GENEL - 12 Şubat 2017 Pazar 09:54

Çamburnu’na kent ormanı önerisi

A
A
A
Çamburnu’na kent ormanı önerisi

Küresel Isınmayla Mücadele Derneği (KÜREM-DER) Genel Başkanı Faruk Çebi, Çamburnu Ormanı’nın kent ormanı olarak tescil edilerek ya Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı ya da Sürmene Belediye Başkanlığı aracılığıyla doğrudan halkın hizmetine sunulmasının yangına neden olan sorunları tamamen ve kalıcı çözebileceğini söyledi.
Trabzon’un Sürmene ilçesindeki Çamburnu mevkiinde çıkan yangın sonrası bölgeye gelerek incelemelerde bulunan Küresel Isınmayla Mücadele Derneği (KÜREM-DER) Genel Başkanı Faruk Çebi, Çamburnu orman yangınına neden olan sorunların kalıcı çözümünün belirtildiği bir rapor hazırladı. Doğu Karadeniz Bölgesinin sahil bandında bulunan az sayıdaki ibreli ormanların kış aylarındaki ekstrem hava hallerinde yanma riskinin çok yüksek olduğunu ifade eden Çebi, “Trabzon-Sürmene ilçesinde bulunan ve Sarıçamın doğal olarak denize inebildiği dünyanın nadir yerlerinden birisi olan ‘Çamburnu Ormanı’nın toplam alanı yaklaşık 227 hektardır. Tıpkı Çamburnu Ormanı gibi Doğu Karadeniz Bölgesinin sahil bandında bulunan az sayıdaki ibreli ormanların Araklı’da Turp Ormanı, Sürmene’de Baştımar ve Zarha Dağı, Ardeşen’de Afyonbaba ağaçlandırma sahaları, Fındıklı, Arhavi, Hopa ve Of ilçelerinde sahile yakın çam ormanları kış aylarındaki ekstrem hava hallerinde yanma riski çok yüksektir. Söz konusu ormanların hiçbir teknik müdahale yapılmaksızın tamamen doğaya terk edilmiş ve özellikle kış aylarında yanıcı özelliği çok yüksek olan diri örtüyle de işgal edilmiş olması yangın riskini daha da artırmıştır. Orman Yasasında yangın sezonu olarak belirtilen 1 Mayıs- 31 Ekim tarihlerinde orman yangınlarıyla mücadelede genellikle başarılı olunmasına rağmen, sadece Doğu Karadeniz Bölgesine ait çok özel durum ne yazıktır ki göz ardı edilmiştir. Yangınla mücadele ve yangına karşı koruyucu önlemler kış aylarında askıya alınmıştır” dedi.
Doğu Karadeniz Bölgesinin bol yağışlı ikliminden dolayı çok hızlı büyüme gösteren diken, eğrelti, sarmaşık ve ökse otu gibi özellikle yanma kabiliyeti çok yüksek olan diri örtünün Çamburnu Ormanını adeta istila ettiğini vurgulayan Çebi, “Öyle ki; birçok yerde ağaçları görebilmek bile mümkün değildi. Özellikle kış aylarındaki ekstrem hava hallerinde ufak bir kıvılcımı çok kısa sürede büyük bir ateş topuna dönüştürme özelliğine sahip diri örtü yığınları orman yangını hızla büyütmüştür. Çok kısa sürede geniş bir alana yayılan orman yangının söndürülmesinde hava durumundaki olumlu değişikliğin etkisi çok büyük olmuştur. 40 km/saat hızla güneyden esen rüzgar aniden kuzeyden esmeye başlamış, hava sıcaklığı hızla düşerken havadaki nem oranı da artmıştır. Herkesin hemfikir olduğu yangının ilk saatlerindeki hava şartlarının devam etmesi durumunda Çamburnu Ormanının tamamen yanabileceği olasılığı sadece yangının vahametini değil, söz konusu yangına neden olan sorunların da önemini açıkça ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

“Tedbirler alınmazsa örtü Çamburnu’nu tekrar işgal edecek”
