SAĞLIK - 05 Şubat 2016 Cuma 10:14

Kanser Ve Beslenme

A
A
A
Kanser Ve Beslenme

Kanser tedavisi için kemoterapi alan hastaların bu dönemde kesinlikle alternatif tıp ürünlerini (zerdeçal, keten tohumu, propolis, reisha mantarı vb) kullanmamaları gerektiği belirtildi.
Onkoloji hastalarının nasıl besleneceği konusunda uyarılarda bulunan Medical Park Yıldızlı Hastanesi İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Demir, “Pratikte onkoloji hastalarının aklına en çok takılan soru tedavi sırasında ya da genel yaşam biçimi olarak beslenme şeklinin nasıl olması gerektiği ya da neyi tüketmemeleri gerektiğidir. Öncelikle kemoterapi alan hastaları düşündüğümüzde, kemoterapi esnasında mümkün olduğu kadar alternatif tıp ürünlerini kullanmamaları (zerdeçal, keten tohumu, propolis, reisha mantarı vb) gerektiği bilinmelidir. Bu tarz bitkisel ürünlerin kemoterapi ilaçlarının karaciğer üzerinden yapılan ve ilacın etkin hale gelmesini sağlayan kimyasal olaylar (ilaç metabolizması) üzerine, ayrıca ilaçların vücuttan temizlenmesini sağlayan böbrek metabolizması üzerine etkileri olabilmektedir. Aslında kemoterapi ilaçlarının çoğu da bitkilerin özütlerinden elde edilmektedir, bu nedenle ‘bitkisel ve doğal ürünlerin zararı yoktur’ düşüncesi yanlıştır” şeklinde konuştu.
"GREYFURT SUYU İLE KEMOTERAPİ İLAÇLARINI BİRLİKTE KULLANMAYIN"
Greyfurt suyunun karaciğerde pek çok ilacın metabolizmasının sağlayan kimyasal olayları etkileyebileceğini kaydeden Dr. Demir, “Greyfurt suyu karaciğerde pek çok ilacın metabolizmasının sağlayan kimyasal olayları etkileyebildiğinden kemoterapi ilaçları ve hedefe yönelik ilaçlarla birlikte kullanımı uygun değildir. Ancak diğer meyve ve meyve sularının herhangi bir etkileşimi yoktur. Fakat her ne kadar şekerin kanser üzerine etkisi çalışmalarla kanıtlanmış olmasa da kanser hücrelerinin şekeri kullanarak çoğalmalarının artabileceği bilindiğinden mümkün olduğu kadar aşırı şekerli beslenmeden uzaklaşılmalıdır. Bazı hasta yakınlarının sıklıkla hastanın kemoterapi sonrası kan değerlerinin düşmesini engelleyebilmek adına hastalara aşırı bal ve pekmez vermelerinin kan şekerinin yükseltmekten başka bir etkisi yoktur. Arı poleni, bal, pekmez verilmesi zararlı değildir; ancak ölçülü verilmelidir. Kan değerlerinin yükselmesi için hastanın sağlıklı ve sebze ağırlıklı beslenmesi yeterlidir. Bunun dışında hastayı aşırı yedirmeye zorlamak zaten bulantıları da olan hastanın psikolojik olarak daha çok mide bulantısı olmasına ve iştahsızlığa yol açabilir. Kemoterapi ve diğer tedaviler sırasında olabilecek bulantı ve hazımsızlık şikayetlerini artırabileceğinden, hastaların genel anlamda aşırı yağlı, kızartma tarzı, fazla baharatlı gıdalardan, asitli içeceklerden uzak durmaları uygun olur. Kırmızı et tüketilmesi yasak değildir, ancak mangal, ızgara türevi pişirme şekillerinde daha çok kanserojen olduğundan özellikle erken evre kolorektal kanserli hastalarda dikkatli tüketilmesi uygun olur. Açık çay, kahve ve bitki çaylarının abartılmamak kaydıyla (günde 1-2 fincan) tüketilmesinde bir sakınca yoktur” ifadelerin kullandı.
