GÜNDEM - 11 Aralık 2021 Cumartesi 12:46

Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

A
A
A
Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

Sakarya’nın Taraklı ilçesinde az sayıda usta tarafından el emeğiyle üretilen ve coğrafi işarete kavuşan şimşir kaşık, bakteri üretmemenin yanı sıra besin değerini düşürmeme özellikleriyle dikkat çekiyor. Bin bir emekle üretilen kaşıklar ise dünyanın birçok ülkesine ihraç ediliyor.

Sakarya’nın Taraklı ilçesinde bin bir emekle az sayıda usta tarafından üretilen şimşir kaşık, bakteri üretmemenin yanı sıra besin değerini düşürmeme özellikleriyle biliniyor.

Zamanın gözde meslekleri arasında olan kaşık oymacılığı günümüzde teknolojinin gelişmesiyle kaybolmaya yüz tuttu. Coğrafi işarete sahip olan kaşığın üretimi ise ustaların orman işletmelerinden aldıkları şimşir ağaçlarını kereste haline getirilmesi neticesiyle üretiliyor.

Ağaçlar ıslatıldıktan sonra taslama nacağı ile ham odunlara kaşık taslağı veriliyor. Daha sonrasında kaşık keseri ile ‘iğnek’ adı verilen inceltme, oyma keseri ile ‘keselleme’ adı verilen oyma işlemlerinden geçen keresteler, ‘kaşık bıçağı’ adı verilen aparatla yontma yapılarak kaşık şekli veriliyor.

Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

Çırak yetişmiyor

Taraklı ilçesine bağlı Alballar Mahallesi'nde yaşayan ve kendini bu meslekte son usta olarak gören 74 yaşındaki kaşık ustası Sabri Özşahin’in el emeği ile ürettiği, kaşık, çatal ve kepçe gibi ürünler Türkiye’nin birçok ilinin yanı sıra farklı ülkelere gönderiliyor. Yetiştirecek çırak bulunmadığını ve kaşıkları elle yapan ustanın az sayıda olduğunu belirten Özşahin, bu işle uğraşan herkesin makineyle üretim yaptığını dile getirdi.

Ata mesleğini sürdürüyor

Kaşığın tarihinden ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte zamanında elde yapılan kaşıkların makinelerde yapıldığını aktaran kaşık ustası Özşahin, “Biz bu işe başladığımız zaman köyümüzde okul falan yoktu. Ben dedem ve babam ile çalıştım kaşık odası dediğimiz yerde. Bize en hafif iş olan zımpara işinden başlatırlardı daha sonrasında aşama aşama ilerleyerek bu işe başladık. Şuanda da 60 seneyi geçti bu meslekte. Çırak yetiştirme konusunda şuanda elde yapan yok denecek kadar az bir elin parmaklarını geçmez. Şimdi artık çocuklar makinelerde yapıyor kaşıkları, kaşık mı? Kaşık ama bizim yaptığımız kaşıkları makinelerde yapamazlar. Kaşığın tarihi ise çok eskilere dayanır. Dedemden ve babamdan önce Hoca Ahmet Yesevi’nin kaşık ustalarının çırakları var. Hatta köyün adını bile kendileri koymuşlar Kaşıkçı Şeyhler diye ve bizim köyümüze çok yakın yaklaşık 2 kilometre. Herkes kaşık yapar ama bunlar bir birbirinden farklıdır. Bir atasözümüz vardır, ‘Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez’ diye bun anlamı ise her ustanın kaşığı ile yemek yenmez” dedi.

Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

“En iyi kaşık şimşir ve zeytin ağacından olur”

En iyi kaşığın zeytin ve şimşir ağacından yapıldığını dile getiren Özşahin, “Zeytin ağacı da doğadaki zeytin ağacı olacak tarladaki değil sebebi ise tarladaki zeytin ağacının geni değişiyor aşılandığı zaman. Atalarımız saraylara çalışmışlar bu konu üzerine lokmalık kaşık diye eskiden daha çok yemek yeme üzerine olan kaşıktı şuanda da satılıyor ama yemek yeme aracı olarak değil. Zaten yemek yeme kaşığı üretimi yok denecek kadar az. Şimşir ağacı sıkıntılı bir ağaç, orman işletme müdürlükleri bunun üretimi yapamıyor doğal olarak bizde kereste bulamıyoruz bu konuda sıkıntımız var. Biz de bu keresteleri tahrip olduktan sonra odun diye toplarız ve orman işletme tarafından tahsis edildikten sonra alırız” diye konuştu.

“Teknolojiye direniyoruz ama yapacak bir şey yok”

Teknolojiye direnmeye çalıştıklarını belirten Özşahin, “Ben yemek yeme kaşığını 15 ile 20 lira arasında satıyorum. Makineyle yapan ise 1 liraya veriyor ve benden fazla kazanıyor. Makine üretiyor bin tane ben üretiyorum 5 tane 10 tane bu sebeple teknolojiye direniyoruz ama yapacak bir şey yok ben 60 seneyi devirdim bu ustalıkta devam ediyoruz. Ben mesleğimi severek yaptığım için bu işte başarılıyım. Makine belirli bir yere kadar kaşık yapar mesela sapını kalın yapar elin yaptığı esnekliği makine veremez. Çarşı ve pazarlarda gördüğünüz bütün kaşıklar makine üretimidir el yapımı kaşık bulamazsın kolay kolay” şeklinde konuştu.

Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

“Ben bu işin maddi yönünü düşünmeden hocalık yapmaya razıyım”

Çırak bulunmadığı için kendisini bu meslekte son devir olarak gören ve bu mesleğin kurumlarda ders olarak verilmesini istediğini belirten Özşahin, “Bu meslek gidiyor artık çırak olmadığı için yetişmiyor. Bu işi anca Sakarya’da üniversite, halk eğitim müdürlükleri ve belediyeler bu üçlü destek verirse üniversitelere taşınırsa unutulmaya bilir. Ben bunu da çok istiyorum, üniversitede ben bu işin maddi yönünü düşünmeden hocalık yapmaya da razıyım” ifadelerini kullandı.

Unutulmaya yüz tutan mesleğin son ustaları

“Şimşir kaşıkla yemek yiyen insanda katiyen mide ağrısı, ağız ve diş sorunu olmaz”

El emeği ile üretilen kaşıkların Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkeye ihraç edildiğini ve kaşığın faydalarından söz eden Özşahin, “Üniversiteler beni çok iyi tanır. Hocalarımız var benimle irtibata geçiyorlar. Mesela ben geçtiğimiz sene İngiltere’ye çalıştım. Hocalar benden alıp o bölgelere gönderiyorlar ve bu sene Amerika’ya gönderdiler. Çocuklara mama yedirmek için ufak kaşıklardan ama dediğimiz gibi çok üretemiyoruz. Elde ürettiğimiz için de sıkıntı çekiyoruz. Şimşir kaşığın faydası ise ağacından gelir şimşir ve zeytin ağacı bakteri almaz ve üretmez. Şimşir kaşıkla yemek yiyen insanda da katiyen mide ağrısı, ağız ve diş sorunu olmaz” dedi.

