YEREL HABERLER - 24 Mayıs 2017 Çarşamba 14:27

Rektör Bilgiç: "Gözümüzü budaktan esirgemeyiz"

A
A
A
Rektör Bilgiç: "Gözümüzü budaktan esirgemeyiz"

FETÖ soruşturmaları konusunda kimseye önyargılı yaklaşmadıklarını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektörü Prof.

FETÖ soruşturmaları konusunda kimseye önyargılı yaklaşmadıklarını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, fakat herhangi bir olumsuzluk durumunda gereğini yerine getirdiklerini söyledi.


OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, basın mensuplarıyla bir araya geldi. OMÜ’de yürütülen çalışmaların şeffaf olduğunu belirten OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, her türlü çalışmayla ilgili kamuoyunu bilgilendirdiklerini kaydetti. Uygulamaya konulan ve yapılacak projelerden bahseden Rektör Bilgiç, birçok konuda basın mensuplarını bilgilendirdi.



"FETÖ soruşturmaları"


FETÖ’ye ve diğer terör örgütlerine OMÜ’de katiyen geçit verilmeyeceğini belirten Bilgiç, "Bu konudaki soruşturmalarımız üst düzey bir titizlik ve ciddiyetle yürütülüyor. Soruşturmalar kapsamında şu ana kadar toplamda 229 kişi hakkında inceleme gerçekleştirilirken, 115 kişi ise kamu görevinden ihraç edildi. Ben geçmişe takılıp, dünün intikamları peşinde koşacak birisi değilim. Ama devletin kurumuna zarar verilmiş, mali yapısında haksızlık sebebi olmuş uygulamalar olduğunda bunun kimin tarafından yapıldığına bakılmaksızın gözümüzü budaktan esirgemeyeceğimizin bilinmesini isterim. Ama ’açık arama’ anlayışımız da yok. Fakat rutin kontroller içerisinde böyle bir şeyle karşılaştığımızda ’bunu örtelim, görmeyelim’ gibi bir niyetimiz de yok. Devletin ve kendi iç denetim birimlerimiz tarafından bunların kontrolleri yapılıyor. Önümüze bir rapor geldiğinde de gereği yapılıyor. Ama özellikle kusur arama gibi bir niyetimiz yok. Bundan emin olun" diye konuştu.



"’Dil Köyü’ bütün ülkeye hizmet edecek"


OMÜ Onkoloji Hastanesinin bu yıl hizmete gireceğini ifade eden Bilgiç, "Bu yıl hizmete girecek olan Onkoloji Hastanesinin bina yapımı bitmiş durumda. İçerisinin teşrifatı ve birkaç cihazın temini beklenmektedir. 130 yataklı bir hastane olacak. Bu hastanemiz Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir hizmet merkezi olacaktır. Diş Hekimliği Fakültesi bu hafta Pazartesi itibariyle yeni binasına taşınmıştır. Eski binası 10 bin metrekarelik bir kapalı alan iken 22 bin metrekarelik yeni binasına kavuşmuştur. Hastaların tedavi edildiği ünit sayısı artırılmıştır. Fiziki imkanları artırılmıştır. 250 ünite kadar çıkabilecek bir kapasiteye sahiptir. İlk defa Arapça Dil Merkezi(ADİM) açtık. Biz bunu daha da geliştirerek ’Dil Köyü’ şeklinde bir yapıya kavuşturacağız. Samsun bölgesinde uygun bir alanda, doğal güzellikler içerisinde ’Dil Köyü’ yapacağız. ’Dil Köyü’ bütün ülkeye hizmet edecek. Yılın belli aylarında yoğunlaştırılmış eğitimlerle, Arapçayla başlayarak diğer dillerle geliştireceğimiz bir yer olacak. Merkez Kütüphanemiz büyük ölçüde tamamlandı. Havza’da Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulama Eğitim Merkezimiz 1-2 ay içerisinde bize teslimi yapılacak. Teslimi yapıldıktan sonra büyük bir hastane olarak bölgeye hizmet verecek. Bu hastanemizi de en kısa sürede hizmete geçirmeyi planlıyoruz. Ladik Kış Sporları Merkezimizi açtık. Burası hem kış hem yaz turizmi için faydalı bir yer olacağını düşünüyoruz. OMÜ raylı sistem çalışmalarımız sürüyor. Üniversite-şehir buluşmasının sembolik adımlarından biri de olan bu proje kapsamında Samsun Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalanarak 1 Mart 2017’de 6,4 kilometrelik bir güzergâha sahip olan tramvayla ilgili çalışmalara başlandı. Proje noktalandığında; OMÜ, Türkiye’de raylı sistem ile ulaşımın sağlandığı 3. üniversite olurken, bütün birimlere raylı sistem ile ulaşmanın mümkün olduğu ilk üniversitelerden biri de olacak. Kampüsle ilgili bir diğer adım ise yapılaşmanın yasal bir zemine oturtulması konusundaki çalışmalar oldu. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi ile yürütülen ruhsat çalışmaları da halihazırda devam etmektedir" dedi.



