YEREL HABERLER - 20 Ocak 2017 Cuma 22:00

(düzeltme) - Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Çiçekli basınla bir araya geldi

A
A
A
(düzeltme) - Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Çiçekli basınla bir araya geldi

İçişleri Bakanlığınca Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Edremit Belediye Başkan Vekili olarak görevlendiren Kaymakam Atif Çiçekli, Van’da faaliyet gösteren ajans ve yerel gazete temsilcileri ile bir araya geldi.
KHK ile Edremit Belediye Başkan Vekili olarak görevlendiren Kaymakam Atif Çiçekli, Van’da faaliyet gösteren ajans ve yerel gazete temsilcileri ile bir araya gelerek görevde olduğu süre içerisinde yapacağı projeleri anlattı. Basın mensuplarının da Edremit hakkındaki fikirlerini de alan Çiçekli, “Bir kere Edremit’in hafızalardaki, algıdaki yerini fiziksel anlamda da realiteye dökmemiz lazım. Bizim vizyonumuz bu. Edremit safiye yeri ise safiye yeri, yeşilliği, spor alanı sosyal tesisleri ile Edremit’i kafalardaki haline geri döndüreceğiz. Tabi onun modelini yöntemlerle ve araçlar kullanarak yapacağız. Birincisi bu. İkincisi Edremit’e sahil bandı projesi yapacağız. Bu sahil bandı projesi içerisinde her türlü sportif faaliyetleri, plajın, oturma alanlarının, yaşam alanlarının, spor alanlarının yapılacağı imkanlar. Su sporlarının daha aktif kullanılacağı, insanlara daha hizmet edebileceği bir Edremit. Sadece Gençlik ve Spor Hizmetleri İl Müdürlüğüne ait olan su sporları değildi herkesin faydalanacağı bir sahil bandı yapacağız. Bunu da yaparken Edremit’in yeşilliğini koruyarak ağaç rolevelerini çıkartarak, imarını ve hazine arazilerinden oluşmuş olan rantı ortadan kaldırarak oluşturacağımız bir Edremit. Halihazırdaki işgallerin özellikle hazine arazisi üzerinde yani ilk etapta ben şahsın kendisine ait olup imara aykırı uygulamaları şu anda herhangi bir müdahale yapmayı düşünmüyorum. Özellikle Edremit’e bir şey katıyorsa. Onun haricinde şamran kanalının ve Edremit’in içerisindeki bu yürüyüş alanlarının, spor alanlarının yeşille ve geleneksel dokuyla beraber korunması. Bu Engil Çayının Van Gölü’ne döküldüğü lagünün turizme dahil edilmesi. Buralara yapılacak sosyal donatı alanlarıyla, parklarla, piknik alanlarıyla buraya ve bu karayollarına yakın uygun olabilecek herhangi bir yere yapacağımız at çiftlikleri bir veya iki tana yaparız. Çok ciddi maliyetler değil bunlar. Basit maliyetlerle insanlara sosyal faaliyetler üretebiliriz. TOKİ’lerdeki insanların daha rahat ve ucuz alışveriş yapabilmeleri için market zincirlerini getirmeyi düşünüyoruz. Yine bu TOKİ’ler bölgesinde belirleceğimiz yerlere açacağımız kafeler ve restoranlarla oradaki insanımıza bir daha müstakil bir alan oluşturmak istiyoruz. Onları Van’a zorunlu kılmak mahkum etmek istemiyoruz. Eşiyle bir kafeye gitmek için 20 kilometre uzağa gitmesi gerekmez. Kız Kalesi için yine farklı projelerimiz var. Biz hiçbir zaman çözemeyeceğimiz ve yapacağımız işleri yapıyoruz demeyeceğiz. Bizim öncekilerden farkımız olsun. Genele dair bir sert yorum yapmış olmayalım. Bir diğer projelerimiz arasında ise taziye evleri TOKİ’lerde hiç taziye evleri yok. Bununla ilgili dört tane taziye evi yapmayı planlıyoruz. Yazın inşallah bunları yapacağız” dedi.
