ASAYİŞ - 29 Nisan 2016 Cuma 12:31

Yankesicilik Olayı Zanlıları Polisten Kaçamadı

A
A
A
Yankesicilik Olayı Zanlıları Polisten Kaçamadı

Samsun’un Bafra ilçesinde dolmuşta yaşlı adamın cebinden 5 bin lira para çalan zanlılar polis ekiplerince yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, bir hafta önce otogar durağından dolmuşa binen 88 yaşındaki Hüseyin Yıldırım, Kadı Çeşmesi durağında dolmuştan indi. Dolmuştan indiğinde cebindeki 5 bin liranın olmadığını anladı. Bunun üzerine Cumhuriyet Karakolu’na giderek dolmuşta sağında ve solunda oturan iki şahsın zaman zaman üzerine yıkıldığını, cebindeki paranın o şahıslar tarafından cebinden alındığını tahmin ettiğini belirterek şikayetçi oldu.
Bafra İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri 24 saat boyunca dolmuş hattındaki tüm kameraları dakika dakika izleyerek şahısların eşkallerini belirledi. Daha öncede dolmuş hatlarında yaşanan yankesicilik olaylarının olması nedeniyle otogar dolmuş durağı Asayiş Büro ekiplerince gözlem altına alındı. Kamera kayıtlarından tespit edilen 2 şahıs bir hafta sonra aynı durakta 15 metre arayla beklerken sivil ekiplerce yakalandı. Şahısların, daha önceden resmi belgede sahtecilik, hırsızlık, yağmalama, silahlı tehdit, uyuşturucu olmak üzere 21 suç kaydı bulunan ve 2 yıldır aranan 16 yıla mahkum firari Erol T. (45) ve 8 ayrı suçtan kaydı bulunan Murat D.(39) olduğu anlaşıldı. Erol T. ve Murat D., dolmuşta 5 bin lirası alınan Hüseyin Yıldırım tarafından teşhis edildi. Haftanın belirli günleri Bafra’ya gelen Erol T. ve Murat D.’nin otogar dolmuş durağında gözlerine kestirdikleri şahsın dolmuşa bineceği sırada biri önden, diğeri arkadan binerek ortalarına almak suretiyle hırsızlık olaylarını gerçekleştirdikleri tahmin ediliyor.
Emniyette ifadeleri alınan Erol T. ve Murat D. çıkarıldıkları Bafra Adliyesi’nde tutuklanarak Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacak” Türkiye’nin inovasyon, beyin ve yazılım anlamında uluslararası boyutta çok ileride gittiğini ve sadece itici güce ihtiyacın olduğunu belirten BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork, “Gelecek artık yazılım ve yapay zekadan oluşuyor. Yapay zeka olmadan bankacılık ve ödeme sistemlerinde herhangi bir şey söz konusu olmayacak. Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacaktır. Dünya ile rekabet o zaman daha farklı olacak. Belki de önümüzdeki 10 yıl akıllı saatlerimiz ile değil düşünce gücümüzle ödemelerimizi yapacağız” dedi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen İstanbul Fintech Week (IFW’24), ‘Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor’ teması ile ziyaretçilerini kapılarını açtı. Etkinlik kapsamında dijital para; dijital bankacılık, web3, yapay zeka, tokenlaştırma ve işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımları gibi sektöre ışık tutacak konular ele alındı. Türkiye’nin finansal teknoloji kuruluşlarından BankPozitif’in Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork ise etkinlik kapsamında, ‘Bankalar için dijital yolculuk oluşturmak’ temalı sunumunda, finansal teknoloji alanındaki yenilikçi yaklaşımları ve dijital dönüşümün bankacılık sektörüne olan etkilerine vurgu yaparak, gelecekte finansal teknolojinin nasıl şekilleneceğine dair bakış açısı sundu. “Belki de önümüzdeki 10 yıl içinde ödemelerimizi düşünce gücümüzle yapacağız” Türkiye’nin inovasyon, beyin ve yazılım anlamında uluslararası boyutta çok ileride olduğunu ifade eden Erkan Kork, “Sadece biraz itici güce ihtiyacımız var. Türkiye’de mutlaka en az 5 ve 6 tane PayPal çıkartacak güce sahip. İtici gücünün hala sektöre inmediğini düşünüyorum. İndiği zaman hem yatırımcı anlamında hem de dünyayla rekabet anlamında çok farklı odaklandığımız noktalar olacak. Avrupa’da bir bankada hesap açmaya kalktığınız zaman en az bir hafta on gün bekleniyor. Türkiye’de hangi bankaya giderseniz gidin daha şubeden çıkmadan kartınızı veriyorlar. O yüzden bu tür etkinliklerin önemli olduğunu düşünüyorum. Gelecek artık yazılım ve yapay zekadan oluşuyor. Yapay zeka olmadan bankacılık ve ödeme sistemlerinde herhangi bir şey söz konusu olmayacak. Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacaktır. Dünya ile rekabet o zaman daha farklı olacak. Belki de önümüzdeki 10 yıl akıllı saatlerimizde değil düşünce gücümüzle ödemelerimizi yapacağız. Türkiye’de e-ticaret siteniz varsa yurt dışındaki ödeme kuruluşlarından hizmet alabiliyorsunuz. Fakat bizler şu anda bunu veremiyoruz. Kanun buna izin verirse bizlerde pastadan pay alabiliriz” şeklinde konuştu.
Hatay Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti. Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı. “Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı” İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin" dedi.
Edirne Edirne’de Tunca Nehri kuruma noktasına geldi Edirne’de kuraklık nedeniyle dibi gören Tunca Nehri’nde su içerisinde yaşayan canlılar olumsuz etkilenirken, vatandaşlar ise son bir yıla göre 4 kat su seviyesi azalan ve yaşanan kuraklık sebebiyle tedirgin oluyor. Küresel ısınmayla birlikte bu kez kuraklık alarmının verildiği il Edirne oldu. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de önemli su kaynaklarından biri olan Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 4 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 16 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre tam 4 kat azaldı. Kuraklığın vurduğu Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehrin bazı bölgelerinde vatandaşlar da rahatça yürüyebiliyor. Nehrin ortasındaki adacığa yürüyerek gelen bir vatandaşın oltayla balık tuttuğu görüldü. Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca Nehri kentte turistik gezi yapanları ve vatandaşları ise tedirgin ediyor. “Canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum” Edirneli üniversite öğrencisi Cennet Cemre Aydın, “Tunca Nehri kenarı yazın ve kışın sürekli geldiğimiz bir yer olduğundan dolayı buradaki suyun hemen hemen her seviyesine hakimiz aslında. Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Nehirde kano etkinliklerine de katılan birisi olarak suyun hem kirliliği hem de suyun içerisinde yaşayan canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum. Umarım su yükselir ve bu seviyede kalmaz” dedi. “Nehirdeki canlılar kuraklık nedeniyle yüzmekte zorlanıyor” Edirne’de arkadaşıyla Tunca Nehri’ni ziyaret eden ve Edirne’de eğitim gören lise öğrencisi Ayşenur Milet, Tunca Nehri’nin çok kurak olduğuna değinerek, “Bulgaristan’dan doğan Tunca Nehrinin daha baharın başında olmamıza rağmen kuraklıktan çok etkilendiğini görüyoruz. Nehrin içindeki canlılar kuraklık nedeniyle oluşan yosunlardan dolayı yüzmekte zorlanıyor. Kuraklık nedeniyle nehrin dibindeki çöplerde yüzeye çıkmış. Baharın daha başında olmamıza rağmen kuraklığın bu kadar etkisini göstermesi beni oldukça şaşırttı. Şu anda derslerimize konu olan bu kuraklığın ileriki dönemlerde daha da fazla ciddiyetini koruyacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor” Nisan ayında yağmur yağışlarını beklediklerini ifade eden Edirneli vatandaşlardan Memduh Sidim, “Türkiye’mizin ve serhat şehrimizin incileri olan Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Mevsim itibari ile kuraklık yaşıyoruz. Bu nehir yatağının içerisinde çok sayıda canlı yaşamaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Nisan yağmurlarını bekliyoruz. Şu anda görünen bu su kirlilik ile beraber geçtiğimiz yıl kar ve yağmur yağışlarının az oluşu nedeniyle büyük bir kuraklık oluşturmaktadır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor. Nisan ayında yağacak olan yağmurlar ile su seviyesinin normale dönmesini ümit ediyoruz” ifadelerine kullandı.