"ONKOLOJİ HASTALARININ BESLENME VE FİZİKSEL AKTİVİTE AÇISINDAN HAYATI KISITLANMAMALIDIR"
Onkoloji hastalarının beslenme ve fiziksel aktivite açısından hayatı kısıtlanmaması gerektiğine işaret eden Dr. Demir, “Hastaların özellikle merak ettikleri bir başka konu da süt, süt ürünleri ve yumurta tüketimidir. Protein ve Kalsiyum-D vitamini içeren bu gıdaların mutlaka tüketilmesi gerekmektedir. Kaldı ki bazı kanser tiplerinde (özellikle son çalışmalarda kolon kanserinde) kanda D vitamin düzeyi yüksek olan hastaların kemoterapiye daha iyi yanıt verdiği gösterilmiştir. D vitamini düşük olan bireylerin D vitamini ve kalsiyum takviyesi almasında bir sakınca yoktur. Ancak normal D vitamini ve kalsiyum düzeyi olan hastalarda fazla D vitamini ve diğer vitaminlerin verilmesinin faydası gösterilememiştir. Bu nedenle onkoloji hastalarının sıklıkla merak ettiği ek vitamin takviyesinin faydası yoktur. Bu çalışmalarla da gösterilmiştir; özellikle prostat kanseri gelişimini önlemekte vitamin E ve selenyum takviyesinin etkisini araştıran bir çalışmada herhangi bir fayda olmadığı gösterilmiştir. Erken evre onkoloji hastalarının tümünde egzersiz ( haftada 3-4 gün en az 30 dakika yürüyüş ya da hafif jimnastik) ve kilo kontrolünün hastalığın tekrarlama riskini azalttığına dair çalışmalar vardır. Obezite önlenmelidir. Obezite ile gelişen insülin direnci yoluyla büyüme faktörlerinin yapımı artmakta, bunlar da hücre içi sinyal yolaklarını tetikleyerek sessiz konumda olan kanser hücrelerinin yeniden büyüme ve çoğalmasını artırabilmektedir. Yani kilolu birey, sağlam ve dayanıklı birey demek değildir. Bu tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserde de geçerlidir. Özetle onkoloji hastalarının beslenme ve fiziksel aktivite açısından hayatı kısıtlanmamalıdır. Dengeli beslenme (sebze ve meyve ağırlıklı) ile egzersiz ve fiziksel aktivite içeren sağlıklı yaşam tarzını sağlamak esastır. Ek vitamin takviyesi aşırı kilo kaybı ve kandaki vitamin düzeyleri düşüklüğü dışında önerilmemelidir. Kemoterapi ve diğer hedefe yönelik tedavi alan hastalar, ilaç etkileşimi yapabileceğinden greyfurt suyu tüketmemelidir. Alternatif tıp ürünleri doktorun bilgisi olmadan kullanılmamalıdır, zarar verebilir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum DAP’tan tarım liselerine destek için toplantı DAP İdaresi koordinasyonunda tarım meslek liselerinde okuyan öğrencilerin aldıkları eğitim sonrası bilinçli üretim yapmalarını sağlamak amacıyla, bölgede bulunan Tarım Meslek Liselerinin idareciyle toplantı yapıldı. DAP İdaresi Başkanlık toplantı salonunda, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkan Yardımcısı Mehmet Özdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıya, Aziziye Yavuz Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Suşehri Sezai Karakoç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Gül-Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Göle Tarım Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin İdarecileri katıldı. DAP İdaresi, Tarım Meslek Liselerinin altyapısının iyileştirilmesi için eğitim ve öğretimde uygulama alanları oluşturmak, öğrencilerin teorik eğitiminin yanı sıra bilhassa uygulamalı eğitim alabilmeleri amacıyla; altyapı, makine, ekipman ve destek üniteleri (laboratuvar, atölye vb) ihtiyaçlarının belirlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi için çalışma başlattı. Üreten bir toplum için Bölgenin potansiyeli olan tarım sektöründe, özellikle gençlerin yer almasının önemli olduğunu ifade eden Başkan Yardımcısı Özdoğan, pandemi döneminde tarımın öneminin daha belirgin bir şekilde anlaşıldığını söyledi. Meslek liselerinin sera, atölye ve laboratuvar türü ihtiyaçlarınızın karşılanmasına destek sağlayacaklarını ifade eden Özdoğan, şunları söyledi: “İdare olarak amacımız, geleceğin stratejik ve modası geçmeyen sektörü olan tarımsal üretime destek vererek, Bölgenin potansiyellerini harekete geçirmekle kalkınmayı sağlamak. Gençlerin tarımda kalması amacıyla kurulan mesleki okullarımıza neler yapabiliz? diyerek, eksikliklerinizin giderilmesi noktasında destek sağlamak istiyoruz. Ziraat Meslek Liselerini 2000 yılı öncesindeki ziraat okullarının sahip olduğu düzeye getirmek istiyoruz. Son 10 yıldır mesleki eğitimle ilgili destekler arttı. Şimdi de hem bağlı olduğumuz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hem de DAP İdaresi olarak diğer BKİ’lerle birlikte ziraat okullarını yine eski başarılı dönemlerine geri döndürmek için bir program başlattık. Amacımız, bütün okullarımıza destek vererek, eksikliklerini gidererek canlandırmak hedeflerimiz arasında bulunuyor. Durum tespiti için burada buluyoruz. Küçük dokunuşlarla başarılı sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum.” Okulların tamamlanmasını istedikleri talepleri alındıktan sonra toplantı sona erdi.
