GENEL - 19 Haziran 2018 Salı 10:14

Bu kuşevi tam 339 yaşında

A
A
A
Bu kuşevi tam 339 yaşında

Tokat’ta 12’nci yüzyılda Selçuklu Döneminde Danişmentliler tarafından yapılan ve 1679 yılında tamamen yenilenen Ulu Cami, kendisiyle aynı yaşta olan kuş evi ile dikkatleri üzerine çekiyor.

Tokat’ta 12’nci yüzyılda Selçuklu Döneminde Danişmentliler tarafından yapılan ve 1679 yılında tamamen yenilenen Ulu Cami, kendisiyle aynı yaşta olan kuş evi ile dikkatleri üzerine çekiyor.


Tokat’ta tarihi Sulusokak Mevkisinde bulunan Ulu Cami, ilk olarak 12’nci yüzyılda, Selçuklu Döneminde Danişmentliler tarafından inşa edilmiş. 1679 yılında, Sultan 4’üncü Mehmed zamanında tamamıyla yıkılarak yenilenen Ulu Cami doğu ve batı yönünde 2 adet son cemaat yerine sahip olması özelliğiyle Anadolu’nun tek camisi olarak biliniyor. Dikdörtgen planlı olarak inşa edilen ve devşirme sütunlarla ayakta duran caminin bir başka özelliği ise Güneydoğu cephesinde bulunan taştan oyma kuş evine sahip olması. Cami ile aynı yaşta olan kuş evi, ecdadın hayvanlara olan sevgisinin en önemli kanıtlarından birisi olarak göze çarpıyor.


Yapıldığı dönemin en büyük camisi olması nedeniyle Ulu Cami adının verildiği cami ile ilgili bilgi veren Tokat İl Kültür ve Turizm Müdürü Adem Çakır: "Ulu Camimiz, Tokat’ın en eski camilerinden birisi. Selçuklu döneminde yapılmış bir cami. O dönemin en büyük camisi olduğu için de Ulu Cami olarak adlandırılmış ki, Ulu Cami ismini Anadolu’nun bir çok yerinde görüyoruz. Kuşevi olan camiler Anadolu’da çok nadir gözlenir. Bizim ilimizde hem Tokat’ta var, hem Zile’de var. Bu anlamda buradaki mimari eserleri yaparken, yaptıranların bu işe ne kadar duyarlı olduğunu görebiliriz" şeklinde konuştu.


Camiyi ziyarete gelen turistler ise ibadethanenin üzerinde bulunan kuşevinin ecdadın doğa ile iç içe olmasının bir kanıtı olarak yorumluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."