GENEL - 20 Mart 2017 Pazartesi 10:09

İki defa gazilik verilip geri alındı

A
A
A
İki defa gazilik verilip geri alındı

Kıbrıs harbinde mücadele ederek iki defa gazi sayılan Zeynel Abidin Yılmaz’ın gaziliği her defasında iptal edilerek verilen maaş geri alındı.

Kıbrıs harbinde mücadele ederek iki defa gazi sayılan Zeynel Abidin Yılmaz’ın gaziliği her defasında iptal edilerek verilen maaş geri alındı.


1973 yılında Kıbrıs harbine katıldığı için belli aralıklarla iki defa gazilik unvanı verilen 64 yaşındaki Zeynel Abidin Yılmaz’ın her defasında gaziliği iptal edilerek aldığı maaş geri alındı. Kendisiyle birlikte Kıbrıs’a giden iki arkadaşının gazi sayıldığını ve maaşlarını aldıklarını söyleyen Yılmaz, yapılan bir tarih hatasından dolayı mağdur olduğunu iddia etti. 4 Temmuz 1973 tarihinde vatani görevini Ankara’da yapmaya başlayan Yılmaz, 3 buçuk ay orada eğitim gördükten sonra Kars’ın Sarıkamış ilçesine gönderildi. Yaklaşık 9 ay burada vatani görevini yapan Yılmaz, 25 arkadaşıyla birlikte 26 temmuz 1974’te Kıbrıs’a gönderildi.



Unvan iki defa verilip geri alındı


İkinci Barış Harekatında görev aldıktan sonra 1 Mart 1975’te askerliğini tamamlayarak Şanlıurfa’da dönen Zeynel Abidin Yılmaz, 1986 yılında gazi sayıldı. Gazilik unvanı alan Yılmaz, yaklaşık 2 yıl boyunca devletten maaş aldı. İki yıl sonra Kıbrıs’a 3 ay geç gittiği ifade edilerek gazilik unvanı elinden alınan Yılmaz’ın maaşı kesildi ve ödenen para geri alındı. Evrakta yapılan incelemede tarihlerde bir yanlışlık olduğu tespit edilince iki yıl sonra yeniden gazilik unvanı verildi. Yeniden maaşa bağlandı ama bu da fazla uzun sürmedi. 1993 yılında gazilik unvanı yeniden elinden alınan Yılmaz, aldığı bu maaşı yeniden iade etmek zorunda kaldı.



Arkadaşları gazi ama o değil


Evraktaki iki farklı tarih nedeniyle mağdur olduğunu iddia eden Yılmaz, üst kısımda tarihin doğru yazıldığını fakat alt kısımda vukuat bölümünde yanlış yazıldığını iddia etti. Kendisiyle birlikte Kıbrıs’a gittiği iki arkadaşıyla görüşmeye devam ettiğini ve onların gazi sayıldığını belirten Yılmaz, “Beni Ankara Mamak’a verdiler. Orada 3 buçuk ay kaldım. Bu defa dağıtımımız Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki 9’uncu Tümen Muharebe Taburu İşletme Bölüğüne çıktı. Yaklaşık 9 ay orada kaldıktan sonra bizim muharebe taburundan 25 kişi Kıbrıs harekatına gittik. Oraya gittikten sonra savaşa başladık. 9 ay orada kaldıktan sonra teskere aldık ve eve geldik. İki kişi ile tanışmıştım, biri Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinden biri ise Konya’dan. İkisi de halen gazi. Bana o zaman bir kağıt geldi. Şubeye gittim bana müjdeleri olduğunu ve gazi olduğumu söylediler. Ondan sonra evraklarımızı gönderdik beni maaşa bağladılar. İki sene boyunca 3 yada bir maaş alıyordum. Daha sonra kestiler ve o aldığım parayı da taksitle geri verdim. Aradan iki sene daha geçti yine beni maaşa bağladılar. Bir buçuk sene maaş aldım ama yine kestiler ve ben o parayı da taksitle geri verdim. İki arkadaşımla birlikte 1953’e 2 tertibiz. Müslüm Özer ve Tahsin Sağlam, bunların maaşı devam ediyor ama benimki kesildi” dedi.


Zeynel Abidin Yılmaz’ın oğlu Yusuf Yılmaz da yanlışlığın giderilmesi için yardım istedi. Babasına iki defa maaş verilip kesildiğini söyleyen Yusuf Yılmaz, ”Babam 4 temmuz 1973’de acemi birliğini yapmak için Ankara Mamak Muhabere Er Eğitim Merkez Komutanlığına gitti. Orada acemiliğini yaptıktan sonra Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki 9’uncu Tümen Muhabere Merkez Komutanlığına gitmiş. Daha sonra Kıbrıs’tan bir asker isteği varmış. Babamın taburundan babam da dahil 25 kişiyi ayırıp Kıbrıs’a göndermişler. Ondan sonra 1975 Martında teskere almış. Yaklaşık 10 sene sonra askerlik şubesinden muhtarımıza bir evrak gelmiş. Babam da Birecik Askerlik Şubesine gitmiş. Babama “sana bir müjdemiz var, sen artık gazisin” demişler. Babamı 2 sene maaşa bağlamışlar ve daha sonra o maaşı iptal etmişler. Babam birkaç sene sonra yeniden müracaat etmiş ve yeniden bağlamışlar. En son 1993’te bu maaşı kesip bir daha geri vermemişler” şeklinde konuştu.



Aynı kağıtta iki farklı tarih


Aynı kağıtta iki farklı tarihin yazılması nedeniyle babasının gazi sayılmadığını belirten Yusuf Yılmaz, “Kağıtta bir yerde Temmuz yazıyor, altta ise Ekim yazıyor. Babama bu yüzden sen birkaç ay geç gelmişsin diyorlar. 7’inci ayın 26’sı kıtaya katıldığı tarih. Bu tarihte Kıbrıs’a gitmiş ve o zaman da savaş oluyor ama onlar hayır diyor, sen 26 Ekim’de gelmişsin diyor. Halbuki alttaki tarih yanlış çünkü babamın askerlik arkadaşları var. Biri Konya’da, biri ise Birecik’te oturuyor. İkisi de şu anda gazi ve maaşlarını alıyorlar. Babamla aynı gün gidip aynı gün gelmişler. Onlar da bu tarih yanlış diyor” ifadelerini kullanarak yapılan yanlışın düzeltilmesi için yetkililerden yardım istedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.