YEREL HABERLER - 25 Ağustos 2016 Perşembe 14:31

Başkan, dekan ve stajyer ziraat öğrencileri fındık topladı

A
A
A
Başkan, dekan ve stajyer ziraat öğrencileri fındık topladı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Ali Nihat Gökyiğit Araştırma İstasyonu bünyesindeki fındık bahçelerinde Ziraat Fakültesi stajyer öğrencileri teorik olarak aldıkları eğitimi pratikte de uyguluyorlar.
OMÜ Ziraat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Yusuf Demir, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, Canik Belediyesi Başkan Yardımcısı Alican Usta ve 19 Mayıs Belediyesi Başkan Vekili Ömer Atik de 30’a yakın öğrencinin sahadaki fındık hasadını ziyaret ederek onlarla birlikte fındık topladı.
“Halkın içinde bir idari anlayış”
Prof. Dr. Yusuf Demir, “Bir misyona, bir geleceğe sahip olmak için neler yapacağımızı basınımız ve yerel yönetimlerle paylaşmak ve birlikte bir fikir jimnastiği yapmak için buradayız. Öğrencilerimizle birlikte nasıl bir Ziraat Fakültesi olunması gerektiğinin gayret ve çabası içinde olacağız. Bundan sonra biz binaların içerisinde değil, halkın içinde olan bir idari anlayışı sergileyeceğiz. Fakültemizi yeni bir vizyona, yeni bir çehreye ve yeni bir alt yapıya kavuşturacağız. Bu noktada en büyük destekçilerimiz; bugün olduğu gibi yerel yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz. Gördüğünüz gibi öğrencilerimiz bu işi uygulayarak, bilfiil bu işi öğrenerek çalışıyorlar. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Üniversitemiz kentin en öncü kuruluşu”
Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı da “Şehrin yerel yöneticileri olarak bizler de özellikle üniversite camiamızla ciddi anlamda iş birliğini öngörüyoruz. Bilimsel verilerin halka yansıtılması ve halkın bilinçlendirilmesi noktasında üniversitemiz kentin en öncü kuruluşudur. Uygulama eğitimini üniversite yıllarında bizzat kendim de deneyimledim. Bu hususta, yeni göreve gelen üniversite yönetiminin farklı bakış açılarıyla şehrimize büyük katkı ve fayda sağlayacağına inanıyoruz. Öğrenci kardeşlerimizin bizzat yaşayarak kazandıkları uygulama becerileriyle mezuniyet sonrası; tarımsal sanayiye, çiftçilerimize ve Türkiye’nin zirai kalkınmasında önemli rolleri olacağını düşünüyoruz. Bu vesileyle inşallah üniversitemiz farklı bir bakış portföyüne hızla adımlarla ilerleyecek. Halkla iç içe olan anlayışın üniversitesi, yerel yönetimi ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla yaygınlaşmasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
“İş bulma açısından avantajlı olacaklar”
Araştırma İstasyonu’nda fındık hasadında öğrencilerle birlikte çalışan Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar ise “Biz öğrencilerimizi en zor şartlarda yetiştiriyoruz, masa başı için yetiştirmiyoruz. Burada staj gören, eğitim alan öğrencilerimize aşıyı, budamayı ve diğer işlemleri öğretiyoruz. Dolayısıyla kendilerini daha bilinçli hissedecekler. İş bulma açısından da çok daha rahat ve avantajlı olacaklar. Buradaki fındık alanı toplam 3 dönüm. Ayrıca kivi ve kestane bahçelerimiz var, toplam 5 dönüme sahibiz” diye konuştu.
“TÜBİTAK projesiyle alternatif bir yöntem”
Prof. Dr. Serdar, dip sürgünü ile ilgili TÜBİTAK destekli projelerinden de bahsederek şunları söyledi: “Amacımız dip sürgünü temizliği için farklı bir yöntem geliştirmek. Ama öyle bir yöntem ki herbisit (yabancı ot ilaçları) uygulamasına biraz daha alternatif olsun. Herbisitler, uzun yıllar kullanıldığında maalesef toprak için olumsuz etkileri olan kimyasallar. Biz bu projemizde fındık dip sürgünü temizliği için farklı gübre çözeltileri kullanıyoruz. Bu bir TÜBİTAK projesi, 18 aylık bir proje ve bu işlem sonucunda inşallah patente gireceğiz. Fındık dip sürgünü temizliğinde yeni bir yöntem tespit etmiş olacağız. Bu kapsamda hem karanfil sayımı hem de çotanak sayımı yaptık. Çotanaktaki meyve sayısını belirledik, meyve örneklerini aldık. Bu örneklerde kalite analizleri yapacağız. Eğer başarı sağlanırsa yüzde 20 verim artışı sağlanacak. Bu projeyle Karadeniz’deki fındık üreticileri için alternatif bir metot geliştirmiş olacağız. Biz artık bilinçli üretici istiyoruz. Yani üretici yılda en az 3-4 defa bahçeye girecek. Sadece fındığı toplamaya gitmeyecek. Fındık dip sürgünlerinin temizliğini yapacak ve aynı zamanda bitkilere de gübre vermiş olacak bu işlem sayesinde. İki lokasyonumuz var; biri Çarşamba’da, diğeri de burası.”
“Üreticilerle buluşacağız”
Projenin Mart ayında biteceğini belirten Serdar, sonuçların istatistiksel analizini yaptıktan sonra farklı il ve ilçelerde konferanslar serisi düzenleyeceklerini söyledi. Bu konferanslarda üreticilerle buluşup onlara denemelerin sonuçlarını anlatacaklarını kaydeden Prof. Dr. Ümit Serdar, nihayetinde patent başvurusunda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde 300 binden fazla konut inşaatı devam ediyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.