SAĞLIK - 22 Mayıs 2017 Pazartesi 10:19

Dolandırıcılık olaylarında ‘telefonla hipnoz’ olayı

A
A
A
Dolandırıcılık olaylarında ‘telefonla hipnoz’ olayı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışma Anabilim Dalı Başkanı Doç.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışma Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fuat Tanhan, telefonla hipnoz olayının mümkün olmadığını belirterek, “Hipnoz denilen olay tamamen psikolojik bir şeydir” dedi.


Van’da geçtiğimiz aylarda yaşanan dolandırıcılık olayının ardından gündeme gelen ‘telefonla hipnoz’ tartışmaları ile ilgili İHA muhabirine konuşan Doç. Dr. Fuat Tanhan, dolandırıcıların korkularımıza ya da ideallerimize vurgu yaptığını söyledi. Tanhan, “Buradaki senaryo ‘devletini seven birinin yapacağı bir şey’ olabileceği gibi ‘başınız tehlikede bunu yaparsanız bu tehlikeden kurtulursunuz’ şeklinde de olabiliyor. Yani burada ya ideallerinize vurgu yapılıyor ya da korkularınıza vurgu yapılıyor. Bu ikisinin de inandırıcılık taşıması gerekiyor. Peki, bunu nasıl sağlıyorlar? Bunu kendimize özgü düşündüğümüz bazı bilgilerimiz ve sırlarımızı kullanarak yapabiliyorlar” dedi.


Dolandırıcıların çoğunlukla iyi bir iletişim kullanarak ağzımızdan kaçırdığımız ipuçlarını bize karşı kullandıklarını anlatan Tanhan, “Burada sadece devletin ulaşabileceği bir sırdan söz ediliyorsa, bizde bunun gerçek olduğu algısı uyanır. Ama en azından şunu biliyoruz ki iyi bir iletişim becerisi kullandığınızda karşıdaki kişinin size vereceği ipuçlarından bu sırları öğrenip kendisine karşı kullanabiliyorsunuz. Tüm bunlar bir araya geldiğinde bir de oluşturulan atmosfer ve arka planda verilen telsiz sesleri, telefonlar, bağırmalar, çağırmalar, karşıdaki kişiyi buna inandırabilmektedir. Dolandırıcılar bu atmosferi iyi kullanarak kurbanlarını etki altına alabiliyorlar ” ifadelerini kullandı.



“Rasyonel düşünme becerilerimiz elimizden alınıyor”


Telefonun ucundaki dolandırıcıların çoğunlukla korku ve ideallerimize vurgu yaptığını anımsatan Tanhan, şöyle devam etti:


“Korku ve ideallerimiz söz konusu olduğunda uyuşmaya başlıyoruz. Bu bir hipnoz değil ama bizim o anda rasyonel düşünme becerilerimiz elimizden alındığı için maalesef bu kötü niyetli insanların tuzağına fazlasıyla düşüyoruz. Bu durumda hayır diyememe ile karşı karşıya kalabiliyoruz. İçimizde bir ses bunun dolandırıcılık olabileceğini fısıldasa da bir ses de ‘ya doğruysa’ mesajını bizlere veriyor. Bu mesajı da iyi iletişim becerileri ile karşı tarafa hissettirebilirseniz, karşı tarafın hayır deme şansı azalıyor. Hayır diyemediği için de çoğu insan hipnoz edildiğini zannediyor. Tam tersine bilinçli olarak biz bu duruma evet demeye başlıyoruz. Hipnoz denilen olay ise psikolojik bir şeydir. O yüzden telefonda hipnoz ederek insanların bilinçlerini yok etmek imkânsızdır. Ama uyuşuk olma ile hipnozu birbirinden ayırmak gerekir. Çoğumuz telefonla görüştüğümüzde uyuşukluk haline düşebiliyoruz. ”



“Devlet vatandaştan para istemez”


Devletin insanlardan hiçbir şekilde para istemediğini hatırlatan Tanhan, vatandaşların bu tür durumlarda telefonlarını hemen kapatmalarının böyle bir dolandırıcılık olayını engelleyebileceğini de sözlerine ekledi.



“Sanki hipnoz olmuş gibiydim”


Geçtiğimiz günlere yaşanan dolandırıcılık olayının ardından konuşan Elvan Erdemir ise, dolandırıcılarla yaptığı görüşmede elinde olmadan onların söylediklerini yaptığını ifade ederek, “Arada bir Naki Hoca ile beni telekonferans yöntemiyle görüştürüyorlardı. Ama Naki Beye bağlanmadan önce bana ne söylemem gerektiğini de söylüyorlardı. Aklıma, acaba bu bir dolandırıcılık işimizdir? Diye düşündüğüm zaman sanki elimde olmadan konuşuyordum onlara. Sanki hipnoz olmuş gibiydim. Söylemem gerektiğini bildiğim halde bazı şeyleri söylüyordum” şeklinde konuştu.


Geçtiğimiz aylarda YYÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Naki Erdemir ve eşini telefonla arayan dolandırıcılar; Cumhurbaşkanı, Van Valisi ve Van Cumhuriyet Başsavcısının sesini taklit ederek çiftin 7 bin 385 lirasını hesaplarına aktarmışlardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.