SAĞLIK - 27 Haziran 2018 Çarşamba 12:25

Pskiyatri uzmanı Soylu: “Artık ataerkil aile düzeninden çocukerkil aile düzenine geçiyoruz”

A
A
A
Pskiyatri uzmanı Soylu: “Artık ataerkil aile düzeninden çocukerkil aile düzenine geçiyoruz”

Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Cengiz Soylu, modern yaşam, şehirleşme, gelenek ve göreneklerin yozlaşmasının aile dinamiklerimizde değişikliğe yol açtığını belirterek “Aile düzeni de bundan nasibini aldı.

Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Cengiz Soylu, modern yaşam, şehirleşme, gelenek ve göreneklerin yozlaşmasının aile dinamiklerimizde değişikliğe yol açtığını belirterek “Aile düzeni de bundan nasibini aldı. Artık ataerkil aile düzeninden çocukerkil aile düzenine geçiyoruz. Bu iyi bir birey gelişim modeli değildir” dedi.


Değişen dünyanın, geleneksel yapıyı da değişime zorladığını belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Soylu, değişimlerin toplumsal yansımaları hakkında önemli tespitlerde bulundu. Soylu, “Modern yaşantılar, şehirleşme, gelenek ve göreneklerin yozlaşması veya yok olması, aile dinamiklerimizde de bir kısım değişikliklere yol açtı” ifadelerini kullandı.


Ataerkil aile düzeninden çekirdek aile düzenine geçişle kalmayan bu değişikliklerin bir başka boyuta dönüşmeye başladığını söyleyen Soylu, “Çocuğun ya da çocukların ailenin merkezine oturtulduğu yeni bir aile modeli ortaya çıktı. Bu aile modeline çocuk erkil aile modeli diyoruz” diye konuştu.



Çocukerkil ailenin özellikleri neler?


Çocukerkil aile yani çocuk merkezli ailenin özelliklerine değinen Dr. Soylu, “Çocuğunuzun her dediğini yapıyor, gerektiğinde kurallar koyamıyor, aşırı hoşgörüyle bakıyor ve “biz yaşamadık bari çocuğum yaşasın” mantığıyla yaklaşıyorsanız çocukerkil aile modeline geçmiş durumdasınız. Çocuklarının her dediğine kolayca boyun eğen bu aileler, ruhsal anlamda sorunlu çocuklar yetiştirmeye aday ailelerdir. Çünkü böyle ailelerde yetişen çocuklar belirgin olarak “benmerkezci” olduklarından, hem sosyal çevrelerinde hem de okul hayatlarında sorunlar yaşıyorlar” şeklinde konuştu.



Tek çocuklu aileler de daha sık görülüyor


Çocukerkilliğe yatkın olan aileleri sıralayan Soylu, “Anne-baba yaşının ileri olduğu aileler, tek çocuklu aileler, tek ebeveynli aileler, çocuğun evlatlık olduğu ya da çok geç doğduğu aileler, çocuğunun geçmişinde ciddi sağlık sorunu bulunanlar, travma öyküsü olan aileler veya anne ya da babanın bağımlı kişilik yapısına sahip olduğu aileler çocuğu ailenin merkezine koyuyor” dedi.



Aşırı hoşgörülü tutum çocukları benmerkezci yapabilir


Soylu, çocukerkil aile düzenine sahip aileler, çocukların isteklerine kolayca boyun eğdiğini, kural koymadığını ve fazlaca bir özgürlük tanıdığını kaydetti. Çocuğun kendisine zarar gelebilecek bir durumda bile etkili denetimden uzak kaldığını vurgulayan Soylu, “Anne ve babalar çocuklarına sadece büyük bir sorun olduğunda sert bir tutum sergilerler veya tutarsız ceza verirler. Örneğin çocukları ortamda gürültü yapsa bile çocukluğuna ceza verip uyarıda bulunmazlar” ifadelerini kullandı.


“Aşırı hoşgörülü tutum ile yetiştirilen çocuklar bir süre sonra anne babasını denetim altına almaya çalışırlar, onları eleştirirler hatta tehdit ederler” diyen Dr. Soylu sözlerine şu şekilde devam etti:


“Her isteklerini yerine getirmek veya yanıt almak isterler. İstekleri yerine gelmeyince sözel veya fiziksel taşkınlıklar yapabilirler. Bu çocuklar eleştiriye açık olmadıkları için kendilerini sosyal iletişim açısından geliştiremezler. Kuralsızlığa alışan çocuklar, okuldaki kurallarla karşılaşınca okula ve arkadaş çevresine uyum sağlamakta zorluk çekebilirler. Her istediğini elde ettikleri için belli bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Bu da mutsuzluğu ve depresyonu ortaya çıkarır. Bu yönleriyle çocukerkil aile modeli iyi bir çocuk yetiştirme modeli değildir.”



Ebeveynler çocukerkil aile sınıfına girmemek için nelere dikkat etmeli?


