- 20 Ekim 2018 Cumartesi 17:26

Doğu Türkistan’da bu isimleri verenler hapse atılıyor

A
A
A
Doğu Türkistan’da bu isimleri verenler hapse atılıyor

Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.

Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ermet, Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde Türk ve İslami isimlerin yasak olduğunu belirterek, “Yemekten önce besmele çekmek bile hapse girmek için yeterli” dedi.


Türk Ocakları Samsun Şubesi tarafından güz dönemi konferanslarının ilki Dünya Uygur Kongresi Genel Sekreteri, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkin Ermet’in konuşmacı olduğu “Doğu Türkistan’ın Feryadı, Uygur Türklerinin Son Durumu” konferansı ile başladı. Samsun Öğretmenevinde yapılan konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.


Konferans öncesinde açılış konuşmasını gerçekleştiren Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Serkan Şen, “Bu ülkede ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ diye başlayan bir anttan rahatsız olanalar, andın içerisinde ifadeye taşınan değer yargılarıyla sorunlu insanlardır. Türklükten, doğruluktan ve çalışkanlıktan rahatsız olunmaz. Geçtiğimiz hafta Bafra ilçesinde Fener Rum Patriği Bartholomeos ve grup Rum, safsatadan ibaret bir takım söylentiler üzerine kendilerince o topraklarda ayin düzenliyorlar. Ecdadımızın pak kanlarıyla sulanmış bu toprakların iftirayla kirletilmesine asla izin vermeyeceğiz. Türk Ocakları mevcut oldukça bunun karşılığını anbean vereceğiz. Bugün de Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yapılan zulümleri ele alacağız” ifadelerini kullandı.



“Çin’de yemekten önce beşme çekmek, hapse girmek için yeterli”


Çin’de Uygur Türklerine uygulanan zulmün artarak devam ettiğinin altını çizen Doç. Dr. Erkin Ermet, “Doğu Türkistan coğrafya olarak Çin için büyük bir öneme sahip. Bu bölgede Çin raporlarına göre 10 milyondan fazla Uygur Türk’ü var. Çin’de elektrik kömürden üretiliyor. Bu kömüründe yüzde 40’ı Doğu Türkistan’dan çıkartılıyor. Petrol ve doğalgazın da yüzde 33’ü bölgeden sağlanıyor. Bu bölge Çin’in kalkınması için stratejik öneme sahip. Çin’in bu bölgeye bakışı 1949’dan sonra değişti. 1949’da bölgeyi komünist Çin işgal ettikten sonra bölgedeki etnik grupları tehdit olarak görmeye başlıyor. 1966’da Çinli stratejistler, bölgeye hakim olunması için tamamen Çinlileştirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Yani ‘asimile’ yapılması konusunda karar alıyorlar. Asimile yapmak için de bölgede yaşan Türklerin din ve dillerine müdahaleler yapıyorlar. Bugün bölgede Çin’in yaptığı bir dinsizleştirme politikası var. Bugün Çin’de yemekten önce besmele çekmek, kampa götürmek için yeterlidir. Çocuğunuza Türk ismi koymak bile kampa götürülmek için yeterlidir. Çin’in dil ve din yok etme açısından ciddi politikaları sürüyor. Doğu Türkistan’da önceden sadece nüfusu en kalabalık olan Uygur Türklerine baskı yapılıyordu. Hedefte Uygurlar vardı. Bölgede bulunan Kazaklara, Kırgızlara ve diğer Türk boylarına dokunmuyorlardı. Geçen sene 2017 Ocak’tan itibaren Kazak Türkleri de Uygurlar ile aynı baskıyı görüyor. 500 bin civarında Kazak Türk’ü kamplara götürüldü” diye konuştu.



“Türk ve İslam ile ilgili her şey yasak ve suç sayılıyor”


Baskıların yaşamın her yerinde hissedildiğini vurgulayan Ermet, şunları söyledi:


