EĞİTİM - 20 Eylül 2018 Perşembe 17:27

OMÜ’de profesörlük heyecanı

A
A
A
OMÜ’de profesörlük heyecanı

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) profesörlük unvanına erişen 55 akademik personele, düzenlenen törenle belgeleri takdim edildi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) profesörlük unvanına erişen 55 akademik personele, düzenlenen törenle belgeleri takdim edildi.


Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kuran, Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz ve Prof. Dr. Vedat Ceyhan, Genel Sekreter Doç. Dr. Menderes Kabadayı, fakülte dekanları ile öğretim üyelerinin katıldığı “Profesörlük Belge Takdim Töreni” Rektörlük Senato Salonunda gerçekleşti.


Akademik kariyerlerini profesörlük unvanı ile perçinleyen OMÜ’lü öğretim üyelerinin heyecanı ve mutluluğu yüzlerine yansırken Rektör Bilgiç, bu özel günde akademik hayatın doruğuna ulaşan akademisyenleri Senato adına kutlayarak “Allah bu değerli akademisyenlerimize inşallah güzel günlerde, ülkemize güzel hizmetler verecek çalışmalar nasip etsin. Çünkü ülkemiz hakikaten zor dönemlerden geçiyor. Bunun üstesinden daha çok çalışmadan gelme şansımız yok. Dünyada çok hızlı gelişen ileri teknolojileri ülkemizde başarılı bir şekilde uygulayamadıkça gelişememiş ülkelerin güçlü ülkelerin dedikleri dışında bir şey yapma şansı bulunmuyor” diye konuştu.



“Ülkemizin kalkınıp gelişmesine OMÜ olarak kadromuzla katkı sunmakla yükümlüyüz”


Teknolojik gelişimde, başrolü üniversitelerin üstlendiğine dikkat çeken Rektör Bilgiç akademisyenlerin bu anlamda yükleneceği sorumluluğu şu sözlerle ifade etti:


“Bu kadar iyi beynin ve yetişmiş kalifiye insanın, mensubu oldukları üniversitelerin asli görevlerini hakkıyla yerine getirmesi için sorumlulukları ve mecburiyetleri var. Sadece derslere girip çıkarak, akademik unvanlarımız için çalışmalar yaparak görevimizi yerine getirmiş olamayacağımızı düşünüyorum. Zira bu büyük bir vebal. Hepimiz zaman zaman yaşadık; profesörlük unvanını kazandıktan sonra rehavete kapılabiliyoruz. Ama zirvede çok daha büyük başarılar elde etme fırsatı söz konusu oluyor. Bunu da genç arkadaşlarımızın takviyesiyle ifa etmemiz gerektiği kanaatindeyim. OMÜ olarak bizlerin de ülkemizin kalkınıp gelişmesinde bu geniş kadro ile birlikte üzerimize düşeni layıkıyla gerçekleştirebilmemiz, bu gayrete ve emeğe bağlı. O nedenle unvanlarını aldınız, rahatladınız ama omuzlarınızdaki yükün daha da ağırlaştığını düşünüyorum. Bu ülkeyi bizlere canlarını feda ederek teslim eden atalarımızın ve şehitlerimizin yaptıklarına layık olmak ve Türkiye’yi daha yukarılara taşımak için inanın çok çalışmamız gerekiyor. Hayatlarını ortaya koyan ve hâlâ canları ve kanları pahasına bu ülkenin bekası ve selameti için mücadele eden insanlarımız var. Bizlere düşen de sadece çok çalışıp bu ülkeyi yüceltip yükseltmek.”



“Akademik ataletin önüne geçmek istiyoruz”


Konuşmasında akademisyenlerin özlük haklarına da değinen Rektör Bilgiç yönetim olarak bütün akademisyenlerin hakkını ve hukukunu gözetip buna dikkat edeceklerini vurgularken akademik ataletin önüne geçmek adına belli başlı kriterler belirlediklerini ve bu kriterlerin açık ve net, herkes tarafından bilindiğini dile getirdi.



“Bir yanlış yaptıysak ancak biz bunu niye yaptık diye rahatsız oluruz, niye söylendi diye rahatsız olmayız”


Konuşmasında akademisyenlere seslenen ve kendilerine taleplerini, isteklerini ve sorunlarını dile getirme çağrısında bulunan Rektör Bilgiç, “Bir yanlış yaptıysak ancak biz bunu niye yaptık diye rahatsız oluruz, niye söylendi diye rahatsız olmayız. Lütfen bundan da emin olun” sözlerine yer verdi.


Rektör Bilgiç konuşmasının ardından profesörlük unvanı alan her bir akademisyene belgelerini takdim etti. Takdim töreni, günü yaşatacak olan hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.