YEREL HABERLER - 15 Ocak 2012 Pazar 12:52

`CUMHURİYET SÖYLEŞİLERİ` ALTAN ÖYMEN`İ KONUK ETTİ

A
A
A
`CUMHURİYET SÖYLEŞİLERİ` ALTAN ÖYMEN`İ KONUK ETTİ

Çankaya Belediyesi ve Cumhuriyet Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen "Cumartesi Söyleşileri"nin bu ayki konuğu duayen gazeteci-yazar, deneyimli politikacı Altan Öymen’di. Öymen, "Basın ve İfade Özgürlüğü" konusundaki görüşlerini, yaşanan son gelişmeler ve kişisel deneyimleri ışığında dinleyenlerle paylaştı.
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşiye başkentliler büyük ilgi gösterdi. Özellikle genç gazetecilerin ve gazetecilik bölümü öğrencilerinin ilgiyle izlediği söyleşiye katılanlar arasında CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçin ve Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin’in yanı sıra Çankaya Belediye Başkan Yardımcıları, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay da vardı.
Söyleşinin açılış konuşmasını evsahibi sıfatıyla Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık yaptı. Geçtiğimiz yıllarda başlayan Cumhuriyet Söyleşileri’nin başarılı bir gelenek olarak kendini kabul ettirdiğini ve başkentlilerin ilgisine mazhar olduğunu kaydeden Tanık, "İzleyen tüm konukların ve katılımcıların, bu söyleşilerde dünyanın ve Türkiye’nin yaşadığı sorunları ve kendi geleceklerini korumak için ihtiyaç duyduğu bilgiye eriştiğini düşünüyorum" dedi. Tanık, Cumhuriyet Söyleşileri kapsamında bu yıl 10
söyleşi daha gerçekleştirileceğini, söyleşilerin bir kitap olarak yayınlanacağını ve böylece kalıcı hale getirileceğini de müjdeledi.
Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Utku Çakırözer de Cumhuriyet Söyleşileri’nin başarılı bir ivme kazandığını söyledi. İki klasik müzik sanatçısının söyleşiler öncesinde verdiği mini konserlerin de gerek kendisi gerek izleyiciler tarafından çok beğenildiğini söyleyen Çakırözer, "Cumartesi günleri Cumhuriyet Gazetesi Kültür Merkezi’nde düzenlediğimiz Edebiyat Söyleşileri’nin hemen öncesinde biz de mini bir klasik müzik konseri vermeye başladık" dedi.
"BASIN HER ZAMAN KONTROL EDİLMEK İSTENMİŞTİR"
"Basın ve İfade Özgürlüğü" konulu söyleşisine Osmanlı Dönemi’nden başlayıp Cumhuriyet dönemine uzanan geniş çerçevede "sansür ve otosansür" uygulamalarından örnekler vererek başlayan Altan Öymen, kendisinin gazeteciliğe başladığı 1950 yılından itibaren gazetecilerin deneyimlediği "kanun değişiklikleri" ve bunların sonuçlarından da bahsetti. "Ben gazeteciliğe başladığımda Demokrat Parti iktidara yeni gelmişti ve biraz bunun sevinciyle biraz da muhalefetteyken yaşadığı sıkıntılar nedeniyle basına karşı
büyük bir hoşgörüyle yaklaştılar ve Türkiye’de ilk defa Basın Kanunu çıkarıldı. O dönemde gazetecilerin tabi olduğu ve özlük haklarını da düzenleyen herhangi bir kanun yoktu. Dolayısıyla gazetecilere tanıdığı yeni sosyal - ekonomik ve iş güvenliği hakları sayesinde Basın Kanunu bir anda benimsendi ve Demokrat Parti’nin başarılı bir uygulaması oldu" diyen Öymen, aradan geçen 60 yılda basın emekçilerinin ve gazetecilerinin haklarının düzenli olarak tırpanlandığını vurguladı.
İktidara gelişiyle basına yönelik özgürlükçü tavır takınan Demokrat Parti’nin ilerleyen yıllarda bu tutumundan vazgeçtiğini kaydederek "Gazeteciler hapis tehdidi, gazete patronları ise reklam gelirleri ve o dönemde devletin tekelinde bulunan "kağıt stoğu" gibi kozlarla ’hizaya sokulmak’ istendi. Bu uygulama günümüzde de maalesef devam ediyor" dedi.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İKİ YÖNLÜ İŞLER"
Basın özgürlüğü ve demokrasinin ayrılmaz bir bütün olduğunu ve bir ülkedeki demokrasi düzeyini görmek için o ülkedeki basın özgürlüğünün durumuna bakılması gerektiğini kaydeden Öymen, "Basın özgürlüğüne sadece gazetecilerin değil toplumun da ihtiyacı vardır" dedi. İnsanların ülke gündemine, siyasete ya da toplumsal hayata ilişkin fikirlerini oluştururken, başka insanların neler düşündüğünü bilmek istediğini ve fikirlerini biraz da kanaat önderi denen kişilerin fikirlerini dikkate alarak şekillendirdiğini
