KÜLTÜR SANAT - 11 Mayıs 2016 Çarşamba 09:03

Cezaevinde Tiyatro Oyunu Sahnelendi

A
A
A
Cezaevinde Tiyatro Oyunu Sahnelendi

Türkiye’de ilk defa bir tiyatro festivali kapsamında cezaevindeki hükümlülere tiyatro gösterisi düzenlendi.
17. Karadeniz Tiyatro Festivali kapsamında ’Son Kuşlar’ adlı tiyatro oyununun gösterisini Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk defa festival kapsamında gerçekleştirilen ve 4 gün boyunca sahnelendirilecek olan gösterinin galasına Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Mithat Kutanoğlu, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Okçin Akşit, Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Uğur Keleş ve çok sayıda mahkum katıldı. Sait Faik Abasıyanık’ın ’Son Kuşlar’ adlı eserinden yola çıkarak Firdevs Aylin Tez’in oyunlaştırdığı tiyatro gösterisini yöneten ve başrolünü oynayan Devlet Tiyatrosu sanatçısı Turgay Tanülkü gösterinin başında tutuklu ve hükümlülere simit dağıttı.
KENDİNİ MAHKUMLARA ADADI
62 yaşındaki oyuncu Turgay Tanülkü, 18 yaşında girdiği cezaevinden çıktıktan sonra kendini mahkumlara adadı. 80 büyük cezaevine giderek 70 bine yakın mahkuma ‘Son Kuşlar’ adlı tiyatro oyunun sergileyen oyuncu Tanülkü, mahkum çocuklarının hayatlarına da umut oldu. 14’ünü cezaevinden aldığı 23 evladının olduğunu söyleyen Tanülkü, 11 çocuğunun üniversite bitirdiğini ve bir tanesinin de savcı olduğunu söyledi.
Oyuncu Turgay Tanülkü, projeye 1981 yılında tek başına başladığını dile getirerek “Ulucanlar Cezaevi’nde yatarken idamlardan sonra kuşlar gelmemeye başlamıştı. 18 yaşındaydım, o zaman son kuşlar gitti demiştim. Sonra çıktım Sait Faik’in ’Son Kuşlar’ öyküsünü okudum. Dolayısıyla bu projeye aslında 1981 yılında tek başıma başladım. Bir yola çıktık yaklaşık bir buçuk yıldır bütün cezaevlerini dolaşmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar 80 büyük cezaevine uğradık. 70 bine yakın mahkum bu oyunu izledi. Aslında bu oyun mahkum evlatlarına uzanan bir yol. Ben onun için yola çıktım. O çocuklardan 23 tanesini yanıma aldım. Biz cezaevine düşmeden yaşadıklarımızdan dolayı 26 kişinin bu ülkede çocuğu olmadı. Yaradan bana bir tane vermedi ama 23 tane mahkum çocuğu verdi. Onlardan 11 tanesi üniversiteyi bitirdi. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. Ben barışı cezaevinde yakalamaya çalışıyorum. Burada bugün küçük bir çocuk var bence o dünyanın barış elçisi. Ben onu annesinden rica edip alacam ve okutmaya çalışacağım” dedi.
“TİYATRO KARANLIĞIN İÇİNDEKİ BİR IŞIK KAYNAĞIDIR”
Tiyatronun karanlığın içindeki bir ışık kaynağı olduğunu kaydeden Tanülkü, “Belki de tiyatroyu kullanıyorum. Sanat bütün duvarları aşar. Hiç kimse de engel olamaz. Ben Ulucanlar’da tiyatro yaparken niye tiyatro yapıyorsun dediler. Tiyatro karanlığın içindeki bir ışık kaynağıdır dedim. Sonra bu sözü Ulucanların duvarlarına yazdılar. Sizler cezaevlerinin parlak noktalarını görüyorsunuz ama burada insan ruhu var. Hem yasalar mahkum ediyor hem de vücut kalbi mahkum ediyor. Ben ona ulaşmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
3 yıl boyunca hücrede yaşadığını söyleyen Tanülkü, “3 yıl hücrede yaşadım. 3 ay çayı göremedim onun için her oyun oynayışımda o mahkumları gördüğümde suçu ne olursa olsun onlar benim ülkemin insanları. Beğenmediğimiz insanların vergileri bizim maaşımız. Ben helalleşme turnesi yapıyorum. Bu ülkenin buna ihtiyacı var. Bunun için mahkumlara dışarıda bir çınar ağacının altına buluşup ve birer bardak çay içeceğiz diyorum” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de ’Narenciye Balı Hasat Şenliği’ düzenlendi Mersin’de arıcılar, ’Narenciye Balı Hasat Şenliği’ ile limon ve portakal çiçeklerinden oluşan yılın ilk narenciye balı hasadını yaptı. Merkez Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk mevkiinde düzenlenen