SAĞLIK - 18 Ekim 2017 Çarşamba 17:38

“Mavi Balina” oyunu uyarısı

A
A
A
“Mavi Balina” oyunu uyarısı

Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, “Mavi Balina” gibi oyunların bireyleri psikolojik olarak baskı altına alıp şantaj, tehdit ve uygunsuz davranışlara zorlayarak sanal ortamda duygusal taciz uyguladığını söyledi.

Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, “Mavi Balina” gibi oyunların bireyleri psikolojik olarak baskı altına alıp şantaj, tehdit ve uygunsuz davranışlara zorlayarak sanal ortamda duygusal taciz uyguladığını söyledi.


VM Medical Park Samsun Hastanesi, Çocuk Gelişim Uzmanlığı Kliniğinden Çocuk Gelişim Uzmanı Ayşenur Bekaroğlu, bu aralar gündemi meşgul eden "Mavi Balina" isimli oyunla ilgili konuştu. Bu oyunla beraber duygusal baskıyı kaldıramama ve intihar ile sonuçlanan ölüm vakalarının olduğunu belirten Bekaroğlu, "Bu oyun sanal ortamdaki klasik sanal oyunlar gibi benzer görevler verip bu görevleri oyuncunun yerine getirmesini istemekte ve görevlerin başarısına göre ödüller ile cezaları olan bir oyun gibi görülmektedir. Ancak içeriğine indiğimizde süreç farklılaşmakta, bildiğimiz formatın dışına çıkmaktadır. Öncelikle oyun, kişisel iletişim alanlarından (whatsaap gibi) link ile ulaşım sağlamaktadır. Oyunun başlangıç olarak özelliği oyuncudan kişisel bilgileri talep etmesi, ardından verilen görevlerde başarılarda ya da başarısızlıklarda kişinin özel hayatındaki kişileri veya durumları araç olarak kullanıyor olması. Bu oyunda verilen görevi yerine getirmediğinde yakınlarından birinin ölümü ile çocuğu tehdit etme, kendisine zarar verici görevler verme gibi ’oyun’ adı altında zarar verici, istenmeyen durumlara zorlama görülmektedir. Çocukluk ve ergenlik döneminde olan çocuklar ise gerçeklik ile hayal, görev ve sorumluluklar, kim dinlenmeli, kime dikkat edilmesi gerekir gibi durumları göz önünde bulunduramayabilir. Bu anlamda yetişkinlerin denetimi onlar üzerinde büyük önlem taşımaktadır" diye konuştu.



"Arada cam olması durumu masum kılmaz"


Elektronik cihazla çocuğun arasında cam olmasının oyunun zararlarını engellemediğini vurgulayan Bekaroğlu, "Bu oyun ve oyun kurucusu yetkililer tarafından önlenip kontrol alınmış olsa da bunun gibi örneklerin yeniden yaşanmaması için bazı tedbirlerin alınması gerekir. ’Çocuktur anlamaz’ gibi düşünmemeliyiz ve sınırlar dahilinde olmalı, çocukların kullanacağı cihazlar ortak alanda tutulmalıdır. Çocuğunuzun hangi tip oyunlara ilgi duyduğunu mutlaka öğrenme gayretinde olun. Ama bunu yaparken denetleme ya da otorite figürü olarak değil, daha arkadaş, anlamaya çalışan, ona katılma çabasında olan kişi olarak sağlayın. Çocuğunuza sanal ortamdan gelebilecek olası sorunları paylaşın. Bu süreçte en önemli konulardan birisi de çocuğun veya ergenin aile içinde kendisine saygı duyulduğunu, sevildiğini ve kendini değerli hissetmesidir. Bu sebepten çocuklara mutlaka aile içinde önemli olduğu ’sen bizim için değerlisin’ ifadesinin kullanılması ve bu mesajın verilmesi önemlidir. Ayrıca hayatın içerisinde tanımadığımız birisi çocuğumuza emirler vermek istese ya da onunla duygusal ya da sözel herhangi bir açıdan temasa geçmek istese, hemen koruruz, dikkat ederiz. Ancak aynı özeni ekran ile yapmakta sınırlı kalabiliyoruz. Arada cam olması süreci daha masum kılmamaktadır. Çocukları ekran dahil bilmediğiniz tanımadığınız kişilere emanet etmeyiniz. Ancak bunu yaparken çocuğu örselemeden, aşırı yasaklayıcı tutumlardan kaçınarak, açıklayıcı ve sakin kalma gayretinde olunuz" dedi.



"Çocuklarınızı bilinmeyene emanet etmeyin"


Bu tarz oyunların çok zararlı olduğunu belirten Bekaroğlu, "Oyun denilen ama oyun olmayan bu Mavi Balina oyunu gibi oyunlar, bireyleri psikolojik olarak baskı altına alıp şantaj ve tehdit ile uygunsuz davranışlara zorlamakta, sanal ortamda duygusal taciz uygulamaktadır. Uygulamayı yöneten kişinin istediği davranışlar gerçekleşmediğinde karşısındaki kişiye aşağılayıcı, küçümseyici, kendisini kötü hissetmesini sağlayacak söylemlerde bulunması, istenilen davranışları gerçekleştirdiğinde de övücü, yüceltici geri bildirimlerde bulunarak sosyal çevrelerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere, çocuk kendisine tanıdık gelen tutumları hızlı içselleştirir, sanal çevreyi gerçeklik olarak algılamaya başlayıp kendisini oraya yöneltmekle kalmaz oraya aidiyet geliştirmeye başlar. Sonuç olarak, ölüm gibi üzücü durumların yaşanmaması için, çocuklarımıza sahip çıkalım. Unutulmamalıdır ki çocukluk dönem, yetişkinliğimize şekil veren en önemli zamanımızdır. Yani ’Çocuktur anlamaz’ gibi düşünmemeliyiz. Bizler ne kadar sağlıklı izler bırakma gayretinde olursak o kadar sağlıklı bireyler ve toplumlar kazanırız. Çocuklarınızı bilinmeyenlere emanet etmeyiniz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.