ÇEVRE - 03 Haziran 2018 Pazar 09:16

Deprem uzmanından bir rahatlatan bir de korkutan açıklama

A
A
A
Deprem uzmanından bir rahatlatan bir de korkutan açıklama

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof.

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara’da 30 yıl içerisinde yeniden büyük bir deprem olacağı sözlerinin doğru olmadığını belirterek, “Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil” dedi.


Barış, şu an istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin suskun bir deprem döneminde olduğunu vurgulayarak "Sadece 2 tane çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda 7’den büyük depremlerin olabileceği arka arkaya olabileceği bir döneme girecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler" ifadelerini kullandı.


Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Yeni Deprem Tehlike Haritası ne söylüyor” konulu panelde konuşan Barış, Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane fay bulunduğuna dikkat çekerek “İstanbul örneğini vereyim size. 99 depreminden sonra yapılan bir çalışmada 30 yıl içerisinde Marmara’da 7’den büyük bir depremin olma olasılığı İstanbul için 50 kilometre çevreleyen bir alanda söylüyorum. Yüzde 65. Ama bu depremlerin olduktan sonra etrafına yaklaşık yüzde 20 kadar bir gerilme birikimi aktardığı için geçici oluşan bir riskti. Dolayısıyla 99 yılını ilerleyen izleyen 30 yıl içerisinde yüzde 65 olasılıkla İstanbul’da yeniden bir depremin olma ihtimali fazlaydı. Ancak zaman ilerledikçe bu istatistik yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Yani yüzde 60’lara dönmeye başladı. Böyle bir depremin olma olasılığı normalde yüzde 80, 100 içerisinde yüzde 80, yüzde 90’a çıkacak. Söylenildiği gibi Marmara’da 30 yıl içerisinde kesinlikle yeniden büyük bir deprem olacak sözü doğru değil. İstatistiki bir sonucu bile çarpıtarak insanlara söylediler. Ülkenin gerçek deprem riskini Marmara Bölgesi’ne aktardılar. Marmara’da İstanbul’u etkileyecek 3-4 tane farklı fay var. Gemlik, İznik fay’ı işte Tekirdağ fayı var. Bütün bunların olasılıkları bizim ayrı ayrı hesaplamamız lazım. Yediden büyük bir depremin 30 yıl olma olasılığı da 4-5 farklı fay için toplanmış bir olasılık. Biz bu olasılıkları alırız, önümüzdeki 10-20 yıl 50 yıl içerisinde olma ihtimalini hesaplarız. Olma ihtimali ne zaman yüzde 100 ise depremin olmasını beklersiniz ama öyle değil. O sadece depremin olasılık olarak depremin olma olasılığını söyler. Yer küre ya da tabakalar bu olasılığı bilmiyor, kendi dinamikleri var. Biriken gerilmenin ne zaman kırılacağı ve kırılmayı oluşturacağını biz henüz bilemiyoruz problem o zaten” diye konuştu.



46 ilde deprem tehlikesi azalırken 6 ilde arttı


Türkiye’de Deprem Tehlikesi Haritası’nın 22 yıl sonra değiştiğine dikkat çeken Barış, “22 sene sonra değişen Türkiye Deprem Tehlikesi Haritası’na göre, Türkiye’de 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde ise risk artmıştır. Deprem tehlikesinin azaldığı iller arasında Batı Karadeniz Bölgesi’nden Zonguldak, Bartın ve Karabük illeri de var. Eski deprem haritasında Zonguldak geneli 2. derecede, Bartın ve Karabük geneli de birinci derece ve ikinci derecede deprem bölgesinde yer alıyordu. Ancak yeni deprem haritasında derecelerin kaldırıldığı, düşük ve yüksek tehlikeli yerler şeklinde renklendirme yapılmıştır. Eski harita ile yeni harita arasındaki temel farklılıklar, deprem tehlikesi azalan iller Adana, Adıyaman, Ağrı, Antalya, Ardahan, Artvin, Balıkesir, Bartın, Batman, Bilecik, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Çankırı, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, İçel, Iğdır, Isparta, Kahramanmaraş, Karabük, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Malatya, Mardin, Muğla, Muş, Nevşehir, Ordu, Osmaniye, Samsun, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Uşak, Van, Yozgat, Zonguldak. Deprem tehlikesi artan iller ise Aksaray, Karaman, Erzurum, Tekirdağ, Trabzon, Rize” diye konuştu.



