POLİTİKA - 18 Mayıs 2018 Cuma 15:52

İçişleri Bakanı Soylu: "Kararlı bir Türkiye var"

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu: "Kararlı bir Türkiye var"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün kararlı bir Türkiye ve dünyanın her tarafına kendi varlığını hissettiren, başında bin bir sorun olmasına rağmen kendini büyüten bir Türkiye olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün kararlı bir Türkiye ve dünyanın her tarafına kendi varlığını hissettiren, başında bin bir sorun olmasına rağmen kendini büyüten bir Türkiye olduğunu söyledi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Şırnak’a geldi.


Hakkari’deki temasların ardından helikopter ile Şırnak 23. Piyade Tümen Komutanlığına gelen Bakan Soylu’yu Vali Mehmet Aktaş, 23. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Veli Tarakcı, Emniyet Müdürü Ömer Uslusoy karşıladı. Bakan Soylu daha sonra Şırnak Valiliğini ziyaret ederek, şeref defterini imzaladı. Soylu, valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Mehmet Aktaş’tan brifing aldı. Bakan Soylu daha sonra Vali Mehmet Aktaş ile birlikte Şırnak Belediye Başkan Vekili Turan Bedirhanoğlu, Cizre Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Faik Arıcan, Silopi Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sezer Işıktaş, Uludere Kaymakamı ve Bekediye Başkan Vekili M.Fatih Yakınoğlu, Beytüşşebap Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Murat Şener, İdil Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ersin Tepeli ile Güçlükonak Kaymakamı Osman Demir ile birlikte valilik toplantı salonunda basına kapalı toplantı yaptı.


Toplantının ardından AK Parti İl Başkanlığına geçen Bakan Soylu’yu İl Başkanı Halil İbrahim Erkan ve partililer karşıladı. Parti konferans salonunda partililere hitaben konuşma yapan Soylu, “Sınırlarımızın dışında komşularımızdan, din kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntılar içerisinde olanlar için de dua edin. Filistin’de yaşanan zulüm ve vahşet, net bir şekilde ortadadır, herkes görmektedir. Ama dünyanın yarısı buraya kıskançlıkla diğer bir yarısı da nefret ve insanlıktan uzak bir gözle bakmaktadır. Bu gün İstanbul’da Cumhurbaşkanımızın da, dünya liderinin de katılacağı büyük bir miting var. Türkiye’ye terörle mücadelesinin her adımında güya demokrasi dersi vermeye kalkanlar bütün dünyanın gözü önünde sivil insanların katledildiğine maalesef ses çıkarmıyorlar. Bizim kimseden merhamet beklentimiz yoktur. Dünya çok zalimler görmüştür. Hepsi gelip geçmiştir. Elbette ki bu gün Filistin’de katliam yapan o zalimlerin de Irak’ta, Suriye’yi savaş alanına çevirenlerin de, terör örgütlerinin besleyip, büyütüp insanların üstüne salanların da güçten gözü dönmüş şımarıkların da hükmü geçecektir. Galip gelecek olan mutlaka haktır. Hakkın tarafıdır. Yeter ki biz doğru tarafta doğru duralım. Türkiye bu mesele de dünya da tek başına kalsa da hakkın tarafında olacaktır. Haklının ve mazlumun tarafındadır. İşte onun için bu mübarek günlerde hem dua edelim, hem de dualarımız da mutlaka bu mazlum kardeşlerimizi de ortak edelim. Doğru tarafta, hakkın tarafında olmak dedim ya; belki de bunun söyleneceği en büyük anlatılabileceği yer burasıdır. Yani hem partimiz hem de Şırnak’tır. Bu çatıdır. Çünkü sizler 16 yıldır doğru yerde durdunuz. Bu gün Türkiye’nin geldiği nokta da sizin emeğiniz ve sizlerin katkısı var. Eski Türkiye’nin nasıl bir yer olduğunu hepimiz biliyoruz. Kemer atıp açılış yapamayan bir ülkeydik ve özellikle inşaatların filizleri bir zamandan sonra çürümeye terk edilirdi. Emekli maaşlarını ödeyemeyen, IMF denilince herkesin yüzünün asıldığı bir Türkiye’den bahsediyoruz. 99 depreminin altında ezilen vatandaşına el uzatamayan bir ülkeydik ve sanki bütün bu sorunları çözecekmiş gibi başımıza bir de 28 Şubat dalaletini sarmışlardı. Bunların hepsini hatırlıyoruz. Ekonomiye çare olacakmış gibi üniversitede ki kızlarımızın başörtüsü ile insanların namaz kılmasıyla uğraşılırdı" dedi.



