GENEL - 14 Mart 2017 Salı 17:07

‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ toplantısı

A
A
A
‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ toplantısı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Van’ın geçmişten bu yana bütün yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık ve tarih merkezi olduğunu söyledi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Van’ın geçmişten bu yana bütün yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık ve tarih merkezi olduğunu söyledi.


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından ilk defa Van’da düzenlenen ‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ toplantısının kapanışına Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Van Valisi İbrahim Taşyapan, AK Parti milletvekilleri ile ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, MÜSİAD, TESK, TİM, TİSK, TÜPRAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ, TÜRKİYE KAMU-SEN, TÜRKONFED, TZOB genel başkanları, kurum amirleri ve davetliler katıldı. 12 ilde yapılacak toplantının Van’da yapılan ilkinin kapanışında konuşan Nihat Zeybekci, toplantının sonucunda Van’ın geleceğiyle ilgili önemli fikirlerin ortaya çıktığını belirterek, “Her şeyin başında huzur, güvenlik geliyor. Bu huzursuzluk dönemlerinde Türkiye’yi buradaki kardeşliğe, refaha kasteden dönemleri kuraklık dönemi olarak görüyorum. Burada aradığımız bütün tohumlar var. Kimse sadece tarıma, sanayiye ve hizmetlere talip olmuyor. Genellikle üçüne birden talip oluyor. Van geçmişten bu yana bütün yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık, tarih merkezidir. Şartlar normalleştiğinde bu coğrafya bir üniversiteler ve eğitim kenti olacak. Çevresinde ülkelerin rahatlıkla gelebileceği bir sağlık merkezi. Ticaret ve lojistik konusunda önemli bir merkez. Van Gölü çevresinde muhteşem bir tarım merkezi. Van bunlara mutlaka ulaşacaktır. Güneşin doğmasını engelleyemezsiniz. Birlik, beraberlik ve kardeşlik iklimi buralara mutlaka egemen olacaktır” dedi.


Van’ın yaş ortalamasının 20 civarında olduğunu da ifade eden Zeybekci, “Bu genç nüfus işsiz. Bunları geleceğe bağlayan enstrümanları üretmeyiz. Cazibe merkezleri bunun için çok önemli bir program. Bu cazibe merkezleri programında AK Parti hükümeti olarak en büyük risklerden birini alıyoruz. Taşıma desteği veriyoruz. Batıdaki illerden Van’a fabrikasını taşıyanlara destek veriyoruz. Bununla çok büyük hareketlenmelerin olduğunu göreceğiz. Birileri bunun devam etmemesini, olmamasını istiyor. Van’ı kendine kapatmak istediler. Van’ın önde gelen ticaret erbabından Van’ı terk etmelerini istediler. Huzur gelmesin, mutluluk olmasın, insanlar birlik beraberlik paylaşmasın istiyorlar. Halbuki bunları sağladıktan sonra görüşebildiğimiz bütün sorunlar çözülür. O anlamda bu tarz faaliyetler çok önemli. Bunlar devam etmeli. Ardından bir daha gelerek verilen desteklerle ilgili tek tek çağrılalım ve kentteki tüm kesimlerle bir araya gelelim. Verdiğimiz çok büyük destekler var. Van bir turizm merkezi olacak. Etrafındaki belki 30 milyonluk nüfusun cazibe merkezi olacak. Bunları sağladığımızda bütün sorunlarımız çözülmüş olacak. Biz Türkiye’ye, Van’a inanıyoruz. Güneş AK Parti ile doğudan doğmaya başladı ve böyle devam edecek” şeklide konuştu.


Bakan Tüfenkci ise toplantıda çıkan sonuçların Van’ın geleceği için umutlu olduğunu belirterek, “Hükümetimiz güvenliği sağladıktan sonra bölgedeki illerin kalkınmasına adım atacak cazibe merkezleri programının tamamen uygulanması durumunda özellikle Van’ın bu noktada kazançlı çıkacağı görünüyordu. Van ile ilgili beklentilerde ilk 3 sırada ne olsun istendiğinde, birinci sırada güvenliğin sağlanması, ikinci sırada sınır ticaretinin gelişmesi ve yaygınlaşması ortaya çıktı. Doğru bir tespit. Bu potansiyeli kullanmak lazım. Bununla ilgili adımları atıyoruz. Kapıköy Sınır Kapısı’nın modernize edilmesi noktasında çalışmamız var. Van Gölü’nün turizme açılması noktası çok önemli. Van’ın güler yüzünü, şirin yüzünü ve doğasını dünyaya göstermenin zamanının geldiğini gösteriyor. İnsanların burada başkalarına Van’a yaşamayı tavsiye eder misiniz sorusuna evet çıkması, kentin yaşanabilir bir yer olduğunu ve burada mutlu olduğunu, dışarıya açık olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bütün bunların olması için bizim birlik beraberliğimizi kaybetmeden, ötekileştirmeden ve coğrafyanın kıymetini bilerek, buranın esasında Anadolu’yu Müslümanlaştırma noktasında önemli görev ifa etmesini bilerek, buralara sahip çıkmamız gerektiğini ortaya koymamız lazım. Burada bulunan iş adamlarımız da STK’lar da birinci önceliği güvenliğe veriyorlar. Güvenliğin, adaletin olmadığı yerde ne üretim olur ne huzur olur. İnşallah bu bilinçle Türkiye’nin 16 Nisan’da daha güçlü olması için, istikrarı yakalayabilmesi için bu ülkenin kolay manipüle edilmesinden kurtulabilmemiz için güven ve istikrarın yapılandığı bir yönetimi oluşturmamız lazım. Biz istiyoruz ki tek vatan, tek millet, tek devlet ve tek bayrak altında güçlü şekilde kardeşçe buralarda yaşayalım” ifadelerini kullandı.


Yapılan konuşmanın ardından toplantı sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.