SPOR - 16 Mart 2018 Cuma 10:34

Özkan Sümer: “Trabzonspor’da hesaplaşma değil, hesap yapma dönemi başlamalı”

A
A
A
Özkan Sümer: “Trabzonspor’da hesaplaşma değil, hesap yapma dönemi başlamalı”

Trabzonspor eski başkanı Özkan Sümer, bordo-mavili kulüp üzerinden hesaplaşma değil, hesap yapma döneminin başlaması gerektiğini belirterek, Trabzon’un özelliklerini bilen bir anlayışın görevde olması gerektiğini söyledi.

Trabzonspor eski başkanı Özkan Sümer, bordo-mavili kulüp üzerinden hesaplaşma değil, hesap yapma döneminin başlaması gerektiğini belirterek, Trabzon’un özelliklerini bilen bir anlayışın görevde olması gerektiğini söyledi.


Trabzonspor eski başkanı Özkan Sümer, yönetimin 7-8 Nisan tarihleri arasında aldığı kongre sürecini ve bordo-mavili kulübün içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Trabzonspor sadece mali açıdan çok kritik problemler yaşamıyor ve sportif açıdan da çok kritik bir dönemde olduğunu belirten Sümer, “Kitlesel açıdan da kritik bir dönemdeyiz. Çünkü büyük bir tatminsizlik var. Büyük bir güvensizlik var. Bunları gidermek Trabzonspor’un performans doğrultusundaki birinci ihtiyaçtır. Birini hal etmek ve çözmek yetmiyor. Bunları bir arada düşünüp çözmek gerekiyor. Mevcut şartlarda bu işin hiç kolay olmayacağı bilinmeli. Trabzonspor çok aykırı olana ve yanıltıcı olan bu sorunlardan kurtulmalı. Çünkü verilen kararlar Trabzonspor’un bugün yaşadığı sorunların yansıması. Bunları düzeltmekte tabi yönetim kalitesi ve yönetim kararlarıyla olacak bir hadise. Trabzonspor istenilen seviyeye çekmek istiyorsak, yönetim kalitesini yükseltmemiz gerekir. Aksi takdirde sığ önerilerle bu işlerin çözülmesine imkan yok. Trabzonspor’u var eden ve büyük kılan en önemli etken kendi yerel imkanlarıyla ve kendi tarzıyla yöneltmiş olması ve bu yöndeki potansiyeli etkin kullanmış olmasıdır. Yeni doğuş Trabzon’a uygun olmalıdır" ifadelerini kullandı.



“Trabzonspor’da hesaplaşma değil hesap yapma dönemi başlaması gerekir”


Trabzonspor’da hesaplaşma değil, hesap yapma döneminin başlaması gerektiğini ifade eden Özkan Sümer, "Artık kendi kişisel kavgalarımızı ve hesaplaşmalarımızı bir kenara iteceğiz. Trabzonspor’a yararlılık doğrultusunda bütün enerjimizi birleştireceğiz. Trabzonspor’a bir olumluluk olarak aktarmaya ve yansıtmaya çalışacağız. Hesaplaşma devam ettiği sürece başka bir çözüm üretmeye veya başak bir şeye ihtiyaç yok. Trabzonspor felakete tam manasıyla devam ediyor demektir. Bu durulmalı bu giderilmeli, bu da her şeyden önce bir bilinçli farkındalıkla gerçek bir özveri ile çözülmesi gereken bir sorun" açıklamasını yaptı.



“Trabzon’a özgü bir yönetim


Trabzon’un özelliklerini bilen bir yönetimin anlayışının olması gerektiğine vurgu yapan Sümer, “Trabzon’un özelliklerini bilen, kurgulamasını o doğrultuda yapan bir yönetim olarak ifade edilebilir. Trabzon’a özel bir yönetim dediğiniz zaman o özgül uygulamada bunun içinde yer alacaktır. Gidip de İstanbul takımların nasıl yönetiliyor şeklindeki bir anlayışı da gelip Trabzon’da uygulamaya kalkar ise bu Trabzonspor’a özgü bir yönetim kurulu olması imkansızdır. Trabzonspor’un değerine ve potansiyeline uygun bir yönetim ortaya koyduğunuz zaman bu Trabzonspor’a özgün bir yönetim olarak nitelenebilir. Oyuncudan tutunda yönetime kadar kapsamlı manada yereli içeren genele de uzanan bir sürece muhtaç ”ifadelerini kullandı.



“İlla Başkan Trabzon’da olsun düşüncem yok”


Başkan Trabzon’dan olması gerektiği yönünde bir düşüncesinin olmadığını belirten Sümer, “Başkanın güvenilir ve yönetimine hakim olması lazım. Çağımızda heyecanla veya ekonomik katkılarla bir işler olmuyor. Bir sürecin yönetilmesi gerekiyor. Profesyonellerle ve yönetimini yönetebilecek bir anlayışta başkanın olması lazım ”dedi.