Gerekli müdahalelerin yapılmaması ve kalıcı tedbirlerin alınmaması halinde yangınla yok olan diri örtünün çok kısa sürede ve hızla eskisinden daha yoğun bir şekilde Çamburnu Ormanını tekrar işgal edeceğini kaydeden Çebi, “Milletçe üzülmemize neden olan orman yangınında takriben 25 hektar alan zarar görmüştür. KTÜ Orman Fakültesinin raporunda da belirtildiği gibi yangın daha çok örtü yangını şeklinde devam etmiş, iklim şartlarının da olumlu yönde değişmesinin etkisiyle tepe ve gövde yangınına dönüşmeden söndürülebilmiştir. Orman teşkilatıyla birlikte özellikle Rize ve Trabzon’daki yerel yönetimler de orman yangının söndürülmesinde büyük gayret göstermiştir. Yangından zarar gören ağaç miktarının daha sağlıklı tespit edilebilmesi için en az bir vejetasyon mevsiminin geçmesi gerekmektedir. Sadece gözlem ve tecrübeye dayanan bugünkü tespitlere göre ilgili raporlarda da ifade edilen yüzde 10-15 rakamının gerçekçi olduğunu düşünmekteyiz. Gerekli müdahalelerin yapılmaması ve kalıcı tedbirlerin alınmaması halinde yangınla yok olan diri örtü çok kısa sürede ve hızla eskisinden daha yoğun bir şekilde Çamburnu Ormanını tekrar işgal edecektir. Gelecek kış aylarında yaşanacak ekstrem iklim hallerinde de söz konusu ormanın tekrar yanma ve yangından dolayı da ne yazık ki tamamen yok olma olasılığı her zamankinden çok daha yüksek olacaktır. Bundan dolayı aşağıdaki önerimiz Çamburnu Ormanının yaşatılmasının olmazsa olmazıdır. Çok iyi bilinmelidir ki önerimiz dışında ne yapılırsa yapılsın söz konusu olasılık kesinlikle yok olmayacaktır” diye konuştu.

“Çamburnu’nun halkın hizmetine açılması yangına neden olan sorunların tamamını yok edebilecektir”
Çamburnu Ormanının koruma ve kullanma dengesi içerisinde halkın hizmetine açılmasının yangına neden olan sorunların tamamını yok edebileceğini söyleyen Çebi, “Doğayı ve üzerinde yaşayan değerleri koruyabilmek, var olan potansiyelinden maksimum düzeyde yararlanabilmek, geliştirerek sonraki kuşakların yararlanmasına sunabilmek; birbiri ile çelişmeyen kullanım seçeneklerini irdeleyip araştırarak ve bir plana dayalı olarak düzenleyerek, sürekli bakım ve denetimini sağlayarak mümkün olabilir. Bölgenin doğal potansiyeli ile toplumun istekleri ve gereksinimleri arasında da denge kurulması gerekmektedir. Bu bağlamda, Çamburnu Ormanının koruma ve kullanma dengesi içerisinde halkın hizmetine açılması yangına neden olan sorunların tamamını yok edebilecektir. Pek çok gelişmiş ülkede doğal alanların korunması, söz konusu alana fonksiyonel işlevler yükletilerek sağlanmaktadır. Her hangi bir binaya kilit vurarak koruma olamayacağı gibi doğal alanlarda da hiç bir şey yapmadan kullanıma kapatma da koruma anlamına gelmeyecektir” ifadelerini kullandı.

“Trabzon Çamburnu Kent Ormanı yapılmasını öneriyoruz”
Çamburnu Ormanının kullanarak korunabilecek doğal kaynak özelliğini her yönüyle taşıyan ender yerlerden biri olduğuna işaret eden Çebi, şöyle konuştu:
“Zengin doğal kaynakların yanında olağanüstü güzelliğe ve doyumsuz bir manzaraya da sahiptir. Pasif rekreasyona hizmet edebilecek, kaynak değerlerinde olumsuzluk yaratmayacak, çevre ile barışık, toplumun doğa ve doğal çevreye sevgi ve bakışını değiştirebilecek şekilde yöre halkının ve diğer kullanıcıların kullanımına açılmalıdır. Bu amaçla; söz konusu alanın doğa eğitim merkezi, yürüyüş yolları, seyir terasları ve spor tesisleri gibi halkın eğlenme, eğitim, spor ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayacak aktiviteleri de kapsayacak şekilde ‘Trabzon Çamburnu Kent Ormanı’ olarak planlanmasını ve söz konusu plana göre uygulama yapılmasını öneriyoruz. Çamburnu gibi yangın riski yüksek diğer ormanlarda da halka hizmeti esas alan benzer projelerle birlikte tıpkı yangın sezonunda olduğu gibi kış aylarında da Orman Teşkilatının taşra birimlerinin orman yangınlarıyla mücadele kapsamında araç-gereç ve işgücü yönüyle güçlendirilmesi gerekmektedir.”

