GENEL - 22 Mart 2017 Çarşamba 12:55

Olçum: "16 Nisan, 15 Temmuz’un sigortasıdır"

A
A
A
Olçum: "16 Nisan, 15 Temmuz’un sigortasıdır"

Memur-Sen Konfederasyonu tarafından ülke genelinde başlatılan, "Memur-Sen’e Davet Tercih Evet" programı Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde gerçekleştirildi.

Memur-Sen Konfederasyonu tarafından ülke genelinde başlatılan, "Memur-Sen’e Davet Tercih Evet" programı Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde gerçekleştirildi. Programda konuşan Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, 16 Nisan referandumunun 15 Temmuz’un sigortası olduğuna vurgu yaparken, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen ise, 16 Nisan’da neden evet dediklerini hazırladıkları kitapçıkta açık açık anlatıldığını kaydetti ve program sonunda tüm üyelere kitapçık dağıttı.


Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi’nde düzenlenen programa, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, Eğitim Bir-Sen Tekirdağ İl Başkanı Ferruh Topuz, AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe, AK Parti Kapaklı İlçe Başaknı Salih Bezgin, Eğitim Bir-Sen Çerkezköy İlçe Başkanı Ahmet Üzgün, Çerkezköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Gümüş, Milli Eğitim Şube Müdürleri Abdullah Nair, Yusuf Hayri ve İrfan Danışmaz ve sendika üyeleri katıldı.



"15 Temmuz’un bekçisiyiz"


İstiklal Marşımı’nın okunmasının ardından düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir-Sen Çerkezköy İlçe Başkanı Ahmet Üzgün "15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın da evetçisiyiz" dedi.


Üzgün’ün ardından konuşan Eğitim Bir-Sen Tekirdağ İl Başkanı Ferruh Topuz "Gövdemizi taşın altına koyalım inancı ile 81 il 100 ilçede sizlerle buluşuyoruz. 1 milyon üye Memur-Sen, 1 milyon öğretmen 450 bin Eğitim Bir-Sen’de Memur-Sen’e bağlı tüm sendikalarımız yetkili sendikadır. Yüreği bu davaya koyan herkese selam olsun" diye konuştu.


Programın davetlisi olan Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum, 15 Temmuz’un sigortasının 16 Nisan olduğunu kaydederek, büyüyen Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin yanında olacaklarını ve kararlarının da evet olduğunu açıkladı. Olçum, "Yakın tarihimizi doğru okur, darbelerin sebeplerine inersek, neden ‘evet’ dediğimiz daha iyi anlaşılır. 16 Nisan, sivil bir anayasaya yol açacağı için bizler ‘evet’ diyoruz. İnsanların en hayırlısı insana faydalı olandır anlayışını içeren kültür ve medeniyet değerlerimizi referans alarak sendikacık yaptık. Bu süreçte de sorumluluk alarak ‘Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” sloganıyla 81 ilde, 1 milyon 111 bin üye hedefi ve referandumda ‘evet’ tercihiyle çalışmalar yürütüyoruz. Teşkilatımız bu konuda da üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır" ifadelerini kaydetti.



"Yakın tarih defoyla dolu"


"Yakın tarihimiz gözden geçirildiğinde birçok defoyla dolu olduğu görülecektir" diyen Olçum "Yakın tarihimizi iyi anlayamazsak neden ‘evet’ diyeceğimizi de anlayamayız. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırası, gezi olayları ve son olarak 15 Temmuz’u yaşadık. ‘Evet’imizin sırrı sadece 18 maddeyle sınırlı değildir. Evet’imizin sırrı; 12 Eylül darbesinde, 28 Şubat’ta, 27 Nisan e-muhtırasında ve 15 Temmuz’da gizlidir. Yakın tarihimizi doğru okursak, bu darbelerin sebeplerine inersek neden ‘evet’ dediğimiz daha iyi anlaşılır. Yeni sistemle demokrasinin güçleneceği ve kurumsallaşacağı gerçeğini görmek yerine toplumsal ayrışmanın derinleşeceğini, TBMM’nin etkisizleşeceğini, yargının tarafsızlık ve bağımsızlık işlevinin ortadan kalkacağını iddia edenler statükonun bekçilerinden başkası değil. Milletimizin anayasa değişikliği referandumunda kullanacağı ‘evet’ tercihi ile 16 Nisan 2017 tarihi; 27 Mayıs militarizminin Türkiye’ye biçtiği deli gömleğinden kurtulmanın, 57 yıldır yaşanan gelgitlerin sona ermesinin, milletten alınan demokratik güçle sorumluluk sahibi yetkililerin yönetimi ele almasının miladı olacaktır" dedi.


