SPOR - 30 Haziran 2018 Cumartesi 16:59

Ünal Karaman: “Trabzonspor naz çekmez”

A
A
A
Ünal Karaman: “Trabzonspor naz çekmez”

Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, Trabzonspor’un kimsenin nazını çekmeyeceğini belirterek, “18 yaşındaki oyuncu kalkıp da menajerlerle karşıma çıkmayacak, bu kulübün karşısına o şekilde çıkmayacak.

Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, Trabzonspor’un kimsenin nazını çekmeyeceğini belirterek, “18 yaşındaki oyuncu kalkıp da menajerlerle karşıma çıkmayacak, bu kulübün karşısına o şekilde çıkmayacak. Onun için, ‘Ben varım’ diyenlerle ben yürüyeceğim” dedi.


Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde basın toplantısı düzenleyen Trabzonspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, Slovenya kampı öncesi değerlendirmelerde bulundu. Hayatının hep adalet üzerine kurulu olduğunu dile getiren Karaman, “Bilgi kirliliği olduğu için ifade etmekte fayda görüyorum; ‘Ünal hoca şu oyuncuyu istiyor, bu oyuncuyu istemiyor’ tarzındaki ifadeler burada bir bölünmüşlük gibi bir algı oluşturabilir. Bu tür haberlerin yapılmasını çok adil ve gerçekçi bulmuyorum. Geldiğim andan itibaren şunu söyledim; benim hayatım hep adalet üzerine kurulu. Onun için geldiğimizde ekip arkadaşlarımızla paylaştığımızda şöyle bir şeyin yapılmasını uygun gördük. Altyapıda görev yapan arkadaşlarımızdan, 1461’de görev yapan arkadaşlarımızdan bir rapor istedik, bu raporu Özkan hocamızın olduğu ortamda değerlendirip kampa katılacak oyuncularla alakalı, onların bize sunduğu oyuncularla bir kadrosu oluşturduk. Bu genç kardeşlerimizle iki kere toplantı yaptık. Bu şu demek değil; bizim kapma götürdüğümüz oyuncular değerli, burada bıraktıklarımız değersiz. Her oyuncuyu tanıma fırsatım olacak. Altyapı, 1461 hocalarımız ve Özkan hocanın görüşleri benim için önemli olmuştur. Geldikten sonra bu oyuncularımızı değişik zaman içinde elbette antrenmanlara alacağım, müsabakalarını izleyeceğim, yakından tanıma fırsatı bulacağım. O ekipteki arkadaşlarımız ve altyapı arkadaşlarımız bizim antrenmanlara, bizim hocalarımız onların idmanlarına gidip onlara yardımcı olmaya çalışacak o ekibin içinden bir parça gibi görünecekler. Bizim birimimiz içinde bir ayrı gayrı söz konusu değil. Biz bütünüz, bütünde biriz ve hepimizin ortak amacı Trabzonspor” dedi.


Takımda şu an itibariyle Sosa ve Esteban’ın olmadığını kaydeden Karaman, “Diğer izinde olan oyuncularımız geldi. Sabah kontrollerini yaptılar. Onlar da kendilerine göre sundukları minik mazeretler var. Ancak tabi ki bu mazeretlerin içeriği onlar geldikten sonra sonuçlanacak. Bu sebeplerin içerisinde gerçeklik payı nedir onu ortaya koymaya çalışacağız. Maalesef geçmiş dönemde burada tasvip etmediğimiz bazı şeyler olmuş. Oyuncu arkadaşlarımızın belki hayata bakışında, futbola bakışında, belki bizimle futbol kamuoyuyla örtüşmeyen farklılıklar olabilir. Geldikten sonra konuşup sizlere bir bilgilendirme yapacağımızı söyleyebilirim” şeklinde konuştu.