Orkun Kaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Oto yıkamacıda işlenen cinayetin detayları ortaya çıktı Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde oto yıkamacıda iş yeri sahibini kalbinden bıçaklayarak öldüren sanık; maktul tarafından beysbol sopası ile darp edildiğini, bıçaklandığını, kafasına silah dayanınca kendini kurtarmak amacıyla hareket ettiğini söyledi. Olay, 7 Haziran 2023 tarihinde gece saatlerinde Merkez Mahallesi Albay Burak Caddesi üzerinde bulunan oto yıkamacıda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre iş yeri sahibi Abdurrahim Bozboğa (39), Muhammed Alperen U. tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Olaya ilişkin başlatılan geniş çaplı soruşturmada Muhammed Alperen U., Uğur S., Sedat Y., Ö.S. ve Y.E. isimli şahıslar polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüphelilerden Uğur S., Sedat Y., Ö.S. ve Y.E. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken Muhammed Alperen U. ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili Muhammed Alperen U. hakkında "Haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan dava açıldı. Uğur S. ile Sedat Y., hakkında ise Muhammed Alperen U’ya yönelik işlediği "Kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağma" suçundan dava açıldı. "Maktul beyzbol sopası ile beni darp etti, kolum kırdı ve bacağımı bıçakladı" Olayla ilgili duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı. Duruşmaya tutuksuz sanıklar Uğur S., Sedat Y. ve taraf avukatları bulunurken, müşteki sanık sıfatında bulunan Muhammed Alperen U. ise SEGBİS ile davaya katıldı. Olaya ilişkin dinlenen Muhammed Alperen U., "Eğlence mekanı işletiyorum. Olaydan 2 gün önce Abdurrahim iş yerimde müşterimi dövmüş. Olay günü huzursuzluk çıkardığı için mekana gelerek benden özür diledi. Ben de özrünü kabul ettim ve gün boyu beraber oturduk. Yanında Uğur ve Sedat da vardı. Ben iş yerinden çıkınca Abdurrahim iş yeri müdürüm olan Yunus İ’ye yumruk atmış. Olayı bana haber verdiler, iş yerine geldiğimde Abdurrahim ve sanıklar olay yerinde değildi. Abdurrahim, Uğur’un telefonundan beni arayarak Yunus’un kendisinden şikayetçi olmaması için ikna etmemi istedi. Bir süre sonra Uğur’da beni arayarak Abdurrahim’in benimle konuşmak istediğini söyledi. Ben de Uğur’a güvendiğim için Abdurrahim’in oto yıkama dükkanına gittim. Abdurrahim beni koltuğa oturttu. Daha sonra beysbol sopası ile beni darp etti, kolum kırdı, bacağımı bıçakladı ve kulağımın dibinden 2 el ateş etti. Bu sırada Sedat havluyla ağzımı kapatıyor, Uğur da elimi ayağımı tutmaya çalışıyordu. Daha sonra Abdurrahim silahı yastıkla birlikte kafama dayadı. Yapmasın diye yalvardım, korkuyla masanın üstünde bulunan bıçağı bir kez salladım ve kaçtım. Öldürmek veya yaralamak amaçlı hareket etmedim. Abdurrahim’in öldüğünü bilmiyordum, öğrenince teslim oldum. Olay sebebiyle dükkanımı da yakmışlar. Daha önceye dayalı sanıklar ve maktulle herhangi bir husumetim yoktu" diye konuştu. "Abdurrahim alkolün etkiyle Alperen’e beyzbol sopasıyla birkaç kez vurdu" Suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanık Uğur S.,"Abdurrahim ile Alperen’in mekanına giderek bir şeyler içtik. Normalde Abdurrahim alkol için biri değil ama o gün içti. Daha sonra ben eve gittim. Öğrendiğim kadarıyla Abdurrahim’in kardeşi, Alperen’in iş yerinde müşteriyi dövmüş. Abdurrahim, Alperen’den özür dilemek için mekana gidiyor. Bir gün sonra da eğlence mekanında çalışan kadınla Abdurrahim birlikte otururken Yunus bu duruma sinirleniyor. Yunus ile Abdurrahim arasında bu sebeple kavga çıkıyor. Abdurrahim bana, Yunus’un kendisine bıçak çektiği için yumruk attığını söyledi. Yunus’un kendisini şikayet ettiğini, şikayeti geri aldırmak istediğini ifade etti. Alperen’i olay yerine çağırdı ve alkolün etkisiyle beysbol sopası ile birkaç kez vurdu. Ancak bacağına bıçak soktuğunu görmedim. Alperen’e yönelik herhangi eylemde bulunmadım, suçlamaları kabul etmiyorum. Abdurrahim 2 el ateş etti ama Alperen’i hedef almadı" şeklinde konuştu. "Abdurrahim’in kalbinden kaç fışkırdığını gördüm" Tutuksuz sanık Sedat Y. ise "Abdurrahim’in Alperen’e beyzbol sopasıyla vurduğunu hatırlamıyorum. Maktul, Alperen’e ateş etmedi, aksine bize doğru ateş etti. Alperen cebinden bıçak çıkardığını ve Abdurrahim’in kalbinden kaç fışkırdığını gördüm. Uğur ile olaya müdahil olmadık. Suçlamaları kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. "Müvekkilim bir saat boyunca darba maruz kalıyor" Olayın meşru müdafaa olduğunu söyleyen Muhammed Alperen U’nun avukatı Mehmet Kamil Şirin, "Alperen, babasının ölümünden sonra eğlence mekanını mecburen işletmeye başlıyor. Maktul ve arkadaşları mekanın sahibi gibi davranıyor. Maktul, A. adlı çalışan kadını masaya oturtunca Yunus ile aralarında tartışma olmuş. Maktul’de Yunus’a yumruk atmış. Olay bu sebeple başlıyor. Uğur, Alperen’i olay yerine çağırınca müvekkilimde gidiyor. Müvekkilim bir saat boyunca darba maruz kalıyor. Netice olarak kolu kırılıyor, 3 kez bacağından bıçaklanıyor. Alperen şahıslardan kurtulabilmek için can havliyle hareket yapıyor ve olay yaşanıyor" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına, duruşmanın ertelenmesine karar verdi.
Aydın Efeler Belediyesi’nden üniversiteye hazırlanan öğrencilere destek Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, üniversite sınavına hazırlanan gençlere destek olmak amacıyla ’45 Günde TYT’yi Bitir’ projesini başlattı. Proje ile öğrencilerin; Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri, Tarih, Coğrafya, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Felsefe Grubu derslerini kapsayan Temel Yeterlilik Testi’nde (TYT) başarılı olabilmeleri için ücretsiz bir hazırlık programı sunuluyor. Projeden yararlanmak isteyen öğrencilerin; bidersanlatimi.com adresine girerek ücretsiz kayıt formunu doldurmaları, ardından ’45 Günde TYT’yi Bitir’ paketini seçerek, WhatsApp uygulaması üzerinden 0530 358 87 80’e ’Efeler Belediyesi’nden Eğitime Tam Destek’ mesajı göndermeleri yeterli olacak. Böylelikle öğrenciler, internet üzerinden TYT’de çıkabilecek tüm konuları öğrenme fırsatı elde edecek. “Değerli gençler, daha da başarılı olacağız” diyen Başkan Anıl Yetişkin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Üniversite sınavlarına hazırlık süreci gençlerimiz için oldukça önemli bir dönem. Bu süreçte öğrencilerimize destek olabilmek ve başarılarını artırmak adına Efeler Belediyesi olarak bir proje başlattık. Biliyoruz ki bu süreçte doğru kaynaklara erişim ve etkili bir hazırlık çok önemli. Ücretsiz olarak sunacağımız programla üniversiteye hazırlanan öğrencilerimiz sınavda karşılaşabilecekleri tüm konuları öğrenme fırsatı bulacaklar. Gençlerimizin geleceğe güvenle adım atabilmeleri için Efeler Belediyesi olarak elimizden gelen desteği sağlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.