SAĞLIK - 21 Eylül 2015 Pazartesi 14:01

Kanserden Dolayı Memesi Alınanlara Yeni Meme Mümkün

A
A
A
Kanserden Dolayı Memesi Alınanlara Yeni Meme Mümkün

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turgut Ortak, meme kanserinden dolayı memesi alınan kadınlarda yeniden bir meme oluşturmanın mümkün olduğunu söyledi.
Memenin kadınlara özgü hem görsel olarak hem de fonksiyonel olarak bir takım özelliklere sahip bir organ olduğunu belirten Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Turgut Ortak, “Meme kanserleri dolayısıyla memesi alınan kadınlarda yeniden bir meme oluşturmak mümkündür. Bu meme dokusunun alındığı anda hasta ameliyattan uyanmadan önce tekrardan eksik olan bu meme dokusu, kendi vücudundan alınan dokularla oluşturulabilmektedir” dedi.
Meme kanserinin tipine göre kişinin tedavisi yapıldıktan sonra eksik olan meme dokusunun benzer şekilde yeniden oluşturulmasının mümkün olduğunu belirten Ortak, “Sekonder seks karakteri olan meme eksikliği kadınlarda ciddi anlamda psikolojik sıkıntılara, sorunlara, özgüven eksikliğine neden olmaktadır. Sekonder seks karakteri dediğimiz şey, ergenlik dönemiyle beraber cinsiyete özgü gelişen yapılardır. Bir kadının memelerinin alınması çevredeki insanlar açısından fark edilmemesi için sutyen içerisine pamuk veya silikonlu sutyenlerle kapatmaya çalışmaktadırlar. Fakat insan kendi başına kaldığında meme dokusunun eksikliğini görmek, meme kanseri düşüncesini sürekli kendisine hatırlatacağı ve bedeninde bir eksiklik hissedeceği için bu dokunun giderilme imkanları plastik ve estetik cerrahilerde hem görsel hem de psikolojik düzelmeyi sağlamak açısından yapılabilmektedir” diye konuştu.
Memesi alınan bir kadına meme yapmanın birkaç yöntemi olduğunu ifade eden Ortak, “Eğer doğum yapmışsa ve karın bölgesinde sarkıklık varsa yine meme dokusuna çok benzemesi dolayısıyla göbek deliği ve kıllı bölge arasındaki karın estetiği yapar gibi aldığımız kısmı meme onarımı için kullanmaktayız. En iyi sonuçları bu yöntemle yapıldığında elde edilmektedir. Eğer doğum yapmamış fakat memesi alınmış bir kadın için meme görüntüsünü sağlamak için sırttan alınan kas ve deri dokusunun altına konulabilecek protezlerle sağlanabilmektedir. Bunlarla da bir kadın ayna karşısında kendine baktığında memesinden dolayı kendisinde eksiklik hissettiği özgüven yaşamamaktadır. Yine insanlara memesinin eksikliğinden dolayı tamamlayıcı suni yöntemlerin olması da engellenmektedir. Bir kadın kıyafet aldığında, mayo giydiğinde yine diğer memesine benzer şekilde oluşturulan yeni meme özgüvenini arttırmakta, daha sağlıklı, daha huzurlu bir hayat sürmesini sağlamaktadır” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”