“Uygurlar, çocuklarına İslami eğitim vermek için İstanbul’a ve Mısır’a gönderir. Son yıllarda Çin, buralarda eğitim alan çocukları çağırdı. Bazıları Çin’e geri döndü. Çin’e geri dönenler hapse atıldı. Şimdiye kadar 2 kişinin ölüm haberini aldık. Bu olay sonrasında çocuklarımız Çin’e bir daha dönmedi. Çin’de şu anda İslam ve Türk isimleri yasaklanmış durumdadır. Mücahit, Cihat, Ayşe, Talib, Muhiddin, Muhammed, Müslime, İmam, Osman, Vahap, Ebubekir, Seda, Usame, Zikrullah, Nasrullah, Müslim, Bağdat, Suriye, Kahire, Sümeyye, Zikriye, Saddam, Türkzat, Türknaz, Ezher, Haci, İslam, Arafat ve Medine gibi isimlerin koyulması tamamen yasaktır. Eğer bu isimler daha önceden koyulduysa gazeteye paralı ilan verilerek değiştirilmesi gerekiyor. Önceden isimleri bunlar olanların tamamın ismi de değiştirildi. Türkiye ve Türk kelimesi de yasak. Bir polis Doğu Türkistan’da sizi aldığında Türk, Türkiye, Huda ve Allah gibi isimleri söylediğinizde şüpheli sayılarak sorguya çekiliyorsunuz. Hapse bile atılabiliyorsunuz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kuyruğun sebebini duyan şaştı kaldı Düzce(İHA) – Düzce’de çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) binasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kazakistan Başbakanı Olzhas Bektenov, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve iş adamlarının katılımıyla Türkiye-Kazakistan İş Forumu düzenlendi. Forumda Türkiye ve Kazakistan arasında geçmişte yapılan ve gelecekte yapılması planlanan iş birlikleri ve ortaklık anlaşmaları ele alındı. Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinde ilk defa 1 trilyon dolar eşiği aşıldı ve Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tarihte ilk kez 1,1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Kişi başına düşen gelirimiz ise 13 bin dolar seviyesini geçti. Kazakistan’ın milli geliri ile bizim milli gelirimizi topladığımızda 1,4 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Bu da hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu. “Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan” Yılmaz, “Önümüzdeki dönem bir taraftan iki kardeş ülke olarak büyümeye devam edeceğiz. Diğer taraftan da aramızdaki ekonomik ilişkileri büyüteceğiz. 2023 yılında Orta Vadeli Programımız çerçevesinde az da olsa hedefimizin üstünde büyüdük. 4,5 oranında bir büyüme kaydettik. Kazakistan’da geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam yüzde 5 oranında bir büyüme kaydetti. Dünyanın bu zor şartlarına rağmen Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan. Böylece 14 çeyrektir aralıksız büyümeyi sürdürüyoruz. Büyüme performansı açısından ülkemiz 2023 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dış ticaretimiz de yukarı yönlü ivmesini sürdürmektedir. Geçen yıl ihracatımız 256 miyar dolarla rekor bir seviyeye ulaştı. Bu yılki hedefimiz 267 milyar dolara ulaşmak. 2026 hedefimiz ise 300 milyar doları aşan bir ihracat performansı sergilemek” şeklinde konuştu. “Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” Ticaret ve ekonomide yakaladıkları pozitif atmosferin dost ve kardeş ülke Kazakistan ile ikili ticaretlerine de olumlu yansıdığını gördüklerini belirten Yılmaz, “Sayın cumhurbaşkanlarımız geçmişte 10 milyar dolar ticaret hedefi koymuşlardı. 2023 yılında bu hedefi aşmış durumdayız. Artık yeni hedefler belirleme zamanı. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 civarında bir atış oldu ticaretimizde. Bu konu da iş dünyamızın, ihracatçılarımızın, yatırımcılarımızın büyük bir katkısı var. Ben sizlerin huzurunda Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, “Biz Kazakistan ile ilişkilerimize tek millet iki devlet olarak bakıyoruz. Kazakistan’ın güçlü oluşu, zenginliği ve uluslararası arenadaki saygınlığı bize hep gurur vermiştir” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” Hisarcıklıoğlu, “Biz TOBB ve Türk iş dünyası olarak ata yurdumuz Kazakistan’a daha fazla yatırım yapmaları için desteğimizi sürdüreceğiz. Rusya-Ukrayna savaşından sonra aslında Kazakistan enerji kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesi için ciddi fırsatlar da ortaya çıkmıştır. Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı. Yatırım çekme konusunda Kazak yetkililerin çok iyi çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Enerji dışı yatırımlarda Türkiye, Kazakistan’da 5 milyar doları bulan doğrudan yatırım sağladı şu ana kadar. Neredeyse her hafta bir firmamızdan Kazakistan’da yatırım haberleri alıyoruz. Ayrıca kurulan şirketler sıralamasında Kazakistan’da iki numaraya yükseldik. Kazakistan’da 5 bine yakın kurulu şirketimiz var. Kazak firmalarını da ülkemize sanayii üretimi dahil büyük ölçeklerde yatırım yapmaya davet ediyoruz.”