YEREL HABERLER - 10 Haziran 2017 Cumartesi 13:59

TİSAD Danışma Kurulu Toplantıları

A
A
A
TİSAD Danışma Kurulu Toplantıları

Trabzon turizmini geliştirmek ve kalkındırmak turizmde öncü sektörler ve işletmelerin sorularını ve projelerini Trabzon ve Türkiye kamuoyu ile paylaşmak adına kurulan Turizm Seyahat İşletmecileri Acentaları Derneği (TİSAD) danışma kurulu toplantıları sürüyor.

Trabzon turizmini geliştirmek ve kalkındırmak turizmde öncü sektörler ve işletmelerin sorularını ve projelerini Trabzon ve Türkiye kamuoyu ile paylaşmak adına kurulan Turizm Seyahat İşletmecileri Acentaları Derneği (TİSAD) danışma kurulu toplantıları sürüyor.


Sera Gölü’ndeki bir tesiste gerçekleştirilen ve iftardan sahura kadar süren toplantının ana gündemini Sümela Manastırı ve süren restorasyon çalışmaları oluşturdu. Danışma kurulunda olan üyeler, toplantıya katılan AK Parti Trabzon Milletvekili Adnan Günnar ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Akkaya’ya turizmle ilgili sıkıntılarını ve çözüm önerilerini aktardılar.


Özellikle Trabzon’un turizmde çekim merkezi olan Sümela Manastırı’nın tadilatı ile ilgili yapılan değerlendirmelerde tadilatı yakınen takip eden işletmeciler, çalışmaların bu hızla devam etmesi halinde 3 yıl daha Sümela Manastırı’nın ziyarete açılamayacağını dile getirdiler.


Konuyla ilgili söz alan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sercan Erol, Sümela’da çalışma yapan ekip ile yaptığı görüşme sonucunda orada yapılanan bir restorasyon değil kaya sabitleme ve taşıma projesi olduğunu, ihalenin de bu şekilde yapılmış olması gerektiğini belirtti. Erol, Sümela’nın ziyarete açılması için oradaki çalışmanın yüzde 75’ini kapsayan ihalenin halen daha yapılmamış olmasının buradaki çalışmaya yoğunluk verilmediği anlamına geldiğini ve bunu orada çalışan kişilerin de ifade ettiğini söyledi. Erol, Sümela’da şuanda çalışan kişilerin “Eğer biz bu hızla gidersek buradaki çalışmaları 3-5 yılda bitiremeyiz” ifadelerini toplantıya katılanlar ile paylaştı.


Bölgede faaliyet gösteren tesis sahipleri de “Nisan ayından beri Sümela Manastırı içinde bir çalışma olmadığını, daha önceden çalışan kişilerin de ihale yapılmadığı için henüz bir çalışma gerçekleştiremiyoruz” şeklinde konuştuklarını iddia ettiler.


Toplantıda Sümela Manastırı’nın yanı sıra birçok önemli konu da gündeme getirildi. Özellikle turizm konusunda kalifiye eleman bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirten işletme sahipleri, kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin özellikle sezonda İŞKUR ur projeleri yaparak piyasadaki çalışabilecek kapasitede insanların kamu kurumlarında işe yerleştirdiklerini bu nedenle sezonda çalıştıracak işçi bulamadıklarını ifade ettiler.



Kültür turları tükenme noktasında


Bölgedeki kültür turlarının tükenme noktasına geldiğini belirten bazı seyahat acentaları sahipleri, Sümela’nın kapalı olması nedeniyle kültür turlarında Trabzon’un istediği payı alamadığını ve bu alışkanlığın kaybedilmesi sonrasında Trabzon’a bir daha kültür turu çekilemeyeceğinin büyük bir tehlike olduğunu ifade ettiler. Turizm işletmecileri ve seyahat acentaları, Trabzon’da belgesiz, sigortasız ve güvenliksiz turistlerin Suriyeliler tarafından kiraladıkları araç ile gezdirildiklerini, yasa dışı bir şekilde turizm hizmeti verildiğini söyleyerek, SSK’sız, vergisiz verilen bu hizmetin ileride büyük sorunlar teşkil edeceğini, yetkililerin göz göre göre buna müsaade etmemeleri uyarısında bulundular.