“Çamburnu cazibe merkezine dönüştürülebilir”
“Doğal yapıyı bozmayacak şekilde koruma ve kullanma dengesi de gözetilerek Çamburnu Ormanının kent ormanı olarak halkın hizmetine sunulması, öncelikle okul öncesi ve temel eğitim alan öğrencilerimizin doğa ve ormanla yakınlaşmasını ve yörenin değerleri hakkında bilgilenmelerini sağlayacaktır” diyen Çebi, şunları söyledi:
“Yıllardan beri işlevsiz ve atıl bırakılarak adeta kaderine terk edilen Çamburnu Ormanı yörede ziyaret edilebilecek cazibe merkezine dönüşecektir. Tüm ormanlık alanın işlevi ve fonksiyonu gereği sürekli bakım ve temizliğinin yapılacağı ve devamlı kontrol altında tutulacağı için yangına karşı dayanıklılığı da azami ölçüde artmış olacaktır. Bugüne kadar birçok ilimizde uygulandığı gibi yürürlükteki yasalarımız yerel yönetimler tarafından da devlet ormanlarının kent ormanı olarak planlanmasına ve söz konusu plana göre halkın hizmetine sunulmasına izin vermektedir. Bu bağlamda, Çamburnu Ormanı’nın da kent ormanı olarak tescil edilerek ya Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı ya da Sürmene Belediye Başkanlığı aracılığıyla doğrudan halkın hizmetine sunulması, yangına neden olan sorunları tamamen ve kalıcı çözebilecektir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; birçok orman yangınında olduğu gibi Çamburnu Orman yangınında da sadece “ağaçlandırma” ve “rehabilitasyon” çalışmalarıyla yetinilerek sorunun kalıcı çözümünü amaçlayan önerimizin göz ardı edilmesi, gelecekte çok daha büyük yangın facialarının yaşanmasına neden olabilecektir. Önerimizi, ‘Çamburnu ormanını yaşayarak yaşatalım’; amacımızı da, ‘Bir daha Çamburnu Ormanı yanmasın’ şeklinde bir cümleyle özetleyebilmekte mümkündür.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Köksal Üniversite öğrencileri ile buluştu Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Kötekli Gençlik Merkezinde üniversite öğrencileri ile buluştu. Buluşmada gençlik merkezinin (MEGEM) nasıl daha etkin ve verimli olabileceği konusu ile ilgili öğrencilerin taleplerini dinleyen ve notlar alan Köksal, gençlerin belediyeden beklentilerine yönelik de çözüm önerilerini paylaştı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrenci topluluklarının, gençlerin ve vatandaşların yoğun katılım gösterdiği gençlik merkezindeki buluşmada konuşan Köksal, “Kentimizi ortak akılla yönetecek, taleplerin önceliğine göre hizmet üreteceğiz demiştik. Sizlerin öncelikli olarak ulaşım ücretleri ile ilgili talebinizi Büyükşehir Belediyemiz ile görüşerek çözdük. Böylece otobüslerin ring seferleri 1 TL’ye düştü. Ayrıca otobüslerin sefer saatleri de güncelleniyor” dedi. Üniversite kent entegrasyonunu sağlamak istediklerini belirten Köksal, “Gençlik merkezimizi sizlerin talepleri doğrultusunda daha verimli, kent merkezimizde sizlerin kentin yaşamına, üretimine dâhil olacağı bir proje hazırlıyoruz. Sizlere Menteşe’de bir alan tahsis edeceğiz. Bu alanda dans, spor, yemek, satranç, kodlama, meslek etkinlikleri gibi yeni deneyimler kazanacak ve ilgi alanlarınıza göre yeteneklerinizi keşfedeceksiniz. Fikir üretebileceğiniz, sosyalleşeceğiniz, satış yapabileceğiniz ve kentin yaşamı içerisinde aktif olarak yer alacağınız bir alan oluşturacağız. Her zaman sizlerle bir arada ve iletişim halinde olmak istiyoruz” diye konuştu. Köksal, “Gençlik Birimi ve Gençlik Meclisi kuracağız” Başkan Köksal, gençlik birimi ve gençlik meclisi kuracaklarını belirterek, “Yarınlarımızı, sizlerle birlikte doğru şekilde inşa etmek istiyoruz. Bu anlamda gençlik birimi ve gençlik meclisi oluşturacağız. Sizlerin enerjisinden, fikirlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Başkan Köksal konuşmasının ardından sözü buluşmaya katılan öğrencilere bıraktı. Sırayla söz alan ve buluşma için Başkan Köksal’a teşekkür eden öğrenciler, gençlik merkezinin daha etkin kullanılması ile ilgili önerilerini ve belediyeden farklı konulardaki beklentilerini açıkladılar.
