YEREL HABERLER - 26 Nisan 2017 Çarşamba 13:05

Cami ve külliye hızla yükseliyor

A
A
A
Cami ve külliye hızla yükseliyor

İlkadım Belediyesi tarafından Baruthane Mahallesi Ihlamur Caddesi üzerinde Selçuklu mimarisi ile inşa edilen Karadeniz’in en büyük cami ve külliyesi hızla yükseliyor.

İlkadım Belediyesi tarafından Baruthane Mahallesi Ihlamur Caddesi üzerinde Selçuklu mimarisi ile inşa edilen Karadeniz’in en büyük cami ve külliyesi hızla yükseliyor.


Türk İslam sanat mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olarak geçmişten geleceğe önemli bir yapı olarak inşa edilen cami ve külliye, inanç turizminde de yerini alarak büyük bir medeniyet projesi olarak hayat bulacak. Baruthane Mahallesi Ihlamur Bulvarı üzerinde 6,5 dönüm alan içerisinde inşa edilen proje, Selçuklu mimarisi, şehir ve deniz manzarası, ihtişamlı yapısı ile dikkat çekiyor.



Mazi ile atiyi birleştiren mimari proje


Dünyada önemli bir yere sahip Selçuklu mimarisinden esinlenilerek planlanan projede, planlamasına uygun kesme taşlar kullanılıyor. Yılların birikimi ve büyük bir ustalık isteyen kesme taş işçiliği yapıya eşsiz bir görünüm kazandırırken doğal bir yalıtım sağlamasıyla da kullanışlı bir malzeme özelliği taşıyor. Mimarisinden kaynaklanan doğal görünümünün yanında aydınlatması, iklimlendirmesi ve akustiğinde günümüz teknolojisinden faydalanılıyor.



"Mimarisi ile Türkiye’ye örnek olacak"


Cami ve külliye inşaatının tamamlandığında Samsun’a Ankara Hacı Bayram Veli, İstanbul Sultanahmet ve Eyüp Sultan gibi önemli bir merkez kazandıracaklarını söyleyen İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, "Baruthane Mahallesi Ihlamur Bulvarı üzerinde 6,5 dönüm alan içerisinde inşa ettiğimiz Karadeniz’in en büyük cami ve külliyesinde çalışmalar hızla devam etmektedir. Selçuklu mimarisi kullanılarak doğal taş ve ahşap malzemelerin kullanılarak inşa edilen cami ve külliye, 5 bin kişilik cemaat kapasitesi, 200 araçlık otopark, toplantı salonları ve eğitim merkezleri ile dev bir eser olacak. Denizi gören ahşap malzeme ve kesme taş kullanılarak Türkiye’ye örnek gösterilecek cami ve külliyede bayanlar için ayrı abdest ve ibadet yerleri de düşünüldü. Cami ve külliye inşaatının tamamlanarak hizmete açıldığında İstanbul Sultanahmet ve Eyüp Sultan gibi önemli bir merkez olacak. Şehir için önemli bir merkez olacak olan cami ve külliye projemiz hem mimarisiyle hem de eğitim, ibadet ve dinlenme ve sosyal mekanları ile dikkat çeken bir yapı olacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.