YEREL HABERLER - 23 Ağustos 2016 Salı 12:54

Göksel: "Beni kimse vatan hainliğiyle suçlayamaz”

A
A
A
Göksel: "Beni kimse vatan hainliğiyle suçlayamaz”

AK Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, “FETÖ demek vatan haini demektir. Ben eğer vatan hainliğiyle suçlanıyorsam, kendimi öldürürüm, intihar ederim. Beni kimse vatan hainliğiyle suçlayamaz” dedi.
Başkan Muharrem Göksel, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan olaylarla alakalı günden değerlendirmesi yapmak için özel bir restoranda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Darbe girişimi gecesi ve sonrasında yaşanan olaylardan, daha sonrasında yakalanan milli beraberlik ruhu hakkında açıklamalarda bulunan Göksel, daha sonrasında da kendisi hakkında ortaya atılan iddialara cevap verdi.
Darbe girişimini milletin dik duruşu sayesinde atlattıklarını belirten AK Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel, “15 Temmuz darbe girişimini Allah’ın izniyle hep beraber atlattık. Girişimin ardından 27 gün boyunca meydanlarda demokrasi nöbetine devam ettik. Bu süreçte Samsun’da bütün kesimlerde büyük bir heyecan ve büyük bir özveri vardı. Basın mensupları da ilk günden beri demokrasi nöbeti tuttular. Cumhurbaşkanımız tüm davalarını geri çekti. Diğer liderler de davalarını geri çekeceklerini söylediler. 15 Temmuz, milli birliğimiz için de önemli bir gelişme olacaktır. Bundan sonra birbirimize daha sıcak daha yakın olacağımıza inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin birbirine sahip çıkması lazımdır. Demokrasi meydanlarında ırkçı söylemler, parti söylemleri bitti. Tek bir gaye vardı. Vatan, millet ve bayraktı. Bu çok önemli bir şeydir. Bu değerler bizim için her şeyden önemli. Bunu da idrak ettik ve gerçekleştirdik” açıklamasında bulundu.
“Herkese teşekkür ediyorum”
AK Parti teşkilatının ve diğer unsurların çok özverili bir duruş sergilediğinin altını çizen Başkan Muharrem Göksel, “Bizim teşkilatlarımız da ilk günden itibaren işe sahip çıktı ve önderlik yaptılar. Sabahlara kadar alanlardan çekilmedik. Bu sabahlara kadar alanlardan çekilmemek diğerlerini de alanlarda tuttu. Özellikle teşkilatlarımız özverili davrandılar. Herkes bu işe ilk gece canı pahasına atladıysa, biz AK Parti’liler olarak 2 kere atlamamız lazımdı bunu da gerçekleştirdik. Diğer STK’lar, sendikalar ve herkes bu işe sahip çıktı. Özellikle bu süreçte milletine, bayrağına ve iradesine destek olan tüm unsurlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Gözaltılar ve tutuklamalar rastgele yapılmıyor”
OHAL sonrası yapılan operasyonlar ve tutuklanan kişiler hakkında da yorumlarda bulunan Muharrem Göksel, “Nöbetleri tamamladıktan sonra da bir takım gelişmeler yaşandı. OHAL kararları ve diğer kararlar alındı. OHAL kararları millete karşı alınmış bir karar değil. OHAL kararları devletin kendini yeniden kontrol emesi ve çalışma sistemini düzenlemesidir. Kimsenin çalışma hayatına OHAL’de bir müdahale olmadı. Devletin zapt altına alınması ve vatandaşın rahat yaşamasını sürdürecek bir OHAL kararıydı bu. OHAL ile birlikte FETÖ’ye mensup olan veya bunlara yardım eden kişiler, memurlar ve esnaflar bir yandan alınıyor, takipleri yapılıyor, salınıyor ve mahkemeler de devam ediyor. Samsun’da bin 500’ün üzerinde kişi alındı. Hukuk sistemi düzgün şekilde işleyecek. Kesinlikle rastgele şikayetlerle kimse alınmıyor. Başbakanımızın da söylediği gibi belli başlı 12 kriter var. Şüpheliler bu kriterler doğrultusunda alınıp sorgulanıyorlar. Bunlardan sonuç elde edilirlerse mahkum oluyorlar, alınmazsa özgür kalıyorlar. Kesinlikle kimseyi yanandan yere alıp da bunları burada tutmanın faydası yok. Gerçekten suçlu olanların alınıp sorgulanması hatta daha geniş bir çerçeveye ulaşılması doğru olacaktır. Bunu devletin hukuk sistemi yapıyor. Bu hukuk sisteminin de doğru işlediğine inanıyorum. Bu içeri alınanlardan Samsun’da ‘şu da boşu boşuna alındı, şuna haksızlık yapıldı’ denilen bize gelmedi. Alınanlar için ‘tamam bu nokta, bu da doğru alındı’ gibi söylemler oldu. Yanlış alınanlar belki de olmuştur ama bunlar da sonucunda mahkeme sonrasında bir delil bulunamazsa aklanacaktır” şeklinde konuştu.