Konya Tavandaki lambaları düzeltirken elektrik akımına kapılarak 4 metreden düştü, o anlar kameraya yansıdı Konya’da iş yerinin tavanında bulunan lambaları düzeltmek için merdivenle 4 metre yükseğe çıkan iş yeri sahibinin elektrik akımına kapılarak zemine düşme anı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. İş yeri sahibi hastaneye kaldırılırken, yapılan muayenelerinde sağlık durumunun iyi olduğunun anlaşılması üzerine hastaneden taburcu edildi. Olay, 22 Nisan Pazartesi günü gece saatlerinde merkez Selçuklu ilçesi Erenköy Mahallesinde bulunan bir iş yerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, iş yeri sahibi antikacı Uğur Bitim (49), misafirlerini ağırladıktan sonra mezat yaptıkları büyük çadırın tavanında bulunan lambaları düzeltmek için merdiven yardımıyla 4 metre yukarı çıktı. Lambaları düzelten Uğur Bitim, bu sırada kablodan elektrik akımına kapıldı. Bir süre akımdan etkilenen Bitim, merdivenden zemine düştü. İhbar üzerine adrese sağlık ekibi sevk edildi. Bitim, sağlık görevlilerinin ilk müdahalesinin ardından Konya Numune Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Yapılan muayenelerin ardından sağlık durumu iyi olan Uğur Bitim, taburcu edildi. Olay anı güvenlik kamerasında İş yeri sahibi Uğur Bitim’in akıma kapıldığı anlar ise iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, Bitim’in tavanda bulunan lambaları düzeltmek için merdivene çıktığı, çalıştığı sırada elektrik akıma kapılarak 4 metre yükseklikten aşağıya düştüğü görülüyor. “Hiçbir kırık çıkıksız atlattım elhamdülillah” Yaşadıklarını anlatan Uğur Bitim, “Akşamdan misafirlerim geldi. Saat 11.30’a kadar oturdular. Daha sonra 11.30’da dağıldılar. Ben de burada lambalarla uğraşıyordum. Ampulleri düzelteyim diye yukarıya çıktım, beşini bağladım. Yukarıya doğru biraz daha çekerek ufak tefek kendim yapıyordum. Beşinci sırada tam orada elektriğin dağıtım bağlantısı varmış, görmedim elimle beraber avuçladığım an 4 metre kadar yükseklikte salladı tam hatırlıyorum. Zaten gözlerim filan karardı. Orada çırpındığımı hatırlıyorum. Daha sonra sırtüstü yere düştüm. Biraz geri geri sürüklendim. Orada ayağa kalkar gibi oldum. Elime telefonu aldım. Hemen bir komşuyu aradım. Onlar ambulansa haber verdiler, sağ olsun müdahale ettiler hastaneye kaldırdılar. Elhamdülillah bir şeyim çıkmadı. Hiçbir kırık çıkıksız atlattım elhamdülillah” dedi.