“Trabzonspor her halde yarışır olmak zorunda”


Sümer, Trabzonspor’un her halde yarışır olmak zorunda olduğunu belirterek, “Ekonomisini düzeltecekse ve kitlesini fonksiyonel hale getirecekse kesinlikle Trabzonspor yarışmak zorunda. Bu yarışmanın niteliği konusunda farklılıklar var. Trabzonspor, bir Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi yarışmayacak. Kendine özgü bir tarzda yarışacaktır. Kendi kaynaklarından yararlanmayı bilecektir. Alacağı oyuncular kariyere dönük değil. Kendi ihtiyacına dönük olarak katılım sağlama becerisi göstermelidir. Bunlar yoksa yarışma zora girer ve Trabzonspor için de en büyük tehlike burada başlar. Bu sezon her şey sonlanmış değil. Avrupa kupalarına katılma umudu halen daha var. Umutsuzluk takımın performansındaki yetersizlikten geliyor. Puan tablosuna baktığında umut halen daha var ”dedi.



“Yabancı oyuncular Türkiye’deki oyuncu gelişimine olumsuz etkisi oldu”


Tarihten ders almadıkları için bugün sorunlar yaşadıklarını belirten Sümer sözlerini şöyle tamamladı, “Anlayan ve kendini adayan insanlardı yöneticiler. Daha sonra gelenler sahip olmak için geldiler. Yönetici anlamında bir düşüş var. Yabancı futbolcunun çok fazla gelmiş olması Türk futbolunda, sportif başarı olarak ortaya bir değer koymuş değil ama çok belirgin etkisi ise Türkiye’deki oyuncu gelişimine çok olumsuz etkisi oldu. Türkiye’de altyapılardan gelen oyuncu nispeti yüzde 2. Türkiye gibi genç çok fazla olan ve bu insanlar futbolla dolu. Sosyal yönden çok fazla farklı zevkleri olan insanlar değil. Futbola düşkünler ve futbolcu olmak yönünde büyük bir hevesleri olmasına rağmen bu dünyada yer alamıyorlar. Çünkü yabancılar tarafından yol kapalı. Onlara yol açmak için yabancı tercihlerini iyi düşünmek lazım ”şeklinde konuştu.



“Vereceğimiz bir şey var ise onu esirgemeyiz”


İhtiyaç duyulduğu zaman katkı yapmaya çalıştığını söyleyen Özkan Sümer, "Ben bu sürecin bir yerinde olup-olmayacağıma karar veremem çünkü benim irademde olacak bir şey değil. Sadece Trabzonspor değil, Türkiye’nin bir çok yerinde kurslar veriyorum. Seminerler katılıyorum. Verebileceğimiz bir şey var ise onu esirgemeyiz. Her alanda veririz. Bu bizim tercihimizle olacak şey değil, talep olacak. Ülkenin geneli için s son derece talihsiz bir dönem yaşıyoruz. Eğitimden bahsediyoruz. Oysa şu anda futbolu eğitim bile yeterli değil. Eğitim bur kurgudur. Gelişme dediğimiz yer özeldir. Bu özele ulaşmadığımız sürede büyük hamleler yapmamız imkansız. Önde olmak kesinlikle bir gelişimdir. Bu önde olma bir süreç talebidir ”dedi.