"İllerimiz terör kıskacındaydı"


Eski Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu illerinin terör kıskacında olduğunu söyleyen Bakan Soylu, o dönemlerin artık geride kaldığına işaret etti. Bakan Soylu, "Doğu ve Güneydoğu illerimiz terör kıskacındaydı. Milletin arasına nifak sokmuşlardı. Bir milletin öz güvenini, inancını tamamen yerle bir etmişlerdi. Bu gün Türkiye alt yapı yatırımları açısından kendisini üç kat büyütmüştür. Bugünün Türkiye’si insanların farklı görüşler ve beraber barış içerisinde yaşadığı kimsenin kılık kıyafetine inancına karışmadığı, yatırımlarının mutlaka tamamlandığı, helikopter üretip ihraç eden, insansız hava aracı üreten, yıllık yüzde 7.4 büyüyen sanayi üretimi yüzde 9.2 büyüten, yıllık kişi başı milli geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkaran, kadın istihdamının son sekiz yılda yüzde 77 arttırmış bir ülkedir. Bütün bu tabloda sizlerin emeği, bütün bu tabloda sizlerin gayreti, bütün bu tabloda sizlerin inancı vardır” diye konuştu.



"Yeni bir başlangıç seçimidir"


Bakan Soylu, bu seçimin yeni bir başlangıç yapma seçimi olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bu seçim hem kazandıklarımızı muhafaza etme koruma hem de elimizi geleceğe uzatma seçimidir. Bu seçim makus talihimizi yenme seçimidir. Birileri bu uyuyan devi uyanmasını istemiyorlar. Etrafındaki coğrafyaya bütün dünyaya Anadolu medeniyetini anlatılması ve bu medeniyetinin bütün zenginliğini, kardeşliğini, birliğini, beraberliğini, maneviyatını hissettirmesini bir şekilde oluşturmasını istemiyorlardı. Kimsede sormazdı. Bu kadar büyük bir ülkenin, bu kadar köklü bir ülkenin talihi neden makus olsun. Bize aciz olduğumuza, bizi güçsüz inandırmışlardı. Oysa gerçek öyle değildi. Bu millet, güçlü bir millettir. Devletimiz de büyük bir devlettir. Son 16 yılda gösterdiğiniz gelişme sayesinde hak ettiğimiz yerdeyiz. Bu seçimde son 300 yılın en güçlü olduğumuz tarihi ile beraber yürüyoruz. Ne yaptılarsa bizi sarsamadılar. Terör, bizi yıkamadılar. 6-7 Ekim olaylarında, çukur hadiselerini ortaya koydular. Bizi yine sarsamadılar. Gezi’yi yaptılar, yine sarsamadılar. Son melanetleri 15 Temmuz’u yaptılar, millet çıplak elleri ile beraber tankların önüne çıktı ve kazanımlarına, devletine, ülkesine, demokrasisine, hukukun üstünlüğüne sahip çıktılar. Şimdi aynı kararlılıkla, şimdi aynı sahiplenmeyi, göstermek durumundayız. Kazandıklarımızı geri vermeyelim. PKK’nın kırıntıları ve döküntüleri kaldı. Şimdi evlerimizde huzur var. Bu milletin hizmete, buradaki hemşehrilerimizin, Kürt kardeşlerimizin hizmete nasıl hakkı olduğu ve bu hizmetle nasıl buluştuğunu gösterdik ve bunu yaparken de başka bir tür oyunlar ile karşı karşıya kaldık”.



"Kararlı bir Türkiye var"


Bugün kararlı bir Türkiye ve dünyanın her tarafına kendi varlığını hissettiren, başında bin bir sorun olmasına rağmen kendini büyüten bir Türkiye olduğunu belirten Bakan Soylu, “Bir taraftan düzensiz göç ile mücadele eden bir Türkiye, bir tarafta terör ile mücadele eden bir Türkiye, bir tarafta FETÖ ile mücadele eden Türkiye, bir taraftan uyuşturucu ile mücadele eden Türkiye, bir taraftan da birçok operasyonla karşı karşıya kalarak Türkiye’ye ekonomi olarak diz çökertmeye çalışanlara karşı ülkesini, milletini ekonomisini, zenginliğini, özgürlüğünü, hürriyetini, ayakta tutan bir Türkiye. İşte bu 16 yıllık bir muhasebenin bilançosu olarak ortada durmaktadır. Büyük işler başardınız, korkmadınız, ürkmediniz, gün geldi 15 Temmuzcular kafamızda boza pişirmeye çalıştılar. Gün geldi terör örgütleri birilerinin talimatıyla beraber yarınlarımızı umutsuz hale getirmeye çalıştılar. Çocuklarımızı bizden koparmaya çalıştılar. Bize bir proje dayattılar. Dediler ki dünya arkamızdadır, bu ülke de istediğimizi yapma kabiliyetine sahip oluruz, bunu gerçekleştiririz, bizle beraber masaya oturursanız, bizle beraber olursanız arkalarında ne olursa olsun, kim olursa olsun, milletimizle masaya oturduk, demokrasiye ile masaya oturduk. Burada bir huzurun olduğu görüyoruz. Polisimizi, jandarmamızı, güvenlik korucularımızın hangi maliyetler ödediğini, esnafımızın hangi maliyetler ödediğini, hayvancılık yapmak isteyen insanların nasıl önlerinin kesildiğini, nasıl onlardan haraç almak istendiğini ve bu ülkede nasıl bir toplum oluşturmak istendiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.


