POLİTİKA - 30 Mart 2017 Perşembe 14:36

Bakan Yılmaz: “İki yılda 80 bin öğretmeni eğitim camiamıza katacağız”

A
A
A
Bakan Yılmaz: “İki yılda 80 bin öğretmeni eğitim camiamıza katacağız”

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “20 bin öğretmen için alım yapacağımızı duyurduk, ilana çıktık.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “20 bin öğretmen için alım yapacağımızı duyurduk, ilana çıktık. Yine Ağustos’tan sonra da 10 bin öğretmen alımı daha gerçekleştireceğiz. İki yılda 80 bin öğretmeni eğitim camiamıza katacağız” dedi.


Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 16 Nisan referandum çalışmalarına destek vermek amacıyla Sinop’a geldi. Valilik ziyaretinin ardından AK Parti il binasını ziyaret eden Bakan Yılmaz, bazı açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz yapmış olduğu açıklamada, “Bu ana kadar gelen iktidarlar arasında eğitime en çok kaynak ayıran hükumetler biziz. Eğitime en çok önem veren biziz. Bu sadece Türkiye’de değil Sinop’ta da öyle. Biz Türkiye olarak milli gelirimizin yüzde 5.8’ini eğitime ayırırız. Gelişmiş ülkelerden daha fazla kaynağı eğitime ayırırız. Niçin 21.yüzyılı Türkiye’nin yüzyılı yapabilmek ancak eğitimden geçer 21. yüzyılda bu milleti zengin refah içinde bir ortama kavuşturabilmek, milli gelirini 2 trilyon dolar kişi başı olan gelirini 25 bin dolar ihracatını 500 milyar dolara çıkartabilmenin ancak eğitimle gerçekleşeceğinin farkındayız. Dolayısıyla da Türkiye’de 80 yılda yapılan dersliğe yakın derslik yaptık. 270 binin üzerinde. Türkiye’de bu ana kadar atanmış öğretmenlerin sayısından çok daha fazla öğretmenlerimizi atadık. Şu anda görev yapan her üç öğretmenden 2’si yaklaşık bizim dönemimizde öğretmenliğe atandı. Geçen yıl sadece 30 bin, Şubat’ta 20 bin, Ekim’de 50 bin öğretmen ataması yaptık. 50 bin sayısı bazı ülkelerin toplam kamu personeli sayısına eşittir. 20 bin öğretmen için alım yapacağımızı duyurduk, ilana çıktık. Önceki gün de öğretmen adaylarının hangi mülakat merkezlerinde sınava gireceğini açıkladık. Yine Ağustos’tan sonra da 10 bin öğretmen alımı daha gerçekleştireceğiz. İki yılda 80 bin öğretmeni eğitim camiamıza katacağız. Niçin amacımız daha kaliteli bir eğitim vermek” diye konuştu.



“Daha kaliteli bir eğitim vermek için ikili eğitime kaldıracağız”


Bakan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Tabii Sinop’ta da ikili eğitimin kaldırılmış olmasından da bu yıl itibarı ile çok büyük bir memnuniyet duydum. Emeği geçenlere milletvekillerimize, başkanlarımıza, AK Parti ailesine, valimize ve milli eğitim çalışanlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum. Niçin ikili eğitime kaldıracağız? Daha kaliteli bir eğitim vermek için. Başbakanımızın talimatı üzerine. Okul öncesi eğitimi 5. yaşlar için ilkokul başlama yaşından önceki bir yaş öyle diyoruz zorunlu eğitim kapsamına alacaksınız bir de yabancı dil ilkokuldan sonraki ortaokulun birinci sınıfında yabancı dil ağırlıklı sınıf haline getiriyoruz, hazırlık sınıfı gibi. İstiyoruz ki evlatlarımız bir dili kendi anadili gibi anlayabilsin, kafasındaki düşüncesini ne varsa onu da ifade edebilsin diye. Ücretsiz süt dağıtıyoruz, ücretsiz tablet bilgisayar veriyoruz. Eve kadar gelebilecek engelli evladımız varsa evine öğretmen gönderiyoruz. Eskiden bunlar olur muydu? İnsana değer verirseniz bu olur.”



“Yeni sistem hukuk devleti ilkesine daha uygun”


Şu anda hiçbir partinin oyunun yüzde 50’nin üzerinde olmadığını belirten Bakan Yılmaz, “Yüzde 50 hükümete gelebilmek için, bu ülkeyi yönetebilmek için, başka partilerden oy alabilmek lazım. Başka partileri de kucaklamak lazım. Bu ancak uzlaşmayla olur. İşte bu yüzden diyoruz ki bundan sonraki gelen hükümetlerin mutlaka toplumun tamamını kucaklaması lazım. Uzlaşmanın Türkiye’ye zararı olur mu? Eskiden önemli değildi. ‘Ben 34 aldım, 40 aldım ben bununla Türkiye’yi yönetirim, geri kalan dışarıda da kalsın’ denebilirdi. Biz hiç demedik. Ayrımcılık yok, hizmette adalet var. Ondan hiç şüpheniz yok ama bundan sonra hükümet olmak istiyorsak uzlaşma gelecek. Uzlaşmanın da Türkiye’ye faydası var. Bakın uzlaşma herkesi değiştirir. Türkiye’nin bir barış iklimine ihtiyacı var. Bunu da bu sistem sağlayacak. Yine bu gelen sistem hukuk devleti ilkesine daha uygundur. Hukuk devleti ilkesinde, hukuk devleti yetkisine hesap verebilir olması lazımdır. Yetkisi olanın sorumlu tutulabilir olması gereklidir. Türkiye’deki mevcut durumda yürütme iki başlıdır. İki başlılığı kaldıracağız. Şimdi diyoruz ki ‘yetkiyi ikiye bölmeyelim, iki başlılığı ortadan kaldıralım.’ Yetki verdiğimizde de her şeyden sorumlu olsun. Yaptığı bütün işlemler yargı denetimine tabidir. Hukuk devletinin gereğidir. Suç işlerse de TBMM tarafından Yüce Divan’a sevk edilebilsin. Ama önceden kesinlikle Cumhurbaşkanı’nı Yüce Divan’a sevk edebilmek mümkün değildi. Bu makama Cumhurbaşkanı’nın geleceği düşünülmemiş, bu makama Ankara’da çatık kaşlı, asık suratlı bir bürokratın geleceği düşünülmüş. Bazen bu bürokrat yargıdan bazen de silahlı veya silahsız bürokrasiden geliyor, milletin içinden çıkacağı düşünülmemiş” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.