GENEL - 19 Ağustos 2018 Pazar 16:24

‘Kırmızı Düdük’ çaldı, babası kemer taktı

A
A
A
‘Kırmızı Düdük’ çaldı, babası kemer taktı

VAN (İHA) – Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Kurban Bayramı öncesi başlatılan ’Kırmızı Düdük’ uygulaması sırasında bir sürücü, kızının polislerden aldığı düdüğü çalmasıyla emniyet kemerini takarak yola devam etti.

VAN (İHA) – Van Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Kurban Bayramı öncesi başlatılan ’Kırmızı Düdük’ uygulaması sırasında bir sürücü, kızının polislerden aldığı düdüğü çalmasıyla emniyet kemerini takarak yola devam etti.


Emniyet Genel Müdürlüğünce bu bayram başlatılan ’Kırmızı Düdük’ projesi kapsamında, uygulama noktalarında trafik polisleri tarafından çocuklara düdük dağıtıldı. Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla yollarda oluşabilecek trafik kazalarının önlenmesi amacıyla başlatılan proje kapsamında Van Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler de Van-Bitlis karayolu üzerindeki DSİ Genel Müdürlüğü önünde uygulama yaptı. Van Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürü Tanju Özmen’in de katıldığı uygulama kapsamında araçlar durdurularak içerisindeki çocuklara kırmızı düdük dağıtıldı.



Kemer takmayan babaya kırmızı düdük


Van’dan Bitlis istikametine giden bir aracı durduran Trafik Şube Müdürü Tanju Özmen, sürücüyü kemer takması konusunda uyardıktan sonra araçtaki çocuklara düdük vererek bilgilendirdi. Yapılan bilgilendirmenin ardından araçtaki kız çocuğu, uzun uzun kırmızı düdük çalarak babasının emniyet kemerini takmasını sağladı. Uygulamayı olumlu bulan sürücü, kemerini taktıktan sonra yoluna devam etti.



"Çocuklarımız geleceğimizin şoförleridir”


İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün başlatmış olduğu ‘Kırmızı Düdük’ projesi kapsamında uygulama yaptıklarını ifade eden Tanju Özmen, “Amacımız, hata yapan sürücülerin, araç içerisinde bulunan çocuklarımız tarafından uyarılmasıdır. Emniyet kemeri takmadığında, hız ihlali yaptığında ve kırmızı ışıkta geçtiğinde, özellikle bizim yerimize bunlar kendi anne ve babasını veya aracı kullanan kişiyi kendilerine hediye ettiğimiz kırmızı düdükleri çalarak uyarmalarıdır. Ta ki sürücü emniyet kemerini takıp, hızını normal şartlara getirene kadar. Çocuklarımız geleceğimizin şoförleridir. Şu anda kendilerine bu alışkanlığı kazandırdığımız takdirde, inşallah ileride trafik polisine ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz” dedi.



“Kazalarda ölü ve yaralı sayısı her geçen yıl azalmıştır”