İzmir Başkan Önal: "Önceliğimiz mali disiplini sağlamak" Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, seçimi kaybetme pahasına bir kişiye bile işe alacağına dair söz vermediğini belirterek, "Adaylığımın PM’de onaylanmasının ardından belediyeye işe alım süreçlerinin devam ettiğini tespit ettik. Mali disiplini sağlamak için aldığımız tasarruf tedbirleriyle kadroya alınan işçilerin iş akitlerine son verdik. Bize düşen görev, halkın parasını halka hizmet olarak en iyi şekilde geri götürmektir" dedi. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışıyla Bayraklı’nın parasını Bayraklılı vatandaşlar için kullanacağına dair söz verdiğini hatırlatarak, işten çıkarılan çalışanlarla ilgili değerlemdirme yaptı. Önal, "29 Ocak’tan itibaren adaylığımın partimizin üst yönetim organı PM’de onaylanmasının ardından belediyeye işe alım süreçlerinin devam ettiğini tespit ettik. 4 Nisan günü mazbatayı alarak göreve başladığımız bu süreçte de gördük ki belediyeye yeni personel alımı yapılmış. Her geçen gün ağırlaşan ekonomik şartlarda, belediyelerin gelir-gider dengesinin de bozulduğu bir ortamda çalışan maaşlarının dahi zamanında ve tam olarak ödenmesi mümkün gözükmüyordu. Tablo bu haldeyken mevcut işçi sayısına ilave olarak yeni personellerin işe alınması tüm bütçeyi maaş ödemesine ayırma gerekliliği doğuracaktı. Ya maaşları ödeyemeyen bir belediyeyi tercih edecektik ya da emekçisinin parasını zamanında ve tam ödeyen bir belediyeyi tercih edecektik. Gelinen noktada iş akdi sona eren öğretmenlerin bir kısmı saat ücretli olarak yıllık ihale kapsamında işe alınarak görevlerine devam ediyorlardı. Bu kapsamda görev yapan öğretmenlerin son haftalarda kadroya geçirildiğini tespit ettik. Mali disiplini sağlamak için aldığımız tasarruf tedbirleriyle de kadroya alınan işçilerin iş akitlerine son verdik." dedi. Sendika ile bugün yapılan görüşmede saat ücretli olarak görev yapan öğretmenlerin aynı sistemle göreve devam etmelerini teklif ettiklerini aktaran Başkan Önal, "Hatta mali disiplin sağlandıktan sonra acil ihtiyaçlı arkadaşların kadroya alımının yapılacağını da belirttik. Buna rağmen sendika temsilcileri teklifimizi kabul etmedi. Bizim önceliğimiz uygulayacağımız tasarruf tedbirleriyle mali disiplini sağlamak ve hem Bayraklı Belediyesi personelinin maaşını zamanında ve eksiksiz ödemek, hem de Bayraklı’ya yakışan en güzel projeleri hızla hayata geçirmek olacaktır. Bizim tercihimiz her zaman bir kuruşun dahi hesabını vereceğimiz, şeffaf bir belediyecilikten yana olacak. Seçim çalışmaları esnasında da sıkça dile getirdiğim gibi ‘Ben tutamayacağım hiçbir sözü vermedim, vermeyeceğim!" diye konuştu.