etkinliğe katılan Vali Ali Hamza Pehlivan, arıcı maskesi giyerek Barbaros Yeşilgün’e ait kovanlarda sağım yaptı, kavanozlara bal doldurdu. Arıcılara hayırlı ve bereketli sezon dileyen Pehlivan, Mersin’in, Çukurova’nın bereketli topraklarına sahip olduğunu, çeşitli ürünler yetiştirildiğini ve tarımsal faaliyetler yapıldığını söyledi. Bunlar arasında arıcılığın da önemli yer tuttuğunu ifade eden Pehlivan, "İlimiz genelinde yaklaşık 327 bin arı kovanımız var. Bu arı kovanı sayısıyla Türkiye genelinde ilimiz 4. sırada. Türkiye genelinde toplamda yıllık yaklaşık 115 bin ton bal üretiliyor. Bu toplam üretimin 3 bin 500 tonu da ilimizde arıcılarımız tarafından gerçekleştiriliyor" dedi. "Arıcılar birliğimiz var ve yaklaşık 4 bin üyesi bulunuyor" Mersin’in ikliminin, coğrafi şartlarının ve bitki örtüsünün arıcılık için uygun olduğunu vurgulayan Pehlivan, özellikle nisan ve mayıs aylarında arıların portakal, limon, mandalina gibi bitkilerden elde ettiği polenlerden oluşan narenciye balının ayrı bir yeri olduğunu dile getirdi. Mersin’in bitki örtüsü itibariyle narenciye bitkilerinin yanında kekik, defne okaliptüs gibi aromatik bitkilerin olmasının ayrı bir nektar kaynağı teşkil ettiğine dikkat çeken Pehlivan, "Çam ve diğer endemik bitkiler de arının üretmiş olduğu balın kalitesini arttıran nektar kaynağı teşkil eden bitkiler arasında yer alıyor. Dolayısıyla bölgemizde hem mevsim itibariyle hem bitki örtüsü itibariyle kaliteli bir bal üretiliyor. Nitekim ilimizde organik bal sertifikasını almış olan üreticilerimiz de var. 2003 yılından beri faaliyetini yürüten arıcılar birliğimiz var ve yaklaşık 4 bin üyesi bulunuyor. Mevsimine göre düşük rakımlarda, narenciye balı. Bir iki ay sonra sandal balı ve yayla mevsimi geldiğinde de yayla balı, kır balı üretimini gerçekleştiriyor" diye konuştu. "Çerçevelerin balla dolu olduğunu görmekten mutlu oldum" Arıcılara verilen teşviklerden yararlanılmasıyla ilgili çeşitli projeler gerçekleştirdiklerini anlatan Pehlivan, şöyle konuştu: "Bundan sonra da bu projelerimizi arttırmaya yapmaya devam edeceğiz. Burada bir emek var, arıcılarımızın alın teri var. Bugün çerçevelerin balla dolu olduğunu görmekten mutlu oldum. Hani arının ürettiği bal insanın ağzının tatlandıran bir ürün. İnşallah üreticilerimizin de ağzının tadı hiç bozulmaz, bu verimli üretim bereketli kazançlara dönüşür, dönüşecektir. Bütün üreticilerimize bu hasat döneminin hayırlı olmasını, bereketli olmasını, bereketli kazançlara vesile olmasını, emeklerinin karşılığını almalarına vesile olmasını diliyorum. Birçok alanda olduğu bu arıcılık alanında yaptıkları üretimle hem ilimizin ekonomisine, hem ailelerinin ekonomisine hem de ülkemizin ekonomisine yapmış oldukları katkılardan dolayı da teşekkür ediyorum." Kurt: "İnşallah sandal ve kırbalı hasadından da umutluyuz" Mersin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adem Kurt da Mersinli arıcılar olarak ’bismillah dediklerini’ ifade etti. Limon ve portakal çiçeklerinden oluşan yılın ilk narenciye balı hasadını yaptıklarını ve üretim yolculuklarının başladığını belirten Kurt, "Düşünün ülke genelinde birçok yer kar, kış kıyamet altındayken, biz Mersin’imizde geçenlerde polen hasadımızı ve akabinde bugün narenciye balı hasadımızı yaptık. Yaklaşık bir ay sonra da sandal balı hasadımızla bu yolculuğumuza devam edeceğiz. 32 bin 500- 3 bin rakımlarda Toroslar’da kırbalı hasatlarımızla yaz yolculuğumuzu tamamlayıp tekrar kış yolculuğuna başlamış olacağız. 2024 yılı narenciye balı hasadı açısından gerçekten güzel, verimli bir yıldı. İnşallah sandal ve kırbalı hasadından da umutluyuz. Bahar yağmurlarından umutluyuz. Daha da iyi olacağını umut ediyoruz. İnşallah bereketli bir yıl olur" dedi. Etkinliğin gerçekleştirildiği alanda katılımcılara sıkma ayran da ikram edildi.