“Onlar on kere koparsalar ben on kere yapacağım”
Park çalışmalarının olduğunu ifade eden Çiçekli, “TOKİ’lerde park var amma Süphan, Şabaniye ve Fırat mahallelerinde doğru düzgün park yok. İnsanlar orada parkları bozuyor, salıncakları söküyor alıyor götürüyor diye yatırım yapamıyor. Beş kere koparsınlar beş kere yapacağım yapacağım. On kere koparsınlar on kere yapacağım. Ne zaman ki artık park kültürünü oturtturacağım o zamana kadar ısrarla devam edeceğiz. Fırat ve Şabaniye mahallesi arasında yeni bir aile hekimlerinin kullanacağı Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışması yaptık. Bahara inşallah orayı dahil edeceğiz. Belediyemizin bir binası vardı Eminpaşa mahallesinde orayı da ASM olarak planladık. Dün Halk Sağlığı Müdürümüz de görüştük onu da inşallah bir ay içerisinde faaliyete başlar. Oraya da dört aile hekimi koyacağız” dedi.
“Merkezi idarenin hizmetleri ile yerel yönetimin hizmetlerini birleştireceğiz”
Merkezi idarenin hizmetleri ile yerel yönetimin hizmetlerini birleştireceklerini ifade den Çiçekli, “Hizmetleri tek çatı altında insanlara olabildiğince az maliyetle sunma gayretinde olacağız. Mesela camilerimiz temizlenmiyordu. Böyle bir sıkıntı vardı. İlk işimiz camilerimizi temizliyoruz. Düşünün ki bütün Türkiye’de camileri belediyeleri temizliyor, burada camili temizlenmiyor. Belediyenin umurunda değil camiler. Zihniyet meselesi işte. Taziye evini önemsemeyen, camii önemsemeyen adamla buradaki milletin nasıl dokusu uyuşacak. Onu da işte kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Edremit merkezdeki sahil kenarındaki taş bina İnşallah belediye ve kaymakamlık hizmetlerinde kullanacağız. Girişteki bir boşluğu var, onu sergi salonu olarak kullanmak istiyoruz ve özellikle bu okullarımızda veya farklı faaliyetlerde sergi amaçlı olarak kullanmak istiyoruz. Ona da hizmetlerinden dolayı bu binayı yapmasından dolayı rahmetli belediye başkanı İlhami İlhan’ın ismini vermek istiyoruz. Kim ki bu coğrafyaya hizmet etmiş biz onu hayırla yâd edeceğiz. Onun adını da “İlhami İlhan Sergi Salonu” olarak vermek istiyoruz. Şimdilik düşüncemiz bu” dedi.
“İnsanlarla bol bol diyalog halindeyiz”
Bir diğer projelerinden biri ise camilerde imamların da desteğiyle başlatmış oldukları “akşamları çorba bizden” sloganı ile sohbetlerinin oluğunun altını çizen Çiçekli, “Gençlerimiz, çocuklarımız, yetişkinlerimiz akşam sohbetlerimiz var. İlk çorbayı biz verdik. Artık çorbayı vatandaşlar kendileri veriyor. İnsanlarla bol bol diyalog halindeyiz. Fiziksel anlamda biraz yoruluyoruz. Hatta bu görev bize verildikten sonra hanımla çocuğumu yanıma çağırdım dedim ki bana üç ay hakkınızı helal edeceksiniz. Ama o üç ay sanki bitmeyecekmiş gibi geliyor bana. Hükümetimizin isteğiyle bizi Üsküdar Belediyesi kardeş belediye yaptı. Üsküdar belediyesinden bir ekip geçen hafta buraya gelerek üç gün çalışma yaptı. İmar ve teknik kadrosu ise 5 gün buraya gelerek çalışma yaptı ve belediyenin fotoğrafını çıkarttılar bize. Ayriyeten Ankara Büyükşehir Belediyesinin bize çok büyük destekler oldu bize. Babanın oğluna vermeyeceği yardımları Ankara Büyükşehir Belediyesi bize verdi” dedi.
“Karne töreninde 37 bin öğrenciye hediye vermeyi amaçlıyoruz”
Bugün okulların karne töreni olduğunu ifade eden Çiçekli, “Bu karne töreni kapsamında bütün çocuklarımıza çeşitli hediyelerimiz var. Yaklaşık 37 bin öğrencimiz var, bunların hepsine çeşitli vermeyi düşünüyoruz. 10 okula palyaço gönderiyoruz. Bu 10 okula öğrencilere dağıtılmak üzere pamuk şekeri gönderiyoruz. Yarıyıl tatilinde 400 öğrenci her birine kayak malzemesi giydirerek Abalı Kayak Merkezinde bir gün misafir edeceğiz. Yine bin 500 öğrencimizi sinemaya göndereceğiz. Bu öğrencilerimizde özellikle yaramaz olanların öğrenciler. Biliyorsunuz tiyatromuz açıldı. Bir o kadar da öğrenciyi çocuk oyunlarını izlemek için tiyatroya göndereceğiz. Üç aylar ve Ramazan etkinliklerimiz olacak. Sağ olsun Üsküdar Belediyemiz buraya gelecek, biliyorsunuz Üsküdar’ın Ramazan etkinlikleri meşurdur. Bize bütün o sistemi kuracak ve etkinliklerini yürütecekler” dedi.