Devletin varoluş sebebi ve gayesinin insan olduğunu kaydeden Atilla Olçum, "Atama ile gelmiş sorumsuz makamlar yerine, seçimle gelen, milletin gücünü doğrudan arkasına almış, devlet ile millet arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmış, sorumlu, aynı zamanda tam yetkili bir Cumhurbaşkanı, istenen ve özlenen demokratik reformları gerçekleştirecek güce sahip olacak ve de yüksek rütbeli ‘memurların’ oyuncağı olmaktan kurtulacaktır. Türkiye’nin önündeki yol haritası bellidir: İnsan hak ve özgürlüklerini eksiksiz olarak koruyup kollayacak sivil bir anayasaya kavuşmak; milletinin değerlerine sadık, onlarla barışık ve onlara hizmet etmekten şeref duyan bir anlayışı başta eğitim kurumlarına, eğitim felsefesine, devlete ve onun bürokrasisine hakim kılmaktır" ifadelerine yer verdi.



"Milletin yanındayız"


Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, 16 Nisan’da referandumunda sendika olarak milletin yanında olacaklarını söyledi. Esen, "Memur-Sen olarak her zaman olduğu gibi yine milletin, memleketin ve emeğin yanındayız. Bizim hareketimiz erdemli olmayı, yol açmayı, yol almayı gerektiriyor. Biz de bu şiara uyarak 16 Nisan’da, istikrar diyeceğiz, istikrarla gelen büyüme diyeceğiz. Sonuç olarak istikbal diyeceğiz. Teşkilat olarak vesayetin en karanlık günlerinde, bir adım dahi geri atmadan, aydınlık ufukların habercisi olduklarının altını çizmek istiyorum. 8 Şubat’ın kara kışına, yalancı baharı dayatan 27 Nisan’a direnip, kutlu bir sözün serinliğini bugünlere taşıdınız. 17-25 Aralık’ta dışarıdan icazetli ihanet şebekesine karşı furkan oldunuz. 15 Temmuz’da inancımıza ve ülkemize saldıran şer cephesini tarihin en büyük direnişi gösteren milletimizle saf tutup def ettiniz. Çünkü siz, anadolusunuz. anadolunun dirayetisiniz. Çünkü siz, ebedi hakikatle yoğrulan bu toprakların erdemlilerisiniz" diye konuştu.


Bu toprakların insanlığın son adası olduğunu kaydeden Esen, "Bizim derdimiz var. Birilerinin de bizimle derdi var. Onun için uzun yıllar, pranga vurmaya çalıştılar beynimize ve gönlümüze. Vesayet sistemiyle bu toprakların üzerine gelmeleri bu yüzdendi. Kızlarımızı okullara sokmamak için bariyer oluşturmaları, inanç üzerinde baskı kurmaları, milletin değerleriyle siyaset yapmak isteyenlere kumpas kurmaları hep bu yüzdendi.Yeter söz milletin diyen Menderesi, irademizi kırmak için astılar. Memur-Sen olarak her zaman olduğu gibi yine milletin, memleketin ve emeğin yanındayız. Bizim hareketimiz erdemli olmayı, yol açmayı, yol almayı gerektiriyor. Biz de bu şiara uyarak 16 Nisan’da, istikrar diyeceğiz, istikrarla gelen büyüme diyeceğiz. Sonuç olarak istkbal diyeceğiz" ifadelerini kullandı.


Esen, Memur-Sen tarafından hazırlanan kitapçıkta neden evet dediklerini anlattıklarını ve yeni sistemin tüm konularının ele alındığını söyleyerek program bitiminde kitapçığı dağıttı. Esen, konuşmasının sonunda ise tüm katılımcı üyelere teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.