“Kulübümüzü çok zora sokmayacak şekilde transfer arayışındayız”


Transfer konusunda ince eleyip sık dokuduklarını vurgulayan Karaman, “Geçen seneki kadroya bakıldığında o bölgedeki 3 oyuncumuzu kaybetmiş durumdayız. Yani gerek kulübümüzün düşünmediği gerekse kiralık geri dönenler oyuncular var. O bölgenin içine acil şekilde katmamız gereken minimum 3 oyuncu var lig serüvenini düşündüğünüz zaman. Şu zorluğu ifade edebilirim. Trabzonspor güçlü ve köklü bir camia ama bu camiada da zaman zaman eksiklikler söz konusu olabilir. Gönlüm arzu ederdi ki, ben buraya geldiğimde sistemle ilgili tüm oyuncular izlenmiş 5’er 10’ar alternatifli fiyatlarına göre bir hazırlık yapılmış, o oyuncular arasında seçilmiş bir yol haritası izlememiş söz konusu olabilir. Bizim zorluğumuz şu; banttan kasetten, videodan oyuncu izlemek çok zor. İnce eleyip sık dokuyoruz ki, aidiyet duygusu içinde bir sorumluluk hissediyoruz. Bu sorumluluk duygusu içerisinde camiamıza zarar vermeden, kulüp bütçesini fazla zorlamadan makul rakamlarla yüksek enerji alacağımız oyuncular bulmaya çalışıyoruz. Takıma katacağımız oyunculardan en önemli olanı savunma bölgemizdeki oyuncular. Formamıza uygun olabilecek, sorumluluk duygusu içinde Trabzonspor’a cevap verebilecek tarzda, o karaktere saha içerisinde futbol yeteneği ile örtüştürüp harman yapmış bir oyuncu arayışımız devam ediyor. Eğer bakabilmiş, alabilmiş olsaydık, şu anda her halde 100 tane transfer yapardık. O derece yoğun bir futbolcu bilgi akışı var. Tabii ki o hassasiyet içinde davranıyoruz. Kulübümüzün mali durumunu herkes biliyor. Kulübümüzü çok zora sokmayacak şekilde arayış içindeyiz. İnşallah en kısa zaman içerisinde oyun kadromuzu gerçekleştiririz” açıklamasında bulundu.



“Burak takımın önemli bir parçası ve değeri”


Burak Yılmaz ile yüz yüze görüşmediğini belirten Karaman, “Burak Yılmaz geldi ancak bireysel bir görüşmemiz olmadı. Sağlık kontrolleri için erken saatte hastaneye geçtiği ve biz de antrenmana geçtiğimiz için yüz yüze görüşmemiz olmadı. Ancak görüşeceğiz. Sonuçta Burak bu takımın önemli bir parçası ve değeri” ifadelerini kullandı.



“Çok ciddi bir kaybımız yok”


Trabzonspor’un bir marka ve değer olduğunu ifade eden Karaman, şöyle konuştu:


“Bildiğim bir tek şey var, burada oturan insanların samimiyeti neyse Trabzonspor’a bizim de o ölçüde. Zorlukları biliyorum. Ben isterim ki kadrom ve transferim hazır olsun ve hiçbir oyuncum antrenmanı kaçırmasın. Bazen elinizde olmayan sebeplerden dolayı biraz hassas olmakta fayda olabiliyor. Şu gerçeği herkes biliyor; Trabzonspor bir marka, bir değer. Bu diğer kulüplere saygısız baktığımız anlamını taşımaz. Bizim hayat felsefemiz buna müsait değil. Ama Trabzonspor üzerinden rant sağlamaya çalışan, gündem oluşturmaya çalışan ve bizim hiç gündemimizde olmayan oyuncuları gündem yapmaya çalışan bir medya bilgilendirmesi ve sosyal medya bilgilendirmesi ile karşı karşıyayız. Biz bunun notunu alırız. Bizim hiç gündemimizde olmayan oyuncularla Trabzonspor’u, Trabzonspor sevenlerini, basın mensuplarını yanlış bilgilerle toplumu yanlış bilgilendirmeye itiyorsanız burada bir saygısızlık, spora karşı bir saygısızlık vardır. Buradaki dönemi anatomik adaptasyon gibi değerlendirecek olursak, bizim için asıl çalışmaların Slovenya’da başlayacağını düşünecek olursak, çok ciddi bir kaybımız yok. Ama eğer bu transfer dönemini biraz daha uzatacak olursak, emekleme dönemini biraz kaçırmış olacaklar ki, bu arkadaşlarımızı o zaman farklı antrenman planlaması ile belki grup çalışması ile beraber geriden getirmeye çalışacağız ama olabildiğince erken sahip olmak da bize avantaj sağlayacaktır.”