Bu ülkede bu tablonun nasıl bir şekilde oluşturulmak istendiğini bildiklerini belirten Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Herkesin yüzünde mutsuzluğun, endişenin değil tam tersine herkesin yüzünde huzurun, kardeşliğin olduğu bir görüntü vardı. Allah’a hamd olsun ki onların projesiyle değil sizlerin projelerinizle beraber her tarafımızın huzur içerisinde olduğu bir Doğu ve Güneydoğu’yla beraber bir proje çıkartmaya çalışıyoruz. Bunu siz sağladınız. Tehditlere boyun eğmediniz ve sizi ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı inadına hak, hürriyet, demokrasi dediniz. Özellikle annelere seslenmek istiyorum. Bu sürecin en büyük mağduriyetini sizler yaşadınız. Çocuklarınızı sizlerle beraber uzaklaştırmaya çalıştılar. Bunu hep beraber yaşadık. Kızlarınızı dizlerinizin dibinden okşayarak, büyüterek, severek bir doktor, bir öğretmen olarak görmek istediğinizde bir terör örgütü alacak diye korku içinde yaşadınız. Ama öyle bir sahip çıktınız ki bugün terörün kırıntıları kalktı 24 Haziran’da o kırıntıların tamamını da sandığa gömeceksiniz. Kazanan şiddet, silah olmamıştır. Kazanan huzur ve kardeşlik olmuştur. Türkiye terör ve şiddetle mücadele etti. Huzur içerisinde söylüyorum terörle mücadelenin demokrasiden, hukuktan ayrılan bir milim tarafı olmamıştır. Vatandaşımıza şefkatin, hak ettiği hakkın, özgür iradenin, tamamen hürriyetin sağlanması konusunda herkes payidar olmuştur. Bugün iyi bir noktadayız. Ama biliniz ki yarın bundan çok daha iyi bir noktada olacağız. Çünkü istikametimiz düzgün bir istikamet. Ve bu istikamet içerisinde hep birlikte olacağız. Hepiniz biliyorsunuz bu ülkede çok sıkıntılar yaşandı. Hele siz çok sıkıntılar yaşadınız”.