Müdür Özmen, yapılan uygulamalar sayesinde Van’da meydana gelen ölümlü kazaların büyük çoğunluğunun şehir dışından kente gelişlerde olduğunu belirterek, “Araç sürücüsünün yorgunluğunun ve hızının etkin olduğu görülmektedir. Şehir içinde meydana gelen kazalarda ise daha çok yayaya çarpma şeklinde olduğu, bu kazaların da il merkezini çevre ilçelerimize bağlayan yollarda hızlı araç kullanmakla olduğu görülmüştür. Bu tespitler doğrultusunda trafik ekiplerimiz, sürücüleri tespit etmek amacıyla takometre kontrolü ve trafik akışını yavaşlatmak amacıyla da radarlı hız denetimine ağırlık vermiş. Yoğun yapılan çalışmalar neticesinde trafik kazalarında ölü ve yaralı sayıları her geçen yıl azalmıştır. 2015 yılında meydana gelen kazalarda 55 vatandaşımız ölmüş, 827 vatandaşımız yaralanmış olmasına rağmen 2016 yılında ölü sayısı 34’e, yaralı sayısı 734’e düşmüş. 2017 yılında ise ölü sayısı 16’ya, yaralı sayısı 704’e kadar inmiş. 2018 yılında bu sayıları daha da aşağı indirmek amacıyla stratejik plan dahilinde trafik uygulamalarımız devam edecektir. Bugünün çocuklarının yarının şoförleri olduğunun bilinciyle yıl içerisinde çocuklarımıza yönelik trafik eğitimlerimiz devam edecektir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul BTM girişimi Almanya’dan yatırım aldı Otomotiv endüstrisinde kalite kontrolü yapay zeka destekli kameralarla sağlayan Academic Sight, otomasyon sektörünün önde gelen firmalarından Alman Robodex’ten yatırım aldı. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Academic Sight’a Almanya’dan yatırım geldi. Otomotiv endüstrisinde gerçekleştirilen manuel insan gözlemine dayalı kalite kontrol sistemlerini, yapay zeka ile insan gözleminden kamera gözlemine taşıyan program geliştiren Academic Sight’a Almanya’da otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Robodex firması yatırım yaptı. Yatırım tutarı hakkında bilgi verilmezken, Robodex ile gerçekleştirilen işbirliğinin, maddi yatırım ve Academic Sight’ın Almanya’da yeni bir marka oluşturmasını kapsadığına dikkat çekildi. Alınan yatırım hem maddi hem de ayni olarak gerçekleşeceğini belirten Academic Sight Kurucu Ortağı Bünyamin Bingöl de yaptığı açıklamada, “Ayni yatırım yeni marka oluşturulması ve Almanya’daki tüm operasyonel maliyetlerin karşılanmasını kapsıyor. Bu işbirliği sayesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki varlığımızı güçlendirecek ve yapay zeka destekli dijital dönüşüm teknolojileri alanında daha fazla firmaya ulaşabileceğiz. Bu yatırım hem Academic Sight’ın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası hem de Almanya’daki endüstriyel firmaların kalite kontrol süreçlerine dijital bir çözüm sunma imkanı oluşturuyor” dedi. BTM sayesinde birçok yatırımcı ulaştı BTM kapsamında daha fazla network ve iş olanağının kendilerine ulaştığını kaydeden Bingöl, “Bu kapsamda çok değerli görüşmeler sağladık ve işimizi tanıtma konusunda BTM’nin bize çok fazla desteği oldu. Almanya menşeili teknoloji firması Robodex ise vizyonumuzu ve potansiyelimizi tanıyarak bize önemli bir yatırım yaptı” diye konuştu. Academic Sight’ın geliştirdiği program, presten çıkan parçaların yüzeylerinde bulunan çizik, göçük ve yırtık gibi yüzey kaynaklı kalite kusurlarının insan gözüyle değil, yapay zeka destekli kameralarla tespit edilmesine olanak sağlıyor.
Sakarya SETA Genel Koordinatörü Duran: “Terörün tamamen biteceği bir sürece girdik” ’Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı olan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye ve Irak arasında yeni bir dönemin başlayacağına işaret etti. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı ‘Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen’in üstlendiği söyleşide; bölgesel bazlı yaşanan çatışma ve gerilimler, sürekli değişen dengeler, siyasi konjonktürdeki dalgalanmalar ve Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik müzakereler ile dış politikasındaki muhtemel rotalar konuşuldu. “Hem sert hem yumuşak güç” Dünyada belirsizlikler ve bir dizi krizle boğuşulan bir süreçten geçildiğini kaydeden Duran, “Özellikle pandemiden sonra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş durumu Batı ve Rusya arasındaki gerginliği artırdı. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin başta olmak üzere büyük güçler arasındaki rekabetler hızlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu yükselen güçler ise kendi inisiyatiflerini oluşturdu. Böyle bir dönemde çok sayıda kriz ve çok sayıda riskin olması, dünyadaki düzenin bozulmuş olmasının başlıca faktörleri. Dış krizlerle boğuşan ve aynı zamanda iç türbülanslara cevap vermeye çalışan Türkiye, dünyadaki değişeme de güçlü bir şekilde adapte oldu. Bundaki en önemli etken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğidir. Türkiye hızlı hareket edebildiği için krizlere etkili cevaplar verebiliyor. Bu durumu örnekleyecek olursak; Türkiye, Suriye ve Irak’ta tampon bölge oluşturdu. Yine Libya’da iç savaşı durduran askeri bir varlığı oldu. Somali’de Türkiye bir askeri varlık göstererek oranın istikrarına ve ticaretine katkı vermeye çalışıyor. Bu örnekleri ortaya koyduğumuzda şu görünüyor ki Türkiye sert gücünü ve yumuşak gücünü aynı anda kullanabilen bir ülke. Türk Hava Yolları, Yunus Emre Enstitüsü, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) gibi kuruluşlarıyla yumuşak gücünü de kullanıyor. Bu şekilde Türkiye ‘Akıllı Güç’ denilen bir konumu üretmeye çalışıyor” dedi. “PKK’yı bitirecek bir sürece girdik” İzleyicilerden gelen “Cumhurbaşkanı ile Savunma Bakanı Güler’in, yaz aylarında terörün biteceğine yönelik ifadelerini nasıl değerlendirebiliriz?” sorusunu cevaplayan Duran, “Türkiye 2016’dan sonra PKK’nın Suriye ve Irak’ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye’de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik. Özellikle Irak ve Suriye’deki askeri varlığımız ve operasyonlarımızla bu süreci destekledik. Bu sadece bizim çabamızla olacak bir şey değil. Biz 10-12 kilometrelik bir derinliğe girdik. 30-40 kilometre daha girmemiz gerekecek ama bu da yetmiyor. Çünkü biz girdikçe terör örgütü geri çekilerek konumlanıyor. Bu konuyla ilgili hem Bağdat hem Erbil ile görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerin sonucunda terör örgütünün ortadan kalkacağı bir düzlem oluşturulmak isteniyor. Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.
Van Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı eski günlerine kavuştu Van Gölü’ne dökülen Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eski günlerine döndü. Van Gölü’nü besleyen 102 derenin arasında bulunan Karasu Çayı, bu yıl yağışların bol olması nedeniyle eskisi gibi akmaya başladı. Birçok yabani kuşa ev sahipliği yapan çay, inci kefali göçünde önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan küresel ısınma sonucu kuruyan Karasu Çayı’nın bu yıl bol yağış almasıyla eski günlerine dönmesi uzmanları sevindirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan an YYÜ Su ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Ülkemizde özellikle 2020 yılından sonra yağışların azalmasına bağlı olarak çok ciddi kuraklık yaşadıklarını söyledi. Bu noktada Van Gölü havzasının kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü havzası kapalı bir havza. Dışarıdan hiçbir su girdisi yok. Son 4 yıldır yaz mevsimlerine geldiğimiz zamana kadar su debilerinde ciddi bir oranda üşüş yaşanıyordu. Bazı akarsular Van Gölü’ne ulaşmakta zorluk çekiyordu. Şuanda Karasu Sulak alanındayız. Bu havzasın suyla doluluğunu yıllardır hiç görmemiştik. Son kar yağışı ve yağmurla beraber akarsuyun taşması neticesinde tekrar burası suyla buluştu. Özellikle Karasu Çayı’nın debisinin düşük olması nedeniyle hemen etrafında birçok tarla oluştu. Fakat akarsu tekrardan taştı buraları geri aldı. Bizler akarsulara yakın yerlerde ne yaparsak yapalım akarsu bir gün kendisine ait olan yeri geri alacak. Şu anda bunu bariz bir şekilde görüyoruz. Akarsu yatakları suyla dolduğu zaman güzel. Hem balıklar için hem de etrafımızdaki birçok canlı için. Umut ediyoruz ki bu sene geçen yıllara göre suyun bolluğu bereketi devam eder" dedi.