SAĞLIK - 15 Mart 2017 Çarşamba 16:33

Çocuklarda ’erken ergenlik’ sorunu

A
A
A
Çocuklarda ’erken ergenlik’ sorunu

Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Yrd.

Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Figen Günindi, “Kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce ergenliğe ait belirtiler görülüyorsa çocuk ’erken ergenliğe’ girmiş olabilir” dedi.


VM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği’nden Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Figen Günindi “ergenlik” süreci hakkında bilgi verdi. Günindi, “Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Çocukta fizyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan birçok değişim gözlenir. Kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce ergenliğe ait belirtiler görülüyorsa çocuk erken ergenliğe girmiş olabilir. Erken ergenlik kız çocuklarında daha sıktır ve genellikle nedeni bilinmez. Ancak bazen altta yatan çok önemli bir tıbbi problem olabilir. Meme gelişimi başlayan bir kız çocuğunun yaklaşık 2 yıl sonra adet kanamaları başlar. Erkek çocuklarda erken ergenliğin nedeni beyin abseleri ve enfeksiyonları, beyin tümörleri, yumurtalık-testis tümörleri, böbreküstü bezlerinin tümörleri ve hastalıkları olabilir. Erken meme gelişimi olan kız çocuklarında, fizik inceleme, hormonlar ve kemik yaşı normalse bu olgular takip edilmelidir. Takipte erken ergenlik gelişebilir ve tedavi gerekebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla kontroller önemlidir. Kızlarda 8 yaşından, erkeklerde 9 yaşından önce koltuk altı ve genital bölgede tüylenmenin başlaması durumunda hormonal değerlendirme yapılarak böbrek üstü bezinin doğumsal hastalıkları dışlanmalıdır. Zamanında teşhis edilmeyen vakalarda aşırı tüylenme ve kemik yaşı ilerlemesinde artış nedeni ile boy kısalığı gelişebilir. Hızlı kilo alan çocuklarda genital bölge veya koltuk altında tüylenmenin erken başlaması ve artan yağ dokusu ile birlikte meme gelişimi gözlenebilir. Bu durum böbrek üstü bezlerinde androjen adı verilen hormonların erken salgılanmasına bağlı olarak gelişebilir” bilgilerini verdi.



Gerçek ve yalancı erken ergenlik nedir?


Yrd. Doç. Dr. Gülsüm Figen Günindi, gerçek ve yalancı ergenlik için “Gerçek erken ergenlik (santral), normalde ergenlik döneminde hipotalamus ve hipofiz bezindeki hormonların (gonadotropinler) salınımının artması ve bu hormonların erkeklerde ve kızlarda yumurtalıkları uyararak cinsiyet hormonlarının artışına neden olması ile oluşur. Yalancı erken ergenlik ise bu uyarı olmadan değişik nedenlerle cinsiyet hormonlarındaki (östrojen/testosteron) artış nedeniyle görülen durumdur. Gerçek erken ergenlik olgularına daha sık rastlanır” diye konuştu.


Erken ergenlik ne tür sorunlar oluşturur?


Ergenlik sorunları hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Günindi, “Erken ergenliğe giren çocuklar yaşıtlarından önce büyümeye başlarlar. Cinsiyet hormonlarının etkisi ile kemiklerdeki büyüme noktaları erken kapanır ve erişkin boyları kısa kalır. Yaşıtlarına göre daha gelişkin görünmek de psikososyal sorunlara yol açar. Kızların normalden erken dönemde yaşamak zorunda kaldıkları adet kanamasıyla baş etmeleri zor olabilir. Eğer altta yatan tıbbi bir problem bulunuyorsa (beyin tümörleri gibi) ve tanı konulmakta geç kalınırsa hayatı tehdit edebilir. Dünyada ve ülkemizde de son yıllarda erken ergenlik olguları artmaktadır. Aldığımız gıdalar içinde bulunan hormon ve katkı maddeleri, iklim değişiklikleri ve fiziksel koşullar, kullanılan plastik malzemeler, oyuncaklar içindeki hormon benzeri etki oluşturan kimyasallar da erken ergenliği başlatabiliyor. Fast food tarzı ve yapay endüstri ürünleri ile beslenme alışkanlıkları obeziteye neden olarak vücut yağ oranını arttırmak koşuluyla erken ergenliğe neden olabiliyor” şeklinde konuştu.



Tanı ve tedavisi nasıl yapılır?


Ergenlik ve tedavisiyle ilgili konuşan Yrd.Doç.Dr.Günindi şunları söyledi: “Tanıda fizik incelemeden sonra kemik yaşını değerlendirmek için el bilek grafisi, iç genital organları değerlendirmek için kızlarda pelvik ultrasonografi ve ergenlikle ilgili hormon tetkikleri yapılır. Hormonal uyarı testleri yapmak gerekir. Ayrıca tanı kesinleşince hipofiz emarı çektirmek beyinde bir sorun olmadığından emin olmak için gereklidir. Erken ergenlik, salınımı artan hormonları baskılayan ilaçlarla durdurulabilmektedir. Kızlarda 11, erkeklerde 12 yaşına kadar tedaviye devam edilir. Genellikle 28 günde bir aşı şeklinde yapılan bir ilaç kullanılır. Tedavi sonlandırıldıktan sonra normal ergenlik süreci yeniden başlamaktadır. Tedavinin ilaca karşı alerji gelişme riski dışında belirgin yan etkisi saptanmamıştır. Kız çocuklarının 10-10,5 yaşından sonra adet görmesi normal olarak kabul edilir. Ülkemiz için adet görme yaşı ortalama 12-12,5 yaştır. Patolojik durumlar dışında ergenliğin durdurulması veya geciktirilmesi boy kazanımı sağlamadığı gibi, normal fizyolojik gelişime müdahale, istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Çocuklarda erken ergenlikten şüphelenildiğinde mutlaka bir çocuk endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.