GENEL - 02 Temmuz 2015 Perşembe 10:35

Meteoroloji'nin Dünü Bugünü

A
A
A
Meteoroloji'nin Dünü Bugünü

Türkiye meteorolojik tahminlerde dünyada kullanılan en son teknolojik sistemleri kullanılırken, yaklaşık 80 yıl önce manuel olarak kullanılan cihazların yerini artık insansız ölçüm yapan cihazlar aldı.
Trabzon Meteoroloji 11. Bölge Müdürü Dr .M. Latif Gültekin, Trabzon, Rize, Giresun, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerini içine alan bölgede 76 ayrı noktada bulunan Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu sayısını bu yıl içinde 120 çıkaracaklarını söyledi.
Amerika’da kullanılan cihazların Türkiye’de de kullanıldığını hatırlatan Gültekin, “Trabzon’da ilk ölçüm 1931 yılından itibaren yapılmaya başlandı. O dönem ölçümler insan aracılığı ile manuel sistemlerle yapılıyordu. Daha sonra, son yıllarda teknoloji atılımlarla meteoroloji, teknolojiyi en güncel kullanan kurumlardan biri haline geldi. Özellikle 2 bin yıllardan sonra sistemlerimiz tamamen eski manuel sistemden otomatik sistemlere dönüştü. Artık insansız ölçüm istasyonlarımız farklı noktalardan, dağların başında sahil kenarlarında ve uygun gördüğümüz ölçüm almamız gereken bütün noktalara otomatik gözlem istasyonları kurarak sim kart üzerinden bilgiler ekranlarımıza akıyor” dedi.
ARTIK MODERN YAĞIŞ ÖLÇER CİHAZLARIMIZ VAR
Eski dönemlerde yağışları Plüviyograf denilen cihazla ölçümünü yapıldığını anlatan Gültekin, “Eskiden ’Plüviyograf’ denilen cihaz aracılığı ile metrekaraye düşen yağışı belirlerdik. Yani insan aracığı ile ölçüm yapılırdı. Eski klasik sistem bu şekilde idi. Günümüzde ise artık daha modern yağış ölçer cihazlarımız var. İnsansız tamamen elektronik sistem. Yağış düştüğü anda her düşen milimetre yağış anında bizim ekranlarımızda görünüyor. Bölge genelinde 76 noktada faal olarak bu sistemlerimiz çalışıyor. Bu sene içerisinde buna 39 tane daha ilave edeceğiz. Dolayısıyla 120’nin üzerindeki noktada ölçüm yapmış olacağız. Şu anda teknolojik imkanlar 10 günlük tahmini yapabiliyor. Amerika’daki teknoji ne ise bizde de aynısı kullanılıyor. İlerde bu tahmin süresini artıracak teknoloji gelişebilir“ diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.