Toplantının ana gündem maddelerinden biri de Gümüşhane’deki Kurum (Krom) Vadisi idi. Bölgenin önemli kültür kaynaklarından biri olan Kurum Vadisi’nde onlarca manastır ve tarihi yapının olduğunu belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden gelen öğretim üyeleri, bu vadinin turizme kazandırılması noktasında yapılacak çalışmanın bölgeye milyonlarca turist çekebileceğini ifade ettiler.


KTÜ Öğretim Üyesi Coşkun Erüz de toplantıda özellikle koruma altına alınması gereken alanlarla ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Korunan alanların parçalanarak korunamayacağına dikkat çeken ve Çamburnu örneğini veren Erüz, “Çamburnu’ndan koruma altına alınan alanın yüzde 80’inin imara açılması tamamen yanlıştır. Bir yeri parçalayarak, içinden yol geçirerek orayı koruma altına alamazsınız. Turizm, nitelikli, cezbedici, özgün bir kültürle korunmuş alanlara görmek, tanımak, yaşamak isteyen insanların geldiği bir faaliyettir. Trabzon’a Araplar doğası, yeşili için geliyor. Gelen turistlerin yüzde 80’i Arap. Peki, Araplar kızarsa, dünyada yaşanan olaylar bizde ters etki yaratırsa B planımız var mı? Türkiye’nin planında bir Çin, Avrupa, Yunanistan var mı? Mesela Japonlar. Milyonlarca insan. Biz geçen Japon uzman ile görüştük. Bu yeşile gelmeyiz. Aynısı bizde var. Burada İpekyolu’nun bir kolu canlandırılsa bize burası İpekyolu denilse oradan buraya turist akını olur. Trabzon’da biz bunu yapamıyoruz. Korunması gereken alanları koruyup turizme kazandırmıyoruz. Bakıyorsunuz Tonya bile ‘İpekyolu buradan geçiyor’ diyor. Milli parkların koruma müdürlüğü haline gelmesi lazım. Milli parklar en çok yatırım yapan yerler oldu. Onun işi korumaktır, inşaat yapmak değil. DSİ derelerimizi doğal kanal haline getirdi. Trabzon turizmde çok zengin destinasyonlara sahip. Sümela Vadisi, Kuşdili, Vazelon, Santa, Sürmene Kervan Yolu. Bunlar önemli yerler. Buraların tamamen faaliyete geçmesi lazım. Çakırgöl’ün faaliyete geçmesi gerek. Orada turizm çanağı var” dedi.



Trabzon’a yeni teleferik projesi


Toplantıda söz alan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Akkaya da özellikle teleferik konusunda Trabzon’da önceden yapılan bir çalışmanın kendi girişimleriyle iptal edildiğini hatırlattı. Akkaya “Daha önce Meydan-Boztepe arasında bir çalışma yapılmıştı fakat bunun iptal edilmesinde de benim parmağım olduğunu söyleyebilirim. Çünkü mesafe çok kısa. Rantabl olmayan bir çalışmaydı. 800 metrelik bir teleferik hattının yukarıdan sağladığı bakış insanların göreceği alan da Trabzon’u yansıtan bir bölge olmadığı için iptal edildi. Trabzon’un yeşilini, doğasını bu anlamda gösteremeyecektik. Moloz, Botanik Park, Atatürk Köşkü lokasyonunda, belki Boztepe’ye de bir kolu uzanan teleferik çalışmasını başlattık. Kısa sürede sonuç alacağız. Evet, turizm çok önemli Araplar konusunda şikayetler geliyor. Fakat Arap iş adamlarıyla yaptığımız görüşmelerde yüksek fiyattan şikayetçi olmadıklarını ancak aynı yerde 2 farklı fiyat uygulamasından şikayetçi olduklarını söylediler. Bu konuya önemle dikkat etmemiz gerekir. Bir restoranda Arap ile Türk’ün aynı fiyattan yemek yemesi gerekiyor. Bölge turizminin gelişmesi, kalkınması önemli. Ama Trabzon bölgeye abilik yapan bir şehirdir. Trabzon, her zaman Rize’nin, Giresun’un, Artvin’in, Ordu’nun, Samsun’un önderi olmuştur. Kardeşi olmuş bir şehirdir. Bizleri birbirine düşürmeye kimsenin gücü yetmez. Biz kardeş şehirler olarak bunun üstesinden geliriz. Sporda da, siyasette de, bürokraside de, yerel yönetimde de Trabzon’un bölge illerle olan kardeşliğini bölmeye, bozmaya kimsenin gücü yetmez. Zaten bizden taşan turistler oraları tercih ediyor. Olsun onlar da kazansın. Onlar da bizim kardeşimiz. Trabzon’da yapmamız gereken en önemli turizm yatırımlardan biri bir fuar merkezi .Burayı şehre kazandırmalıyız ki turizmi 12 aya yayalım. Kışın da turizm destinasyonu yaratalım. Trabzon’un geleceğinden benim çok umudum var. Çok güzel şeyler yapıyoruz ve çok güzel şeyler de yapmaya gayret ediyoruz. Şehrin her yerinde bir çalışma var. Kolay olmuyor bunları yapmak. Büyük yatırımlar. Bu birlik ve dayanışma olsun. Trabzon ileride çok önemli kazanımlar yaşayacaktır” diye konuştu.