Biz doğru bir iş yaptık diyen Bakan Soylu, “Bakın görevlendirme yapılan belediyeye bu güne kadar 2.9 milyar yatırım yapıldı. Bu ne demek biliyor musunuz? 1.5 milyar borçları vardı ve bunların hepsi ödendi, borçlar tamamen kapatıldı. Yine bilmenizi istiyorum ki tam tamına 6 bin 120 bin kürekle sıcak asfalt yapıldı. Yine bunun üzerine 49 bin 176 km berkitme yol çalışması yapıldı ve 63 bin km beton yol yapıldı. 10 bin kilometre karede parke taşı, bin 914 adet aile çay bahçesi ve parklar yapıldı. Şırnak ve tüm ilçelerinde mesire alanları yapıldı ve bütün bunlarla birlikte şu çok net ve açıktır; tam 38 bin km içme suyu hakkı yapıldı. 45 adet atık su arıtma tesisi yapıldı. 5 bin 535 km atık su arıtma tesisi yapıldı. Kadınlar için 110 bin adet kadın merkezinde 157’den daha fazla kurs düzenlendi. 108 bin kişi bu kurslardan istifade etti. Bin 747 adet taziye evi yapıldı ve oranın hem yapımı ve onarımı yapıldı. Tüm bunları sosyal medyadan paylaşırken “burası Paris değil, burası Cizre” deme fırsatı sağladınız. Şırnak’ta çukur eylemlerinden sonra 3 katrilyon üzerinde harcama yaptık ve bütün bu rakam esas itibariyle bir taraftan bütün bunlar gerçekleştirilirken yapılan 5 bin 731 konut ve iş yeri vatandaşlarımıza teslim edilmektedir. Kalan binalar da tamamlandıktan sonra teslim edilecektir. Eskiden yapılanları siz görüyorsunuz, peki bu paralar nereye gidiyor. Bu paralar teröre, bu ülkenin beraberliğini ortadan kaldırmaya gidiyordu. Her şey daha güzel olacak. Hayvancılık burada daha çok gelişecek, daha yeni başladık. Analar sizlere söylüyorum; bu huzuru geri almalarına, çocuklarınızın geleceklerini çalmalarına müsaade etmeyin. O maskeli yüzleriyle beraber bu milletin değil başkalarının söyledikleriyle neler yaptıklarını gördük. Kardeşi kardeşe nasıl düşürdüklerini, evlerinizi nasıl tahrip ettiklerini, bizi umutsuzluğu nasıl sev ettiklerini hepsini gördük. Yeniden Türkiye’yi, yeniden Güneydoğu Anadolu’muzu yeniden Kürt kardeşlerim üzerinden ortaya koyacakları hesaplarla birlikte bu coğrafyayı bölgeyi karıştırmalarına ne olursunuz müsaade etmeyin. Elbette ki bütün bunları söylerken de şunu çok net bir şekilde ifade etmeliyim; yıllardır doğu ve güneydoğu’daki belediyeleri HDP yönetti. Terör örgütünün adeta şubesi haline getirmişti. Çocukların, gençlerin dağa gittiğini zannettiğimiz çocukların sayısı toplam 41. Ondan önceki yıllarda 2 binlerde 3 binlerdeydi. İşte bu mücadele bir yandan hükümetimizin bir taraftan sayın cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın talimatları, bir taraftan buradaki teşkilatımızın bir taraftan da bu işe inanan aziz ve güzel milletimizin ortaklaşa yürüttüğü mücadele sonucunda gerçekleşmiştir. Ve bunu daha iyi bir noktaya getirmek bizim en önemli hedefimizdir. O milleti kandırmaya, yalandan ne olduğunu bilmeden anlatmaya, teröre bizi mahkum etmeye çalışanlar acaba neye hizmet ettiler. Şu yaptıklarımızın binde birini yapmadılar. İşte karşılaştırıldığında onlara yegane yekten sorulması, bu noktaya konulması gerekiyor. O saplantılarıyla, dayatmalarıyla beraber ortaya koydukları projenin nasıl bertaraf edildiğini gördük. Bilmenizi istiyorum ki halimizden, gençlerimizden, çocuklarımızdan istifade ediyorlar. ‘Biz Anadoluyuz’ projesiyle çocuklarımız Türkiye’nin her tarafında ülkemizin zenginliğine, ülkemizin yarınlarına gidiyorlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Yalova’da bisiklet yolu ağı genişliyor Yalova Belediyesi’nin Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde başlattığı yeni bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmaları, Kemer Köprü Caddesi’nden başlayıp 8. sokağa kadar devam edecek olan asfalt ve baskı işlemleri devam ediyor. Yalova Belediyesi, yeni bisiklet ve yürüyüş yolları için çalışmalarını sürdürüyor. Sağlıklı yaşamı ve kent içinde bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla başlatılan bisiklet yolu projesinde Gaziosmanpaşa Mahallesi’ndeki 8. Sokak’ta asfalt serimi devam ediyor. Toplam 770 metrelik yol güzergâhında çalışmalar, Kemer Köprü Caddesi’nden Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam edecek. Kemer Köprü Caddesi ile Şelale Sokak arasında kalan alanda ise dekoratif aydınlatmalar kullanılarak göze hitap edecek bir çalışmaya imza atılmak isteniyor. Çalışmalarla ilgili bilgi veren belediye yetkilileri, “Bisiklet ve yürüyüş yolu çalışmalarımızda aşınma tabakasının serimi ile baskı işlemleri eş zamanlı olarak devam ediyor. İlk olarak Kemer Köprü Caddesi’nden başlayan çalışmalar, yaklaşık 590 m uzunluğundaki Gaziosmanpaşa Caddesi’ne kadar devam ediyor. Akabinde yaklaşık 180 metre uzunluğundaki 8. Sokak’ta da çalışmalarımızı da kısa sürede tamamlayacağız. Baskı çalışmamızın tamamlanması sonrasında dekoratif boyama asfalt boyama, çizgi çalışmaları, dekoratif aydınlatma ve peyzaj çalışmalarını da tamamlayarak yolumuzu hemşehrilerimizin hizmetine sunacağız” ifadelerine yer verdi.
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kedi haline terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihî süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal şartlardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna temas etmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.