YEREL HABERLER - 14 Haziran 2017 Çarşamba 17:13

Uşak Müftülüğü okul öncesine tam zamanlı Kur’an ve din eğitimi verecek

A
A
A
Uşak Müftülüğü okul öncesine tam zamanlı Kur’an ve din eğitimi verecek

Uşak Müftüsü Eyüp Baldemir okul öncesi dönem yani 4-6 yaş gurubuna yönelik 12 ay boyunca eğitim verecek merkezlerin bu yıl itibariyle açılacağını söyledi.

Uşak Müftüsü Eyüp Baldemir okul öncesi dönem yani 4-6 yaş gurubuna yönelik 12 ay boyunca eğitim verecek merkezlerin bu yıl itibariyle açılacağını söyledi.



Uşak’ta yaz Kur’an kurslarının açıldığını ve başvuruların geçen yıla oranla daha fazla olacağını öngördüklerini söyleyen Baldemir 605 camide öğrenci sayısı kaç olursa olsun kursların devam edeceğini belirtti. Baldemir; "İnşallah bu kurslardan hayırlı bir sonuç alacağımız kanaatindeyiz . Yalnız ben Uşak halkına farlı bir müjde vermek istiyorum. Bizim ilimizde bu yıla kadar 4-6 yaş yani okul öncesi Kur’an-ı Kerim eğitimi yok idi. Bu sene inşallah 4-6 yaş eğitimini de başlattık. Bu 12 ay devam edecek. Ehliyetli, liyakatli öğretmenlerimizin eşliğinde, çocuklara uygun fiziki bir ortam dizayn edildi. Şu ana kadar 15 sınıf hazırladık, kayıtlarımız devam ediyor. Gördüğümüz buna yoğun bir ilgi var, tahmin ediyorum Uşak’ın bu yöndeki ihtiyacını gidermiş olacağız.


Çünkü Uşak’ta ihmal edilmiş bir hizmet idi, hatta kursumuzun bir tanesi inşallah bayram sonu açılacak. Ahmet Hamdi Akseki, tamamen okul olarak 4-6 yaşa tahsis edildi, 10 sınıfımız var orada tam gün olacak, çalışan aileler göz önünde bulunduruluyor. Aile sabah 08:00’de çocuğunu teslim edecek, akşam saat 17:00’da alacak. Çocuğun bütün ihtiyaçlarını inşallah biz gidereceğiz. Hem çocuklarımız emin ellerde muhafaza edilecek hem de inşallah din eğitimini görmüş olacak. Kısa zamanda bu sınıflarımızın sayısını 20’ye çıkarmak niyetindeyiz. Allah nasip ederse de 2017-2018 eğitim yılında 30 sınıfa ulaşmak gibi bir hedefimiz var. Talebe bakıyoruz, inşallah talep şu an iyi, ilk etapta 2 sınıf planladık ama 3 sınıflık başvuru geldi. Sınıflarımızda en fazla 20 çocuğumuz olacak. Hemen de Uşak’ın dört bir yanında 4-6 yaş sınıflarımız olacak. Halkımızın bu konuda teveccühü var" dedi.




Fiziki ortamın çocukların yaş düzeyine göre dizayn edildiğini söyleyen Baldemir; " Oyuncak alanları var, yiyecekler içecekler, orada yaramazlık yapacaklar bunları yaparken aynı zamanda öğrenecekler. Kapasitelerine göre bir müfredatımız olacak bu yaşlarda çocukla 18-20 yaşındaki bir genci aynı kategoriye sokamayız. Ama bu yaşlarda öğrenilenlerin bir ömür boyu etki ettiğini biliyoruz. Küçük yaşlarda yanlış öğretilirse yanlış bir ömür boyu devam edebilir. Doğru öğretiler de bir ömür boyu devam edecektir. Burada en elzem ve doğru olanları öğretmeye çalışacağız, ama 4-6 çocuğa talim yaptıracağız demiyoruz. Fakat şu ana kadar tecrübelerimiz odur ki tahmin edilenden çok daha güzel neticeler kısa süre içerisinde alınabiliyor, 4 yaşındaki çocuk Kur’an’ı kısa sürede öğrenebiliyor, söylediğiniz bilgileri mesela namaz surelerini siz okuyorsunuz arkanızdan onlar da teyp gibi okuyor, çok kısa sürede belliyorlar ve bu kalıcı oluyor. Doğru şudur diyorsunuz onu kavrıyor yanlış şudur diyorsunuz hemen öğreniyor. Arkadaşlık, komşuluk, anne- baba, büyük-küçük, hısım-akraba ilişkileri gibi, dualar bilhassa küçükler dualara çok yatkın oluyor. Öğretmenlerin öncülüğünde koro halinde dua söylerken kendileri de öğreniyor" dedi.


İnsana yapılan yatırımı uzun vadede faydalı olacağını belirten Baldemir, konuyu şu örnekle açıkladı; " Ne demiş Çinli; Bir senede verim elde etmek istiyorsan kısa sürede kazanmak istiyorsan, bostan ek, buğday ek, pirinç ek, Eğer 10 senede verim elde etmek istiyorsan ağaç dik, 10 senede meyvesini verir sende istifade edersin. Ancak 100 yıla yatırım yapmak istiyorsan insana yatırım yap. İşte buradan hareketle ben diyorum ki bu sınıflarımız belki 1-2 yılda etkisini göstermeyecektir ama 5 yaşında bize teslim edilen yavru 18-20 yaşına girdiği zaman bu toplum hayatında etken olacaktır. Kendi malı olmayanı almanın günah olduğunu bu yaşlarda öğrenecek ve kapkaç olmayacaktır. Uyuşturucunun günah olduğunu öğrenecek esrar kullanmayacaktır, yol kesmeyecektir, cam kırmayacaktır, eline sivri bir alet alıp arabaları çizmeyecektir, lastikleri patlatmayacaktır. Bu anlamda toplum hayatına ileriki yıllarda çok fazla etki edecek diye düşünüyorum, bu beklenti içerisindeyiz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.