AK Parti Trabzon Milletvekili Adnan Günnar da konuyla ilgili söz alarak Trabzon’da turizmle ilgili gösterilen hassasiyete teşekkür ederek “Bakın burada büyükşehir, DOKA, faydalı tüm dernekler, işletmeciler bir araya geldik ve şehrin en önemli sorumlarını konuşuyoruz. Bizim burada en önemli konumuz odaklanma meselesi. Yani belli bir sorunu çözüp diğerine geçersek eminim birkaç senede tüm sorunların üstesinden gelebiliriz. Burada devlet tarafından yapılması gereken şeyleri konuştuk. Bunlar için biz her zaman elimizi taşın altına koyarız. Koymaya da hazırız. Bu şehrin vekili olarak siz yeter ki isteyin ve buradaki birlikteliği hiç bozmayın. Türkiye’de bölgemiz kadar zengin bir şehir daha yok. Ama biz bu zenginliği birlikteliğimizle birlikte daha güçlü bir hale getirerek isteyeceğimizi daha güçlü bir şekilde isteyerek yetkililerden destek alabiliriz. Bu konuların raporlanarak bana getirilmesini rica ediyorum. Raporlandıktan sonra da ben bunları yetkili mercilere taşıyacağım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Şanlıurfa’da kaybolan anne ve kızı aranıyor Şanlıurfa’da evden çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan anne ve kızı her yerde aranıyor. Eyyübiye ilçesinin Mance Mahallesinde yaşayan Güler Durmaz (32), iddiaya göre dün eşini arayarak Balıklıgöl’e gitmek istediğini söyledi. Eşinin izni üzerine 10 yaşındaki kızı Hülya Durmaz ile dışarı çıkan kadın ve kızından iki gündür haber alınamıyor. Eşinin ağır psikiyatri ilaçları kullandığını ifade eden baba Mehmet Durmaz, bu yüzden can güvenliğinden endişe ettiğini söyledi. Durmaz, yetkililerden eşinin ve kızının bulunması için yardım istedi. Her yerde çocuklarını aradığını fakat bir ize rastlamadığını aktaran Durmaz, "Öncelikle tüm Şanlıurfalı kardeşlerimden bir ricam var. Dünden beri eşim ve kızım kayıp. Kayıp olmasının nedeni de eşim psikiyatri hastasıdır, ruhsal problemleri bulunmaktadır. En son görüştüğümüzde Balıklıgöl’e gideceğini söyledi. Ben de izin verdim. En son oğlumla görüşmüş, Balıklıgöl’de olduğunu söylemiş, ondan sonra telefonu kapalı bir daha haber alamadık. Burada tüm Şanlıurfalı hemşerilerimizden, valimizden, emniyet müdürümüzden rica ediyorum, bir an önce kızımı ve eşimi bulsunlar, bize teslim etsinler. Çünkü eşimin sağlık sorunları var. Ağır psikiyatri ilaçları kullanıyor. Akli melekeleri yerinde değil. Eşimin ve kızımın hayatta olup olmadığını bilmiyorum. Çok endişe içerisindeyiz. Bize yardımcı olun" ifadelerini kullandı.
Bursa Adalet Bakanı Yardımcısı Can: "Tutuklular, mahkumlar cezasını çekerken aynı zamanda da topluma kazandırılması lazım" Bursa Osmangazi Meydanı’nda Ürün ve El Sanatları Fuarı Adalet Bakanı Yardımcısı Razaman Can’ın katılımıyla açıldı. Adalet Bakanı Yardımcısı Ramazan Can yaptığı konuşmada, "Tutuklular, mahkumlar cezasını çekerken aynı zamanda da topluma kazandırılması lazım" dedi. Adalet Bakanlığı’na bağlı İşyurtları Kurumu tarafından Osmangazi Meydanı’nda hükümlü ve tutuklulara yönelik eğitim ve iyileştirme faaliyetleri çerçevesinde mahkumlar