kaydeden Öymen, "Demokratik bir ülkede insanlar, hangi partinin ne yaptığını; hangi programları ürettiğini ya da iktidardaki partinin icraatlarını ve başarısızlıklarını doğru biçimde öğrenmek; gazetelerden doğru bilgi almak; televizyonlarda yansız haber izlemek isterler. Basının özgür olmadığı; kendini tehdit altında hissettiği bir ülkede insanlar gerçeklere ulaşma haklarını kullanamazlar. Dolayısıyla basının özgür olması sadece gezetecilerin ’gerçeği yazabilmesi’ dedildir; toplumun da ’gerçeği
okuyabilmesi, öğrenebilmesi, izleyebilmesidir’ diye konuştu.
"MUHALEFETE MUHALEFET ETMEK TUHAF BİR DURUM"
Şu anda yüze yakın gazetecinin hapiste olduğunu ve bazılarının neyle suçlandığını dahi bilmeden hakim karşısına çıkmak için beklediğini hatırlatan Öymen, "Türkiye’nin geldiği noktada basın özgürlüğü öyle bir yara almıştır ki artık iddinamalerde ’hükümeti yıpratmaya yönelik haber yapmak’ gibi cümlelere rastlanmaktadır. Demokratik bir ülkede basının temel işlevi hangi siyasi görüşü temsil ettiği önemli olmaksızın ’iktidarın başarıları kadar başarısızlarını da halka anlatmak, çoğu zaman da iktidarı
eleştirmek’tir. Oysa Başbakanımız gazete patronlarına ’Senin gazeten değil mi? Böyle yazmasına müsaade etme, kov’ diyebiliyor. Bu tür bir tahammülsüz lüğe demokrasilerde yer yoktur." dedi.
Gazetecilerin temel işinin ’eleştirmek’ olduğunu hatırlatan Öymen, "Ancak gelinen noktada, uğrayacağı baskıyı bildiği için iktidarı eleştiremeyen gazeteciler işi muhalefeti eleştirmeye döndürüyor. (Bu ülkede muhalefet yok) kabilinden yayınlar yaparak ’muhalefete muhalefet ediyor’. Bu durumları Türkiye daha önce de yaşamıştı ve o dönemleri bugün andığımızda hep ’darbe dönemleri’, ’muhtıra dönemleri’ diye anıyoruz. Bundan yıllar sonra da bu günlerden bahsedildiğinde aynı şeyler hissedilecektir" dedi.
Öymen, yaklaşık iki saat süren söyleşinin ardından dinleyicilerin sorularını da cevapladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Elite World Van Hotel, İranlı acente temsilcilerini ağırladı Elite World Van Hotel, İran’ın farklı şehirlerinde hizmet veren acente temsilcileri ile tur operatörlerini ağırladı. Elite World Van Hotel, seyahat acenteleri tarafından düzenlenen info çerçevesinde Van’a gelen İranlı acente temsilcilerini ağırladı. İranlı acente temsilcileri ile yemekte bir araya gelen Elite World Van Otel Genel Müdürü Oktay Aksoy ve Satış Direktörü Salih Çiftçi, otel hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Turizmin çok geniş yelpazeye sahip bir sektör olduğuna dikkat çeken Aksoy, “Bu manada turizmde yapılan her çalışma şehrin bütününe yansıyor. Bizlerde bu bilinçle özelde ilimizin, genelde ise ülkemizin ekonomisine katkı sunmak için sürekli çalışmalar yapıyoruz. Bu manada düzenlenen bu infoyu çok önemli ve anlamlı buluyoruz. İnşallah bu ve buna benzer infolarla ilimizi turizm alanında hak ettiği yere getireceğiz. Ben bu duygularla bu infonun ilimiz ve ülkemiz açısından hayırlara vesile olmasını diliyor, infoda emeği olan herkese teşekkür ediyorum” dedi. Seyahat acenteleri sahipleri ise ise amaçlarının geçtiğimiz günlerde seçim nedeniyle yaşanan gerginlik sonrası İranlı turistlerin duyduğu kaygıyı ortadan kaldırmak olduğunu belirterek, “Van, seçim sürecinde iki gün istenmeyen olaylarla karşı karşıya kaldı. Çok şükür sona erdi ve şehrimiz yine eski huzur ve güven ortamına kavuştu. Bizlerde bu manada kaygılanan İranlı misafirlerimize bu güven ve huzur ortamını tekrar yaşatmak için bu infoyu düzenledik. İlimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, infoda bize destek sunan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. İranlı acente yetkilileri de, böyle güzel bir organizasyonla Van’da olmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, emeği geçenlere teşekkür ettiler.