almak için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Siyah-beyazlılarda sakatlığı bulunan Mert Günok’un yerine 11’de sahaya çıkan Ersin Destanoğlu, maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İyi bir futbolla galip geldikleri için mutlu olduğunu dile getiren Destanoğlu, “Bizim için güzel bir akşamdı. Tempolu, coşkulu güzel bir maç oynadık. Kazandığımız için mutluyuz. Önümüzde önemli bir kupa maçı var. Bugünkü maç bizi o maça da bira hazırladı. Rakibimizi de daha iyi tanıdık. Moral motivasyonumuzu yukarı çekerek daha iyi sonuçlar almak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Uzun süre sonra kazandıklarına değinen siyah-beyazlı takımın kalecisi, “Taraftarlarımız 5 maçlık serüvende bizden galibiyet bekliyordu. Biz de Serdar Hoca’yla birlikte içerideki moral ve motivasyonu sahaya yansıtıp taraftarlarımızı galibiyetle buradan uğurladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Serdar Topraktepe’nin takımla bağını hiç kopartmadığını vurgulayan Ersin Destanoğlu, "Öncelikle Santos Hoca’ya teşekkür ederim. Buraya geldi ve takımı yukarı çıkartabilmek için elinden geleni yaptı. Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi bilen, oyuncularla iyi diyaloğu olan bir hocaydı. Bizimle hep irtibat halindeydi. Bugün için sahada neler yapmamız gerektiğini söyledi. Biz de çıkıp oynadık” diyerek sözlerini tamamladı.