“18 yaşındaki oyuncu kalkıp da menajerlerle karşıma çıkmayacak”


Trabzonspor’un naz çekmeyeceğini dile getiren Karaman, şunları söyledi:


“Abdülkadir Parmak, Muhammet Beşir, Bahadır, Ibanez gibi arkadaşlarımız kamp kadrosu içinde. Dünü unutmak gelecek için neler yapabiliriz hesabını yapmak lazım. Bir tek şeyi ifade edeyim, kimliğinde doğum yeri Trabzon yazıyor olması demek sevdayı yüreklerinde hissetmiş, aidiyet duygusunu sonuna kadar hissetmiş, Trabzonspor için sonuna kadar her şeyini vermiş tipler diye algılamanızı doğru bilmiyorum. Yani Trabzon kimliği demek her şeyiyle beraber ‘Ben Trabzonspor’u alır başımın üstünde taşırım’ anlamına gelmiyor. Onun için kim bu acıyı bizimle paylaşacak, kim adamım diyecek sahada mücadele edecek, kim gelecek ben burada en önemli parçayım diyerek kendi yüreğini ortaya koyacak, onlarla devam edeceğiz. Bu mevcut kadromuzdaki oyuncular için de geçerli. Yapmış olduğum toplantılarda da ifade ediyorum. Ruhu, yüreği burada değilse beni şampiyon yapacağını da bilmiş olsam, ben onun nazını çekmem. Bana yüreği ile, her şeyi ile beraber, ‘Ben buranın en önemli parçasıyım, başladığım işi yarım bırakmam, sonuna kadar götürürüm’ diyen insanlarla devam edeceğim. Bunun içine altyapıdan gelen oyuncular da dahil. Burada herkes ayağını yere basacak. 18 yaşındaki oyuncu kalkıp da menajerlerle karşıma çıkmayacak, bu kulübün karşısına o şekilde çıkmayacak. Onun için, ‘Ben varım’ diyenlerle yürüyeceğim. ‘Yokum’ diyenlerle zaten yüreği bizimle beraber olmayan insanların ben nazını çekecek boyutta değilim, Trabzonspor bu nazı çekmez.”



“Oyuncularla silah zoruyla, baskıyla sözleşme yapmıyorsunuz”


“Bugün gelinen nokta içerisinde kulübümüz bir çağrı yapmıştır. O tamamen yönetimin tasarrufunda olan bir konudur, oyuncumuzun vicdanında sonlanması gereken bir konudur” diyen Karaman, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


