DÜNYA - 24 Mayıs 2023 Çarşamba 17:27

Lavrov: 'NATO'nun genişleme politikası Hitler'in Drang Nach Osten politikasına benziyor'

A
A
A
Lavrov: 'NATO'nun genişleme politikası Hitler'in Drang Nach Osten politikasına benziyor'

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, katıldığı Uluslararası Güvenlik Konularından Sorumlu Yüksek Temsilciler Toplantısı'nda, "NATO'nun genişleme politikası Hitler'in Drang Nach Osten politikasına benziyor" dedi.

Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen Uluslararası Güvenlik Konularından Sorumlu Yüksek Temsilciler Toplantısı'nda Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin dış politikası ve Batılı ülkeler ile yaşanan gerilime dair değerlendirmelerde bulundu. Önceki gün Japonya'nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 zirvesinin ortak bildirisinde Rusya ve Çin'in hedef alındığını ve Batılı ülkeler tarafından stratejik düşman olarak görüldüklerini savunan Lavrov, "Birleşmiş Milletler’in (BM) şartında yer alan devletlerin egemen eşitliği ilkesine aykırı olarak dünya toplumuna yapay bir 'demokrasi' ve 'otokrasi' ayrımı dayatıyorlar. Japonya'da yapılan son G7 zirvesinde yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı üzere Batı, Rusya ve Çin'i kendi hakimiyetine karşı bir tehdit olarak görüyor" dedi.

Batılı ülkelerin dünyaya kendi hukuk sistemini dayatmaya çalıştığını öne süren Lavrov, "Durum öyle bir noktaya geldi ki 2. Dünya Savaşı sonrasında BM merkezli düzeni kendi kurallarına dayalı bir düzen haline getirmeye çalışıyorlar. Amaçları modern uluslararası hukuku yok etmek, yeni sorunları sömürgecilik politikasıyla çözmek ve yeni dünya merkezlerinin gelişimini sınırlandırmak" diye konuştu.

"NATO'nun genişleme politikası Hitler'in Drang Nach Osten politikasına benziyor"
NATO'nun genişleme politikasını Adolf Hitler'in Slav topraklarına genişleme politikasına verilen isim olan 'Drang Nach Osten' politikasına benzeten Lavrov, “Yıllarca Washington, Rusya'nın yeni tehditler oluşturduğu gerekçesiyle Avrupa'da güvenliği yok etti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nı (AGİT) Avrupa güvenliği alanındaki durumu değiştiremeyen aykırı bir yapıya dönüştüren ABD ve Avrupalı müttefikleri, NATO'nun doğuya doğru genişlemesi için kışkırtıcı yollar izlediler. Aslında NATO'nun genişleme politikası Hitler'in Drang Nach Osten politikasına benziyor” diyerek Batılı ülkelerin Rusya’nın 2021 yılının Aralık ayında sunduğu güvenlik garantileri teklifine de olumsuz cevap verdiğini hatırlattı.

"Kolektif Batı, bize karşı Kiev rejimini kullanıyor"
Batılı ülkelerin savaşta Ukrayna'ya verdiği desteği eleştiren Lavrov, “BM Şartı'nın 51. maddesi temelinde devletlerin meşru müdafaa hakkına ilişkin yürütülen özel askeri operasyon, NATO'nun doğrudan Rusya sınırlarında güvenliğimize yönelik oluşturduğu tehditleri ortadan kaldırmak için zorunlu ama gerekli bir adımdır. Kolektif Batı, Rusya'yı stratejik yenilgiye uğratma niyetini gizlemiyor. NATO silahlarıyla dolu Kiev rejimi, koçbaşı olarak kullanılıyor. Aslında hukuki olarak NATO ülkeleri Kiev tarafındaki çatışmaya doğrudan dahil oluyorlar. Böyle sorumsuz bir yol, nükleer güçler arasında askeri çatışma tehdidini önemli ölçüde artırıyor. Batı başkentlerine böyle bir senaryonun kabul edilemez olduğuna dair mesajlar gönderiyoruz. Ne yazık ki bu, ya propaganda aracı haline getiriliyor ya da büyük ölçüde çarpıtılıyor" ifadelerini kullandı.

Erhan Altıparmak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.