Soylu, "Çocuğun her istediğini, istediği anda yerine getirmek yerine ihtiyaçlarını göz önünde bulundurun. Hayır demesini bilin. Çocuk için sınırsız özgürlük olmamalı" önerilerinde bulunarak “Ailede belli sınırlar ve keyfi olmayan kurallar olmalıdır ve bu kurallara anne-baba da uymalıdır. Çocuk, evde karar verme mercii sayılmamalıdır. Çocuğa sorumluluklar verilmeli, yerine getirdiğinde memnuniyetimizi göstermeliyiz. Anlık sevinç ve hazlardan (oyun isteği gibi) vazgeçebilmeyi, vazgeçmek gerektiğini çocuğa öğretmeliyiz. Bu da çocuğun psikolojik ve duygusal gelişiminde önemli bir deneyimdir. Ailede eşler arasında saygı ve sevgi olmalı, eşler çocuklara karşı aynı dili kullanabilmeli, cinsiyet, yaş ve karakter ayrımı yapılmamalı, sonradan olan çocuklara ayrıcalıklı davranmamalıdır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Girdi maliyetleri yüzünden çifti üretimden vazgeçmektedir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, finansal sorunlarla mücadele eden çiftçinin girdi maliyetleri nedeniyle üretimden vazgeçtiğini söyledi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, temel gıda ürünlerinin üretimiyle doğrudan ilişkili olan ve küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kritik bir role sahip olan tarım sektörünün sorunlarına değindi. Doğan, "Gübre, tohum, ilaç ve yakıt gibi girdi maliyetlerindeki artış, tarımsal üretim maliyetlerini yükseltmekte ve üreticilerin kar marjlarını azaltmaktadır. Finansal sorunlarla mücadele eden çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte yaşanan kuraklık ve yanlış su kullanımı, özellikle sulama gerektiren tarım alanlarında verim kayıplarına neden olmaktadır. Toprak erozyonu, arazi parçalanması ve mülkiyet sorunları gibi arazi sorunları tarım arazilerinin verimli kullanımını engellemektedir. Adil fiyatlarla pazarlanmayan ürünler ve dağıtım kanallarına erişimde yaşanan zorluklar gibi pazarlama ve lojistik sorunlardan dolayı üreticiler ürünlerini satmakta zorlanmaktadır. Yaşanan finansal sorunlarla modern tarım teknikleri ve makineleşmeye kaynak ayıramayan üretici, üretim verimliliğini ve kalitesini arttıramamaktadır" dedi. Doğan, şöyle devam etti: "Tarımsal üretimin büyümesi için devlet destekleri ve tarım sigortası gibi mekanizmalar güçlendirilmeli, üreticiler piyasa dalgalanmalarına karşı korunmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik adımlar atılmalı, su yönetimi ve sulama tekniklerinde iyileştirmeler yapılmalı, su tasarrufu teşvik edilmelidir. Toprak koruma uygulamaları ve arazi planlaması gibi alınacak önlemler tarım arazilerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Tarım ürünlerimizin ulusal ve uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştıracak lojistik ve pazarlama altyapısının geliştirilmesi için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim tekniklerinin modernizasyonu için verilecek destekler ve üreticilere yönelik eğitim programları, sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Tarım sektörünün karşılaştığı sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanması için tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir."
Uşak Bakan Bayraktar açıkladı: "Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraklar, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraklar, bir dizi ziyaret ve inceleme için Uşak’a geldi. Sektör Temsilcileri ile İstişare Toplantısı’na katılan Bayraktar, yaptığı konuşmada “2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini çok şükür yaptık. Sakarya gaz sahasında bugün 3,7 milyon metreküp günlük gaz üretiyoruz ama daha yolun başındayız. İnşallah oradaki gaz üretimimizi günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız. Bu sayede bugün 1,4 milyon haneye yeten oradaki doğal gaz üretimimiz 15 milyon haneye kadar çıkacak yani nerdeyse 60 milyonluk nüfusun kullanabileceği doğal gazı kendimiz üreteceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, Sakarya gaz sahası yakınlarında yeni keşfedilen gaz kuyusundan bahsederek, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Ramazan ve Uşak’ın bereketiyle, bu kuyumuzdan önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yeni bir keşif ve ilave bir rezerv inşallah buluruz. Bütün çalışmamız, gayretimiz bu yönde olacak. Dolasıyla Göktepe 1 kuyumuz da bu anlamda hayırlı olsun. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık. İlk kez kamuoyunda sizlerle paylaşmış olduk” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek" dedi. Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Nikah Sarayında Doğu ve Güneydoğu iftar programı düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, İlçe Başkanı Salim Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Büyükşehirler arasında yatırım oranı en fazla azalan ilin İstanbul olduğunu ifade etti. “Kimlikleri siyasetin malzemesi haline dönüştürmüyoruz” Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hiçbir zaman kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimlikleri siyasetin malzemesi haline de dönüştürmüyoruz. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimliklerimizin ve farklılıklarımızın ötesinde geniş bir ortak zeminimiz var. Aynı tarihten gelen, aynı değerleri paylaşan ve aynı gelecek ufkuna sahip, kederde, tasada ve sevinçte bir olan bir milletiz” ifadelerini kullandı. “Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı” Cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan muhalefet masasına değinen Cevdet Yılmaz, “Tabiri caizde 7 düvel birleşti, olmadık masalar kuruldu. Ne oldu seçimden sonra? Masa kaldı mı ortada? Dağıldı gitti. Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı. Hatta bazı insaflı muhalifler seçimden sonra ‘iyi ki biz kazanmamışız’ dediler” ifadelerini kullandı. “İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” 31 Mart seçimlerine değinen Yılmaz, “Büyükşehirler arasından yatırım oranı en fazla azalan il hangisi olmuş biliyor musunuz? İstanbul. Bir önceki dönem AK Parti döneminde yatırımların toplam harcamalar içinde oranı yüzde 55. Bu dönemde ne olmuş diye baktığınızda yüzde 38’e düşmüş. Tam 17 puan yatırımlarda bir düşüş olmuş. Bundan daha güzel bir gösterge olamaz. Laf ile bunu kapatabilir misiniz? Şovlarla, polemiklerle, kutuplaştırıcı bir takım söylemler ile bu gerçeğin üstünü örtebilir misiniz? Örtemezsiniz. İstanbul’un çok ciddi anlamda yatırıma ihtiyacı var. 5 sene yatırım yapmadan idare edebilirsiniz. Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.