Doğa gereği depremden kaçınmamız mümkün değil


Türkiye’nin bulunduğu coğrafya gereği depremden kaçınmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Barış, “Türkiye’de meydana gelen depremler, dünyadaki bir çok ülke kadar, hatta onlardan da eşdeğer daha fazla olduğu aktivite açısından söylemek mümkün. Japonya ile kıyasladığımızda bizde hasarın ağır olmasının sebeplerinden biri, bizde fayların şehir altlarından geçmesi. Deprem tehlikesi faylarla, depremlerle ilgili bir olay. Doğa gereği bulunduğumuz coğrafya gereği bizim depremlerden kaçınmamız mümkün değil. Dolayısıyla deprem tehdidi altındayız. En tehlikeli kuşak olarak Avrupa ülkeleri arasında Türkiye birinci sırada yer alıyor. Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda biz her iki bölge arasında köprüyüz. Tehlike olarak da maalesef her ikisinden de daha fazla tehlikeli bir bölgedeyiz” diye konuştu.



Her yıl 2’şer santim kuzeye doğru sıkışıyoruz


Türkiye’nin her yıl 2’şer santim kuzeye doğru sıkıştığını bunun da tehlike durumu oluşturduğunu kaydeden Barış, “Tehlikeyi oluşturan nedir ? Levha, plaka dediğimiz hareketler. Bunlara baktığımızda Arabistan plakası ve yada levhası Afrika plakası bizi her yıl yaklaşık 2’şer santimetre kuzeye doğru sıkıştırmakta. Avrasya levhası dediğimiz çok büyük bir Avrasya plakası sabit, Türkiye bu arada sıkışmış durumda. Dolayısıyla böyle bir sıkışmada senelik 24 ile 21 milimetre bir hareketle bu kuşaklar üzerinde bir sürtünme bir gerilme birikimi olmakta. Bu gerilme birikimi de sürekli 7’den büyük 6’dan büyük hasar yapıcı depremler üretiyor. Tarihsel depremlere baktığımızda 1840’la 1970 arasında 32’den fazla 7’den büyük deprem olmuş. Yani 130 yılda inanılmaz bir deprem etkinliği sürmüş Türkiye’de. Şu an istatistiğe baktığımızda aslında Türkiye şu an suskun bir dönemde. Sadece 2 tane çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda 7’den büyük depremlerin olabileceği arka arkaya olabileceği bir döneme girecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler. Dolayısıyla deprem tehlikesine karşı şu anda almamız gereken ne kadar önlem varsa sadece kendimiz için değil çocuklarımız, torunlarımız için almak zorundayız" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı. Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Hastanede tedavi altına alındılar Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı. "Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi" Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi. Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
İstanbul Ersin Destanoğlu: “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Beşiktaş’ın tecrübeli kalecisi Ersin Destanoğlu, daha iyi sonuçlar almak için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Siyah-beyazlılarda sakatlığı bulunan Mert Günok’un yerine 11’de sahaya çıkan Ersin Destanoğlu, maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İyi bir futbolla galip geldikleri için mutlu olduğunu dile getiren Destanoğlu, “Bizim için güzel bir akşamdı. Tempolu, coşkulu güzel bir maç oynadık. Kazandığımız için mutluyuz. Önümüzde önemli bir kupa maçı var. Bugünkü maç bizi o maça da bira hazırladı. Rakibimizi de daha iyi tanıdık. Moral motivasyonumuzu yukarı çekerek daha iyi sonuçlar almak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Uzun süre sonra kazandıklarına değinen siyah-beyazlı takımın kalecisi, “Taraftarlarımız 5 maçlık serüvende bizden galibiyet bekliyordu. Biz de Serdar Hoca’yla birlikte içerideki moral ve motivasyonu sahaya yansıtıp taraftarlarımızı galibiyetle buradan uğurladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Serdar Topraktepe’nin takımla bağını hiç kopartmadığını vurgulayan Ersin Destanoğlu, "Öncelikle Santos Hoca’ya teşekkür ederim. Buraya geldi ve takımı yukarı çıkartabilmek için elinden geleni yaptı. Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi bilen, oyuncularla iyi diyaloğu olan bir hocaydı. Bizimle hep irtibat halindeydi. Bugün için sahada neler yapmamız gerektiğini söyledi. Biz de çıkıp oynadık” diyerek sözlerini tamamladı.