YEREL HABERLER - 20 Ekim 2016 Perşembe 11:16

OMÜ’de Yenikapı ruhu

A
A
A
OMÜ’de Yenikapı ruhu

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, Yenikapı ruhunu üniversitelerinde sürekli tesis etmenin en büyük hedefleri olduğunu söyledi.
Türkiye Gazetesi Karadeniz Bölge Koordinatörü Ahmet Kadem Kaptı ve İhlas Haber Ajansı(İHA) Samsun Bölge Müdürü Ali Yılmaz Ergen, 12 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Sait Bilgiç’e ‘hayırlı olsun’ ziyaretinde bulundu.
Ziyarette İHA’ya önemli açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, yeni dönemin yönetim anlayışı, hedefleri ve projeleri konusunda bilgiler verdi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten Rektör Bilgiç, “41 yıllık oldukça zengin bir deneyime sahip olan üniversitemiz, bugün gelinen nokta itibariyle 20 fakülte, 2 yüksekokul, 13 meslek yüksekokulu, 5 enstitü, 1 konservavutar ve 24 uygulama araştırma merkeziyle geniş bir alanda eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Tüm bu yapıların varlık sebebi olan öğrencilerimizin sayısı ise yaklaşık olarak 56 bin civarındadır. Yine 2 bin küsur akademik personelimiz öğrencilerimizin en iyi koşullarda eğitimi için çalışırken, 4 binin üzerinde çalışanımız da bu devasa yapıya hayati bir katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla, ne derece önemli bir görev ve sorumluluk üstlendiğimizin bilincinde olarak ve son derece yoğun bir gündem içerisinde çalışmaya başlamış bulunuyoruz” dedi.
“İstişare ve ortaklaşa çözüm”
Yeni dönemin yönetim anlayışına ilişkin bilgi aktaran Prof. Dr. Bilgiç, her şeyden önce insan odaklı, adalet ve liyakat esaslı, bütünleştirici ve şeffaf bir yönetim anlayışını hakim kılmak üzere yola çıktıklarını söyledi. Bilgiç, hem öğrenciler hem de çalışanlar nezdinde iletişime her daim samimiyetle açık olduklarını ve istişareye dayalı karar mekanizmaları ile sorunlara ortaklaşa çözüm üretimini esas aldıklarını ifade ederek, “Bu ilkeler, bizim yönetim anlayışımızın bel kemiğini oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra çevre konusunda duyarlı, kaliteyi öne çıkaran, özlük haklarını zamanında veren, çalışma barışını ve huzuru her daim gözeten, engelsiz bir üniversiteyi hedefleyen, yenilikçilik ve girişimciliği teşvik eden, kurumsallaşmayı ve katılımcılığı geliştiren bir yönetim anlayışıyla çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Tüm bu ilkeleri, ortak noktada birleştiren ana unsurumuz ise ‘insanı’ önceleyen bir bakış açısına sahip olmamız” diye konuştu.
“Yenikapı ruhunu üniversitemizde tesis etmeliyiz”
Yönetim anlayışı çerçevesinde Türkiye’nin geçtiği zor ve sancılı sürece de değinen Rektör Bilgiç, “Ülkemizin 15 Temmuz gecesi ve sonrasında sergilediği ve Yenikapı ruhu ile şahikasına ulaşan birlik-beraberlik ve kardeşlik ruhu ile yola çıktık ve üniversitemizin yeni dönemine de bu birlik ve beraberlik ruhu ile damga vurmak, bu ruhu üniversitemizde sürekli tesis etmek, en büyük hedefimizdir. Çünkü hem ülkemizde hem de üniversitelerimizde en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyin bu birlik ve beraberlik ruhu olduğunu düşünüyorum. Burada en büyük görev de bizlere düşüyor, sorumluluklarımızın ne denli önemli olduğunun bilincindeyiz. Hem ülkemizin geçtiği bu zor günlerde üzerimize düşen görevleri ve sorumlulukları hakkıyla yerine getirmemiz gerekiyor hem de birleştirici-bütünleştirici bir üniversite ortamını hep birlikte inşa etmemiz gerekiyor. Diğer yandan FETÖ/PDY veya PKK ve benzeri terör örgütlerinin devlet içinde örgütlenmelerine müsaade etmemek ve var olanları hakkında da gereğini yapmak noktasında azami bir gayret göstermek durumunda olduğumuzun bilincindeyiz” şeklinde konuştu.
“Üniversite yaşadığı şehirden kopuk olamaz”
Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, yeni dönemin hedefleri ve projeleri kapsamında ilk adımların da hızla atıldığını kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Hedeflerimiz içinde son derece önem verdiğimiz bir noktayı; üniversitemizin ve şehrimizin her kesim tarafından özlenen ve arzulanan buluşmasını hayata geçirmek olarak ifade etmiştim. Bu hedef, bizler için hayati önem taşıyor. Çünkü yaşadığı, nefes aldığı şehirden kopuk bir üniversitenin olamayacağına inanıyorum. Üniversite ve şehir, birbirinden beslenmeli ve yeri geldiğinde birbirine yol gösterici olmalıdır. Bu bağlamda, bu hedefimizin simgesi olarak ilk adımı atmış bulunuyoruz. Raylı sistemin üniversiteye çıkması konusunda Büyükşehir Belediyemiz ile yaptığımız ortak çalışmalar, bu özlenen birlikteliğin somut yansıması olarak da değerlendirilebilir.”
“Araştırma desteklerine ulaşım kolaylaşacak”
Araştırma-geliştirme ve inovasyon konusuna da büyük hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Bilgiç, üniversiteyi ulusal düzeyde inovasyon merkezi haline dönüştürecek politika ve stratejiler geliştireceklerini söyledi. Bu kapsamda araştırma alt yapısının güçlendirilmesi için çalışmalar yapılacağını belirten Bilgiç, bilim insanlarının araştırma desteklerine ulaşımının kolaylaştırılmasının bu süreçteki kilit nokta olduğuna dikkat çekti.
“Üniversitemizin varlık sebebi öğrencilerimiz”
Öğrencileri üniversitelerin varlık sebebi olarak gördüğünü kaydeden Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Öğrencilerimize sağlanan mevcut imkanların geliştirilmesi, bu konudaki üst hedefimiz diyebilirim. Bunun altını somut çalışmalarla doldurmamız gerekiyor ve bunun bilinci ve sorumluluğuyla yola çıkmış bulunuyoruz. Örneğin, üniversitemizin kariyer geliştirme merkezinin işlevselliğini ve işlerliğini arttırmamız, öğrencilerimize rehberlik edebilme potansiyelimizi daha da geliştirmek açısından son derece önemli. Tabii bu arada öğrencilerimizin sosyal şartlarını da unutmamamız gerekiyor ve bu konuda da somut adımlar atmaya başladık” ifadelerini kullandı.
“Temel prensibimiz liyakat, adalet ve katılım”
Akademik ve idari personel konusunda ise en temel prensiplerinin liyakat, adalet ve katılım olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bilgiç, açıklamasını şöyle tamamladı: “Bilimsel faaliyetlerini ve işini hakkıyla icra eden çalışanlarımıza rahat ve huzurlu bir ortam oluşturmak, en büyük arzumuz. Zira, insanlar ancak rahat ve huzurlu oldukları yerde ülkelerine ve kurumlarına en üst düzeyde katkı sağlayabilirler. Bu vesileyle öğrencilerimize, öğretim elemanlarımıza ve tüm çalışanlarımıza yeni eğitim-öğretim yılının sağlıklı ve başarılı geçmesini diliyor herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.