“İnsanların bana Allah razı olsun demeleri yeter”
Burada kalacağı süre içerisinde hiçbir beklentisinin olmadığını ifade eden Çiçekli, “Şunu baştan söyleyeyim. Eğer 2 sene sonra burada durursam ömrümüz vefa ederse yerel seçimde vatandaşımız kimi uygun görürse onu seçecek görevi ona teslim edeceğiz. Ve benim tek bir gram buradan beklentim olmaksızın bir arzum, bir siyasi ikbalim ve herhangi bir beklentim olmaksızın o sende bırakıp gideceğim. Buradan tek bir beklentim olacak buradaki insanların bana Allah razı olsun demeleri. Bunu altını çizerek söylüyorum başka bir beklentim yok. Bundan sonra büyükşehir, milletvekili ve farklı bir beklentim kesinlikle yok. Beni buradan gönderirlerse sadece bakanlıktan talebim beni buradan başka yere gönderdiğinde bu yorgunluğun üzerinde dinleneceğim güneye bir yere verin diyeceğim” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Karın ağrısıyla geldiği hastanede, 8 saatlik ameliyatla hayata tutundu 52 yaşındaki Aytunç Demirtaş, karnında hissettiği şiddetli ağrı nedeniyle Biruni Üniversite Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan tomografi çekiminde saatlerin, hatta dakikaların bile önemli olduğu aort damarında içten yırtılma tespit edildi. Şah damarında, bacak damarında, kalp damarlarından birinde ve aort kapağında da sorun olduğu anlaşılan Demirtaş, 8 saat süren komplike bir ameliyat sonucu sağlığına kavuştu. İstanbul’da yaşayan 52 yaşındaki Aytunç Demirtaş, 5 ay önce karnında hissettiği şiddetli ağrı nedeniyle hastaneye başvurdu. İlk gittiği hastanede yapılan tetkiklerde herhangi bir bulguya rastlanmadığı için kendisine “Sonuçlarınızla birlikte birkaç gün sonra tekrar gelin” dendi. Demirtaş, hem ağrının şiddeti, hem de sağ tarafında başlayan uyuşukluk nedeniyle başka bir hastaneye gitmeye karar verdi. Demirtaş, Biruni Üniversite Hastanesi’nde acil servise başvurdu. Burada yapılan tomografi çekiminde aort damarında yırtılma, şah damarında pıhtı, kalp damarında ise tıkanıklık tespit edildi. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Uğurlucan ve ekibi tarafından acil ameliyata alınan Demirtaş, 8 saat süren komplike bir ameliyat geçirdi. Uğurlucan, aort yırtılması durumunda saatlerin hatta dakikaların bile risk açısından çok önemli olduğunu söylerken, Demirtaş ise “İlk hastanenin dediğini yapsaydım eğer, haberlerde duyduğumuz gibi, ‘bir şeyin yok denildi evine gitti, sabah öldü’ denilen haberlerdeki kişi olacaktım” dedi. “Karın ağrısı dikkate alınmalı, geçen saatler ölüm riskini arttırıyor” Aort yırtılmasının tipik belirtilerinden biri olan karın ağrısının her zaman görülmeyebileceğini belirten Prof. Dr. Murat Uğurlucan, ağrının her zaman dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Uğurlucan acil müdahalelerle başlayan ve başarılı bir şekilde sonuçlanan Aytunç Bey’in süreci hakkında, “Hastamız acil servisimize çok şiddetli karın ağrısı şikayetiyle başvurmuştu. Yapılan tetkiklerde aort damarında diseksiyon dediğimiz içten yırtılma, katmanların ayrılması hadisesini tespit ettik. Aortun içten yırtılması olayı gelişen hastalarda genellikle göğüste ya da sırtta bıçak batması tarzı ağrı olur. Nadiren de olsa çok şiddetli karın ağrısıyla da karşılaşabiliriz. Saatler hatta dakikalar içinde müdahale edilmezse bu hastalık ölümcül olabilir. Hatta her geçen saat bu hastalıkta %1-3 arasında ölüm ihtimalini arttıracaktır. Aytunç Bey’in şikâyetleri öğleden sonra 14.00’da civarı başlamıştı. Bizim hastamızı görmemiz akşam saat 22.00’dı. Üzerinden yaklaşık 8 saat geçmişti ki bu da yaklaşık %25 oranında ölüm riski demekti. Risk faktörleri minimum seviyede olan ve kalp damarlarına baypas geçirecek Aytunç Bey ile aynı özelliklerdeki bir hastanın riskinin %1-3 oranında olduğunu düşünürsek, Aytunç Bey için bu risk hemen hemen 25 kat daha yüksekti. Bunun dışında Aytunç Bey’de ek olarak başka bulgular da tespit ettik. Mesela bir ayağı çok soğuktu. Muayene esnasında ayağına giden atar damar nabzının elimize gelmediğini gördük. Aortun içten yırtılmaları durumunda kapanıp açılan nabızlar ile sıklıkla karşılaşılabilir. Büyük ihtimalle aorttun içten yırtıldığı bölüm sağ bacağındaki damarı da etkilemişti ve oraya yeterince kan gitmiyordu. Bunların teşhisi için acil servisteki arkadaşlar tomografi çekmişlerdi. Enteresan bir diğer bulgu da sol tarafındaki şah damarında hem yırtılma vardı hem de damarın içinde pıhtılar oluşmuştu. Yani durum daha da ciddiydi” dedi. “Ameliyatı riskli hale getiren başka sorunlarla da karşılaştık” Aytunç Bey’in yapılan tetikler sonucunda acil olarak ameliyata hazırlandığını söyleyen Uğurlucan, aynı zamanda ameliyat ile ilgili de, “Hazırlıkların tamamlanıp ameliyata başlamamız gece 00.00’ı buldu. Bu ameliyatın açık kalp ameliyatı şartlarında yapılması gerekiyor. Hastayı kalp akciğer makinesine bağladıktan sonra kalbini durdurduk. Ameliyat esnasından bir de aort kapağının da bozuk olduğunu tespit ettik. Kalbin sağ tarafını besleyen sağ kalp damarında da yırtılma ve tıkanıklık vardı. Bu durumlar olayın riskini daha da arttırıyordu. Aytunç Bey’in aort kapağını değiştirdik, kalbin sağ tarafındaki damara-sağ koroner arterine bacaktan çıkardığımız damarla baypas yaptık. Yırtılmış olan aort damarının genişlemiş ve bozulmuş kısmını suni damar ile değiştirdik. Yine soldaki etkilenmiş olan şah damarını başka bir suni damar ile değiştirdik. Ayrıca bir kasığından diğer kasığına da baypas yaptık ki sağ bacağında az olan kan akımını artırabilelim. Böylelikle başarılı kombine bir ameliyat yapmış olduk. Ameliyat yaklaşık 7-8 saat sürdü. Sorunsuz bir şekilde yoğun bakıma çıkardık. Yoğun bakım takibimiz 2 gün sürdü, hastamızda herhangi bir problem ile karşılaşmadık. Servise aldıktan 6 gün sonra da Aytunç Bey’i taburcu ettik” diye konuştu. “En büyük sebep tansiyondur” Aort damarında yırtılmaya sebep olan en büyük sorunun genelde yüksek tansiyon olduğunu da hatırlatan Uğurlucan, “Ani tansiyon yükselmelerinde veya uzun süre tansiyon hastalığı olan insanlarda bu rahatsızlıkla karşılaşabiliyoruz. Ayrıca aort damarında genişleme olan insanlarda aortun içten yırtılma hadisesi daha sık olarak görülebilir. Bunun dışında kalp ve damar hastalıkları ile ilgili bilinen risk faktörleri bu hastalık için geçerli ama en önemli sebepleri, yüksek tansiyon ve aortun genişlemesidir. 21. yüzyıldayız. Kalp ve damar hastalıkları artık tedavi edilebilir hastalıklar. O yüzden düzenli kontrollerimizin yapılması, risk faktörlerimiz varsa önlemler alınması, spor yapılması ve sigaradan uzak durulması çok önemli” diyerek sözlerini sonlandırdı. “Etrafımdakiler ‘gaz’ dedi, ilk hastane de ‘evine git sonra gel’ dedi. İyi ki dinlemedim” Yaşadığı şiddetli ağrının kendisini tetiklediğini ve ne etrafındakileri ne de ilk hastaneden söylenenleri dikkate almadığı için şanslı olduğunu söyleyen Demirtaş başından geçenler hakkında şöyle konuştu: “Karın kısmıma çok şiddetli yani tahmin edilebilecek şiddetten daha yüksek bir ağrı saplandı. Etrafımdaki insanlar ağrının gaz olabileceğini söylediler ama ben daha farklı ve yüksek bir ağrı hissettiğim için doktora gitmeye