“Bu tür asılsız iftiralar bizi üzüyor”
Bir gazeteciyi tehdit ettiği iddialarına değinen Başkan Göksel, “Ben bu arkadaşı tanımam. Telefon numarası bende yok, telefonla arayamam. Ben bu arkadaşı ne tehdit ettim ne telefonla aradım ne de yüz yüze görüştüm. Herhangi bir şey yapmadım. Bu tür asılsız iftiralar bizi üzüyor. Böyle bir durumu ortaya attıysa bunu da ispat etsin. Telefonumu da ilgili kurumlara incelenmek üzere verebilirim” ifadelerini kullandı.
"Beni kimse vatan hainiyle aynı kefeye koyamaz"
Bu gazetecinin kendisini FETÖ’cü olmakla suçladığını dile getiren Göksel, şöyle konuştu: “Bunda bir behis görmüyorum. Benim için FETÖ’cü, daha önceden de FETÖ’cüydü demiş. Bu söylemlerini de ispatlamaya davet ediyorum. Benim böyle bir durumum olsa, AK Parti il başkanı olarak görevimi devam ettiremem zaten. FETÖ’cü adamın ne işi var AK Parti’de, ne işi var il başkanlığıyla? Bizim de sistemimiz var. Genel merkezimizde araştırma sistemimiz var. Benim ne olduğumu orada araştırıyorlar. Bütün ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin FETÖ’yle ilişkisi var mı yok mu araştırıyorlar. Eğer benim bir ilişkim olsaydı şimdiye kadar görevden alırlardı beni. Hatta FETÖ demek vatan haini demektir. Ben eğer vatan hainliğiyle suçlanıyorsam, kendimi öldürürüm, intihar ederim. Ben vatan haini olabilir miyim? Böyle bir şey var mı? Beni kimse vatan hainiyle aynı kefeye koyamaz. Bizim sülalemizde vatan haini olmadı, bundan sonra da olmaz. Benim dedelerim gazidir. Ben böyle bir aileden geliyorum, beni kimse vatan hainliğiyle suçlayamaz. Bu arkadaşı biz mahkemeye vereceğiz. Bu iddialarını ispatlasın. İspatlamazsa kim suçluysa o cezasını çeker. Ama mahkemede görüşeceğiz.”
Toplantıya ayrıca, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Rabia Bay Keser ile İl Gençlik Kolları Başkanı Caner Göktepe ve teşkilat üyeleri de katıldı. Toplantı, başkanın basın açıklamasının ardından gazetecilerle toplu fotoğraf çekimi ile sonlandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”
Elazığ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Uluslararası Final Üniversitesi’yle iş birliği protokolü imzalamak amacıyla gittiği Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Son yıllarda başarılını artıran Fırat Üniversitesi’yle ilgili övgü dolu sözler söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Fırat Üniversitesi’nin başarılarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi var. Elazığlı olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Kumsal Katliam’ı olarak bilinen olayda eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi, Hakan şehit edildi. Elazığ ziyaretinde şehitlerin kabirlerini ziyaret edip, KKTC’den toprak götürdüm. Bu olayı unutmadık ve unutturmayacağız. Bağımsız ve hür bir şekilde devlet çatısı altında yaşamamız şehitler sayesindedir. Türkiye’de ilk 10’a giren Fırat Üniversitesi’nin başarıları elbette bizleri mutlu etmektedir. Elazığ ziyaretimde bana göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve alakaya teşekkür ederim. Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanının benim için çok kıymetli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Göktaş da Elazığlılar için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin oldukça önemli olduğunu belirterek Elazığ’ın selamlarını iletti.