“Empatik sorgulama yapabiliriz. Ben oyuncu tarafına geçer yorum yaparım. Bu oyuncularla silah zoruyla, baskıyla sözleşme yapmıyorsunuz. Oraya yazılacak rakamları oyuncu karşınıza ordu dikerek, silah dayayarak size bu şartları yazın diye bir şey sunmuyor. Dolayısıyla iki taraf karşılıklı oturarak bir anlaşma yapıyor ve altına imza atıyorlar. Kendimle ilgili şunu söyleyeyim; hayatım boyunca çek senet vermedim ve sözümü yerine getirmediğim gün, Allah benim canımı alabilir. Teslimiyeti Yaradan’a sunan bir insanım. Bugün gelinen nokta içerisinde siz oyuncuya baskı ile, ‘Şu rakama inin’ demek durumunda değilsiniz. Zaten o samimiyeti yürekten hissetmemiş, kazandığına da, ‘Elhamdülillah’ diyerek, ‘Bunlar benim için yeterli, bana bunu kazandıran Rabbime şükürler olsun’ diyerek ortak bir noktada buluşup anlaşamıyorlarsa, bu zorlayacağınız bir durum değildir. Elbette gönül farklı şeyler bekler. İnsan sevdiğinden bekler. Bunların hepsi benim kardeşlerim, arkadaşlarım. Dışarıdan gelen oyunculara da hiçbir zaman yabancı gözüyle bakmadım. Notlarımda da hoca bilgilerimde de, ‘Kontenjan oyuncusudur’ diye geçer. Yerli oyunculara, ‘Bir çocuğa babası plastik oyuncak, kamyonet, robotlar alır biz size dünyanın bir ucundan farklı renklerde, farklı karakterlerde ve kimliklerde oyun arkadaşı getiriyoruz’ derim. Bunların hepsinin bir arkadaşı var, bu birlikteliği sağladığımız takdirde bir yere gelebiliriz. Bugün gelinen nokta içerisinde kulübümüz bir çağrı yapmıştır. O tamamen yönetimin tasarrufunda olan bir konudur, oyuncumuzun vicdanında sonlanması gereken bir konudur. İnşallah iki taraf açısından da istenen şekilde cevap bulur ve mutlu bir şekilde başlarlar. Bizim dönemimize baktığımızda, o dönemin futbolcularına bu şehir çok şey borçlu. O noktayı koyalım.”



“İstekler bir türlü bitmiyor”


Bundan sonra Trabzonspor’un ciddiyetini yurt içinde ve dışında menajerlerin ve adam getirenlerin anlayacağını umduğunu söyleyen Karaman, “Gönlüm çok şeyler arzu ediyor, özellikle katılacak genç oyuncuların çok fazla şey katmalarını arzu ediyor ama maalesef zaman zaman kötü rehberlerle beraber olabildiklerini görebiliyoruz. Onun üzüntüsünü yaşıyorum. Slovenya kampında ve sonrasında yapacağımız basın toplantısında daha tatmin edici bilgiler verebilirim. Trabzonspor herkesin istediği gibi yönlendirebileceği, ‘şu rakamı da üzerine ilave edeyim’ diyebileceği bir kulüp değil. İstekler bir türlü bitmiyor. Bundan sonra umuyorum ki, Trabzonspor’un ciddiyetini yurt içinde ve dışında menajerler, adam getirenler, satanlar ve spor kamuoyu anlayacaktır. Trabzonspor’un inşallah yakın gelecekte oluşturacağımız bir şey var ki, sözü namus gibi addedilecek, gelen oyuncular da burayı namusu gibi sahiplenip o aidiyet duygusu içinde o hamlelerini yapıp saha içi performanslarını sergileyeceği durum söz konusu oluyor. Bildiğimiz bir tek şey var ki, bizim durduğumuz yerin gerçekliği ve doğruluğu. Bizim durduğumuz yerin gerçekliğine ve doğruluğuna kim gelip de ‘Ben bu doğrultuda varım’ diyorsa biz onlarla devam edeceğiz. Yoksa biz birilerinin oyuncağı ve peşinden süründürülen ne insan ne de kulüp oluruz” dedi.



“Höyt’ diyebilecek birisi olsun isterim”