karar verdim. Hafta sonu olduğu için özel bir hastanenin acil servisinden giriş yaptım. Yalnız yaptıkları tetikler ve muayene sonucunda hiçbir şey bulamadılar ve ‘Pazartesi günü sonuçlarla birlikte tekrar gelirsin’ diyerek beni eve göndermek istediler. Yalnız ağrının dışında sağ tarafımda uyuşma da başladığı için ben eve gitmedim ve Biruni Üniversite Hastanesi’ne geldim. Burada yine tetkikler yapıldı, tomografi çekildi ve hemn aort damarımla ilgili bir sorun olduğunu anladılar. Riskli bir durum ile karşı karşıya kaldığımız için de Murat doktorumuz acil olarak geldi ve hemen, acilen ameliyat oldum. İyi ki de ilk gittiğim hastaneyi dinlememişim. Yoksa belki de haberlerde duyduğumuz gibi ‘Bir şeyin yok eve git denildi, sabah öldü’ haberlerindeki kişi ben olacaktım. Ameliyat sonrası da iyileşme sürecim gayet iyi oldu. Çünkü ben bu yaşıma kadar kendime çok iyi baktım ve sporumu hiç aksatmadım. O yüzden hem ameliyatımın daha başarılı geçtiği hem de iyileşme sürecim. 1 ay sonunda da normal hayatıma olduğu gibi devam ettim. Herkese de kendisine iyi bakmasını ve sporu önemle tavsiye ediyorum.”
Hakkari Hakkari’de vatandaşlar çinko ve kurşun madenine karşı eylem başlattı Hakkari’nin Kavaklı köyünde 2007’den beri devam eden maden çalışma faaliyetlerine karşı köy sakinleri eylem başlattı.Hakkari il merkezine 50 kilometre mesafede bulunan ve bölgedeki çatışmalı süreçten kaynaklı 1995 yılında boşaltılan Kavaklı köyü halkı, 2007 yılında Karakaya Maden ile Sedex Resources Maden şirketlerinin başlattığı çinko ve kurşun madeni çalışmalarını durdurmak amacıyla Hakkari, Van ve Yüksekova’da yaşayan yüz kişilik bir grupla maden sahasına giderek eylem başlattı.Şine Köprüsü’nde nöbet tutan askerlerden izin alarak maden sahasının olduğu vadiye yürüyen grup, maden galerilerinin olduğu bölgede basın açıklaması yaptı. Maden şirketi sahipleriyle görüşmek isteyen köylüler, jandarmanın kontrolünde firma yetkililerinden iki kişi ile görüşme yaptı. Köylüler, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine nöbet eylemi başlattı. İlk nöbeti köy sakinlerinden oluşan 40 kişilik grup tuttu.“Maden çalışmaları derhal durdurulmalı”Kavaklı köyü halk adına açıklamayı okuyan Salih Kurt, yapılan maden çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını söyledi. Kurt, “Köyümüzün mera alanlarında bulunan maden ocağı 18 yıldır çevreye ve köylülerin yaşam alanlarına ciddi zararlar vermektedir. Maden çalışmaları nedeniyle topraklarımız kirlendi ve verimliliğini kaybetti. Su kaynaklarımız zehirlendi ve içilmez hale geldi. Hava kirliliği arttı ve solunum problemlerine yol açtı. Hayvanlarımızın otlanma alanları tahrip edildi. Köyümüzün doğal güzelliği bozuldu. Bu sorunlara rağmen maden çalışmaları durdurulmak yerine aralıksız devam etmektedir. Köylüler olarak defalarca yetkilere başvurmamıza rağmen sorunumuza çözüm bulunamadı. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Köyümüzün ve gelecek nesillerin haklarını korumak için maden çalışmalarının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Köy halkı olarak Kavaklı köyü mera alanlarında bulunan maden ocağının faaliyeti derhal durdurulsun. Maden ocağının çevreye verdiği zararlar tazmin edilsin. Köylülerin yaşam alanları eski hale getirilerek maden faaliyetinin bıraktığı tahribat ortadan kaldırsın. Bölgede yeniden ağaçlandırma yapılsın” ifadelerini kullandı.Köylüler, maden ocağı önünde dönüşümlü nöbet eylemi başlatırken, jandarma da bölgede önlemlerini arttırdı.
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.