GENEL - 18 Şubat 2018 Pazar 09:38

(Özel haber) Van Gölü’nde yaşayan inci kefali balığı tescillendi

A
A
A
(Özel haber) Van Gölü’nde yaşayan inci kefali balığı tescillendi

VAN (İHA) – Van Gölü’nde endemik bir tür olan inci kefali, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Tescil Komitesince tarafından tescillendi.

VAN (İHA) – Van Gölü’nde endemik bir tür olan inci kefali, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Tescil Komitesince tarafından tescillendi.


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Tescil Komitesince üç balık türü tescillendi. Hamsi ve kaya balığı ile birlikte inci kefali balığının da tescillenmesi Van’da olumlu tepkilere neden oldu. Komitenin tescile ilişkin kararları, Resmi Gazete’nin önceki günkü sayısında yayımlandı. Buna göre Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün hamsi, inci kefali ve doktor balık ya da kaya balığı olarak bilinen garra rufanın tescillenmesi için yaptığı başvuru sonuçlandırıldı. Hamsi yerel adıyla “Karadeniz hamsisi” olarak tescillenirken, balık “vücudunun sırt kısmı siyaha yakın yeşilimsi, karın kısmı gümüşi beyaz ve yan tarafları parlak” şeklinde tarif edildi. Karadeniz hamsisinin standart boyu dişilerde minimum 8, maksimum 10,72 santimetre, erkeklerde ise minimum 8, maksimum 9,22 santimetre olarak belirlendi. Komite, “doktor balık”, “yağlı balık”, “kaya balığı”, “Kangal balığı” ve “kırbaki” olarak bilinen garra rufa ile yayılım alanı Van Gölü havzası olan inci kefalini de tescilledi.


İnci kefalinin tescillenmesiyle ilgili İHA’ya açıklamalarda bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, “Şu anda Van Gölü’nde Van Gölü balıkçıları ile birlikteyiz. Burada yaklaşık 20-30 sene önce Van Gölü’ndeki inci kefali yalnızca Van’da yaşayan insanlar haberdardı. Hatta Milli Eğitim Bakanlığının kitaplarında bile Van Gölü’nde inci kefali yaşamaz yazıyordu. İnci kefali sadece Vanlıların bildiği bir değer. Fakat 1990’ların başında Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından başlatılan çalışmalar ile inci kefali yok olmaktan kurtarılarak bir dünya markası haline getirildi. Bu geldiğimiz gün itibariyle yapılan çalışmalarla beraber artık inci kefali Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın çalışmaları sonucunda bölgede 14 bin insanın geçimini sağladığı ve yıllık 12 milyon doları aşkın ciroya sahip bir değer oldu” dedi.



“İnci kefali balığı tescillendi”


İnci kefalinin yıllar içerisindeki bu yükselişinin halen devam ettiğini ifade eden Akkuş, “Bildiğiniz gibi 16 Şubat 2018 tarihi itibariyle sevindirici bir haber aldık. İnci kefali Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından üretilen veriler kullanılarak ülkemizde tescillenen üç balıktan birisi oldu. İnci kefali balığı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından tescillenmiş oldu. Ülkemizde üç balık tescil edildi. Bunlardan biri hamsi, diğeri ise doktor balık, diğer adıyla yağlı balık, diğeri ise inci kefali balığı. Bölgemiz adına, balık adına çok sevindirici bir haber” diye konuştu.



“Koruyamadığımız her bir değer yok olmaya mahkumdur”


Akkuş, “Van Gölü’nün bölge ekonomisine katkısı, değeri daha da yükselmiş olacak ve inci kefali balığı bu yükselişi daha da devam etmiş olacak. 16 Şubat itibariyle inci kefalinin tescillendiği Resmi Gazete’de yayınlandı. Artık inci kefali dünya markası olma yolunda çok önemli bir adım atmış oldu. İnci kefalinin tescillenmesi ne demek, neyi ifade ediyor. Bildiğiniz gibi artık şehirler olsun, ülkeler olsun sahip oldukları doğal ve yapay her türlü değeri tescil ediyorlar. Yani bu değerin kendilerine ait olduğunu onaylatarak, bu değer üzerinde elde ettikleri ekonomik katkıyı arttırıyorlar. İnci kefalinin tescillenmesi ile beraber inci kefalinin boyu Van Gölü havzasına ait olduğu, Van Gölü’ne ait olduğu bir kez daha onaylanıyor. Bu balığın tanıtımına ve korunmasına çok büyük bir katkı sağlıyor. Çünkü koruyamadığımız her bir değer yok olmaya mahkumdur. Bununla beraber artık inci kefalinin gerek ekoturizmin, gerekse bölge balıkçılığına katkısının daha da artmasını bekliyoruz. Artık inci kefali tescilli bir haldedir ve inci kefali ile ilgili yapılan koruma çalışmaları çok daha büyük bir önem arz etmektedir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.