Takım olmanın tek başına iyi oyuncu olmaktan ibaret olmadığını kaydeden Karaman, “Elinizdeki malzeme neyse siz o malzemeye göre oyun sistemi ve oyun tarzı belirlersiniz. Geçen yıl ciddi sayıda gol yenmesi sadece savunmaya yüklenmesi haksızlık olabilir. Şu an elimizde geçen seneki kadrodan Okay’ın gitmesi ile Kucka’yı değerlendirecek olursak diğer arkadaşlarımızın daha çok topla oyunda yani oyunu hücum bölgesine taşıyan oyuncuların olduğu gerçeği malum. Dolayısıyla bu oyunculara üst düzeyde önde baskı yaptırıp rakibi hataya zorlayamazsınız. Katacağımız istediğimiz tipteki oyuncular genelde öyle. Seçici davranmamızdaki sebep bu. Bu oyuncularımıza alternatif olabilecek oyuncularımızın oyunu biraz daha iki yönlü oynayabilecek tarzda oyuncular olması, özellikle savunma merkezinde tutacağımız oyuncularımızın tek başına iyi oyuncu olmayıp, lider karakterli duruşu olan, saha içerisindeki genç arkadaşlarımızı da koruyup kollayabilecek. Benim Yusuf’uma, Abdülkadir’ime tekme attırmayacak, ona birisi böyle yan baktığı anda, ‘höyt’ diyebilecek birisi olsun isterim, öyle desteklesinler isterim. Takım olmak tek başına iyi oyuncu olmaktan ibaret değil. Yani bu hassasiyet içerisinde davranıyoruz. Bir de korkuya mahal yok bizde. Dünya karması ile oynasak isterim ki o maçı kazanayım. Benim oyuncum da isterim ki o maçı kazansın. Oyun yapısı anlamında katacağımız oyuncular da çok önem arz ediyor. Elbette ki az gol yiyen, göze hoş gelen futbol oynayan, oyunun iki yönünde oynayabilen, savunma disiplinini bilen, hücum prensiplerini yerine getirebilmiş, takım bütünlüğünü koruyabilmiş, tek başına ‘ben ön plana çıkayım’dan ziyade takım bütünlüğünü temel esas almış oyuncularla bir kadro yapılanması oluşturmaya gayret göstereceğiz. İnşallah katacağımız oyuncular bu anlamda bize destek vermiş oyuncular olur. Yoksa elimizdeki oyuncuların yeteneklerini herkes biliyor. Oyun formatımız korkusuzluk ve göze hoş gelen futbolla sonuç alma noktasında olacak. Biz bozan değil hoş oynayıp sonuca giden takım olacağız. Ama bunun için de desteğe ihtiyacımız var” diye konuştu.



“Ucundan tutan bizimle olmayacak”


