Şırnak Valisi Mehmet Aktaş, son terörist kalıncaya kadar terörle mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
Şırnak Şehit, Gazi ve Güvenlik Korucuları Federasyonu 2’nci Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan genel kurula, Vali Mehmet Aktaş, İl Jandarma Komutanı Selçuk Yıldırım, AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Erkan, Köy Korucuları Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Şehit, Gazi ve Güvenlik Korucuları Federasyonu Başkanı Mehmet Güngör, güvenlik korucuları, şehit yakınları ve gaziler katıldı.
Vali Aktaş, toplantıda yaptığı konuşmada, Gabar’da soğuk, kar ve kış demeden terörle mücadele edildiğini belirterek, askerin, jandarmanın yanında güvenlik korucularının da bu mücadeleye destek verdiğini ifade etti. Terör belasından çok kısa bir sürede sona ereceğini vurgulayan Aktaş, “Ortadoğu coğrafyasında büyük bir oyun sergilemeye başlandı. Bu oyunun parçası olarak ülkemizde bizi kardeş kavgasına tutuşturmaya çalıştılar. Yaklaşık 35 yıldır şehrimizin de içinde olduğu bu bölgede maalesef uluslararası güç odakları taşeronluğu rolünü üstlenen bölücü hain terör örgütü kadın, erkek, genç, yaşlı demeden insanımızın kanını döktü. Bu vesileyle bizi böleceğini, kardeş kavgasına tutuşturacağını zannetti. Fakat bu aziz ve kahraman millet Kürdüyle, Türküyle, Zazasıyla, Çerkeziyle bütünlüğü ile sahip çıktı ve bu kalleşlere bütün uluslararası yardımlara rağmen müsaade etmedi” dedi.
Türkiye’de 50 bin güvenlik korucusunun olduğuna dikkat çeken Vali Aktaş, “Şırnak’ta 6 bin 300 güvenlik korucumuz var ve 2 bin kadar da gönüllü korucu olarak bu mücadeleye silahıyla, kanıyla, canıyla destek veriyor. Ben bu vesileyle bu bölgede şehit olan asker, polis, jandarma ve korucularımıza rahmet diliyorum. Terörle mücadele ülkemizin tamamında olduğu gibi şehrimizde de hiç durmadan gece gündüz devam ediyor. Son terörist etkisiz hale getirilene kadar bu mücadele devam edecektir” diye konuştu.
Konfederasyon Başkanı Ziya Sözen ise, Türkiye’nin en çok sivil şehidinin olduğu Şırnak’ın büyük bir anlamının olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Tümen komutanlığımızın içinde bulunan şehit anıtını gezdiğimizde Bebek Tatar, Bebek Babat ve henüz isimleri daha konulmayan bebeklerimizin, kadınlarımızın, yaşlılarımızın hiçbir suçu olmamasına rağmen, tek suçu insan olmak olan bu insanların, alçak, hain, satılmış ve kiralık PKK’lılar tarafından katledildiğini gördük. İşte böyle bir ortamda ya biz namusumuzla, şerefimizle ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandıracak, ezanımızı susturmayacaktık ya da bu hain alçaklara teslim olacaktık. Böyle bir ortamda bizler, bize yakışanı ve doğru olanı yaptık. Biz ezanımızın susmaması için, ay yıldızlı bayrağımızın inmemesi için, namusumuza dil uzatılmaması için bu güvenlik koruculuğu mesleği görevini kabul ettik. Çünkü biz o gün bu mesleği kabul etmemiş olsaydık, üzülerek ifade ederim ki, belki biz bugün bu salonlarda konuşmuyor olacaktık. Bugün bu salonlarda ay yıldızlı bayrağımızın yerine İngiliz, Fransız ve ABD bayrağı olacaktı. O yüzden koruculuk önemli bir müessesedir.”
