EĞİTİM - 26 Mayıs 2016 Perşembe 16:51

Prof. Dr. Kulakaç: “Şiddet Salgın Bir Hastalık Haline Geldi”

A
A
A
Prof. Dr. Kulakaç: “Şiddet Salgın Bir Hastalık Haline Geldi”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç, “Şiddet, salgın bir hastalık haline geldi” dedi.
Atakum Halk Eğitim Merkezi tarafından “Şiddete Tolerans Kültürünü Anlamak” konulu konferans düzenlendi. Atakum Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonu’nda yapılan konferansa, Atakum Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hasan Tanrısever, Atakum Halk Eğitim Merkezi’nde görev yapan usta öğreticiler ve öğrenciler katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Atakum Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hasan Tanrısever, son zamanlarda toplumda artan ve hep kadınların maruz kaldığı şiddet konusunda toplumun bilgilendirilmeye ihtiyaç olduğunu ve bu nedenle böyle bir etkinliğin tertip edildiğini söyledi. Tanrısever, konferansla daha geniş kitlelere ulaşarak, toplumda şiddetin başlamadan önlenmesi hedeflediklerini dile getirdi.
OMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özen Kulakaç, insanın güvende olduğu durumları iyi, bunun dışında olanları ise kötü şiddet diyerek, şiddetin iki çeşitli olduğunu söyledi. Şiddetin hayattı birlikte yaşamanın imkansız hale getirdiğine dikkat çeken Kulakaç, “Günümüzde şiddet, dünya sağlık örgütü tarafından salgın bir hastalık olarak ifade ediliyor. Çeşitli hastalıklara çözüm bulunuyor ama, hala şiddete önlem alınamıyor. Son zamanlarda dünyada şiddete karşı duyarsızlaştırılmış, sosyal yönden kayıtsızlık oluşturulmuş bir durum var ortada. Biz de buna tolerans diyoruz. Aramızda nasıl bir sorun olursa olsun, bunun çözümlü noktasında hukuk var, yasalar var. Şiddete başvurduğumuzda, ya içe yada dışa zarara verebiliyoruz. Her şeyin çözümünü şiddetle değil, hukuk kuralları çerçevesinde aramalıyız. Bu durumlarda öfkemize hakim olmalı, şiddete başvurmadan çözüm yolu bulmalıyız” dedi.
“Şiddet, insanlık dışı sosyal ilişkilerin sonucudur” diyen Kulakaç, şiddetin toplumda benim dediğim veya benim gibi davran duygularla insanları hizaya sokmak için ortaya çıktığını söyledi. Böyle davranışların olumlu bir sonucu olmadığını belirten Kulakaç, artık karşılıklı iletişimle, cezadan çok ödül üzerine hayatın düzene koyulması gerektiğini kaydetti.
Toplumda, ‘öfkemden kendime hakim olamadım’ gibi gerekçelerle şiddeti uygulayıp savunan insanlar olduğunu dile getiren Kulakaç, “Kadın, erkek ve çocuklar herkes öfkelense kendine hakim olamasa, toplumun hali ne olur? Toplumda bir düzen, barış huzur olur mu? Tabii ki olmaz. Bu nedenle şiddet insanın kendisine hakim olması, hareketlerini kontrol altında alması ile önlenebilir. Hem kadın hem erkek çok değerlidir. Biz neyi kabul edemiyoruz? Aradaki farklılığı. Bizi biz yapan özelliklerin olduğunu. Biz istiyoruz ki, karşımızdaki benim istediğim gibi davransın. Bu her zaman mümkün değil?” şeklinde konuştu.
Kulakaç, toplumda farkında olunmadan ‘adam gibi ol’, ‘burası hanımlar hamamına döndü’ gibi ifadelerle kültürümüzün şiddeti destekleyen cümlelerle dolu olduğunu ve bununda kadınların topluma değersiz hissettirildiğini belirterek sözlerini bitirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.