Herkesin herkesi yenebileceği bir ortamın olduğunu belirten Karaman, “Herkesin gücünü biliyoruz ve saygı duyuyoruz. Ama kendisine de saygı duyulan ve gücü rakipleri tarafından kabul edilmiş bir Trabzonspor oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Ben oyuncunun gözüne baktığım anda bendeki güveni ve gerçekliği hissetmesini isterim. Oyuncumun da bana aynı mesajı vermesini isterim. Yani şundan emin olunsun ki ucundan tutan bizimle olmayacak. Ben yönetime bize bu imkanı verdikleri için teşekkür ettim. Zaman içerisinde inşallah kendi adımıza doğru işler yaptığımızı kulübün menfaatlerini koruduğumuzu, kulübümüzü üst noktaya çekme noktasında gerekli bilgi ve donanıma sahip olduğumuzu konusunda önce kamuoyunun sonra da yönetimimizin teşekkürünü almak isteriz. Bütün çabamız da bu yönde olacak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta başıboş köpekler vatandaşları tedirgin ediyor Sinop’ta sürü halinde gezen başıboş köpekler vatandaşları tedirgin ediyor. Sinop sahilinde sürü halinde gezdiği görülen köpekler çevreden geçen vatandaşları korkuttu. Onlarca köpeğin caddelerde ve parklarda kol gezdiğini belirten Haşim Yıldırım, ”İnsan olarak onların yaşam alanlarına müdahale ettik ama şu anda burası yerleşim bölgesi, insanların yaşadığı alan burası. Bunların kontrol altına alınması lazım. İnsanların bunların yaşayabilecekleri bir alan yapıp bunları kontrol altına alıp onlarında haklarını koruması lazım. Başıboş hayvanlardan çocuklar korkuyor, saldırmıyor belki ama onlarla oynayacağım diye bir bisikletin altına girebilir, arabanın altına girebilir. Şehir merkezinde bunların bu şekilde dolaşmaması lazım. Burada geziyorlar, insanlar ’köpeği sevdim’ diyor iyi güzel gezdiriyorsunuz ama köpeklerin de bir ihtiyacı var. İnsanlar gibi buraya geliyor tuvaletini yapıyor ama ’sen bunu modern bir ülkede yaşıyorsan alacaksın orada bırakamazsın’ öyle bir hakka sahip değilsin. Bakıyorsan her şeyi ile bakacaksın. Her köpeğin bir kere nüfus kağıdı olması lazım. Bunları başıboş bırakmayacaksın. İnsanlar şunu yapıyor: Çocukları bir hayvan istedi diye alıyorlar, bu hayvan bir müddet sonra belli bir seviyeye geliyor, evde bakamıyor salıyor sokağa. Bu ortama alışık olmayan hayvanların da haklarını gasp ediyorsun. Bunun devlet olarak buna bir kural koyulması lazım, başka türlü engelleyemezler. Bunlar bana göre yanlış tabi bunların yaşam alanlarını sağlanması lazım başıboş bırakılmamalı. İnsanlar bisikletle gidiyor belki saldırmıyor ama o insan korkuyorsa ne oluyor kaza yapıyor. Bir önlem almaları lazım” dedi. Başıboş köpek sorununa üzücü bir olay yaşanmadan yetkililerin el atması gerektiğini belirten Mustafa Biricik ise “Mutlaka kontrollü olarak her tarafta bulunabilir ama kontrolü de ihmal etmemek lazım çünkü çocuklar, kadınlar yürüyor onları da hayvanların insafına bırakmamak lazım. Belediye yetkilileri, belediye başkanı ile konuşarak bu soruna çözüm bulunmalı. Hem hayvanları korumak lazım, insanları daha fazla korumak lazım. Televizyonlarda görüyoruz üç dört tane köpek insanlara saldırıyor. Geçen akşam seyrettim bir kıza iki tane köpek saldırıyor, kız kaçarken ona minibüs çarpıyor. Böyle de olmaz tabi" ifadelerini kullandı.
Bursa Sunay Akın Eczacılık Kültürü Müzesi’ni Başkan Özdemir’e anlattı Nilüfer’de açılacak Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlenen şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i ziyaret ederek çalışmalar hakkında görüştü. Sunay Akın, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ile aynı binada yer alacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin kente değer katacağını söyledi. Şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile eşi Nuray Özdemir’i Halk Evi’nde ziyaret etti. Başkan Şadi Özdemir’e hayırlı olsun dileklerini ileten Akın, yeni görevinde de başarılar diledi. Nilüfer’in, Türkiye’nin parlayan yıldızlarından biri olduğunu söyleyen Sunay Akın, insana değer katan çalışmaların süreceğine inandığını söyledi. Şair, yazar, gazeteci ve tiyatro oyuncusu kimliğinin yanı sıra müzecilik alanında yaptığı çalışmalarla da bilinen Sunay Akın, yakın zamanda açılan Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nin Türkiye’de örnek olduğunu belirtti. Sağlık müzesi ile aynı mekânda açılacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlendiğini hatırlatan Sunay Akın, Türkiye’nin en büyük koleksiyonlarına sahip Sinem Us’a ait eşi benzeri olmayan eserlerin burada sergileneceğini ifade etti. Akın, yapılacak çalışmalarla birlikte her iki müzenin de yaşayan bir müze olacağına inandığını da sözlerine ekledi. Sunay Akın’a, Eczacılık Kültürü Müzesi ile ilgili çalışmalarının değerli olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, Nilüfer’de gerçekleştirecekleri projelerle hizmet çıtasını daha da yukarı taşıyacaklarını vurguladı. Sunay Akın, şiirlerini ilgiyle okuyup, dinlediğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir’e ziyaret sırasında Oyuncak Müzesi adlı şiiri yazıp armağan ederek sürpriz de yaptı.
