GENEL - 22 Mayıs 2017 Pazartesi 12:27

Postane önünde 42 yıldır daktilosunun sesleri hiç susmuyor

A
A
A
Postane önünde 42 yıldır daktilosunun sesleri hiç susmuyor

Teknolojiye yenik düşen Arzuhalcilik mesleğini devam ettirmek için 42 yıldır parmaklarını daktilodan ayırmıyor.

Teknolojiye yenik düşen Arzuhalcilik mesleğini devam ettirmek için 42 yıldır parmaklarını daktilodan ayırmıyor.


Teknolojiye yenik düşen mesleklerden biri olan Arzuhalcilik son dönemlerde can çekişiyor. Okur-yazar oranının az olduğu ve teknolojinin gelişmediği dönemlerde resmi kurumların önünde vatandaşların dilek ve şikayetleri daktilo ile kağıda yazarak geçimlerini sağlayan arzuhalciler, teknolojinin gelişmesiyle birlikte iş yapamaz hale geldi. Trabzon’da Arzuhalcilik mesleğinin son temsilcilerinden biri olan 55 yaşındaki Ekrem Öksüz ilkokul dönemlerinden babası Mustafa Öksüz’den öğrendiği daktiloyu yalnız bırakmıyor. Merkez Postane önünde her sabah kurduğu masasının üzerindeki daktilo ile geçimini sağlamaya çalışan Öksüz, bilgisayar kullanmayı bilmediğini söylüyor.


Arzuhalcilik mesleğini ilkokul yıllarında babasından öğrendiğini belirten Öksüz, “Bu benim rahmetli babamın mesleği. Bende ilkokulundan sonra başladım. Trabzon’da arzuhalcılık mesleğini ilk başlatanlardan bir tanesi babamdı. O zamanlar daktilo devlet dairelerinden tek-tük vardı. Ne yapalım, ne edelim dediler ve postanenin önüne boş bir masa attılar. Kağıt ve kalemle vatandaşların dertlerini, isteklerini belirli bir ücret karşılığında vatandaşlara sunmaya başladılar. Ben o zamanlar ilkokula gidiyordum. Babamın yanına gelip gidiyordum. Bana ilk başlarda zarf üstlerini yazdırmaya başladı. Ortaokulun sonralarına doğru daktilo gördüm. Babam bana yavaş yavaş daktiloda zarf üstü yazdırmaya başladı. 42 yıl oldu mesleği devam ettirerek evimi geçindirmeye çalışıyorum” dedi.



“Eskiden A’dan Z’ye bütün işleri biz yapıyorduk”


Emekliliğini Arzuhalcilik mesleğinden tamamlamaya çalıştığını kaydeden Öksüz, “Eskisi gibi iş yok. Daktilonun üzerindeki 29 harfi internet ortamı olmadan önce hepsini kullanıyordum. A’dan, Z’ye bütün işleri biz yapıyorduk. Şimdi ise bu 29 harfin ilk 5-6 sırasını yapmaya başladık. Artık internette çıktı alınıyor, boşluklar doldurulmaya başlandı. Tabi onu da beceremeyenler oluyor. Bazı evraklar oluyor internette çıktısı olmayan onlar mecburen daktiloda yazılıyor. Eskiden yüzde 100 olan işlerimiz artık yüzde 10-12 arasında. Önceden burada 15 kişi arzuhalcılık mesleğini yapıyordu. Şimdi tek kaldım. Benden sonra devam eden olur mu bilmiyorum zaten çocuğum da yok. Emekliliğimi burada tamamlamaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.



“2000 yılından sonra sayımız 3-4’e düştü”


Arzuhalcilik’te en iyi dönemlerini 1994-1998 yılları arasında yaşadığını dile getiren Öksüz, “1993-1994 yıllarında yoğunluk yaşamıştık. O zaman 15 kişiye yakındık en güzel zamanlarımızdı. 2000 yılından sonra sayımız 3-4’e düştü. Kimisi vefat etti, kimisi bıraktı. En iyi dönemlerimiz 1994-1998 yılları arasında oldu. O zamanlar üniversite mezunlarının bitirme tezlerini yazardık. İşe yetişemezdik” diye konuştu.



“Daktilonun sesi insana ninni gibi geliyor”


Bilgisayar kullanmayı bilmediğini söyleyen Öksüz, “Ben bilgisayar kullanmasını bilmiyorum. Ben F klavye kullanıyorum onlar Q klavye. Ben burada 5 dakikada 3-5 sayfa yazarken bilgisayarda bir satırı yarım saatte bitirdiğimi bilirim. Bunda gözüm kapalı yazıyorum. Maalesef o çağı atlayamadım. Gelişemedim ama ben nostaljiyi seviyorum. Bazen çocuklar gelip ’bu ne ?’ diyorlar ? Ben de şaka yollu bu bilgisayarın atası diyorum. Yetişkinler bile gelip oturarak ’Ben yazabilir miyim?’ diyor. Daktilonun sesi insana ninni gibi geliyor. Bazen bitirme ödevleri alıyordum yetiştirmeye çalışmak için gece yarılarına kadar yazardım üstteki komşu tuşların sesinden rahatsız olurdu” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak: "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ’57’nci Alay Vefa Yürüyüşü’ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57’nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı. Sabah namazı kılındı Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00’yı gösterdiğinde harekete geçti. Atalarına yürüdüler Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57’nci Alayı Conkbayırı’na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı’nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos’taki, Sakarya’daki, 15 Temmuz’daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
Kütahya Kütahya’da silah ticareti operasyonu: 6 gözaltı Kütahya ve Afyonkarahisar’da kaçak silah ticareti yapanlara yönelik 7 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde silah ticareti yapan şahısların tespitine yönelik Asayiş Şube ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından yapılan koordineli çalışma sonucu, Afyon’dan silah bulundurma ruhsatı ile birlikte yasal yoldan silah satın alan şahısların Kütahya’ya getirdikleri silahları sattıkları ve satışı gerçekleştirdikten sonra da hırsızlık süsü vererek çalındığı yönünde müracaatta bulundukları tespit edildi. E.D. (37), E.D. (39), Y.V. (32) ve B.M. (23) isimli şahıslar hakkında projeli teknik ve fiziki takip çalışması neticesinde yapılan ara yakalamada, toplam 66 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ele geçirildi. Hakkında çalışma başlatılan 4 şüpheli şahsın 2 ayrı şahıs ile silah ticareti konusu ile ilgili olarak irtibatlı olduğu tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması ve soruşturmaya konu başkaca suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla Kütahya İl merkezinde 6 şüpheli şahsın yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi için Kütahya il merkezinde 4 adres, jandarma sorumluluk bölgesi olan Siner Mahallesi’nde 3 adres olmak üzere toplamda 7 adreste yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 6 şüpheli şahıs yakalandı. Yapılan arama neticesinde, 2 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, 127 adet tüfeği kartuşu, 13 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve 5 adet tabanca şarjörü ele geçirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 6 şüpheli şahıs hakkında adli işlem başlatıldı.