tarafından üretilen gıda, tekstil ve hediyelik eşya satıldığı fuarın açılış töreni gerçekleştirildi. Törene, Adalet Bakanı Yardımcısı Razaman Can, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, İş Yurtları Daire Başkanı Hüsnü Gezginci, Bursa Vali Vekili Hamdi Bolat, İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, İl Jandarma Komutanı Tekin Aktemur ve vatandaşlar katıldı. Osmangazi Meydanı’nda açılan fuarda, işyurtları müdürlüğündeki hükümlü ve tutuklular tarafından üretilen gıdadan tekstile, gümüşten hediyelik eşyaya kadar çok sayıda ürün yer alıyor. Adalet Bakanı Yardımcısı Ramazan Can açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Şeyh Edebali diyor ki, "insanı yaşat ki devlet yaşasın" demiştir. Mevlana’ya Celalettin Rumi ne olursan ol, yine gel demiştir. Ceza hukukçusu profesör Faruk Erem suçluyu kazırsan altından ressam çıkar demiştir. Hata yapmayan hiçbir insan yoktur. Bizim modern ceza infaz rejimimiz Cezaevleri ve Tutukluluk Evleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını Türkiye’de uluslararası insan hakları anlamında model infaz rejiminin en üst seviyede hizmetini vermektedir. Bu manada ülkemizle gurur duyabiliriz. Tabii ki hata yapan hatasını bedel ödeyecektir. Bizim modern infaz rejiminde ki temel düsturumuz insan. İnsan odaklı olması lazım. Temel hak ve hürriyetlere halel getirmemesi lazım. İnfaz rejiminde cezasını almış bir hükümlü ya da tutuklu cezaevinde modern anlayışla insan haklarına, insan haysiyetine ve onuruna yaraşır bir şekilde bu ifayı mükelleftir. Eziyet etmenin anlamı yoktur. Zaten cezasını çekecektir. Cezasını çekerken de aynı zamanda topluma kazandırmamız lazım. Bu bir infaz rejiminin temel amaçlarından biri olmakla birlikte aynı zamanda insanidir. Hem dışarıdaki insanların güvenliği açısından hem de mahkumu ve tutuklunun kendi güvenliği açısından, kendi menfaati açısından topluma kazandırılması şarttır. Suça meyilli olan kişilerin Ceza İnfaz Kurumundan çıktıktan sonra o suça devam etmesinin de bir anlamı yoktur. Onu suça iten nedenleri araştırmakla birlikte topluma kazandırmak da şarttır. Bizim ceza infazda temel ilkemiz budur. İşyurtları çok önemli bir kurum. İşyurtları infaz ve hükmüne tabi olan tutuklunun ve hükümlünün meslek edindirmede eğitimine ve ıslahına yönelik hizmet vermektedir. Buradan çıkan hükümlü ve tutuklu yeni bir başlangıç yapmakta. Hayata taze bir başlangıç yapmakta. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhurbaşkanımı Recep Tayyip Erdoğan riyasetinde modern bir infaz rejiminin teminatı olma anlamında ciddi mesafeler kat etti. Yeterli bulmuyoruz daha da ileriye gideceğiz" ifadelerini kullandı. Ürün ve El Sanatları Fuarı’nın açılış kurdelesi Bakan Yardımcısı Ramazan Can, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve diğer katılımcılar tarafından kesildi. Açılışın ardından stantları tek tek ziyaret eden Bakan Yardımcısı Ramazan Can ve beraberindekiler satılan ürünleri inceledi. Fuar, 24 Nisan Çarşamba gününe kadar 11.00-20.30 saatlerinde ziyarete açık olacak.