İstanbul Türk dünyasından 400’ü aşkın kadın girişimci İstanbul’da buluştu Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne üye 8 ülkeden 400’ü aşkın kadın girişimci düzenlenen iş forumunda İstanbul’da bir araya geldi. Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne üye 8 ülke olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye ile KKTC, Macaristan ve Türkmenistan’ın temsilcileri, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen İş Forumu ve B2B Networking etkinliğinde bir araya geldi. Foruma 400’ü aşkın kadın girişimci katıldı. Forumda, Türk devletleri arasında ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve ticaret hacminin arttırılması yönünde konuşmalar yapıldı. Foruma, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Merey Mukazhan, Türk Yatırım Fonu Başkanı Baghdad Amreyev, katıldı. “AB ülkeleri gibi biz kardeş ülkelerde birlik olmalıyız” Toplantıya konuşmacı olarak katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türk Devletleri Teşkilatını oluşturan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye ile gözlemci üyeler KKTC, Macaristan ve Türkmenistan; yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe, 1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmine ve 185 milyonluk büyük bir nüfusa sahiptir. Sadece bu rakamlar bile, bir araya geldiğimizde, nasıl büyük bir küresel güce dönüşebileceğimizi göstermektedir. Türk devletleri olarak, aramızdaki ticaret hacmi sadece 42 milyar dolar. Toplam dış ticaretimiz içinde yüzde 10’u bile değil. Oysa Avrupa ülkelerinin kendi aralarındaki ticaretin payı yüzde 70’lerde. AB benzeri bir bütünleşme ve başarı hikâyesini, biz de kardeşler olarak yazmalıyız. Bugün burada alınacak kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Daha iyi bir gelecek umudumuzu hiç azaltmadan, omuz omuza çalışacağımız güzel günlerde yeniden buluşabilmeyi diliyorum” ifadelerini kullandı. “Türk asrı hedefine, ancak girişimci Türk kadını ile birlikte ulaşacağız” Türkiye iş dünyası olarak, 21’inci Yüzyılın Türk asrı olması ülküsüyle çalıştıklarını belirten İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Türk asrı hedefine, ancak girişimci Türk kadını ile birlikte ulaşacağız. Olmaz denen her şeyi, kadınlarımızla birlikte olur kılacağız. Bu yüzden Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği himayesinde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Macaristan ve KKTC’nin iştirakiyle faaliyet gösteren “Kadın Girişimciler Komitesine” büyük görev düşüyor. Bizim Türk kadınının geleneksel sektörlerin dışındaki üretimin ve ticaret alanlarından da öncü ve başarılı olmasına ihtiyacımız var. Türk illerinin devletlerinin, hem kendi aralarında ticarî ve ekonomik işbirliklerini artırmak için, hem de ulusal ekonomilerini geliştirmek için, kadının Türk toplumundaki eski gücüne kavuşmasına ihtiyacı var” şeklinde konuştu. “Türk kadının kalbi, her daim Türkün olduğu yerde, Türkün ana vatanında atar” Avdagiç, sözlerine şöyle devam etti: “Ben inanıyorum ki, Özbek kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Azerbaycanlı kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Kazak kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Kırgız kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Bu cümleleri, Türkiye sözcüğünün yerine bir de Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve KKTC sözcüğünü koyarak okuyun. O zaman göreceksiniz ki, aslında Türk ilinin herhangi birinde kadın girişimci sayısının artması, tüm Türk illerinde güçlü bir refah ve kalkınma rüzgârı estirecektir. Çünkü inanın ki, Türk kadının kalbi, her daim Türkün olduğu yerde, Türkün ana vatanında atar. İTO olarak, tıpkı Türk Kadın Girişimcilerine verdiğimiz destek gibi, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne de her türlü desteği vermeye hazırız. Bu düşüncelerle, 740 bin firmayı temsil eden İTO çatısı altında yer alan 110 bin 522 kadın girişimcinin de başkanı olarak, Türk dünyasının kadın girişimcilerine başarılar diliyorum” dedi. Toplantı öncesi yapılan genel kurulda Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi Başkanlığına Kazakistan’dan Lazzat Ramazanova seçildi.