GENEL - 18 Aralık 2017 Pazartesi 08:50

2 yıllık kan davası barışla sonlandı

A
A
A
2 yıllık kan davası barışla sonlandı

Ceylanpınar’a bağlı Gellegöç yerleşim yerinde yaklaşık 2 yıl önce iki aile arasında başlayan ve 2 kişinin hayatını kaybettiği husumet, barış yemeğiyle son buldu.

Ceylanpınar’a bağlı Gellegöç yerleşim yerinde yaklaşık 2 yıl önce iki aile arasında başlayan ve 2 kişinin hayatını kaybettiği husumet, barış yemeğiyle son buldu.


Ceylanpınar’a bağlı Gellegöç yerleşim yerinde yaşayan Kurt ve Karacan ailelerinin arasında yaklaşık 2 yıl önce iki kişinin öldürülmesi dolayısıyla başlayan husumet Ceylanpınar Belediye Başkanı Menderes Atilla, Belediye Eski Başkanı Mehmet Sait Atilla ve kanaat önderlerinin girişimleriyle barışla sonlandırıldı. Gellegöç yerleşim yerinde düzenlenen barış yemeğinde taraflar bir araya getirilerek barıştırıldı.


Belediye Başkanı Menderes Atilla burada yaptığı konuşmada, iki aile arasındaki husumetin barışla sonuçlanmasından dolayı mutlu olduklarını söyledi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması temennisinde bulunan Atilla, "Kurt ve Karacan aileleri arasında kan davası olmuştu. Kanaat önderleriyle birlikte iki aileyi birbiriyle barıştırdık. Fatihamızı okuduk, yemeğimizi yiyeceğiz. İnşallah bu tür olaylar bölgemizde bir daha olmaz. Hepimiz kardeşiz. Barış sürecinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Her iki tarafa da barışı kabul ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu.


Kanaat önderlerinden Abbas Balak da "İnşallah bir daha böyle elim olaylar yaşamayız" dedi. Yapılan duanın ardından iki aile büyükleri tokalaşarak husumete son verildi.


Barış yemeğine, Ceylanpınar Belediye Başkanı Menderes Atilla, Belediye Eski Başkanı Mehmet Sait Atilla, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Bayol, Belediye Meclis üyeleri, Jandarma Binbaşı Ahmet Uzun, mahalle muhtarları ve kanaat önderleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.