Sümer son olarak ise , “Bir olmaya ihtiyacımız var. Bir olmazsak, biz olamayız. Biz olmazsak, hiç oluruz. Bunun bilinmesini istiyorum” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Üniversite öğrencileri köy okulunu onarıp boyadı Elazığ’da bir araya gelen üniversite öğrencileri, köyde yaşayan çocukların daha iyi bir ortamda eğitim alabilmeleri için köy okulunu boyayarak tadilatını gerçekleştirdi. Elazığ’da Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi öğrencileri sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde renkli projelere imza atmaya devam ediyor. Bu çerçevede, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş önderliğinde, gönüllü öğrencilerle birlikte merkeze bağlı Tadım köyünde öğrenim gören öğrencilerin daha iyi bir ortamda eğitim almalarını amaçladı. İlk etapta okula gelerek tespitlerde bulunan öğrenci topluluğu daha sonra başta Fırat Üniversitesi ve diğer kurumların da yardımıyla topladığı malzemeleri alarak okulun boya ve tadilat işlerine başladı. 3 gün içerisinde okulu yaparak tekrar öğrencilere teslim edecek olan topluluk Fırat Üniversitesi ailesi olarak sosyal sorumluluk projelerine devam edeceklerini açıkladı. "Çocukların mutluluğu bizleri de mutlu etti" Fırat Üniversitesi öğrencilerinin bir kulüp aracılığıyla yaklaşık 10 yıldır bakıma ve onarıma ihtiyacı olan köy okullarını tespit ettiğini belirten Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, "Bu çerçevede bugün İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencilerimiz Tadım Köyü İlkokulunu boyayarak 3 gün içerisinde okul idaresine teslim edecekler. Bu sosyal sorumluluk projeleri, bütün üniversite öğrencilerine genel olarak bütün vatandaşlarımıza örnek olması gereken projelerdir. Bu şekilde kırsalda kalan okullarımızın bir şekilde onarımı ve bakımlarının yapılması önemli bir faaliyettir. Bu konuda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. İnşallah bundan sonraki süreçte de bu faaliyetlerimiz devam edecek" dedi. Fırat Üniversitesi öğrencilerinin Tadım köyünde bulunan ilkokulu boyadıklarını belirten Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru Akpınar, “Minik öğrencilerle bir araya geldik. Okulun boyaması ve tadilatı bittikten sonra okul çok daha güzel olacak. Öğrencilerimiz de çok heyecanlı. Burası 13 öğrencisi bulunan bir köy okulu. Öğrenciler bizleri burada çok sıcak bir şekilde karşıladılar. Minik öğrencilerimiz bizlere şiirler hazırlamışlar, çok güzel bir şekilde giyinmişler ve saçlarını özenli bir şekilde yapmışlar. Kendileri bizleri çok misafirperver bir şekilde karşıladılar. Okulun boyanması ve tadilatlarının yapılması kendilerini çok mutlu etti. Onların o mutluluğu bizleri de mutlu etti. Bu hafta içerisinde çalışmalar devam edecek. Bizim buraya kırtasiye yardımlarımız da devam edecek bundan dolayı da çok mutluyuz. Fakültemize bağlı 12 kulübümüz var. Bunların içerisinde inşaat kulübümüz en aktif olanlardandır. Zaman zaman seminerler, teknik geziler ve sosyal sorumluluk projeleri yapıyorlar. Bir köy okulunun boyanması ve tadilatının yapılmasını zaten planlamıştık. Öğrencilerimizin de duyarlı olmasıyla birlikte bu etkinliğimizi gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul’da vergi dairesinde rüşvet alan gelir uzmanı ve memur tutuklandı İstanbul’da vergi borcu nedeniyle tehdit ettiği kişiden rüşvet istediği öne sürülen vergi dairesinde görevli gelir uzmanı ve icra memuru, para aldıkları sırada polis ekipleri tarafından suçüstü yakalandı. Rüşvet aldıkları o anlar güvenlik kamerasına yansırken, gözaltına alınan gelir uzmanı ve memur çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul’da vergi borcu olan bir kişiye, gittiği vergi dairesinde borcuna karşı bazı memurlar rüşvet karşılığında borçlarının erteleneceği teklif edildi. Bunun üzerine vergi borcu olan kişi, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek vergi Dairesi’nde görevli vergi uzmanı ile icra memuru hakkında suç duyurusunda bulundu. Vergi borcu olan şahıs, vergi dairesinde çalışan ve kendisini arayan vergi uzmanı ile icra memurunun, borçları nedeniyle hesaplarına bloke konulacağını ancak bir miktar para karşılığında bu kararı ileri bir tarihe erteleyebileceklerini söyleyerek kendisinden rüşvet istendiğini iddia etti. Bunun üzerine rüşvet iddiası ile ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma çerçevesinde İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, konuyla ilgili çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar sonucunda şüphelilerin mağdur kişiyi telefon ile arayarak 20 bin lira karşılığında banka hesabına bloke konulmayacağını ve mağdur kişinin bu parayı verdikten sonra şüphelilerin mağdur şahıstan tekrar 40 bin lira para istedikleri tespit edildi. Olayla ilgili şüphelilerin, 5 Nisan’da mağdurun Esenyurt’taki iş yerine giderek paraları elden teslim aldığını öğrenen ekipler, şüphelileri yakalamak için iş yerine gitti. Polisle iş birliği yapan mağdur, seri numaraları belli olan paraları şüphelilere ödedi. Şüpheliler parayı aldıktan sonra araçlarıyla adresten ayrıldı. Bu sırada takipte olan polis ekipleri, şüphelilerin aracını durdurarak Gelir uzmanı ve memurunu gözaltına aldı. Gözaltına alınan şüphelilerin yapılan üst aramalarında 2 adet cep telefonu, seri numaraları daha önceden alınan 5 bin lira ve soruşturmaya konu 10 bin lira olmak üzere toplam 15 bin lira nakit para, 1 sarı zarf ile lastikli desteler halinde toplam 11 bin 820 lira ve 200 dolar nakit para ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen gelir uzmanı ve memur çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.