İstanbul Akbank, geliştirdiği ‘büyük dil modeli’ ile müşterilerine hizmet verecek Akbank Teknoloji mühendisleri tarafından geliştirilen yeni ‘büyük dil modeli’, bankacılık uzmanlığı gerektiren konuları etkin bir şekilde anlayarak daha verimli ve hızlı sonuç üreten bir yapay zeka altyapısına olanak sunuyor. Geliştirilen yeni büyük dil modelinin ilk uygulama alanı müşteriler, iş ortakları ya da resmi kurumlardan yazışma yoluyla gelen binlerce talimat ve talebin anlaşılması, analiz edilmesi ve işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesi olarak belirlendi. Yenilikçi ürün ve hizmetlerle bankacılığın geleceğini şekillendiren Akbank, yürüttüğü yapay zeka çalışmalarının yanı sıra üretken yapay zeka (GenAI) çözümlerini de bir süredir odağına almıştı. Bu kapsamda banka, bankacılık alanındaki tecrübesini yapay zeka teknolojileri alanındaki gücü ile bir araya getirerek, bankacılık ürün ve süreçleri üzerine uzmanlaşmış kendi ‘büyük dil modeli’ni geliştirdi. Akbank Teknoloji mühendisleri tarafından geliştirilen yeni ‘büyük dil modeli’, açık kaynaklı birçok model üzerinde yürütülen araştırma çalışmalarının sonucunda seçilen, Türkçe ve İngilizceyle birlikte sekiz dilde iletişim imkânı sunan Mixtral modelini temel alıyor. 56 milyar token ve bankacılık özelinde 100 bin örnek doküman ile eğitilen bu yeni model, bankacılık uzmanlığı gerektiren konuları etkin bir şekilde anlayarak daha verimli ve hızlı sonuç üreten bir yapay zeka altyapısına olanak sunuyor. Bankacılık hizmetleri üretken yapay zeka ile yeniden şekilleniyor Geliştirilen büyük dil modelinin ilk uygulama alanı resmi kurumlar, iş ortakları ya da müşterilerden yazışma yoluyla gelen binlerce talimat ve talebin otomasyon dahilinde okunması, anlamlandırılması ve işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesi olarak belirlendi. Böylece müşteriler tarafından şubelere gelen para transferi talimatları gibi detaylı işlemlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi ile müşteri deneyimi en üst seviyeye çıkartılıyor. Akbank Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gökçay yaptığı açıklamada, “Banka olarak bankacılığın geleceğini tanımlama vizyonumuzla inovasyon çalışmalarımızın sınırlarını genişletmeye devam ediyoruz. Günümüzün hızla değişen teknoloji ortamında yapay zeka, bulut tabanlı uygulama modernizasyonu, servis bankacılığı teknolojileri gibi alanlarda çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Teknoloji, bankacılığın geleceğinde kritik bir rol üstleniyor ve bu rol hem hizmetleri hem de müşteri deneyimini kökten değiştirecek güçte. Biz de önemli yatırım alanlarımızdan biri olan yapay zeka teknolojilerini, pek çok yeni bankacılık hizmetini sunabileceğimiz stratejik bir değer potansiyeli olarak görüyoruz” dedi. Bankanın daha önce sunduğu doğal ses modeli, yardımcı sohbet botları gibi yapay zeka uygulamaları ile her zaman müşterilerinin hayatını kolaylaştıran çözümlerde öncü olduğunu belirten Gökçay, sözlerine şöyle devam etti: “Günümüz dünyasının karmaşık finansal taleplerine cevap olabilmek için 76 yıllık bankacılık tecrübemizi, yapay zeka uzmanlığımız ile sentezleyerek kendi büyük dil modelimizi geliştirdik. Bu kapsamda müşterilerimizden gelen talepleri çok daha hızlı bir şekilde işleyerek yanıtlayacak ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak üst düzey bir deneyim sağlayacağız. Bununla birlikte işlenen veriler yalnızca bankamız veri ortamlarında tutuluyor ve güvenle saklanıyor olacak. Geliştirdiğimiz yeni ‘büyük dil modeli’ müşteri talimatlarını işlemede ve doğruluk oranlarında yüksek başarı sağladı. Model, 56 milyar token ve bankacılık özelinde 100 bin örnek doküman ile eğitildi. Yaptığımız testlerde klasik doğal dil işleme çözümleriyle elde edilen doğruluk oranı, büyük dil modeli ile kurgulanan üretken yapay zeka ve arama optimizasyonu uygulamaları sonrası yüzde 35 artış gösterdi. Banka olarak, önümüzdeki dönemde de mevcut doğal dil işleme çözümlerini büyük dil modeli ile dönüştürmeyi ve yapay zeka temelli yeni bankacılık uygulamalarını hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede, müşterilerimizin ihtiyaçlarını öngörebilen, hızlı ve güvenilir çözümler geliştirmek için teknolojiyi en etkin şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”