’Açık Kapı Günü’ uygulaması


İstişareyi erişilebilirlik ve şeffaflık bağlamında sürekli kılmayı hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Bilgiç, "Açık Kapı Günü uygulamasını başlatarak, her hafta Salı günü kapımızı çalışanlarımıza ve öğrencilerimize ardına kadar açtık. 1 Kasım’da başlayan Açık Kapı Günü uygulaması kapsamında akademik ve idari personelinden öğrencilere kadar çok sayıda kişi bizimle görüşerek fikirlerini ve önerilerini paylaşma imkanı buldu. Hem şehir ve üniversitenin bütün kesimler tarafından arzu edilen buluşmasını sağlamak hem de üniversitede üretilen bilgiyi iş dünyasına taşımak amacıyla şehrin; siyaset, sanat, medya, ekonomi, iş dünyası, sağlık, eğitim ve spor gibi tüm aktörleriyle ziyaretler ve etkinliklerde buluştuk. Görüşlerimizi paylaşarak üniversiteden beklentilerini dinledik. Bu birlik ve beraberlik iklimi, istişare toplantısını 22 Şubat’ta geniş bir katılımla gerçekleştirilen, Üniversite Danışma Kurulu sayesinde kurumsal ve sürekli bir nitelik kazanmış oldu. Üniversite Danışma Kurulu’nun ilk resmi toplantısı ise 9 Mayıs’ta gerçekleştirildi. Üniversite Danışma Kurulu, üniversitenin paydaşlarıyla olan ilişkilerini güçlendirmesinin ve Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeleri takip ederek üniversitenin geliştireceği politikalara katkı sağlamanın en temel mekanizması olarak öne çıktı" şeklinde konuştu.



"Yükselen uluslararasılaşma grafiği"


OMÜ’nün uluslararasılaşma konusunda önemli mesafe kat ettiğini belirten Bilgiç şöyle devam etti: "101 ayrı ülkeden 2 bin 642 öğrenciye ev sahipliği yapan OMÜ, Türkiye’deki üniversiteler içinde en fazla uluslararası öğrenci oranına sahip üniversitelerden biri olarak da dikkat çekmektedir. Türkiye’deki toplam öğrenci sayısı içinde; uluslararası öğrenci ortalaması 1.4 olmasına rağmen, bu oran OMÜ’de 4.7’ye ulaşmış durumdadır. Bu tabloyu güçlendirerek sürdürme gayesi içinde olan OMÜ, 27 ayrı merkezde, 11 ülkede ve 6 ayrı dilde Uluslararası Öğrenci Giriş Sınavı’nı da (OMÜ-YÖS) başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, önümüzdeki dönemde uluslararasılaşma ve uluslararası öğrenciler konusundaki çıtayı daha da yükseltme hedefindedir. Üniversitelerin esas görevi bilimsel üretimde bulunmak ve bunu paylaşmak olduğu için buradaki başarı, hem alandaki endekslerde üst sıralarda olmayı hem de AR-GE projelerinde çıtayı yükseltmeyi gerektirmektedir. Bu kapsamda 2016 yılı içinde yürütülen bilimsel araştırma projelerine yönelik desteklerde artış sağlandı. OMÜ’nün sanayi ile Ar-Ge’ye dayalı iş birliğini TEKNOPARK ve Teknoloji Transfer Ofisi (OMÜ-TTO) aracılığıyla geliştirme hedefi doğrultusunda OMÜ-TTO yeniden yapılanma sürecine sokuldu. Bu bağlamda, yeniden yapılandırma süreci için güçlü üniversitelerle mentorlük konusunda görüşmeler ve anlaşmalar da yapıldı. Yeniden yapılanma sürecinin önemli bir adımı olarak Teknoloji Transfer Ofislerine Yönelik Hazırlık, Başlangıç ve Kapasite Artırımı Sağlanması projesine başvuruldu."



"Kadroda adalet ve liyakat"


Bilimsel liyakate göre kadro konusunda, uzun süredir kadro bekleyen akademik personelin sorunlarını ivedilikle çözüme kavuşturduklarını vurgulayan Rektör Bilgiç açıklamasını şöyle tamamladı: "Bu kapsamda ilk etapta bir kadro çalışması yapılarak bilimsel kriterleri sağlayan akademik personele, kadroları hiçbir ayrım gözetmeksizin tahsis edilmeye başlandı. İlk etapta gerçekleştirilen kadro çalışmalarından bu yana birimlerin gereksinimleri de dikkate alınarak toplamda 223 öğretim elemanı kadro tahsisi gerçekleştirildi. Üzerinde önemle durduğumuz konulardan bir diğeri ise özlük haklarına ilişkindir. Bu konuyla ilgili temel düsturumuz; çalışan ve hak eden bireylerin hak ettiğini peşinden koşmadan elde edeceği bir çalışma ortamı oluşturmaktır. 56 bine yakın öğrencisi ve 6 bini aşan çalışanıyla son derece büyük bir aile olan OMÜ bünyesinde akademik birimler bazında ise bugün gelinen nokta itibariyle 20 fakülte, 2 yüksekokul, 13 meslek yüksekokulu, 5 enstitü, 1 konservatuvar ve 24 uygulama araştırma merkezi bulunmaktadır. 42 yıllık zengin bir deneyimin ve birikimin adresi olan ve tarihsel açıdan öncü bir şehir olan Samsun’un üniversitesi olmanın haklı gururunu paylaşan OMÜ, hem niteliksel hem de niceliksel olarak konumunu güçlendirmeye ve geleceğe doğru emin adımlarla yol almaya devam edecektir."


Basın mensuplarının hazır bulunduğu toplantıya ayrıca; OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vedat Ceyhan, OMÜ Genel Sekreteri Doç. Dr. Menderes Kabadayı, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Hüsnü Demirsoy, Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz ve Doç. Dr. Onur Bekiroğlu katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.